Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/687 E. 2021/731 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI : …..
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/06/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait kasko sigortalı aracın davalının sevk ve idaresinde bulunan araç ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, müvekkilinin hasar bedelini sigortalıya ödediğini, ödenen hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın ZMMS poliçesinin bulunduğunu, davacının iddia ettiği zararın ZMMS poliçesinden karşılanması gerektiğini, müvekkili aleyhine takip yapılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava açıldıktan sonra dava konusu icra dosyasına dava dışı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı, davanın konusuz kaldığı, dava konusu trafik kazasında davalının %75 oranında kusurlu olduğu, dava değeri olan 7.219,32 TL alacak yönünden davalının kusuruna isabet eden miktar gözetilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alındığı gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortalı araçdaki toplam 8.671,43 TL hasar bedelinin ödendiğini, davalıya rücu işlemlerinin %75 kusur oranı üzerinden hesaplama yapılarak müvekkili tarafından 6.503,57 TL üzerinden başlatıldığını, mahkemece talep gibi davalının %75 kusurlu olduğu tespit edildiği halde toplam hasar bedeli 6.503,57 TL gibi değerlendirilerek müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve arabulucu masrafına hükmedildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti ve arabulucu masrafları yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kasko sigortalı araç ruhsatı, ekspertiz raporu, Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün….sayılı icra takip dosyası, kasko sigorta poliçesi, davacı tarafından sigortalıya yapılan ödemeye ilişkin banka dekontları, sigortalı araç hasar faturası, kaza tespit tutanağı, davacı tarafından dava tarihinden önce davalıya yapılan bildirim dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.503,57 TL asıl alacak, 715,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.219,32 TL’nin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük itiraz süresi içerisinde 25/12/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının itirazın davacı alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan kasko sigortalı aracın davalının sevk ve idaresindeki aracı ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinden kusuru oranında davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı aracının ZMMS sigorta poliçe şirketi tarafından icra takibine konu borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu aracın davalının sevk ve idaresindeki aracı ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığı, hasar bedelinin davacı tarafından sigortalıya ödendiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sigortalı aracın uğradığı hasarda davalının kusurlu olup olmadığı, sigortalı araçta oluşan hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, davalının sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle davacının yaptığı ödemeden sorumlu bulunup bulunmadığı, davalının takibe itirazının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı aleyhine hüküm altına alınan arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretine yöneliktir.
Dava konusu icra takibine konu borç yargılama aşamasında davalı aracının dava dışı ZMMS poliçe şirketi tarafından yapılan ödeme ile sona ermiştir. Bu durumda dava konusuz kalacağından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davadaki haklılık durumuna göre hüküm altına alınması gerekir.
Davacı vekili 25/01/2021 tarihli celsede alacağın kalmadığını, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece sigortalı araç ile davalı aracının karıştığı trafik kazasında sigortalının %25, davalı sürücünün ise %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davalı yanın anılan kusur oranına yönelik herhangi bir istinaf başvurusu bulunmadığı gibi istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin de tespit edilen kusur oranlarına yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla meydana gelen kazada sigortalının %25, davalı sürücünün ise %75 oranında kusurlu olduğu hususu kesinleşmiştir.
Dosya içerisinde yer alan ödeme dekontlarından davacının sigortalıya hasar nedeniyle 20/05/2019 tarihinde 8.577,03 TL, 20/05/2019 tarihinde 94,40 TL olmak üzere toplam 8.671,43 TL ödediği anlaşılmıştır.

Davacı yan dava ve dava konusu icra takip tarihinden önce 12/09/2019 tarihli ödeme yazısını göndererek meydana gelen trafik kazasında davalının %75 kusurlu olduğunu, ödenen 8.671,43 TL’nin %75 oranına isabet eden 6.503,57 TL’nin 7 gün içinde ödenmesini talep etmiştir.
Dava konusu icra takibi anılan yazıda davalının %75 kusur oranına isabet ettiği belirtilen 6.503,57 TL asıl alacak ile 715,75 TL işlemiş faiz kalemleri üzerinden başlatılmış, takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine de işbu itirazın iptali davası anılan alacak kalemleri toplamı üzerinden açılmıştır.
Bu durumda mahkemece davacının hasar için sigortalısına ödediği bedelden davalının %75 kusuruna isabet eden rücu alacağının tahsili için dava konusu icra takibinin başlatıldığı, dava tarihi itibarıyla davacının açılan davada haklı olduğu, davacının lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığı, arabuluculuk ücretinin davacı tarafından yapılan yargılama gideri niteliğinde olmadığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davacı aleyhine hüküm altına alınan vekalet ücreti ve arabuluculuk ücreti yönünden kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2021 tarih ve ….Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince vekalet ücreti ve arabuluculuk ücreti yönünden KALDIRILMASINA,
2-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 87,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,89 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının talebi bulunmadığından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının talebi bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümleri uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek davalıdan 6183 sayılı kanun hükümlerine göre tahsili ile hazineye irat kaydına, karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine ilk derece mahkemesince yazı yazılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacının yargılama gideri talebi bulunmadığından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 03/06/2021