Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/7 E. 2021/1047 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : …
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının takibe itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de, davalı yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davacının davaya dayanak takip talebinde, çek kanuni karşılıklarının ödenmesinden kaynaklı talep gibi açıklansa da 11.700,00 TL’lik tazmin edilmiş teminat mektubu bedellerinin muaccel alacak kapsamında bulunduğu, takipte alacak olarak bildirildiği ve talep edildiği, bundan ayrı yapılan masraf tutarının ve işleyen komisyon bedeli dahil toplam 31.764,33 TL’nin davacı banka tarafından davalıdan faiziyle birlikte talep edilebileceği, depo talebi kapsamında davalı kefilin tazmin edilen teminat mektubu bedeli kadarını davacı banka hesabına depo etmesinin dava tarihinden sonra alacak kapsamında yerinde görülerek takip talebindeki davacının isteğine bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 31.764,33 TL asıl alacak ve 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %20,50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine, riski gerçekleşen depo talebi isteğinden 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 6.473,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın depo talebine esas bedelin davalı kefil yönünden takip dışı bırakılmasının yerinde olmadığını, davaya konu alacağın herhangi bir teminatla garanti altına alınmadığını, davalının davaya cevap vermediğini, davalı adına savunma geliştirilmesinin yerinde olmadığını, davalı kefilin asıl borçlunun doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ve depo talebinden sorumlu olduğunu, davalının asıl borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olduğunu, teminat mektubu bedellerinin tazmin edildiğini, kök ve ek raporda yapılan tespitlerin hatalı olduğunu, kararda nakit alacak yönünden takibin devamına denildikten sonra depodan nakde dönüşen bedelin davalıdan tahsili şeklinde hüküm kurulduğunu, davalı kefile yönelik işlemlerin hangi bedel üzerinden devam edeceğinin açık olmadığına, asıl borçlu yönünden takibin hangi miktar üzerinden devam edeceğinin kararda belirtilmediğine, davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarına itibar etmelidir. Anayasanın 141/III. maddesi hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da inceleme sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, kanun yolu incelemesi kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Dava konusu icra takip talebinde toplam 32.645,00 TL nakit alacağın ödenmesi, 80.085,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek 31.764,33 TL asıl alacak, 605,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.369,33 TL’ye yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, riski gerçekleşen depo talebi isteğinden 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Mahkeme hüküm kısmında fazlaya ilişkin nakit ve gayri nakit alacağın reddedildiği belirtilmiş ise de, karar gerekçesinde nakde dönüşen teminat mektubu bedeli dışında kalan bakiye 41.687,34 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebinden davalı kefilin hangi gerekçelerle sorumlu olmadığı hususu açıklanmamıştır. Bir başka anlatımla reddedilen gayri nakit alacak yönünden mahkeme kararı gerekçesizdir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir.
Davacı yan dava dilekçesinde nakdi ve gayrı nakdi alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Bir başka anlatımla davacının dava dilekçesinde icra takibi dışında, nakde dönüşen gayri nakti alacağın ayrıca tahsil edilmesi yönünde bir talebi bulunmamaktadır. Mahkemece ise, takip tarihinden sonra nakde dönüşen 38.397,66 TL gayrinakit alacak yönünden davalının sorumlu olduğu belirtilerek 38.397,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu durum itirazın iptali kararının sonucu olan takip dolasıyla gayri nakit alacağın tazmin edilmesi halinde tahsil kararından ayrı bağımsız bir tahsil kararı niteliğini taşımakla HMK’nun 26. maddesi uyarınca talep aşımı niteliğinde olduğu gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğundan re’sen gözetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih ve….Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.