Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/679 E. 2023/378 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/679 Esas 2023/378 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/679
KARAR NO : 2023/378

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/216 Esas 2021/219Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : Alacak Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkiline ait… plakalı aracın 05.11.2019 tarihi saat 09.30 sularında, dava dışı …’in sevk ve idaresinde… seyri esnasında, … önüne geldiğinde sürücünün aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu duvara çarpıp hasarlandığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkiline ait araç sürücüsü asli kusurlu olduğunu, dava konusu… plakalı araç … numaralı poliçe ile 18.01.2019-18.01.2020 tarihleri arasında davalı … şirketinin kasko sigortalı olduğunu, bu nedenle müvekkiline ait araçta meydana gelen zarardan davalı … şirketi sorumlu olduğunu, müvekkilinin zararının davalı tarafından giderilmesi gerektiğini, mahkemece re’sen tayin ve takdir olunacak hususlara binaen; meydana gelen kaza neticesinde müvekkiline ait araçta oluşan hasara binaen şimdilik 12.000,00-TL’nin kasko poliçesi kapsamında sorumlu olan sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline,… plakalı araçta meydana gelen hasarın tespiti için hazırlanan ekspertiz raporu ücreti için müvekkili tarafından karşılanan KDV dahil 361,16-TL ekspertiz ücretinin yargılama öncesi zorunlu olarak tespit amaçlı yapıldığından yargılama gideri olarak karara derç edilmesini, davalının arabuluculuk toplantısına katılmamış sayılmasını ve dava sonucundan bağımsız olarak tüm yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı yana yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin davacıya ait olan sigortalı… plakalı araç ile ilgili atlas Genişletilmiş Rent A Car Kasko Poliçesi ile sorumlu olduğunu, huzurda görülmekte olan ve dosyada dava konusu araca ilişkin kaza tarihi (05/11/2019 ) itibari ile gerçek sigorta değerini poliçe limiti ile sınırlı olarak ödeme sorumluluğunu yerine getirmediğini, ödenmeyen sigorta değerinin Temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için iş bu dava yoluna gidildiğini, Sigortası Genel Şartlarının B1 Maddesi Ve Türk Ticaret Kanunun 1447 maddesince kazanın oluşumu ve hasarın tespiti amacayla taraflarınca araç üzerinde araştırma taleplerine avukatı aracılığı ile olumsuz yanıt verildiğini, davacının yaptığı başvurunun tam olarak sonuçlandırılması için müvekkili sigorta şirketinin araç üzerinde inceleme ve araştırma yetkisi bulunmasına rağmen sigortalı tarafından bunun engellendiğini, avukatı ile başvuru yapan sigortalının başvuru evrakları arasında KTK nun 99 maddesi gereğince hiç bir hasar evrağını, kaza tutanağı bulunmadığını, sadece talep ve vekaletname bulunmakta olduğunu, kaza ile ilgili herhangi bir hasar ihbarı da sigortalı tarafından yapılmadığını, söz konusu olayda talep sahibi maddi tazminat talebi için vekili aracılığı ile eksik belgeler ile müvekkili şirkete başvurduğunu, ve bu başvuru neticesinde … nolu hasar dosyası açıldığını, husumetin tam olarak aydınlatılabilmesi için davacı vekilinden gerek yazı ile gerekse mail yolu ile aracın gösterilmesi ve belgeler istenişmişse de talep sahibinin gerekli belgeleri müvekkili şirkete iletmediğini, bu nedenle, dosya eksik evrak aşamasında kalıp sonuçlandırılamadığını, müvekkili şirkete tam ve eksiksiz bir başvuru yapılmadığını, talep sahibinin eksik belgeleri tamamlamak ve müvekkili sigorta şirketine aracı göstermek yerine mahkeme nezdinde işbu davayı açtıklarını, müvekkili sigorta şirketi hasardan ancak hasar tazmini talebi ile haberdar olduğunu, kaza ile araçta mevcut hasarın uyumlu olup olmadığı ve hasar tespiti yönünden inceleme yapmak istemişse de kötü niyetli olarak davacı tarafından bu istem yerine getirilmediğini, dolayısıyla başvuru tarihi itibari ile davacının temerrüd iddasının da yasaya uygun olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, temerrüd tarihinin dava tarihi olmayacağını, davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise Türk Ticaret Kanunu ve Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının maliki olduğu, davalıya Genişletilmiş Rent A Car Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı… plakalı Aracın 01/11/2019 tarihinde sürücü …’e kiralandığı, 05/11/2019 tarihinde sürücü …’ in tek taraflı kaza yaptığı, sigortalı araçta KDV dahil 20.405,00.