Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/666 E. 2023/1102 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/666 Esas 2023/1102 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/666
KARAR NO : 2023/1102

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ :13/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı … … yönünden davanın kabulüne,davalılar … ve … yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka tarafından dava dışı ……. genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi, bankacılık hizmetleri sözleşmesi ile business card üyelik sözleşmesine istinaden ticari krediler kullandırdığını, davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, dava dışı borçlu şirket lehine tesis edilerek kullandırılan kredilerin süresinde ödenmemesi üzerine kredilerin kat edilerek Ankara 57. Noterliği’nin 23/08/2017 tarih ve …. yevmiye no.lu ile 24/11/2017 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamelerin keşide edilerek, banka alacağının dava dışı şirketten ve müteselsil kefil olan davalılardan talep edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen, borcun yine ödenmemesi üzerine Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22997 Esas sayılı dosyası ile davalı kefiller aleyhine ilamsız icra takibine geçildiğini, banka alacağının 1.798.347,72 TL olmasına rağmen icra takibinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 710.000,00 TL talep edildiğini, ancak davalı borçluların söz konusu icra takibine itiraz ettiğini ve bu sebeple takibin durduğunu, davalı borçluların itirazlarının imzalanan sözleşme va yargıtay içtihatları karşısında haksız olduğunu belirterek icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;taşınır rehninin paraya çevrilmesine ilişkin takibin borç muaccel hale gelmeden yapılması sebebiyle iptali gerektiğini, faizin hangi tarihten itibaren ve hangi oran üzerinden hesaplandığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini, banka tarafından talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ….arasında 01/12/2016 tarihli, 2.000.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi davalılar … …, … … ve … …’in 2.000.000,00 TL limit dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, ancak kefillerin eş rızalarının alınmadığı, bu sözleşmeye istinaden asıl borçluya ticari kredi kullandırıldığı, asıl borçlunun borcunu zamanında ödememesi üzerine asıl borçlu ve kefiller … ……. yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, asıl borçluya ihtarnamenin 16/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kefil … …’e çıkartılan ihtarnamenin usulüne uygun olarak 25/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve verilen 3 günlük süre dikkate alındığında, davalının 29/08/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, gönderilen ihtarnamelere rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22997 Esas sayılı dosyası ile 710.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takibe geçildiği, ancak davalı kefillerin borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdikleri, davacı bankanın ise eldeki dava ile, borçlu kefillerin itirazının iptalini talep ettiği,davalı … …’in 10/04/2003 tarihinde,davalı … …’in 17/08/2013 tarihinde evlendikleri, dolayısıyla sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıkları 01/12/2016 tarihinde evli oldukları, TBK’nun 584/1. maddesi gereğince kefil olan davalıların eş rızalarının alınması gerektiği, ancak bu şarta uyulmadığı, böylece davalıların kefaletinin geçerli olmadığı ve haklarında takip yapılamıyacağı anlaşıldığından davalılar … … ve … … yönünden davanın reddine,davalı … …’in itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile, davalının Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22997 Esas sayılı dosyasında, 710.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, (asıl alacağın 691.007,98 TL’lik kısmına icra takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %35,50 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda temerrüt faizi ve asıl alacağın 18.992,02 TL’lik kısmına icra takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %28,08 oranını geçmemek kaydıyla, dönemlere göre ticari kredi yıllık temerrüt faiz oranları üzerinden temerrüt faizi ve temerrüt faizinin %5 BSMV’si uygulanmak sureti ile takibin devamına,); Kredi borcunun son ödeme tarihinde ödenmemesi, ihtarname keşide edilerek buna göre icra takibi yapılmasına rağmen davalının likit olan borca haksız olarak itirazda bulunduğu belirlenmekle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince asıl alacağın %20’si oranında 142.000,00 TL icra inkar tazminatının … …’ten alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı borçluya ve borçtan sorumlu