Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/658 E. 2023/392 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/658 Esas 2023/392 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/658
KARAR NO : 2023/392

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/660 Esas 2020/18 Karar
DAVACI
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Taraflar arasındaki bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile …Şti arasında imzalanan 30.04.2014 tarih ve 10.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, borçlu … firmasına kredi kullandırıldığını, diğer davalılar …, …, … ve …. Ltd Şti’nin müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 22.12.2012 tarihli hesap kat ihtarı ile kat edildiğini ve alacağın tahsili için Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2018/4166 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılara borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptalini ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılardan … vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin asgari ücretli olarak davalı …’ın sahibi olduğu …’nin işçisi iken, …’ın kuracağı …Şti’ne zorunlu olarak ortak yapıldığını, müvekkilinin işini kaybetmemek adına şirkete ortak olduğunu, kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonra şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilinin istek ve arzusu olmamasına rağmen işini kaybetmemek için sürece dahil olduğunu, müvekkilinin sayfalarca olan sözleşmelerin hiç birini okumadığını ve özgür iradesi olmadan imzaladığını, kefaletin geçerliliği için zorunlu olan eş rızasının alınmadığını, işletilen faiz oranının hukuka aykırı olduğunu, asıl borçlu …Şti’nin alacaklıya ipotek verdiğini, alacağın öncelikle ipotekten karşılanması gerektiğini, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;davacı banka takip talebinde ve ödeme emrinde 3.550,00 TL tutarındaki çek yaprağı blokaj bedelinin banka nezdinde açılacak hesaba depo edilmesi talebinde bulunmuş olup, dosyaya sunulan Genel Kredi Sözleşmesinde davalı asıl borçlu ve kefillerin çek deposundan sorumlu olduklarına dair bir hüküm bulunmadığı,teminat alacağı olarak depo edilmesi istenen çek yapraklarına ait sorumluluk tutarları için asıl borçlu ve kefiller hakkında sözleşmede bir hüküm bulunmadığından, davacı bankanın depo talebi yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne, Ankara 2. İcra Müdürlüğü 2018/4166 sayılı takip dosyasında 277.660,13 TL asıl alacak, 2.284,83 TL işlemiş faiz, 114,24 BSMV olmak üzere toplam 280.407,75 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren TCMB tarafından kredi kartları için tespit edilen azami temerrüt faiz oranının uygulanmasına, faize %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, iirazın iptaline karar verilen 280.407,75 TL’nn %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmede yer almadığından bahisle 3.550,00 TL tutarlı çek yaprağı blokaj bedelinin depo edilmesi talebinin reddine karar verildiğini, bu kararı sözleşmede gayrinakdi kredilerin depo edilmesine ilişkin hüküm bulunduğundan hatalı olup kaldırılması gerektiğini, mahkemenin kabulünün aksine gayrinakdi risk tutarlarının (çek bedelinin) depo edilmesine ilişkin bu yönde düzenleme genel kredi sözleşmesinde mevcut olup, gayri nakdi alacağın depo edilmesi talebinin reddine ilişkin karar bu nedenle de hatalı bulunduğunu, bu durumun dikkate alınmadan verilen bu kararın bozulması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin borç bedelinin hesaplanmasında bilirkişinin yaptığı hesaplamayı kabul ettiğini, itirazlarını incelemediğini, ancak hükme esas yaptığı bu bilirkişi hesaplamasını da gerekçesiz olarak hükümde aleyhlerine eksik değerlendirildiğini, dosyaya sunulan banka kayıtları ve ihtarname ile sabit olduğu üzere müvekkil bankanın alacağı kat tarihinde 78.225,99.-tl ve 200.916,23.-tl olmak üzere toplam 279.142,22.-tl olduğunu, bu tutarın o zamana kadar işlemiş faizlerle birlikte toplam 297.843,69.-tl olarak takibe konulduğunu, bu sebeple müvekkil bankanın alacağının icra takibi ile talep edilen miktarda olduğunun kabulü gerektiğini, buna rağmen ilk derece mahkemesi ise asıl alacağı 277.660,13.-tl ve takibin başlatıldığı tarihe kadar işlemiş faizlerle birlikte toplam 280.407,75.