-TL lık hasar meydana geldiğini, sürücü değişikliği yapıldığı oluşan hasarın teminat dışı kaldığı iddia edilmesine rağmen iddianın ispat edilemediğini, araç sürücüsünün tespit tutanağı içeriği ile kısa mesafe olay yerinden ayrıldığı yönündeki beyanının hasarın teminat dışı kaldığının kabulüne yeterli olmadığı, bu bağlamda sigortalı araçtaki hasarın sigorta teminatı içerisinde kaldığı, davalı tarafça kira sözleşmesinin ibrazı nedeniyle hasar bedeli üzerinden %50 muafiyet uygulanamayacağı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin trafik sigortası genel şartları üzerinden dava dosyasını değerlendirerek hüküm kurduğunu, ancak her iki sigorta poliçesi birbirinden farklı genel şartlara bağlı olduğunu, davacı ve müvekkilini sigorta şirketi arasında yapılan ve tarafların özgür iradesi ile imza altına alınan poliçe rent a car kasko sigorta poliçesi olduğunu, konusu değeri para ile ölçülebilen ve belirlenebilen her türlü mal, hak ve alacak olduğunu, rizikonunun gerçekleşmemesinde menfaati bulunanlar tarafından yaptırıldığını, bununla beraber 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu da kasko sigortalarına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, bu durumda kasko sigortasının, isteğe bağlı bir sigorta türü olduğunu, bu nedenle 5684 sayılı sigortacılık kanunu 11. maddesine göre, hazine ve maliye bakanlığı sigortacılık genel müdürlüğünce onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlendiğini, ancak sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebildiğini, kaza anını gösteren mobese kamerası görüntülerinde kazanın 05.11.2019 günü saat 09.20 sularında meydana geldiğini, araç sürücüsünün aracın gidiş istikametinden koşar adımla uzaklaştığını ve tahmini 25 dakika sonra başka bir şahsın olay yerine geldiği kamera görüntülerinden tespit edildiğini, sürücü ile yapılan görüşmeler de, kazanın akabinde polis çağırdığını, polislerin kaza yapan sürücü olduğuna inanmadıklarını herhangi bir şekilde aracın yanından ayrıldığı ile ilgili hiç bir beyanda bulunmadığını, araştırma raporu, araç sürücüsünün mobese kamera kayıtları incelendiğinde olay mahallinden ayrıldığı ve sürücü değişikliği söz konusu kanaati ve sonucuna karar verdiğini, resmi delil niteliğinde tutulan tutanakta dahi olay yerini terk ettiğinden bahsetmediğini, davacı tarafın doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hasarını doğru şekilde sigortacıya ihbar etmediğini, dolayısıyla davacıya ait araç sürücüsünün kaza yerini genel şartlar da belirtili zorunlu nedenler ile terk ettiğini zararın poliçe teminat kapsamında kaldığını ispat yükü davacı sigortalıya ait olup ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, araç sürücüsünün 25 dakika gibi çok da kısa olmayan bir süre boyunca kaza mahallinden ayrılması sonrasında polislere kaza mahallinden ayrıldığından hiç bir şekilde bahsetmemesi ve mobese kayıtlarında çok net başka bir kişinin kaza mahalline gelmesi sunulan Yargıtay 17 hukuk dairesi kararları gereğince davanın reddi gerekir iken kabulu hukuka aykırı olup bozulması gerektiğini, mahkeme tarafından bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını davalının ıslah dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, sözlü yargılama için taraflarına tebliğ yapılmadığını, usül yönünden dahi kararın bozulması gerektiğini, mahkeme tarafından atanan bilirkişi