Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/619 E. 2023/505 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/619 Esas 2023/505 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/619
KARAR NO : 2023/505

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2021
NUMARASI : 2017/706 Esas 2021/92 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023

Taraflar arasındaki haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün müvekkili şirketin Müdürler Kurulu Başkanlığı görevini yürütürken 25.05.2016 tarihinde müvekkili şirketle faaliyet konusu aynı olan …. Ltd. Şti.’ne kurucu ortak olduğunu, bu suretle TTK’nun özen ve bağlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağı hükümlerini ihmal ettiğini, …. Ltd. Şti.’ne ortak ettiği 30.06.2016 tarihinde istifa eden müvekkili şirket çalışanı … ile …’a toplam (50.000,00 + 50.000.00) = 100.000,00 USD nakit prim ödediğini, müvekkili şirkete rakip şirket kuran şirket çalışanlarına prim ödenmesi işleminin hukuka, ticari ahlak ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, muvazaalı bir işlem olması nedeniyle hüküm ve sonuçlarının geçersiz olduğunu, anılan şirket çalışanları hakkında iş hukuku kapsamına giren rekabet yasağı nedeniyle Ankara Batı 1. İş Mahkemesi nezdinde 2017/764 ve 2017/765 Esas No.lu dava dosyaları ile dava açıldığını belirtmek suretiyle davalının birlikte rakip şirketler kurduğu çalışanlara Müdür olarak ödediği 100.000.00 USD’nin muvazaalı işlem olması nedeniyle işlemin iptali ile şimdilik 100.000.00 USD’nin (Dava değeri 50.000,00 USD olarak ıslah edilmiştir.) yabancı para olarak müvekkil şirkete ödenmesine, TBK’nun 60. maddesi gereği en iyi giderimin Hakim tarafından sağlananına, TBK’nun 114. maddesi hükmü gereği TBK’nun 76. maddesi hükmündeki geçici ödeme kapsamında sonradan hükmedilecek bedele mahsuben prim adı altında verilen 100.000,00USD’lık zararın (Dava değeri 50.000,00 USD olarak ıslah edilmiştir.) davalıya yargılamanın başında yabancı para cinsinden GTC’ye ödettirilmesine, rekabet yasağının çiğnenmesi sonucunda oluşan zararların tespit edilmesine ve tazmin edilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bu belirsiz alacağın 10,00TL ’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, …. Şti.’nin … ve … haricindeki çalışanlarına da prim ödendiğini, ödemelerin diğer şirket müdürü …’nun bilgisi dahilinde yapıldığını, prim ödemelerinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, …. Ltd. Şti.’nin …. Şti.’ne rakip olarak kurulmadığını, rakip olarak kurulduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, primlerin … ve …’ın istifa etmeleri karşılığında ödendiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, işçinin hakettiği ücret ve ücrete ek prim alacağının haklı fesih halinde bile ödenmesi gerektiğini belirtmek suretiyle davanın reddine, davacının disiplin para cezasına mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; …. Şti.’nden istifa etmek suretiyle ayrılan şirket çalışanı … ile …’a istifa etmeleri öncesinde prim ödemek suretiyle …. Şti.’nin toplam 100.000,00 USD zarara uğratıldığı iddiasının, davacı …. Şti.’nden istifa etmek suretiyle ayrılacaklarının bilindiği kabul edilen … ile …’a geçmiş hizmetlerindeki başarıları dolayısıyla istifa etmeleri öncesinde toplam (50.000,00 USD + 50.000,00 USD) = 100.000,00 USD prim ödenmesi işleminin iş hukukuna uygun olup olmadığı hususu irdelenmek suretiyle sonuçlandırılması gerektiği, bu nedenlerle, davacı …. Şti.’nden istifa edeceği bilinen … ile …’a geçmiş hizmetlerindeki başarıları dolayısıyla yapılan toplam (50.000,00 USD + 50.000,00 USD) = 100.000,00 USD prim ödemesinin, işbu dava dosyası kapsamında şirket zararı olarak davalı …’den talep edilemeyeceği kanaatine varıldığından, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