-tl olarak hesaplandığını, en son yapılan tebligat dikkate alınarak hesaplama yapıldığında bile takip tarihine kadar 26.419,09.-tl işlemiş faizlerle birlikte alacak kalemi olarak 305.561,31.-tl üzerinden takibe konması gerektiğini, bu tutar bile mahkemenin hesaplamasının çok üstünde olduğunu bu yönde de eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeler bulunduğunu, bu konuda gerekli incelemenin yaptırılarak ilk derece mahkemesinin kararının bu nedenle de kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle anılan karar usule, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, nakdi ve gayri nakdi alacağın tamamının kabulüne karar verilmesinin talep etme zorunluluğu olduğunu, bu nedenlerle öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile açıldığını veya açılacak olan icra takibinin yargılama sonuna kadar durdurulması için tehir-i icra kararı verilmesini, usule ve hukuka aykırı kısmen red kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi davanın kabulüne ,vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini müvekkili banka adına talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayalı olarak başlatılan icra takibinin itirazın iptali istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı banka ile davalı asıl borçlu … …. Şti. Arasında 30.04.2014 tarihli ve 10.000.000 TL limitli bir Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı davalılar …, …, …. Şti. ve …. …. Şti.nin aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 38. Noterliğinin 22/12/2017 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinin incelenmesinde;Ticari KMH kredisinden kaynaklanan ana para, faiz dahil ve ihtarname masrafı hariç olmak üzere toplam 78.225,99 TL,BCH kredisinden kaynaklanan ana para, faiz, BSMV dahil ve ihtarname masrafı hariç olmak üzere toplam 200.916,23 TL’nin,4 adet mer’i ve kesin teminat mektubu nedeni ile depo edilmesi gereken 735,00 TL’nin, 3 adet çek yaprağı için depo edilmesi gereken 2.445 TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 3 gün içinde ve ayrıca ihtarname masrafı ile birlikte ödenmesi gerektiğinin bildirildiği,ihtarnamelerin … …. Şti. 26.12.2017,…. …. Şti. 26.12.2017,…. Şti. 26.12.2017,… 28.12.2017,… 26.12.2017tarihinde tebliğ edildiği,ihtarnamde verilen 3 günlük süre sonunda davalı … …’ın temerrüt tarihinin 0l.12.2018 ,diğer davalıların ise temerrütlerinin 30.12.2017 olduğu olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4166 sayılı dosyasının incelenmesinde davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlular aleyhine 297.843,69 TL asıl alacak + 2.284,83 TL işlemiş faiz + 114,24 TL BSMV) = 300.242,76 TL alacağın takip tarihinden itibaren % 35 faizi ile borçlulardan tahsili ve 3.555,00 TL çek yaprağı blokaj bedelinin deposunun talep edildiği,, davalıların yasal 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde borca itiraz ettikleri , davacı alacaklı vekiline itirazın tebliğ edilmediği, iş bu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; KMH kredisinin 27.11.2017 dönem sonu bakiyesinin 77.039,46 TL olduğu, kat tarihine kadar (25 gün) %22,08 akdi faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz tutarının 1.165,09 TL olduğu, 58,25 TL BSMV ile birlikte kat tarihindeki banka alacağının 78.262,80 TL olduğu ancak bankanın ihtarnamede borçlu lehine 78.225,99 TL talep ettiği, hesaplamada banka talebinin dikkate alınacağı, ihtarnamede tanınan ödeme süresi dikkate alındığında, ödeme süresinin sonu itibariyle alacağa akdi faiz işletileceği, akdi faiz tutarının 331,25 TL olduğu, ödeme süresi sonu olan 29.12.2017 itibariyle davacı bankanın alacağının 78.573,80 TL olduğu, 10.04.2018 icra takip tarihi itibariyle hesaplama yapılması gerektiği, temerrüt tarihinin 30.12.2017 olup, bu tarihten takip tarihine kadar alacağın %28,08 temerrüt faizi uygulanacağı belirtilerek takip tarihindeki banka alacağının (78.573,80 TL ana para + 6.105,25 TL temerrüt faizi + 305,26 BSMV) = 84.984,31 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda BCH kredisinin 12.10.2017 dönem sonu bakiyesinin 190.000,00 TL olduğu, 22.12.2017 hesap kat tarihine kadar işlemiş akdi faizin 7.823,05 TL olduğu, 391,15 TL BSMV ile birlikte, davacı bankanın hesap kat tarihi ile birlikte toplam alacağının 198.214,20 TL olduğu, bu alacağa ödeme süresi sonu olan 29.12.2017 itibariyle akdi faiz işletilmesi