Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/670 E. 2021/648 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ..
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

..
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2021
NUMARASI : ….
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
TALEP TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkin talebin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir kararına itiraz eden vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen 15/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına ilişkin hiçbir somut gerekçe ve sebebe yer verilmediğini, davacı tarafından yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediğini, mahkemece 13/01/2021 tarihli duruşmada verilen ihtiyati tedbire itirazlarının kabulü kararında istinaf yolunun açık olduğunu, ancak davacı vekilinin 15/01/2021 tarihinde tekrar ihtiyati tedbir başvurusu yaptığını, davacı vekilinin 13/01/2021 tarihli karara karşı istinaf yoluna başvurması gerekirken yeni bir tedbir talebinde bulunmasının usule aykırı olduğunu, sonuç olarak itirazlarının kabulü ile 15/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP
Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece 15/01/2021 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen, davalı tarafın ihtiyati tedbire konu bonoyu Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün ….sayılı dosyası ile icra takibine konu ederek ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiğini belirterek davalının cezalandırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 10/02/2021 tarihli ara karar ile; davacı vekilinin tedbire muhalefet edildiği ve tedbir kararına konu bononun Ankara 26. İcra Müdürlüğü ….sayıl dosyası ile icra takibine konulduğu iddiası bakımından, bononun 18.01.2021 tarihinde icra takibine konu edildiği, ihtiyati tedbir kararının 15.01.2021 tarihinde verilmekle birlikte davalı tarafın karara en erken 20.01.2021 tarihinde muttali olduğu, ihtiyati tedbire muhalefete ilişkin manevi unsurun somut olayda gerçekleşmediği, davalı vekilinin tedbir talebinin İİK’nın 72/3 kapsamında değerlendirmesi isteminin yerinde olmadığı, yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olduğu gerekçesiyle davalı yanın 15.01.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine; tedbir ve tarihleri gözetilerek davalı vekilinin İİK’nın 72/3 maddesinin uygulanması talebinin reddine; teminata dair 26/01/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin ihtiyati tedbir kararının zahiri gerekçeli karar niteliğinde olup, denetime elverişli bir gerekçe yazılmadığını, yaklaşık ispat şartının oluşmadığını, davacı vekilince tarafları ve konusu aynı olan 5 ayrı ret kararına rağmen yargı mercilerini ve hak arama özgürlüğünü kötüye kullanarak ret kararlarına yönelik istinaf yoluna başvurmaksızın huzurdaki dosya üzerinden ihtiyati tedbir kararı alınmasının yargı organlarının ve hak arama özgürlüğünün açıkça kötüye kullanma olduğunu, davacının ihtiyati tedbir kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı vekilinin suç teşkil eden eylemler nedeniyle hakkında şikayette bulunulduğunu, bono kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğinden ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacının ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararı bulunmadığını, davacının dava konusu bononun ödemesinin şarta bağlı olduğuna dair iddiasının yerinde olmadığını, sözleşme gereğince müvekkilinin paylarının davacıya devredildiğini, dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı taşınmazın yine dava dışı bir diğer üçüncü kişi tarafından tahliye edilmemesinin ancak üçüncü kişinin fiilinin taahhüt kapsamında değerlendirilebileceğini, kanuna ve hakkaniyete aykırı bir sonuç bağlanamayacağını, nitekim dava dışı kiralanana ilişkin kira sözleşmesinin süre yönünden uyarlanması ve tahliyenin geçersizliği talepleriyle açılan uyarlama davasının derdest olduğunu, tahliye davası ikame edilmiş olmakla davacının huzurdaki ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararının bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesinin 15/01/2021 ve 10/02/2021 tarihli kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir kararına itiraz isteminin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İstem menfi tespit davasına konu bononun icra takibine konulmaması için ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbirin şartları HMK 389 ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise İİK 72. Maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Normlar hiyerarşisi kuralına göre özel nitelikli hükmün öncelikle uygulanması gerekecektir. Bu nedenle icra takibinden önce açılan işbu menfi tespit davasında davacı vekilinin bononun icra takibine konu edilmemesi (var ise takibin durdurulması) isteminin İİK 72/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Dava konusu bononun 14/09/2017 tarihli düzenleme, 31.12.2020 ödeme tarihli, 1.875.000 USD bedelli, keşidecisi davacı …davalı … olduğu, işbu menfi tespit davasının açıldığı 23/11/2020 tarihinde henüz takibe konulmadığı görülmüştür.
İİK 72/1. maddesine göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Aynı yasanın 72/2.maddesine göre ise, icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Somut olayda; dava konusu bononun taraflar arasında imzalanan 14/09/2017 tarihli … Sözleşmesinde belirtilen 1.208.315 adet payın satış bedeli olarak davacı tarafından düzenlenip davalıya teslim edildiği ve sözleşmenin 4.3. maddesinde davalının taahhüde konu payların bedeli olan 1.875.000,00 USD’yi ödemeyi, aynı zamanda dava dışı HVK şirketinin kiracısı olan ve hissedarı olduğu…. Tic. A.Ş.’nin taşınmazın ödeme vadesinden önce tahliye etmemesi halinde talep etmeyeceğini, bilahare tahliye etse bile hiç bir hak ve talepte bulunmayacağını kabul, beyan ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından söz konusu kiralananın dava konusu senedin vade tarihi olan 31/12/2020 tarihinden önce tahliye edilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davadan önce başlatılmış icra takibi başlatılmadığı ve dava tarihindeki durum ve koşullar dikkate alındığında davaya konu bononun davalı tarafından icra takibine konu edilmemesi ve bononun protesto işlemine konu edilmemesi için geçici hukuki koruma şartlarının oluştuğu, ihtiyati tedbir talep eden tarafın sunduğu delilerin yaklaşık ispata elverişli olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verilmesinde ve davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin 15/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir ve 10/02/2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi yönündeki kararlarında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından lehine ihtiyati tedbir kararı verilen şirket yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy çokluğu ile karar verildi.28/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
(Karşı oy)

