Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/650 E. 2022/214 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

……
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
NUMARASI ……
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … … vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ……… Arasında “Yüksek Öğretim Kurumları Sinop Üniversitesi Spor … İşi”nin yerine getirilmesi amacıyla Ankara 43. Noterliği’nce 05.10.2017 tarihli adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, işbu adi ortaklık sözleşmesinin 2. Maddesine göre adi ortaklık adına …ve …’nın müştereken temsile yetkili olduklarını, davalı bankanın …’nde adi ortaklık adına açılan hesaba adi ortaklığın üstlendiği söz konusu işin hak ediş bedeli olarak 25.12.2017 tarihinde yatırılan 848.217,58 TL’nin, 843.123,38 TL’lik kısmının havale yoluyla diğer davalı şirketin hesabına usulsüz bir şekilde 26.12.2017 tarihinde, yine aynı şekilde 01.03.2018 tarihinde hak ediş bedeli olarak adi ortaklık hesabına yatırılan 116.979,77 TL’nin, 112.000,00 TL sinin diğer davalı şirketin hesabına 05.03.2018 tarihinde geçirildiğini, bu durumda adi ortaklık hesabına yatan toplam 955.213,38 TL’nin adi ortaklık sözleşmesinin 2. Maddesi gereği çift imza ile para çekme işleminin yapılması gerektiği davalı bankaca göz ardı edilerek usulsüz işlemle davalı şirketin hesabına aktarıldığını, bu işlemlerle ilgili şikayette bulunulması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 2018/200158 no’lu soruşturma dosyasının derdest olduğunu, müvekkilinin bu durumdan Sinop İcra Müdürlüğü’nün 2018/1062 Esas, 2018/1007 ve 2018/906 Esas sayılı dosyaları üzerinden başlatılan icra takipleri ile haberdar olduğunu, davalı şirketle yapılan şifahi görüşme ile şirket hesabına aktarılan paranın adi ortaklık hesabına yatırılmasının talep edildiği halde bir sonuç alamadığını, davalı bankaya paranın adi ortaklık hesabına iadesi için ihtarname keşide edildiği halde cevap alınmadığını, daha sonra Ankara 43. Noterliği’nin 07.06.2018 tarihli düzeltme beyannamesi ile adi ortaklık sözleşmesinde yetkiye ilişkin düzenleme yapılarak temsile yetkili ortaklık müdürü olarak …’ın seçildiğini ileri sürerek adi ortaklığın uhdesinde olan iş ile ilgili hakediş bedeli olan 955.213,38 TL’nin haksız işlem tarihinden (843.123,38 TL’nin 26.12.2017 tarihinden, 112.000,00 TL’nin 05.03.2018 tarihinden) itibaren ticari faizi ile birlikte … İnş. Tic. Ltd. Şti.-… Adi Ortaklığı hesabına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, banka hesabının adi ortaklığa ait olduğunu, adi ortaklığa ait hesaptan usulsüz havale yapıldığından bahisle davacının tek başına dava açamayacağını, keza işbu davanın davalı bankaya yöneltilemeyeceğini, adi ortaklığa ait mevduat hesabının adi ortaklık tarafından verilen 10.10.2017 tarihli vekaletname uyarınca … isimli kişi tarafından açıldığını, sonrasında ise aynı vekaletnameye dayanılarak kurumsal internet şubesi başvurusu yapıldığını, söz konusu başvuru üzerine adi ortaklık hesabı için internet bankacılığı tanımlandığını, davaya konu tüm işlemlerin … tarafından …. kullanıcı no ile internet üzerinden yapıldığını, davaya konu işlemleri yapan …’un adi ortaklığı temsile yetkili kişiler tarafından 10.10.2017 tarihli vekaletname ile yetkili kılındığını, vekaletnamede “banka hesapları açma, mevcut ve açılacak hesaplara para yatırma ve her türlü evrak ve belgeyi imzalama” yetkisi verildiğini, bankaca davaya konu para transferi gerçekleştirilmeden önce gerekli yetki kontrolleri yapıldığını, vekaletnamedeki yetkilerin geniş ve kapsamlı olduğunu, adi ortaklık hesabına 