18/04/2018 tarihli duruşma zaptı 6 no’lu ara kararında harca ilişkin usul hatası yapıldığını, davanın birden çok taleple açıldığını, bazılarının kısmi alacak, bazılarının ise belirsiz alacak davası olduğunu, prim ödemesinden kaynaklanan davanın kısmi eda davası olduğu halde mahkemece talep edilen 100.000,00 USD olduğu, harcın buna göre tamamlanması, eksik harç nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması kararının hatalı olduğunu, dava dilekçelerinde açıkça fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak, ve şimdilik kaydıyla kısmi eda davası konu edildiği halde ve aşamalarda verilen 29/05/2018 tarihli, 31/05/2018 tarihli, 16/07/2018 tarihli dilekçeler ile ara karardan dönülmesinin talep edildiğini, 10/07/2018 tarihli ara karar ile dosyanın işleme konulmasının reddedildiğini, bu nedenle harç tamamlaması işlemi yapıldığını, hatalı ara karar olmasaydı davalı lehine vekalet ücreti oluşmayacağını, ara karara karşı ancak nihai kararla birlikte kanun yoluna başvurulabileceğini, istinaf dilekçesinin ayrıca sunulacağını, bu hatalı ara karar ile oluşturulmuş hüküm ve sonuçların da mutlak bozma sebebi olduğunu,
Davalı …’ın …’yi birlikte kurduğu davacı şirketin iki çalışanına fazladan 57.500 USD ödendiğini gösteren kesin delilin dinlenmediğini, davalının bu dava ile bağlantılı aynı mahkemede görülüp karara bağlanan 2017/209 Esas sayılı dosyasındaki savunmasında şirket ortaklar kurulu kararı ile iki çalışana 42.500 USD prim ödemesi yapıldığını beyan ettiğini, davalının bu savunmasının kesin delil mahiyetinde olduğunu, yapılan prim ödemelerinin muvazaalı olduğunu, davacı şirkete zarar verdiğini, davacı şirkete bağlılık yükümlülüğüne ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, davalının ikinci müdürün e-postasına dayanak göstererek davacı şirketin oluşan zararından kurtulamayacağını, ödeme tarihinde müdürler kurulu başkanı olan davalı ile ikinci müdürün birlikte kendi başlarına kararlar alarak 100.000,00 USD ödeme yaptıklarını, ortaklar kurulu kararı alınmadan ödeme yaptıklarını, zarardan sorumlu olduklarını, zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişsiz ve eksik incelemeye dayandığını, bu rapora dayanılarak karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararında müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, ancak davacı yanın dava dilekçesinde yabancı para alacağının tahsilini talep ettiğinden Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/6569 Esas 2019/16794 Karar sayılı kararı gereğince yabancı para alacağının karar tarihi itibariyle Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL’ye çevrilerek hesaplanacak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken karar tarihi yerine dava tarihinin alınmasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haksız rekabetin giderilmesi ve oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Batı 1. İş Mahkemesi’nin 01/03/2019 tarih ve 2017/764 Esas, 2019/165 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …Limited Şirketi, davalısının … olup, … tarafından davacıya hak etmediği halde muvazaalı bir işlemle 22.500 USD prim ödendiği ve ön muhasebe cari hesap ekstresindeki 27.000 USD borcu silinerek 50.000 USD zarara uğratıldığını iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak şirket zararının ve 50.000 USD prim ödemenin tahsiline ilişkin dava açıldığı, mahkemece prim ödemesinin şirketçe yapılacağının kararlaştırıldığından buna yönelik talebin reddine karar verildiği, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 27/04/2021 tarih ve 2020/1012 Esas 2021/1256
Karar sayılı ilamı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 27/07/2021 tarihinde kesinleştiği,
Ankara Batı 1. İş Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarih 2017/765 Esas 2019/831 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …Limited Şirketi, davalısının … olup, … tarafından davacıya hak etmediği halde muvazaalı bir işlemle 20.000 USD prim ödendiği ve ön muhasebe cari hesap ekstresindeki 30.000 USD borcu silinerek 50.000 USD zarara uğratıldığını iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak şirket zararının ve 50.000 USD prim ödemenin tahsiline ilişkin dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen karara karşı davacı vekiline istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2022 tarih ve 2020/2712 Esas 2022/3402 Karar sayılı ilamı ile davacının ihbar tazminatına dair istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının (bu yönden) kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, net 16.963,97 TL ihbar tazminatı alacağının 100,00 TL’sinin dava tarihi olan 11.12.2017 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 17.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizini aşmamak kaydıyla yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 29/11/2022 tarihinde kesinleştiği,