KARŞI OY
Talep, İİK’nın 72/2. Maddesi hükmü uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Sayın çoğunlukla uyuşulamayan nokta henüz icra takibi yokken İİK’nın 72/2. Maddesi hükmünde düzenlenen ihtiyati tedbire hükmedilip hükmedilemeyeceğidir.
Bilindiği ve İİK’nın 72/2. Maddesinde açıklandığı üzere; icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkemece, talep üzerine alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilecektir. Kuşkusuz bu madde kapsamında ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için ihtiyati tedbiri düzenleyen genel hüküm niteliğindeki HMK’nın 390/3. Maddesindeki yaklaşık ispat ölçütü gözetilebilecektir. Daha açık bir anlatımla ihtiyati tedbir isteyen davacının işbu davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispata yönelik delillerini dosya kapsamına ibrazla yükümlüdür. Zira İİK’nın 72/2 maddesi lafzında “…mahkemece.. ihtiyati tedbir kararı verilebilir” denilmiş olmakla esasen mahkemece genel hüküm niteliğindeki HMK’nın 390/3. Maddesindeki yaklaşık ispat ölçütünün gözetilmesi gerektiğine işaret edilmektedir. Aksi takdirde salt icra takibinden önce açıldığı gerekçesiyle her türlü menfi tespit davasında talep üzerine İİK’nın 72/2. Maddesine yazılı tedbire karar verileceğinin kabulü hukuki güvenlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olacağı gibi keyfiliğe de yol açacaktır.
Somut olayda henüz ortada açılmış menfi tespit davası yokken ihtiyati tedbir isteyen tarafın 22/12/2020 tarihli talebi üzerine Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı icra takibi dosyası üzerinden, keşidecisinin ihtiyati tedbir isteyen, lehtarının karşı taraf olduğu 14/09/2017 keşide tarihli ve 31/12/2020 vade tarihli 1.875.000,00 ABD Doları bedelli senedin karşı taraf olan Ahmet Kocadam tarafından ibrazı halinde takibe konulmasının tedbiren önlenmesi için ihtiyati tedbir 23/12/2020 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, akabinde 06/01/2021 tarihinde açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir talep eden davacının 13/01/2021 tarihli talebinin kabulü ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2021 tarihli ve… Esas sayılı kararıyla menfi tespit istemine konu 31/12/2020 ödeme tarihli 1.875.000,00 ABD Doları meblağlı bononun protesto işlemine konu edilmesi ve davalı tarafından icra takibine konu edilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verilmiştir. Şu halde işbu menfi tespit davası kapsamında gerek ihtiyati tedbir talep tarihi 13/01/2021 gerekse mahkemece ihtiyati tedbire karar verildiği 15/01/2021 tarihi itibarıyla davalı senet lehtarı tarafından dava konusu bonoya dayalı olarak başlatılmış bir icra takibinin bulunmadığı tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Nitekim dosyada bir örneği bulunan ödeme emrine göre 14/09/2017 keşide tarihli ve 31/12/2020 vade tarihli 1.875.000,00 ABD Doları meblağlı bonoya dayalı olarak 18/01/2021 tarihinde Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden aleyhine ihtiyati tedbire karar verilen senet lehtarı davalı … tarafından ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Şu halde ihtiyati tedbir talep tarihi ve en geç ihtiyati tedbir kararının verildiği tarih itibarıyla ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine henüz davalı tarafından icra takibi başlatılmadığı, eş deyişle, İİK’nın 72/2. maddesinde açıkça belirtildiği üzere ortada durdurulmasına karar verilebilecek bir icra takibi bulunmadığı gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile ilk derece mahkemesince esasen İİK’nın 72/2. Maddesinde aranan koşul gerçekleşmediği halde yazılı şekilde ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki henüz tedbir talep tarihi itibarıyla ihtiyati tedbir isteyen davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmadığına göre, bu tarih itibarıyla ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafın İİK’nın 72/2. Maddesindeki ihtiyati tedbiri talep etmesinde de hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira, ihtiyati tedbir isteyen aleyhine icra takibi başlatıldığında, artık menfi tespit davasından sonra başlatılan bir icra takibi olacağından İİK’nın 72/2. Maddesi koşulu gerçekleşmiş olacak, şayet HMK’nın 390/3. Maddesi hükmü uyarınca da ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafın dosyaya iş bu davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat eden delillerin de ihtiyati tedbir talep tarihi itibarıyla dosyaya ibraz edilmiş olması ve %15 teminat yatırılmış olması halinde anılan madde hükmündeki ihtiyati tedbire mahkemece karar verilebilecektir. Açıklanan bu nedenlerle ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca kaldırılarak ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen 10/02/2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin verilen kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen 15/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

,,,,,

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.