19.10.2017 tarihinde 482.280 TL, 26.12.2017 tarihinde 848.218 TL, 01.03.2018 tarihinde 116.980 TL olmak üzere toplam 1.447.478 TL para yatırıldığını, ancak uyuşmazlığın son iki hakediş ödemesine ilişkin olduğunu, son iki hakediş ödemelerine ilişkin gelen paranın bir bölümünün internet bankacılığı ile davalı … hesabına havale edildiğini, yukarıda açıklandığı üzere …’a ait vekaletnamedeki “her türlü evrak ve belgeyi imzalamaya” ve “diğer belgeleri imzalamaya” şeklindeki yetkilendirmeler dikkate alınarak yapılan havale işlemlerinden müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, internet bankacılığı kullanım yetkisinin sadece …’a ait olduğunu, …’un yapılan işlemlerde yetkili sıfatını haiz olduğunu, öte yandan Adi ortaklık yetkilisi … tarafından müvekkiline 03.09.2018 tarihli ibraname verildiğini bu ibraname uyarınca müvekkilinin sorumluluğu kalmadığını, dava dışı …’un adi ortaklığı temsil ettiğinin teamül haline geldiğini, bu konuda müvekkili banka nezdinde güven tesis edildiğini, davacının ise hakediş ödemelerinin yapılmasından yaklaşık 1 yıl boyunca sessiz kaldığını ve yetkili … tarafından yapılan işlemleri benimseyip icazet verdiğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, imza incelemesine ilişkin … … Laboratuvarı’ndan alınan grafoloji raporuna, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; adi ortaklığa ait ve adi ortaklık hesabına yatan paranın banka tarafından usulsüz şekilde diğer adi ortağa ödendiği iddiası ile paranın davalılardan tahsili ve adi ortaklık hesabına ödenmesi istemiyle açılan davada, davacı vekilinin internet bankacılığı başvuru formundaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığına dair beyanı üzerine davacı şirket temsilcisinin yazı ve imza örnekleri alınarak yapılan incelemede; belge üzerindeki imzaların davacı şirket temsilcisi …’ın eli ürünü olmadığının … Gn. K.lığı … Laboratuvar Amirliğinin 10.12.2020 tarihli raporu ile tespit edildiği, böylelikle dava konusu para transferlerinin adi ortaklık açısından bağlayıcı olamadığı, adi ortaklık tarafından gerçek anlamda yetkilendirilmemiş … tarafından internet bankacılığı üzerinden işlem yapılmasında davalı bankanın da kusurlu olduğu, usulsüz olduğu bildirilen para transferlerinden ikisinin davalı adi ortağa ait olduğu, gelen hakediş bedelinden 848.123,38 TL’sinin 26/12/2017 tarihinde, 112.000,00 TL’sinin 05/03/2018 tarihinde … Ltd.Şti. hesabına havale edildiği, havale edilen paranın adi ortaklığa ait olduğu, davalı …’in bu parayı temellük etmesinin geçerli bir hukuki sebebe dayalı olduğunun davalı tarafça kanıtlanması gerektiği ancak bu yolda somut bir delil ibraz edilmediği, bu yönü ile para transfer işlemlerinin geçerli bir hukuki sebebe bağlı olarak yapılmadığının anlaşıldığı, sonuç itibariyle 848.123,38 TL + 112.000 TL nin adi ortaklık hesabına dönmesi gerektiği, bu tutarın adi ortaklığa ödenmek üzere davalı … Ltd Şti’inden tahsili gerektiği, davalı …’in haksız iktisabında iyi niyetli olduğunu kanıtlamadıkça, alacağa temellük tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davalının iktisapta iyi niyetli olduğu yönünde her hangi bir delil sunmadığı bu sebeple tahsili gereken tutarlara havale tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 955.213,38 TL’nin davalılardan tahsili ile adi ortaklık hesabına ödenmesine, davalı … yönünden alacağın 848.123,38 TL’sine 26.12.2017 tarihinden, 112.000,00 TL’sine 05.03.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, davalı banka yönünden alacağın tamamına dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, karar verilmiştir.
