Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/648 E. 2022/807 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/648 Esas 2022/807 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/648
KARAR NO : 2022/807

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
NUMARASI : 2019/22 Esas 2020/655 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Kazımkarabekir Şubesinin dava dışı … Ltd.Şti. ile 14/06/2013 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzaladığını, davalının bu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine Ankara 42. Noterliğinin 22/11/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek davalının temerrüde düşürüldüğünü, borcun ödenmemesi üzerine Ankara 10.İcra Müdürlüğünün 2018/14230 esas sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; muaccel bir borç olmadığı için usulüne uygun olarak borcun temerrüde düşürülmediğini, asıl borçlunun konkordato ilan etmesi üzerine hesap kat edilmiş olması nedeniyle İİK kapsamında geçerli bir hesap katının bulunmadığını, davacı Banka tarafından keşide edilen ihtarnameye yasal süresi içinde itiraz edildiğini, bu nedenle hesap katında bildirilen alacak ve faiz miktarının da kesinleşmemiş olduğunu, İİK.nın 45. maddesi kapsamında alacak rehin ile temin edildiğinden ve fazlası ile borca yeterli ipotek bulunduğu için davalıya takip yapılamayacağını, davalı taraf kredi asıl borçlusu olmadığı gibi ipotek borçlusu da olmadığını, bu nedenle kefil sıfatıyla müvekkili davalı hakkında ancak ipoteği aşan kısım için tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ilamsız takip başlatılabileceğini, Ankara 10.İcra Müdürlüğünün 2018/14231 sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, davalının kredinin asıl borçlusu olmadığını, depo talebi yönünden sözleşmede açık hüküm bulunmadığı için depo talep edilemeyeceğini bildirerek davanın reddi ile alacağın % 20’sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı, ipoteklerin kefalet borçlarının da teminatı olacak şekilde verildiğini beyan etmiş ise de bu ipotek asıl borçlunun borcunun ve asıl borçlunun kefil olduğu durumda kefaletinin teminatı için verildiği, davalı kefilin kefalet borcu için verilmiş bir ipotek olmadığı, dolayısıyla İİK nun 67. maddesine göre ilamsız icra takibi yapılmasında hukuka aykırılık görülmediği, asıl borçlu şirket hakkında konkordato davası olması da davalı aleyhine takip yapılmasına engel olmayacağı, alacağın muaccel olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/14230 Esas sayılı dosyasında, davalının 2.068.176,15TL asıl alacak, 3.464,26TL işlemiş faiz, 166,33TL BSMV, 618,48TL masraf toplamı 2.072.287,64TL’ye yaptığı itirazın iptali ile takibin bu rakam üzerinden 1.933.118,44TL’lik kısmına %28,56 faiz oranı, 75.057,71TL’lik kısmına %33 oranında takip tarihinden itibaren işletilecek faizleri ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında hesaplanan 414.457,53TL icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının arabuluculuk toplantısına mazeretsiz olarak katılmadığından yargılama giderlerine katlanması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı alacak için devam etmekte olan ipotekle takip bulunduğundan ilamsız takip yapılamayacağını, müvekkilinin usulünce temerrüde düşürülmediğinden faizin kat ihtarnamesi ile hesaplanmasının yasaya aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili UYAP üzerinden gönderilen 27/05/2022 tarihli dilekçesi ile, istinaf kanun yoluna başvurmaktan feragat ettiklerini ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı banka vekili UYAP üzerinden gönderilen 02/06/2022 tarihli dilekçesi ile de vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili UYAP üzerinden gönderilen 24/05/2022 tarihli dilekçesi ile, istinaf kanun yoluna başvurmaktan feragat ettiklerini ve vekalet ücreti, yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra taraf vekillerince istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davacı ve davalı vekilinin istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2. maddesi gereği feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 162,10 TL ve 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde istinafa başvuran tarafa iadesine,
3-Davalının adli yardım talebi kabul edilmiş olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf giderlerinin başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.