gerektiği, akdi faiz tutarının 830,60 TL olduğu, 41,53 TL BSMV ile birlikte davacı banka alacağının ödeme süresinin sonu itibariyle toplam 199.086,33 TL’ye ulaştığı, bu tutara 10.04.2018 takip tarihine kadar %32,77 temerrüt faizi hesaplanacağı, hesaplanan temerrüt faizinin 18.055,63 TL olduğu, bu itibarla takip tarihindeki banka alacağının (199.086,33 TL ana para + 18.055,63 TL temerrüt faizi + 902,78 TL BSMV) = 218.044,74 TL olduğu, davacı bankanın KMH ve BCH kredi alacakları ve bunlara ait faizler icmal edildiğinde, takip tarihindeki banka alacağının ( 277.660,13 TL ana para + 24.160,88 TL temerrüt faizi + 1.208,04 TL BSMV) = 303.029,05 TL olduğu, takip talepnamesinde işlemiş faiz alacağının borçlu lehine 2.284,83 TL, BSMV’nin 114,24 TL olarak talep edildiği, bu alacak kalemleri için talebe bağlı kalınması gerektiği, davalı kefil …’ın temerrüt başlangıç tarihinin farkı olması nedeniyle, … için yapılan hesaplamada takip tarihindeki banka alacağının (278.008,68 TL ana para + 23.712,16 TL işlemiş faiz + 1.185,61 BSMV) = 302.906,45 TL olduğu, takip talepnamesinde işlemiş faiz ve BSMV tutarlarının borçlu lehine olup, taleple bağlı kalınması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçluların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda açıklandığı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere, davacı banka ile davalı asıl borçlu … …. Şti. arasında 30.04.2014 tarihli ve 10.000.000 TL limitli bir Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı davalılar …, …, …. Şti. ve …. …. Şti.nin aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu , genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Ankara 38.Noterliğinin 22/12/2017 tarih ve … yevmiye yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, kat ihtarının asıl borçlu ve müteselsil kefillere tebliğ edildiği,ihtarnamede verilen süre sonunda davalı … …’ın temerrüt tarihinin 0l.12.2018 ,diğer davalıların ise temerrütlerinin 30.12.2017 tarihinde oluştuğu,her ne kadar davacı banka 3.555,00 TL tutarında çek deposu talebinde bulunmuş ise de,Genel Kredi Sözleşmesi’nde davalı asıl borçlu ve kefillerin çek deposundan sorumlu olduklarına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle …’nin depo isteminin reddine karar vermesi hukuka uygundur.Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2020 tarihli ve 2017/11-36 Esas- 2020/290 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Takip konusu BCH kredisine ait temerrüt faizinin davacı bankanın dosyaya sunduğu TCMB’ye bildirilen en yüksek faiz oranları üzerinden değil, davacı bankanın sunduğu fiilen uygulanan akdi faiz oranlarının %50 fazlası olarak uygulanması ve KMH kredileri için uygulanabilecek akdi ve temerrüt faiz oranlarının TCMB tarafından tesbit edilecek oranları geçemeyeceği,davacı bankanın KMH’a uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranlarının TCMB tarafından tesbit edilen akdi ve temerrüt azami faiz oranları kadar olduğu gözetilerek hesap yapılması ve …’nin bu tutarlara hükmetmesi de yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygundur. Davalı asıl borçlu … .Ltd. Şti. nin borcunun ve … haricindeki kefillerinin sorumluluklarının icra takip tarihi (10.04.2018) itibariyle 277.660,13 TL asıl alacak, 2.284,83 TL işlemiş faiz, 114,24 BSMV olmak üzere toplam 280.059,71 TL olduğu,borçlu davalı …’ın temerrüt tarihi itibariyle sorumlu olduğu miktar asıl borçlu ile diğer kefillere göre 348,55 TL fazla ise de,bu hususun davalı … açısından akdi faiz hesaplanıp ödeme süresinin sonu itibariyle kapitalize edilmesinden kaynaklandığı,ancak kefilin sorumluluğu asıl borçlunun borcundan daha ağır olamayacağından davalı kefillerden …’ın sorumluluğunun da icra takip tarihi (10.04.2015) itibariyle davalı asıl borçlu …..Ltd. Sti.nin borcu kadar yani toplam 280.059,20 TL olduğu, ilk derece mahkemesince davalı asıl borçlu ile kefillerin sorumlu oldukları tutar 277.660,13 TL asıl alacak, 2.284,83 TL işlemiş faiz, 114,24 BSMV kabul edilerek toplam tutar 280.059,20 TL olduğu halde, 280.407,75 TL olarak kabul edilmiş ise de,davalıların istinaf talebi olmadığından bu husus eleştirmekle yetinilerek ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf nedenlerine itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.15/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.