Davalı …..Ltd. Şti’ye dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı şirket süresinde cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … T. AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında imza incelemesi için alınan … … Raporuna süresi içinde 29.12.2020 tarihli dilekçe ile itiraz edilerek rapor metninde de açıkça “incelemeye sunulan belgelerin yeterli verileri içermemesi sebebiyle yeterli inceleme yapılamadığı”hususu vurgulanmış olmasına rağmen itirazları dikkate alınmadan alınan bu tek raporla davanın hukuka aykırı olarak hükme bağlandığını, mahkemece eksik rapora istinaden hüküm kurulduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, adi ortaklık bünyesindeki ortakların 3. Kişilere dava açmasının yersiz olduğunu, usulsüz işlem yapıldığı iddia olunan hesap adi ortaklık adına olduğundan hak sahibi olan adi ortaklığın dava açabileceğini, müvekkili bankanın işbu davada taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkili bankanın davacı ve davalının ortağı olduğu adi ortaklık sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu sebeple bu davada müvekkili bankanın taraf olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, Ankara 65. Noterliği’nin 10.10.2017 tarihli vekaletnamesi ile …’un adi ortaklığın iki yetkilisi tarafından müştereken banka hesapları açmaya, hesap açılışı için gerekli olan hesap açılış sözleşmelerini ve diğer belgeleri imzalamaya, mevcut ve açılacak yeni hesaplara para yatırmaya ve her türlü evrak ve belgeyi imzalamaya” vekil tayin edildiğini, dolayısıyla vekil …’un “her türlü evrak ve belgeyi imzalamaya” “ve diğer belgeleri imzalamaya” yetkili olmaları ve vekaletname içeriğinde bu yetkiyi kısıtlayıcı herhangi bir ibare bulunmaması sebebiyle söz konusu vekaletname ile yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, …’un bu vekaletname ile adi ortaklığa ait mevduat hesabı açtırdığını, ticari hizmetler sözleşmesini imzaladığını ve internet bankacılığı aktivasyonunu sağladığını, müvekkili banka tarafından dava konusu para transferleri gerçekleştirilmeden önce gerekli yetki kontrollerinin yapıldığını ve vekaletnamede belirtilen geniş yetki koşulları kapsamında işlemlerin yapıldığını, kaldı ki adi ortaklık yetkili ortağı … tarafından, müvekkil bankaya verilen 03.09.2018 tarihli ibraname ile, adi ortaklık hesaplarına ilişkin müvekkil banka nezdinde yapılan tüm iş ve işlemlerin 03.09.2018 tarihi itibarıyla ibra edildiğini, işbu davaya konu hakedişlere dair yapılan tüm aktarımların internet bankacılığı üzerinden yapıldığını, müvekkili banka kayıtlarında, adi ortaklık hesapları kapsamında internet bankacılığı kullanımının sadece … tarafından gerçekleştirildiğini, dolayısıyıyla gerek vekaletname gerek internet bankacılığının adi ortaklık adına tek kullanıcısı olması sebebiyle …’un yapılan işlemlerde yetkili sıfatını haiz olduğunu, kaldı ki internet bankacılığının amaçsal olarak; gelişen teknoloji koşullarında, gerçek kişilerin fiziken katılımına ihtiyaç duyulmaksızın yetkilendirilen bir kişi vasıtasıyla para aktarım işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacına hizmet ettiğini, bu sebeple müvekkili bankanın adi ortaklık hesabına gerçekleştirilen iş ve işlemlerde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, işlemlerin usul, yasa ve bankacılık mevzuatına uygun olduğunu, yapılan ödeme açıklamalarından açıkça görüleceği üzere, ödemelerin adi ortaklık ile ilgili işlere yönelik olarak yapıldığını, dava konusu edilen ödemelerden yaklaşık 8 ay sonra, davacı tarafından ödemelerin iadesine ilişkin işbu davanın açılmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, dava konusu ihtilafın adi ortaklık ile ortaklık bünyesindeki ortaklar arasında olduğunu, müvekkil banka tarafından yapılan ödeme işlemleri yetkililerin talimatları ve imzalarına paralel olarak gerçekleştirilmiş olup, usul, yasa ve bankacılık mevzuatına uygun olduğunu, kaldı ki, dava dışı adi ortaklık yetkilisi