mobese kayıtlarını incelemediğini şoför değişikliğine ilişkin ise sürücü ile ilgili kaza tespit tutanağında ( polislerce tutulmuş resmi delil niteliğinde tutanak) yer verilmişse de sürücünün bu kişi dışında farklı ve sigortayı tazminat ödeme borcundan kurtaracak bir halin içerinde olduğunu gösteren alkollü sürücü, ehliyetsiz sürcü vb kabul edilebilir bir resmi belge veya delile rastlanmadığını, HMK 350.maddesi gereğince mahkeme kararının icrasının geriye bırakılmasını, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması halinde duruşma yapılmadan, kabul kararının kaldırılarak davanın reddine yargılama harç ve masrafları ile dava vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, eksikliklerinin giderilmesi ve bu eksikliklerin giderilmesinden sonra tekrar başkaca bilirkişiden rapor alınarak kabul kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama harç ve masrafları ile dava vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, istinaf harç ve giderlerinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı olarak davalı … şirketinden sigortalı araçta oluşan hasarın tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kaza tespit tutanağı, kasko sigortalı aracın hasarlı fotoğrafları, rent a car kasko sigorta poliçesi, yargılama aşamasında makine mühendisi ve sigorta hakemi bilirkişi heyetinden alınan 10/12/2020 tarihli rapor, davacı tarafından davalı şirkete yapılan ihbar dosya içerisinde yer almaktadır.
Mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda,davacıya ait… plakalı aracın 05.11.2019 tarihi saat 09.30 sularında, dava dışı … sevk ve idaresinde iken Ankara ili Altındağ ilçesi, Altınpark Caddesinden Malazgirt Cadde İstikametine seyri esnasında, … önüne geldiğinde aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu duvara çarparak hasarlandığı,davalı … vekilinin yapılan araştırma sonucu söz konusu kaza sonrasında sürücü değişikliği yapıldığı iddia ettiği dosya kapsamında sürücü ile ilgili olarak bir şüpheli beyanın varlığına kaza tespit tutanağında yer verilmişse de sürücünün bu kişi dışında farklı ve sigortayı tazminat ödeme borcundan kurtaracak bir halin içerisinde olduğunu gösteren (alkollü bir sürücü, yeterli ehliyete haiz olmayan bir sürücü vb.) kabul edilebilir bir resmi belge veya delilin bulunmadığı nedenle söz konusu hasarın poliçe geçerlik tarihleri içerisinde ve sigortanın tazminat yükümünü ortadan kaldırmayan bir halde meydana geldiği,… plaka sayılı araçta kaza nedeniyle oluşan hasarın KDV dahil 20.405,00.-TL olduğu belirtilmiştir.
05/11/2019 tarihli kaza tespit tutanağında, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası kaza yerinden kısa mesafe ayrıldığı ve geri döndüğüne dair beyanının bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı yan kasko sigortalı aracının karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığını, oluşan hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davacıya ait araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini ve sürücü değişikliği yapıldığını , somut olayın teminat dışında kaldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalının hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının, davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracının trafik kazası sonucu hasara uğradığı, hasar bedelinin davalı tarafından ödenmediği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, kasko sigortalı araçta meydana gelen hasarın kasko poliçesi teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, teminat kapsamında ise sigortalı araçta meydana gelen hasar miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; Kasko Genel Şartlar A.5.10. maddesi “Zorunlu haller (tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeni ile uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerindeki ihlaller nedeni ile sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” teminat dışı hal olarak düzenlenmiştir.
