Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/683 E. 2022/27 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2017
NUMARASI :…
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :15/04/2016
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozulması üzerine duruşma açılarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … şirketine ticari krediler kullandırdığını, kullandırılan kredilerde kefalet imzasının bulunmadığını, müvekkilinin kefil olduğu … ticaret unvanlı adi ortaklığın ise sona erdiğini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yargılama aşamasında alınan bilirkişi ek raporu ile davacı bankanın takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, banka ile asıl borçlu şirket arasındaki genel kredi sözleşmesinde davalının imzasının bulunduğu, bu nedenle davalının kefil olarak sorumluluğunun doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin aynı icra dosyasında farklı borçlular tarafından yapılan itirazlar üzerine farklı asıl alacaklarının tahsiline hükmettiğini, müvekkilinin … adi ortaklığın dışında herhangi bir kefaletinin söz konusu olmadığını, anılan adi ortaklığında 2013 yılında sona erdiğini, davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olmadığını, bankanın adi ortaklık için verilen ve hükümsüz hale gelen kefalet sözleşmesine ait son sayfayı asıl borçlu şirket için yapılan kredi sözleşmesinin son sayfasını eklemek suretiyle geçerli hale getirmeye çalıştığını, mahkemenin bu ayrıma dikkat etmediğini, imza itirazı yönünde gerekli incelemenin yapılmadığını, asıl borçlu şirket ortağı … …’nun istinaf aşamasında tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise kullandırılan kredilerde herhangi bir kefalet imzasının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 20/03/2019 tarih 2018/134 Esas 2019/346 Karar sayılı kararıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5129 sayılı dosyasındadavalının Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5129 sayılı dosyasında 1.029.037,97 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.057.231,88 TL’lik alacağa yaptığı itirazın iptali ile takibin bu bedeller üzerinden, takip talebinde yer alan diğer borçlularla tahsilde tekerrür olmamak üzere takip talebindeki koşullarla devamına, hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında hesaplanan 205.807,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/03/2021 tarih 2020/4940 Esas 2021/1933 Karar sayılı ilamıyla; “… Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı kefil hakkında başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava dosyası içinde bulunan 05.07.2012 tarihli sözleşme fotokopisinin incelenmesinden, sözleşmenin bütünlük içinde olduğu ve bu sözleşmede davalının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, eş rızasının da alınmış olduğu görülmektedir. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede, davalının kefaletinin geçerli olduğu ifade edilmiş ise de davalı, takibe konu kredi borçlarından sorumlu olmadığını, kendisinin kefaleti ile bir kredi kullandırılmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya üzerinden yapılan inceleme ile verilmiş olup, banka kayıt ve belgeleri mahallinde incelenmemiştir. Davalı, uyuşmazlık konusu kredi borcunun başka kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürmüş ancak banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmadığından bu durum net olarak tespit edilememiştir. İcra takibine konu kredi borcunun davalının imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve buna bağlı olarak icra takip tarihi itibariyle alacak tutarının tespiti için yerinde inceleme ile bilirkişiden ek rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken davalının itirazlarını karşılamayan rapor sonucuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, …” gerekçesiyle Dairemiz kararı bozulmuştur.
Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2016/5129 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bilirkişiden alınan 03/10/2016 tarihli kök, 19/12/2016 tarihli 1. ek rapor, Yargıtay bozma ilamından sonra Dairemizce bankacı bilirkişiden alınan 03/08/2021 tarihli 2. ek rapor, 18/10/2021 tarihli 3. ek rapor, davacı banka genel müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2016/5129 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlu ve diğer borçlular aleyhine toplam 1.061.972,27 TL nakit alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe konu borca itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Dairemizin bozma sonrası 2021/768 Esas (bozma öncesi 2018/133 Esas) sayılı dosyasında istinaf incelemesi yapılan Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/357 Esas 2017/271 Karar sayılı dosyasında aynı icra takip dosyasının dava konusu olduğu, diğer müteselsil kefil …’nın icra takibine itirazının iptali talebi ile açıldığı görülmüştür.
Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti. arasında 5.000.000,00 TL limitle 05/07/2012 tarihinde akdedildiği, davalının müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzasının yer aldığı, davalının sözleşmede yeralan kefaletinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga TBK hükümlerine uygun olduğu dosya içeriği ile sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan genel kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan, icra takip talebinde yer alan taleple bağlılık gözetilerek toplam 1.061.972,27 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, istinaf incelemesi sonucu Dairemizce verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince bozulması üzerine banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle alınan bilirkişi 2. ek raporu ile takip tarihi itibarıyla hesap kat ihtarındaki asıl alacak miktarı esas alınırsa davacının davalıdan 1.031.133,47 TL asıl alacak, 26.325,33 TL işlemiş faiz, 1.316,27 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.060.249,95 TL alacaklı olduğu, takip talebindeki asıl alacak miktarı esas alınırsa davacının davalıdan 1.029.037,97 TL asıl alacak, 26.3325,33 TL işlemiş faiz, 1.316,27 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.058.154,45 TL alacaklı olduğu, alacağın 05/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit edilmiş, alınan 3. ek raporunda da, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapıldığı, davacı banka beyanının esas alınmadığı, 2. Ek raporundaki tespitlerin esas olduğu belirtilmiştir.