olan davalılara birer sureti ekte yer alan Ankara 57. Noterliği’nin 23.08.2017 tarih, … yevmiye nolu ve 24.11.2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarnameleri gönderdiğini, fakat borcun ödenmediğini, bunun üzerine borçluların hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular ise takibi sürüncemede bırakmak bırakmak amacıyla tamamen hukuki dayanaktan yoksun olarak 2 asılsız iddia öne sürerek takibe itiraz ettiklerini, bu iddialarda borçlu/ kefil olmadıklarını ve kefaletin geçersizliğine yönelik bir itirazları bulunmadığını, davalıların yalnızca taşınır rehinini paraya çevrilmesine ilişkin takibin borç muaccel hale gelmeksizin açılması sebebiyle iptalinin gerektiğini, verilen teminatların zaten borcun tamamını kapamaya yeterli olduğunu ve faiz oranının fahiş olduğu şeklindeki 2 iddia ile itiraz ettiklerini, ön inceleme zaptında açıkça “… … dışındaki diğer davalıların bu sözleşmeleri müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı konusunda tarafların arasında uyuşmazlık yoktur.” ibaresinin geçtiğini, kefaletlerinin geçerliliği ve borçtan sorumluluklarına yönelik bir itiraz ve iddialarının olmamasına karşın mahkemenin eş rızası bulunmadığından bahisle kefaletin geçersiz olduğunun ve işbu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin kabul edilebilir yönünün olmadığını, firmanın sözleşmelerinde … … ve … …’in eş olmalarını, … …’in firma yetkilisi … …’in oğlu olmasının, firmanın sözleşmelerinde … … ve … …’in aynı anda kefil olmalarının, kefillerin sözleşmeleri aynı tarihte imzalamış olmalarının karşısında aynı tarihte alınan bu kefaletleri rızaen bir kabul niteliğinde sayılabileceğini, bu manada aksi bir değerlendirmenin ve iddianın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağının açık olduğunu, … …’in eş rızası olmadığı bildirilen … …’in kefil olduğu şirketin yetkilisi olduğu ve yetkilisi olduğu şirkete kefil olan eşi yönünden muvafakati olmadığından bahsetmenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bu sebeplerle davalıların imzalamış olduğu sözleşmeler uyarınca müvekkili bankaya borçlu olduğunun sabit olduğunu, işbu davalılar yönünden davanın reddine karar verildiğini bu kararın kaldırılarak itirazın iptali davalarının kabulünü ve davalıların icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; itirazın iptali istemine davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinden istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra ,davacı banka ile … … arasında 14.04.2023 tarihli alacağın devri sözleşmesi yapıldığı ve dava konusu alacağın temlik alan … …’e temlik edildiği, temlik alan vekili Av. …’ın UYAP üzerinden sunduğu 06.06.2023 tarihli e-imzalı dilekçe ile davadan feragat ettiklerini, bildirmiştir.
Bilindiği üzere feragat, 6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Aynı Kanun’un 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır. Davadan feragatin, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması sebebiyle dilekçede açıkça gösterilmesi, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği kuşkusuzdur.
Davacı banka vekilinin istinafının,davalılar … ve … yönünden açtıkları davada ilk derece mahkemesince adı geçen davalılar yönünden davanın reddine yönelik olduğu,davalı … yönünden açılan davanın kabul edildiği ve … yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf başvurusu bulunmadığnıdan kesinleştiği görülmüştür.
Temlik alan vekilinin dosya içerisinde yer alan Ankara 3. Noterliğinin 14/04/2023 tarihli vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca,temlik alan vekilinin istinaf aşamasında davadan feragat ettiği gözetilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının davalılar … … ve … … yönünden kaldırılmasına ve davanın davalılar … ve … yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı … … yönünden ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun davadan feragat beyanı gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarih ve 2018/606 Esas 2020/287 Karar sayılı kararının davalılar … … ve … … yönünden KALDIRILMASINA,
3-Davanın davalılar … … ve … … yönünden feragat nedeniyle REDDİNE,
4-Davalı … … yönünden ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden 179,90 TL harcın dava dosyasında peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin masraf talebi bulunmadığı gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
8-Davalıların vekalet ücreti talebi bulunmadığı gözetilerek bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
B)1-Temlik alan davada feragat etmekle istinaf harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, taraf vekillerinin yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2023

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.