Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/640 E. 2023/675 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/640 Esas 2023/675 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/640
KARAR NO : 2023/675

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/07/2020

NUMARASI : 2019/729 Esas 2020/339 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023

Taraflar arasındaki tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … vekili tarafından dava dışı …’un … Müdürlüğünün 08/12/1999 tarihli sözleşmeyle ihale ettiği ve diğer davalı …’ün yüklenici olarak üstlendiği … Beldesi şebeke yenileme işinde yüksek gerilim elektrik montaj-demontaj ustası olarak çalışırken 09/07/2000 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu %37 oranında malül kaldığını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığı gerekçesiyle … ve … Müdürlüğü aleyhine Ordu İş Mahkemesinin 2015/59 Esas 2016/38 Karar sayılı dosyasında açılan maddi ve manevi tazminat davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2011/3839 Esas- 2011/6392 Karar sayılı 18/07/2011 tarihli kararıyla Yerel Mahkeme kararı düzeltilerek onanarak davanın kesinleştiğini, söz konusu dava kapsamında alınan ve karara esas alınan kusur raporunda davacı …’un %20, davalılardan …’ın %30 ve diğer davalı işveren …’ün %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, maddi ve manevi tazminat davası sonucunda açılan icra dosyasının tüm borcunun Genel Müdürlükçe ödendiğini, dava dosyasının takibi ve icra dosya borcundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7. Maddesi ve alt bentleri gereğince … A.Ş’nin sorumlu olduğunu iddia ederek toplam 33.902,62 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 06/11/2009 tarihinde müvekkil … A.Ş.’deki %100 oranındaki kamu hissesinin blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla ihaleye çıkıldığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ihale ile … Anonim Şirketi’nin %100 hissesinin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07/06/2010 tarihli kararı gereğince ihalede en yüksek bedeli vermiş olan … A.Ş. tarafından devralındığını, ödenen bedelden müvekkilinin sorumlu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 24/07/2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinden önce doğan alacaktan davacının sorumlu olduğu, ödemeye esas mahkeme kararındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İHDS’den önceye ilişkin olduğu, yapılan ödemenin hisse satış sözleşmesinin 9.4 maddesinin atfıyla İHDS’nin 7.4 maddesi uyarınca rücuya tabi olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rücu taleplerine dayanak olan ihtilafta işçinin 3. Kişi konumunda olmadığını, iş kazasının meydana geldiği bölgenin olay sırasında müvekkili tarafından değil davalı tarafından yerine getirildiğini yani müvekkilinin elektrik dağıtım faaliyetinde bulunmadığını, dolayısıyla herhangi bir faturayı düzenleyip gelir elde etmediğini, vekalet ücretinin hatalı ve eksik hesaplandığını, arabuluculuk giderinin müvekkili kurum tarafından karşılanmasına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ordu İş Mahkemesi’nin 28/01/2016 tarih ve 2015/591 Esas ve 2016/38 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … ve … Müdürlüğü aleyhine 09/07/2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu maluliyete ilişkin maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih ve 2016/13530 Esas ve 2017/4895 Karar sayılı ilamı ile düzelterek onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ordu 18. İcra Müdürlüğünün 2016/13275 Esas sayılı takip dosyasında; davacının yukarıda zikredilen ilama istinaden 13.11.2017 tarhinde 78.670,83 TL, ödeme yaptığı görülmüştür.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde;” sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu”,7.2.maddesinde , “işletme hakkı … tarafından devredilen dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak, sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal …’a bildirilir. Söz konusu dağıtım tesislerinin mülkiyetine dair bu idari veya hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bunlardan doğan her türlü hükümlülük …’a aittir. Şirket gecikmesinde tehlike olan durumlarda …’a bildirimde bulunmakla birlikte … adına veya hesabına gerekli tedbirleri almak ve işlemleri yapmakla yükümlüdür. Şirket tarafından alınan tedbirler ve gerçekleştirilen işlemlere ilişkin masraflar belgelendirilmek ve makul olmak şartı ile … tarafından karşılanır. “düzenlemesi mevçuttur.
Davacı şirket, dayanak ilam nedeniyle … Müdürlüğü aleyhine hükmedilen miktarın ve ferilerinin 13.11.2019 tarihinde ödendiğini belirterek İHDS kapsamında davalı …’tan rücuen tahsilini talep etmiş ise de, rücuya dayanak ilama ilişkin talebin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin yapılmasından önce 09/07/2000 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkin olduğu, somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığı, rücuen alacağa dayanak olan Ordu İş Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının İHDS öncesi meydana gelen kaza nedeniyle ödemiş olduğu bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmadığı, rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin bir uyuşmazlık da olmadığı, öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı böylelikle 24/07/2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinden önce doğan alacaktan davacının sorumlu olduğu, ödemeye esas mahkeme kararındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İHDS’den önceye ilişkin olduğu, yapılan ödemenin hisse satış sözleşmesinin 9.4 maddesinin atfıyla İHDS’nin 7.4 maddesi uyarınca rücuya tabi olmadığı rücuya esas davadan işçinin 3.kişi olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi-
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.