tarafından, müvekkil banka; adi ortaklık nezdinde yapılan tüm iş ve işlemler çerçevesinde ekte sunulan ibraname ile ibra edildiğini, dolayısıyla, müvekkil bankadan tamamen bağımsız olan ve adi ortaklığın tamamen iç ilişkisi ile ilgili olup, müvekkil Banka’yı doğrudan ilgilendiren bir durumun bulunmadığını, müvekkil banka tarafından adi ortaklık hesabında gerçekleşen para transferleri usulüne uygun olup, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünülse dahi, adi ortaklığın ve davacının, dava dışı …’un hesaplardan tek başına işlem yapmasına göz yumduklarını ve uzun süre yapılan işlemlere ilişkin olarak hiçbir itirazda bulunmadıklarını, kaldı ki davaya konu ödemelerin hepsi internet bankacılığı üzerinden yapılan ödemeler olup adi ortaklık bünyesinden internet bankacılığı sisteminde kayıtlı ID’ye sahip tek kişinin yetkili … olduğunu, buradan da internet bankacılığı işlemlerinde sadece yetkili …’un yetkili olduğunun zımnen anlaşıldığını, bu nedenle, davacı ve adi ortaklığın yapılan tüm işlemlerden haberdar olduklarını, söz konusu işlemleri bildikleri ve itiraz etmedikleri, yapılan ödeme ve harcamaları benimsedikleri ve icazet verdiklerini, …’un adi ortaklığa ait ana mevduat hesabını açtırmış, internet bankacılığını aktive etmiş ve kullanmaya başlamış olduğundan ve adi ortaklık tarafından kendisine yetki verilen bir vekâletname söz konusu olduğundan; müvekkil banka nezdinde güven tesis edildiğini ve bu hususta bir teamül oluşmasının sağlandığını, ayrıca, yukarıda belirtilen dava dışı adi ortaklık yetkilisi … tarafından müvekkili bankaya hitaben verilen ibraname ile, …’un yetkili olduğu hususuna icazet verildiğini, davacının tek amacının, adi ortaklık içerisindeki finansal anlaşmazlıkları ve zararları, müvekkil bankanın ödeme gücünden kesin olarak emin olduğu için ; bu dava ile telafi etmeye çabasında olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı banka vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, dava dışı … Ltd. Şti-…..Ltd. Şti. Adi ortaklığının davalı banka nezdindeki hesabından yetkisiz kişi tarafından internet bankacılığı aracılığıyla çekilen ve anılan adi ortaklığın ortağı olan davalı …..Ltd. Şti hesabına aktarılan paranın iadesi istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 24.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu uyuşmazlığın, davalı banka nezdindeki adi ortaklık hesabından gerçekleşen 26/12/2017 tarihli 848.218 TL, 05/03/2018 tarihli 112.000 TL, 06/03/2018 tarihli 3.776 TL ve 06/03/2018 1.198,77 TL tutarlı para transfer işlemleri olduğu, adi Ortaklığa ait hesap hareketleri üzerinde yapılan incelemede;
adi ortaklık hesabına 25/12/2017 tarihinde 848.217,58 TL ve 01/03/2018 tarihinde 116.979,77 TL hakediş bedelinin EFT olarak geldiği,
gelen hakediş bedelinin 26/12/2017 tarihinde 848.123,38 TL’sinin 05/03/2018 tarihinde 112.000,00 TL’sinin … Ltd.Şti. hesabına havale edildiği,
06/03/2018 tarihinde 3.776 TL dava dışı … Mim.Ltd.Şti. firmasına araç kira bedeli ödemesi açıklamasıyla EFT işlemi yapıldığı,
06/03/2018 tarihinde 1.198,77 TL dava dışı … hesabına araç kira ödemesi açıklamasıyla 1 havale işlemi yapıldığı,
Dava konusu edilen transfer işlemleri toplamının (848.217,58 TL +112.000,00 TL =955.213,38 TL olup 06.03.2018 tarihinde yine internetten yetkili kılından … tarafından yapılan 3.776,00 TL bedelli işlem ile 06.03.2018 tarihinde yine internetten yapılan 1.198,77 TL bedelli işlem dava konusu değil) 955.213,38 TL olduğu, para transferlerinin internet bankacılığı üzerinden … tarafından gerçekleştirildiği,…..Başvuru formu ve banka ekran görüntüler üzerinde yapılan incelemede, dava dışı …’un adi ortaklık internet bankacılığı hesabının tek kullanıcısı olarak yetkilendirildiği, para transferlerinin de bu yetki kapsamında gerçekleştirildiği, başka bir anlatımla dava dışı …’un davaya konu para transfer işlemini adi ortaklık adına internet bankacılığı üzerinden yapma yetkisinin bulunduğu bildirilmiştir.