Kaskolu araç sürücüsünün alkollü, ehliyetsiz olduğuna, araçta sürücü değişikliği yapıldığına dair herhangi bir tespit bulunmamakta olup, kaza sonrası olay yerinin terk edilmesi de tek başına rizikoyu teminat dışında bırakan nedenlerden değildir. Kaza tespit tutanağı ve dosyadaki diğer delillere göre davacı aracının mevcut trafik kazası sonucu hasarlandığı sabit olup, riziko kasko sigortası geçerlilik süresi içinde meydana gelmiştir. Davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı … şirketi sürücünün olay yerini terk ettiği ve araçta sürücü değişikliği yapıldığını ileri sürdüğünden, bu iddialarını soyut ifadelerle değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya kapsamı itibariyle, davalı … şirketi ileri sürdüğü hususları ispat edebilmiş değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/03/2014 tarih 2014/3572 Esas 2014/2883 Karar sayılı ilamı).
Her ne kadar davalı vekili kaza anını gösteren mobese kamerası görüntülerinde kazanın 05.11.2019 günü saat 09.20 sularında meydana geldiğini , araç sürücüsünün aracın gidiş istikametine koşar adımla uzaklaştığı ve tahmini 25 dakika sonra başka bir şahsın olay yerine geldiğinin kamera görüntülerinden tespit edildiğini, araç sürücüsünün mobese kamera kayıtları incelendiğinde olay mahallinden ayrıldığı ve sürücü değişikliği söz konusunu olduğunu davacı tarafın doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini hasarı doğru şekilde sigortacıya ihbar etmediğini yaptırılan araştırma raporunda kaza noktasında mobese kamerası bulunmadığı, sitelere ait güvenlik kameralarının giriş kısımlarının ön tarafta olması nedeniyle kaza noktasını görmediği,kaza noktasına 500 metre mesafede bulunan mobese kamerası görüntülerinin ilgili personel ile birlikte izlenildiğinde kazanın 05.11.2019 günü saat 09.20 sularında meydana geldiği, araç sürücüsünün araçtan çıkarak aracın gidiş istikametine göre koşar adımla uzaklaştığı ve tahmini 25 dakika sonra bit şahsın olay yerine geldiği kamera görüntülerinin izlenilmesi sonucu tespit edildiği belirtilmiş ise de ,davalı vekilinin cevap dilekçesi ve delil listesinde emniyet müdürlüğü mobese kayıtlarına dayandığı Dairemizce Ankara İl Emniyet Müdürlüğünden davaya konu trafik kazasına ilişkin mobese kayıtlarının istendiği,Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün 13.03.2023 tarihli müzekkere cevabında 05.11.2019 tarihinde… plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazası ile ilgili kaza
anına ilişkin görüntü kaydının bulunmadığının bilidirilmiştir. Davalı … şirketi tarafından yaptırılan araştırma raporunda kaza noktasında mobese kamerasının bulunmadığı, sitelere ait güvenlik kameralarının giriş kısımlarının ön tarafta olması nedeniyle kaza noktasını görmediği,kaza noktasına 500 metre mesafede bulunan MOBESE kamerası görüntülerinin ilgili personel ile birlikte izlenerek sürücü değişikliğine dair tespit yapıldığı belirtilmekle birlikte görüntülerin hasar dosyasında olmadığı, Dairemizce de yapılan araştırma ile temin edilemediği de gözetildiğinde davalı … şirketi sürücünün olay yerini terk ettiği ve araçta sürücü değişikliği yapıldığı dosya kapsamı itibariyle davalı … şirketince ispat edilememiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu hasarın kasko sigortası teminat kapsamında kaldığı, sürücü değişikliğinin ispat edilmediği ve ihbar yükümlülüğüne aykırılık bulunmadığı kabul edilerek sigortalı araçta oluşan gerçek zarar yönünden alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundaki zarar miktarı esas alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.393,86 TL harçtan peşin alınan 348,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.044,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.15/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.