İstinaf incelemesi sırasında taraflar arasında akdedilen 05/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi aslı celp edilerek sözleşme aslı görülüp taranmak suretiyle bir örneği dosya içerisine eklenmiştir.
Davalı vekili dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının başka bir sözleşmeden eklendiğine ilişkin istinaf itirazında bulunmuştur. Davalı yan aşamalarda da … ticaret ünvanlı adi ortaklığın 2013 yılında sona erdiğini, anılan adi ortaklığın davacı bankadan kullandığı krediler nedeniyle müteselsil kefaletinin bulunduğunu, davacı bankanın adi ortaklık için verilen sözleşmedeki kefalet imzasının bulunduğu son sayfayı takip konusu sözleşmeye eklediğini ileri sürmüştür. Aslı görülmek suretiyle bir örneği dosyaya konulan dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesi kitapçık ve bütün halde olduğu gibi sözleşmenin ilk sayfasında da davalının isim ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin anılan savunmasında sözleşmede yer alan imzaya yönelik açık bir inkarı bulunmayıp aksine imza benimsenerek imzanın yer aldığı sayfanın başka bir sözleşmeden eklendiği ileri sürülmüştür.
Hal böyle olunca takip dayanağı genel kredi sözleşmesi aslının davacı banka vekili tarafından dosyaya kazandırıldığı, sözleşme aslının bütün halde incelendiği, davalının imzasının yer aldığı sözleşme sayfalarının takip dayanağı genel kredi sözleşmesi bütünlüğü içinde olduğunun görüldüğü, davalının sözleşmenin son sayfasının yanı sıra ilk sayfada da imzasının bulunduğunun tespit edildiği, davalının savunmasının imzanın kabulüne yönelik olduğu gözetilerek yargılama aşamasında imza incelemesi yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazına itibar edilmemiştir. Öte yandan davalı yan aşamalarda 05/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi dışında davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında başka genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borcun yeni imzalanan ve kendisinin kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını savunmuştur. Yargıtay bozma ilamından sonra banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle alınan bilirkişi ek raporu ile dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen alacağın 05/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit edildiği gibi, davacı banka genel müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından da davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 05/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi dışında imzalanan başka bir genel kredi sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır.
İstinaf yargılaması sırasında davacı banka genel müdürlüğe yazılan müzekkere cevabında davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 13/11/2014 tarihli sözleşmenin son sayfasının da gönderildiği görülmüştür. Davalı vekili aşamalarda son sayfası gönderilen sözleşmenin davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen ve müvekkilinin imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesi niteliğinde bulunduğunu, anılan belgenin savunmasını doğruladığını ileri sürmüş ise de, 13/11/2014 tarihli son sayfası gönderilen evrakın altında … A.Ş. ….. Hizmetleri Sözleşmesi olduğu açıkça yazılı olduğundan bu yöndeki savunmaya da itibar edilmemiştir.
Davalı yan davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında müvekkilinin kefaletinin bulunmadığı başka bir genel kredi sözleşmesinin varlığına yönelik savunmasını usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; davalının takip dayanağı genel kredi sözleşmesinde yer alan kefaleti TBK’nun 583, 584 maddesindeki şekil koşullarına uygundur.
İşbu dava itirazın iptali davası niteliğinde bulunup HMK’da yer alan ispat kuralları gözetildiğinde iddia ve savunmaların yazılı belge ile yapılması gerekecektir.
Dosyada yer alan hesap kat ihtarının davalı kefile 17/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarında yer alan 24 saatlik atıfet süresinin sona ermesi ile davalının 19/03/2016 tarihinde temerrüte düştüğü tespit edilmiştir. Dairemizin 2018/133 Esas (Yargıtay bozma ilamı sonrası 2021/768 Esas) sayılı dosyasında dava konusu icra takibi işbu dava konusu icra takibi ile aynı olup, davalı ise diğer kefil …’dır. Davalı kefillerin temerrüt tarihlerinin aynı olduğu tespit edildiği halde kefillerin takip tarihi itibariyle borçlu oldukları alacak miktarları farklı olarak hükme bağlanmıştır.
