Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/669 E. 2023/438 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/669 Esas 2023/438 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/669
KARAR NO : 2023/438

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI :2020/502 Esas 2021/15 Karar
DAVACI : … – … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirket müdürlüğü görevinin tespit ve tescili
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Taraflar arasındaki şirket müdürlüğü görevinin tespit ve tesciline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, …. Şti.’nin 26 adet payını edinerek şirkete ortak olduğunu, durumun 19.01.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, daha sonra davacı, Ankara 60. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 06.12.2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile hissesini üçüncü kişiye devrettiğini, devir işleminin, 06.12.2011 tarihli şirket ortaklar kurulu kararıyla onandığını ve ayrıca davacının 06.12.2011 tarihli (13) nolu ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlüğü görevi de sona erdiğini, söz konusu devir işleminin 09.02.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, ancak davacının müdürlüğünün 06.12.2011 tarihinde sona erdiğinin ilan edilmediğini, müvekkilinin söz konusu durumdan vergi dairesinin davalının vergi borçlarından dolayı kendisine ödeme emri tebliğiyle haberdar olduğunu, her ne kadar huzurdaki dava ile ilgili ilgisi olmasa da Ankara 6. Vergi Mahkemesi’ nin 2020/544 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan ve ödeme emirlerinin iptali talep edilen davada yürütmenin durdurulması kararı verildiğini iddia ederek müvekkilinin ortaklar kurulu kararı ile alınan karar gereği müdürlüğünün 06.12.2011 tarihinden itibaren sona erdiğinin tespiti ile durumun hükmen ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Usulune uygun tebligata rağmen cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından müdürlük görevinin son bulduğunun tespiti ile tescil ve ilanının yapılması talep edilmiş ve buna dayanak ortaklar kurulu kararı sunulmuş ise de, ticaret siciline başvurduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı gözetildiğinde, limited şirketlerde müdürlük görevinin son bulduğuna dair karar alındığında söz konusu hususun tescili için şirket müdürü tarafından 30 gün içinde ticaret siciline başvurulmaması halinde görevi son eren müdürün tescil için ticaret siciline başvurma hakkı bulunduğu davacının ticaret siciline başvurarak tescil yaptırmasının mümkün olduğu ve müdürlük görevinden ayrıldığının tescil ve ilanında hukuki yararı da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müdürlüğü sona eren müdürün yani şirket organlarının her ne kadar iç ilişkide hukuki yararı olmasa da üçüncü kişilere karşı görevinin sona erdiğinin tescil ve ilan edilmesinin talep etmesinde hukuki yararı bulunduğunu, söz konusu durumun tescil ve ilanının davacının yükümlülüğünde olmayıp şirket yetkililerinin yükümlülüğünde olduğunu, dosyada mevcut bilhassa noter tasdikli karar defteri değerlendirildiğinde müvekkilinin 06/12/2011 tarihli 13 nolu ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlüğü görevinin sona erdiğini ancak durum ticaret sicilinde ilan edilmediği için vergi dairesi ve diğer kurumlar nezdinde müvekkiline sürekli bildirimler tebliğ edildiğini, bu nedenle mahkemenin hukuki yararı bulunmadığına ilişkin gerekçesinin hatalı olduğunu, ticaret sicil müdürlüğüne başvurmanın huzurda açılan tespit davasının bir ön koşulu olmadığını, ticaret siciline başvurmak yerine doğrudan dava açılmasının yasaya aykırı olmadığını, davalı yan kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuki aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; tespit istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Davacı yanca, davalı şirket ortaklığının ve müdürlük görevinin sona erdiği, hisse devir işleminin ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine rağmen müdürlüğünün 06/12/2011 tarihli 13 nolu ortaklar kurulu kararı ile sona erdiğinin ilan edilmediği, bu durumun davacının zararına sonuçlar doğurduğu iddia edilerek müdürlüğün sona erdiğini tespiti ve ticil ve ilanı istemiyle eldeki dava açılmış, mahkemece davacının müdürlük görevnin sona erdiğinin tescil ve ilanı için ticaret siciline başvurduğuna dair belge sunulmadığı, söz konusu hususun tescili için şirket müdürü tarafından 30 gün içinde ticaret siciline başvurulmaması halinde görevi sona eren müdürün tescil için ticarete sicilne başvurma hakkı bulunduğu ve davacının ticaret siciline başvurarak tescil yaptırmasının mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın dayanağını teşkil eden 06/12/2011 tarihli 13 nolu ortaklar kurulu kararınının şirket kayıtlarında olup olmadığı, aynı kararın noter onaylarının kim tarafından yaptırılıdğı, davalı şirketin davacının müdürlük yetkisinin sona erdiği konusunda, tescil işlemleri de dahil, muaraza çıkartıp çıkartmadığı, söz konusu ortaklar kurulu kararından sonra davacı yanca müdür sıfatıyla herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı hususlarında herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamış ticaret sicil kayıtları incelenmemiş, davacı yanca dosyaya sunulan fotokopi belgelere dayanılarak hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, Dairemizce dosyaya kazandırılan ticaret sicil kayıtlarından davalı şirketin müdürü olduğu anlaşılan …’e davalı şirket kayıt ve defterlerinin ibrazı için tebligat çıkartılarak davalı şirketin karar defteri getirtilmek suretiyle davacının dayandığı 06/12/2011 tarihli 13 nolu ortaklar kurulu kararının şirket kayıtlarında bulunup bulunmadığının tespiti, aynı kararın onaylı suretlerinin ve onay yaptıranın kim olduğuna dair belgelerin ilgili noterlikten getirtilerek davalı şirketin davacının müdürlük yetkisinin sona erdiği konusunda, tescil işlemleri de dahil, muaraza çıkartıp çıkartmadığı araştırılarak ve davalı şirketin 26/01/2015 tarih 2015/1 sayılı ortaklar kurulu kararında davacının da imzasının bulunduğu anlaşılmakla davacının müdürlük yetkisinin ve ortaklığının fiilen devam edip etmediği tespit edilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli niteliğe sahip delil toplanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2021tarih 2020/502 Esas 2021/15 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.