Davacı vekilinin internet bankacılığı başvuru formundaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığına dair 12.02.2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve davacı …..Ltd. Şti. Yetkilisi …21.10.2020 tarihli celsede mahkemece aslı gösterilen 16.10.2017 tarihli …… kaşesi üzerindeki kendi adına atılı imzanın eli ürünü olmadığını bildirmiştir. Davacı şirket temsilcisinin yazı ve imza örnekleri alınarak yapılan incelemede; belge üzerindeki imzaların davacı şirket temsilcisi …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. (Bkz. … Gn. K.lığı … Laboratuvar Amirliğinin 10.12.2020 tarihli raporu)
Davalı adi ortaklığın hesabından dava dışı … tarafından yine internet bankacılığı yoluyla 06/03/2018 tarihinde 3.776 TL dava dışı … . firmasına araç kira bedeli ödemesi açıklamasıyla yapılan EFT işlemi ile 06/03/2018 tarihinde 1.198,77 TL dava dışı … hesabına araç kira ödemesi açıklamasıyla yapılan havale işlemi uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, dava dışı …..Ltd. Şti. &… ..Ltd. Şti. İş ortaklığının ortağı olan davacı tarafından açılan işbu davada, anılan adi ortaklığın davalı banka nezdindeki şubesinden internet bankacılığı yolu ile adi ortaklığın diğer ortağı olan davalı ortağın hesabına 26.12.2017 tarihinde 848.217,58 TL, 05.03.2018 tarihinde ise 112.000.00 TL olarak gerçekleştirilen yapılan iki adet toplam para transfer işlemlerinin usulsüz olup olmadığı, davalı banka ile davalı diğer ortağın işbu usulsüz para transferi sebebiyle sorumlu tutulup tutulamayacakları noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle dava dışı adi ortaklık niteliğindeki …..Ltd. Şti. &…..ltd. Şti. İş ortaklığını oluşturan ortaklar davacı ve davalı olarak işbu davada yer aldıklarından taraf teşkilinin sağlanmış olduğunun kabulü gerekmiştir. Dava dışı anılan adi ortaklığı oluşturan davacı ortak, noterlikçe düzenlenen adi ortaklık sözleşmesine göre dava dışı adi ortaklığın ortaklığı oluşturan şirketin yetkili temsilcilerinin müştereken imzası ile para çekmeye yetkili olduklarını, davacı şirketin bilgisi dışında dava dışı adi ortaklığın davalı banka nezdindeki hesabına yatırılan iş ortaklığının üstlendiği işe ait hak ediş bedellerinin 26.12.2017 ve 05.03.2018 tarihlerinde davalı ortağın hesabına usulsüz olarak havale edildiğini ileri sürmüş, davalı banka vekili ise işbu havale işlemlerinin anılan adi ortaklıkça vekaletname ile yetkili kılınan … tarafından internet bankacılığı yolu ile gerçekleştirilmiş olması sebebiyle işlemlerin usulüne uygun olduğunu, kaldı ki davacı şirketin uzun süre bu işlemler karşısında sessiz kalması sebebiyle yapılan para transfer işlemlerini de benimsediğini, davalı şirket tarafından müvekkili bankanın bu işlemler sebebiyle ibra edildiğini savunmuştur. Gerçekten de dosya kapsamında yer alan Ankara 65. Noterliği’nce düzenlenen 10.10.2017 tarihli vekaletname incelendiğinde; dava dışı …’un adi ortaklık adına banka hesabı açmaya, hesaplara para yatırmaya, her türlü belgeyi tanzim ve imzalamaya, tüm bu hususlarla ilgili yapılması gereken iş ve işlemleri yapmaya yetkili kılındığı görülmektedir. Ne var ki, vekaletnamede dava dışı …’a adi ortaklık hesabından para çekmeye veya internet bankacılığı üzerinden işlem ve havale yapma konusunda yetki verilmediği açıktır. Bununla birlikte 16.10.2017 tarihli 4538362 form nolu kurumsal internet ve telefon şubesi başvuru formunun adi ortaklık adına …ve … tarafından imzalandığı, başvuru formunda kullanıcılar başlığı altında …’un adı soyadı ve TC kimlik nosunun yazılı olduğu tespit edilmiştir. Başka bir anlatımla internet bankacılığı için dava dışı … yetkilendirilmiştir. Buna karşılık davacı şirket yetkilisi …vekili gerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde gerekse davacı …..Ltd. Şti. Yetkilisi …21.10.2020 tarihli celsede mahkemece aslı gösterilen 16.10.2017 tarihli Kurumsal İnternet Şubesi ve Kurumsal Telefon Şubesi Başvuru Formunda … ve … İş Ortaklığı kaşesi üzerindeki kendi adına atılı imzanın eli ürünü olmadığını beyan etmek suretiyle işbu belgedeki adına atılı imzayı açıkça inkar etmiştir. Şu halde dava dışı …..Ltd. Şti.