Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/626 E. 2023/275 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/626 Esas 2023/626 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/626
KARAR NO : 2023/275

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2021
NUMARASI : 2020/485 Esas 2021/55 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak ( İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2023

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla ilgili kanun hükümleri uyarınca kurulduğunu, özelleştirme işlemleri gereği … mülkiyetinde bulunan dağıtım sistemlerinin işletme hakkı 24/07/2006 tarihli İHDS ile devredildiğini, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü yıllarda dava dışı …’ın maliki olduğu taşınmaza …’ın kamulaştırmasız el atması nedeniyle müvekkili şirkete karşı 01/06/2010 tarihinde Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/45 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, bu davadan dolayı müvekkili şirketin 19/03/2014 tarihinde toplam 13.383,70 TL Midyat İcra Müdürlüğü hesabına zaruri olarak ödemede bulunduğunu, söz konusu olaydan kaynaklı sorumluluğun davalı …’ın olduğunu belirterek Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/45 Esas ve 2013/96 Karar sayılı ilamı uyarınca müvekkili şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 13.383,70 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, iş bu davanın rücu talebine ilişkin olduğunu, zaman aşımı süresinin 2 yıl olduğunu, ödemenin yapıldığı dava konusu alacak zaman aşımına uğradığını, rücu konusu kararda bahsi geçen alacağın …’a bırakılan alacaklardan olmadığını, davacının talebinde haklı olduğunu iddia etse de 30/03/2013 tarihinde getirilen düzenleme tarihinden öncesinde kesinleşen karar ile yürürlüğe girdiği tarih sonrasında kesinleşen kamulaştırmasız el atma davalarında sorumluluğun belirlenmesine yönelik olduğunu, belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının işletme hakkı devir sözleşmesinin yukarıda ayrıntısına yer verilen 7.4. maddesi gereğince, davacı tarafından sözü edilen mahkeme ilamı uyarınca ödediği tüm tutardan sorumlu olduğu, eldeki davanın dayanağı ihtilafın sözleşmenin imza tarihinden önce 28/12/1988 tarihinde gerçekleşen bir kamulaştırmasız el atma olayına dayalı olup, davacının ödemiş olduğu ve belgelendirdiği bedeli davalıdan talep hakkı bulunduğundan ve alacak hakkı ödeme tarihinde oluştuğundan ödeme tarihinden itibaren, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi talep edebileceği anlaşıldığından bilirkişi raporu alınması gerekli görülmeden davanın kabulüne, 13.833,70 TL’nin ödeme tarihi olan 19.03.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dayanak davada yer alan taşınmazın … adına tescilinin yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, devir öncesinde sonuçlanmış ve ödemesi yapılmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin ancak mahkeme kararında yer alan alacak miktarından sorumlu olacağını, icra takibine ilişkin giderler, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden müvekkilinin sorumlu olmadığını, dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, ilk derece mahkemesince yeterli inceleme yapılmaksızın ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/45 Esas 2013/96 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …, davalısının … olup, 28/12/1988 yılında gerçekleştirilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle maddi tazminat istemli dava sonucunda davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın … Genel Müdürlüğü lehine tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2013 tarih ve 2013/15354 Esas 2013/17321 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onama kararı ile kesinleştiği görülmüştür.
Midyat İcra Müdürlüğü’nün 2015/590 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olup, alacaklı tarafından Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/45 Esas 2013/96 Karar sayılı ilamına dayalı 11.730,22 TL alacağı olduğundan bahisle alacağı olduğundan bahisle ilamlı icra takibinde bulunduğu, davacının dosya hesabına 19/03/2014 tarihinde toplam 13.383,70 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Dayanak ilamda davalı … lehine irtifak hakkı kurulmuş olduğu görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … tarafından Kamulaştırmasız El Atmadan ötürü … aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda açılan davanın kabulüne, 7.231,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve dava konusu taşınmazın … Genel Müdürlüğü lehine tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2013 tarih ve 2013/15354 Esas 2013/17321 Karar sayılı ilamı onanarak kesinleştiği, dava dışı 3.kişinin kesinleşen karardan kaynaklanan alacağının tahsili talebi ile…Müessese Müdürlüğü aleyhine icra takibi başlattığı, davacının kesinleşen karar nedeniyle 19/03/2014 tarihinde toplam 13.383,70 TL ödendiği, dayanak alacak mülkiyet hakkına dayandığından davacı şirketin davalı şirkete söz konusu dayanak dava ve icra dosyasından ihbarda bulunması gerektiği, davacının ise bu konuda ihbarda bulunmadığından ancak dayanak ilamda hüküm altına alınan 7.231,00 TL asıl alacak ile 862,72 TL vekalet ücreti ile 1.223,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 9.317,32‬ TL talep edebileceğinden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Rücuya dayanak davada hüküm altına alınan alacağa yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması tarafların tacir sıfatı nedeniyle hüküm altına alınan alacağın avans faizi uygulanmasını ortadan kaldırmayacaktır. Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2021 tarih ve 2020/485 Esas 2021/55 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
9.317,32‬ TL’nin ödeme tarihi olan 19/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 636,47 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 228,57 TL harcı ile bakiye karar harcı olarak davalı tarafından yatırılan 716,41 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 308,51‬ ‬TL harcın davalıya iadesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 228,57 nispi harç ile 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 282,97‬ TL harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta 29,80 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 20,07 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça arabuluculuk ücreti olarak yatırılan 1.320,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre hesap edilen 430,95‬ TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, (bakiye 889,05‬ TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine),
8-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 4.516,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 236,25 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 45,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.01/03/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.