Davalı vekilinin faiz oranlarına yönelik açık bir istinaf itirazı bulunmamaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile istinaf aşamasında alınan bilirkişi ek raporlarındaki hesap kat tarihi itibariyle tespit edilen asıl alacak miktarının hesaplanması ayrıntılı ve denetime elverişli niteliktedir. Asıl alacak miktarı ve uygulanacak faiz oranları tespit edildikten sonra yapılan işlemlerde ise hesaplama hatası olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca Dairemizce davacının 19/03/2016 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılan davalıdan, bilirkişi raporu ile hesap kat tarihi itibariyle tespit edilen asıl alacak miktarı ile uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranları esas alınarak, takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktarın hesaplanması yoluna gidilmiştir. Yapılacak bu hesaplama uzmanlık gerektirmediğinden bilirkişiden ek rapor alınması yoluna gidilmediği belirtilerek Dairemizce yapılan hesaplamaya göre davacı banka davalıdan
-Ticari KMH kredisi nedeniyle 8,12 TL asıl alacak, 0,06 TL temerrüt faizi,
-… ve … numaralı rotatif kredi nedeniyle 70.603,94 TL asıl alacak, 1.740,91 TL işlemiş faiz, 87,04 TL BSMV,
-… numaralı rotatif kredi nedeniyle 640.320,87 TL asıl alacak, 15.788,73 TL işlemiş faiz, 789,43 TL BSMV,
-…. numaralı rotatif kredi nedeniyle 321.079,14 TL asıl alacak, 7.917,01 TL işlemiş faiz, 395,85 TL BSMV,
Olmak üzere toplam 1.032.012,07 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.060.205,98 TL alacaklı olduğu, dava konusu icra takibinde talep edilen toplam asıl alacak miktarının ise 1.029.037,97 TL olup, HMK’nun 26. maddesi uyarınca icra takibinde talep edilen toplam asıl alacak miktarının aşılamayacağı gözetildiğinde ise davacı bankanın davalıdan 1.029.037,97 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.057.231,88 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dairemizin davalı vekilinin istinaf itirazının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibinde 1.029.037,97 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.057.231,88 TL’lik alacağa yaptığı itirazın iptaline yönelik kararına karşı ise davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmayıp, davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay bozma ilamından sonra alınan bilirkişi ek raporlarında ise, takip tarihi itibarıyla hesap kat ihtarındaki asıl alacak miktarı esas alınırsa davacının davalıdan 1.031.133,47 TL asıl alacak, 26.325,33 TL işlemiş faiz, 1.316,27 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.060.249,95 TL alacaklı olduğu, takip talebindeki asıl alacak miktarı esas alınırsa davacının davalıdan 1.029.037,97 TL asıl alacak, 26.3325,33 TL işlemiş faiz, 1.316,27 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.058.154,45 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Dairemiz kararıyla hüküm altına alınan miktar davalı lehine olduğundan aleyhe hüküm kurma yasağı gözetilmelidir.
Hal böyle olunca mahkemece, bilirkişi raporundaki hesaplama hataları dikkate alınıp davalının dava konusu icra takibinde tespit edilen 1.029.037,97 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.057.231,88 TL alacağa yönelik takibe itirazının haksız olduğu gözetilerek davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporundaki hesaplama esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan mahkemece, hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hüküm altına alınan asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabet görülmemiş ise de, anılan hükme yönelik davacı yanın herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığından aleyhe hüküm kurma yasağı gözetilerek davacı yararına hüküm altına alınan asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Reddedilen kısım yönünden davacı banka davalı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, aleyhe hüküm kurma yasağı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2017 tarih ve 2016/385 Esas 2017/58 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5129 sayılı dosyasında 1.029.037,97 TL asıl alacak, 25.446,71 TL işlemiş faiz, 1.272,32 TL BSMV, 993,28 TL ihtarname gideri, 81,60 TL ihtiyati haciz masrafı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.057.231,88 TL’lik alacağa yaptığı itirazın iptali ile takibin bu bedeller üzerinden, takip talebinde yer alan diğer borçlularla tahsilde tekerrür olmamak üzere takip talebindeki koşullarla devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 205.807,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
6-Alınması gerekli 72.219,51 TL harçtan peşin alınan 18.135,84 TL harç ile icra peşin harcı olan 5.309,86 TL’nin mahsubu ile bakiye 48.773,81 TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye irad kaydına, peşin alınan 18.135,84 TL harç ile 29,20 TL başvurma harcı toplamı 18.165,04 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 69.803,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.740,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 9,00 TL müzekkere gideri, tebligat gideri 94,00 TL ile 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 936,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 932,32 TL’nin davalıdan alınıp davacıya vekilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davalı tarafça yatırılan 18.167,23 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında posta ve tebligat gideri olarak yapılan 239,75 TL yargılama giderinin haklılık durumu gözetilerek 1,07 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından davadaki haklılık durumu gözetilerek yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından davadaki haklılık durumu gözetilerek yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. ve 362. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/01/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.