&…..Ltd. Şti. Kaşesi üzerinde yer alan imzalar, işbu belgenin düzenlendiği 16.10.2017 tarihinde, 05.10.2017 tarihli Adi ortaklık sözleşmesinin 4. Maddesi gereği adi ortaklığı müştereken imzaya yetkili kılınan davacı tarafından açıkça inkar edilmiş olduğuna göre davalı banka işbu belgedeki imzanın davacı eli ürünü olduğunu ispatla yükümlüdür. Bu itibarla ilk derece mahkemesince HMK’nın 211. Maddesi uyarınca, imzanın inkar edildiği 16.10.2017 tarihli başvuru formundan öncesine ait mukayeseye esas davacının imzasının bulunduğu belge asılları getirtilmiş, davacının huzurda istiktab tutanakları alınarak yaptırılan imza incelemesi sonucunda … … Labıratuvarı tarafından düzenlenen 10.12.2020 tarihli grafoloji raporunda söz konusu belge üzerindeki imzaların davacı şirket temsilcisi …’ın eli ürünü olmadığı usulüne uygun olarak tespit edilmiştir. Bu durumda davalı bankaca, söz konusu 16.10.2017 tarihli 4538362 form nolu kurumsal internet ve telefon şubesi başvuru formunun adi ortaklık adına kaşe üzerinde atılı bulunan imzanın anılan adi ortaklığın müştereken yetkili temsilcilerinden olan …’a ait olduğu ispatlanamamış olduğuna göre, dava konusu internet bankacılığı yolu ile dava dışı … tarafından dava dışı adi ortaklığın davalı banka nezdindeki hesabından 26.12.2017 tarihinde 848.217,58 TL, 05.03.2018 tarihinde ise 112.000,00 Tl olarak davalı …..Ltd. Şti. Hesabına yapılan havale işlemlerinin usulsüz olduğu ve bu usulsüz işlemler sebebiyle davalı bankanın da sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince davanın davalı banka yönünden kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davalı banka vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir. Davacı şirket tarafından işbu usulsüz işlemler benimsenmiş değildir. Zira davacı şirketçe davalı bankaya keşide olunan bila tarihli ihtarname ile usulsüz olarak transfer edilen paraların iadesini talep etmiş, davalı bankaca 26.10.2018 tarihli cevabi yazı ile iade talebi reddedilmiş, bunun üzerine 26.10.2018 tarihli şikayet dilekçesi ile davalı bankanın dava dışı adi ortaklığın hesabının bulunduğu Ankara- İvedik … …. Bölgesi Şubesi yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Kaldı ki, dosyaya sunulan belgeler ve taraf vekillerinin beyan ve kabulleri doğrultusunda; adi ortaklık tarafından gerçekleştirilen imalata karşılık Sinop Üniversitesi tarafından davalı banka nezdinde bulunan uyuşmazlık konusu olan ……… nolu adi ortaklık hesabına olay tarihinden önce iki farklı tarihte toplam 1.447.478 TL transfer edilen hakediş tutarının 480.000 TL’sinin …ve …’nın müşterek imzalı talimatı ile … hesabına aktarıldığı da anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu transfer işlemlerinden önce adi ortalık hesabına yatırılan hakediş bedellerinin, davacı adi ortaklığı oluşturan şirketlerin yetkililerinin imzalarını içeren müşterek talimatı ile dava dışı ……Ltd. hesabına transfer edilmektedir.
Ayrıca davalı banka vekili, dava dışı adi ortaklığın diğer ortağı olan davalı …..Ltd. Şti. Yetkilisi tarafından 03.09.2018 tarihli ibraname ile ibra edildiğini iddia etmiştir. Söz konusu ibranamede her ne kadar dava konusu işlemler nedeniyle bankanın ibra edildiği belirtilmiş ise de adi ortaklık kaşesi üzerine atılı bulunan tek imzanın sahibi …’nın adi ortaklığı münferiden temsile yetkili olmadığı gözetildiğinde işbu ibranamenin adi ortaklık yönünden bağlayıcı olmadığının kabulü gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı banka vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı bankadan alınması gereken 65.250,63 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta peşin alınan 59,30 TL maktu ve 16.253,35 TL nispi harç toplamı 16.312,65 TL’nin mahsubu ile bakiye 48.937,98 TL’nin davalı bankadan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı banka tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan incelemede, HMK’nın 362/1-a. maddesine göre kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay’ın ilgili Dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.