Dairemizin 22/04/2021 tarih ve 2020/1444 Esas 2021/594 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …Limited Şirketi, davalısının … olup, şirket çalışanlarına muvazaalı şekilde prim ödemesi yapıldığı, şirketin zarara uğratıldığından bahisle şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan açılan davada maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden kaldırılmasına, maddi ve manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 22/06/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
…. Şti.’nin sicil özetine göre; şirketin kurucusunun … olduğu, 04.04.2014 ve 02.05.2014 tarihlerinde …, …’e yaptığı hisse devirleri sonucunda davacı şirketin dört ortaklı şirket haline dönüştüğü, davalı …’ün davacı şirkette %33,5 oranında toplam değeri 335.000,00 TL olan 1340 adet paya sahip olduğu, davalının 20.10.2016 tarihine kadar münferiden gerekse müştereken davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürler kurulu başkanı olarak görev yaptığı, anılan tarihe kadar gerek 20.10.2016 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında görev ve yetkilerinin iptal edildiği,
…. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydının incelenmesinde; ortaklarının …, … ve … olup, şirketin 50.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, 30/05/2016 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilan olunduğu,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 626. maddesinde; müdürlerin ve yönetimle görevli kişilerin, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü oldukları, 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklı olduğu, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacakları, şirket sözleşmesinin ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebileceği, müdürlerin de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabi olacakları düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli Muhasebe ve Finansman alında Öğretim Görevlisi, Haksız Rekabet alanında uzman bilirkişi ve Sayıştay Denetçisi bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek raporda belirtildiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de açıklandığı üzere davalı …’ün, ortağı olduğu …. Ltd. Şti.’nin kurulduğu 24.05.2016 tarihinde davacı …. Şti.’nin Müdürler Kurulu Başkanı olarak şirkette temsil ve ilzam yetkisinin devam ettiği, …. Ltd. Şti. ile …. Şti.’nin amaç ve faaliyet konularının benzer nitelikte ise de, dava dışı …. Ltd. Şti.’nin 2016 ve 2017 yıllarında kayda değer bir ticari faaliyetinin olmadığı, özellikle davacı …. Şti.’nin Azerbeycan ve Türkmenistan’daki müşterileri ile herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunmadığı, davalı yanın davacı şirketin müdürler kurulu başkanı olmasına rağmen dava dışı şirket ortağı olmasından ötürü özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığı, rekabet yasağını ihlal ettiği iddia edilmiş olmasına rağmen davacı şirketin maddi zarara uğradığı hususunun davacı yanca somut bilgi belgelerle ispatlanamadığı,
16.05.2015 tarihinde …’e 50.000,00 USD, …’a 50.000,00 USD prim ödenmek suretiyle davacı şirketin 57.500,00 USD zarara uğratıldığı iddiasına gelince; davacı …. Şti.’nin yurtdışında üstlendiği işlerin başarıyla tamamlanmasına katkılarından dolayı şirket çalışanlarına prim ödenmesine yönelik davacı şirketçe karar alınmıştır. Prim ödemelerinin yapılmasından sonra dava dışı … ile … 30.06.2016 tarihinde istifa etmek suretiyle davacı şirketten ayrıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, dava dışı her iki çalışana fazla prim ödenmiş ise de, ödemenin davacı …. Şti.’nin ortağı ve temsil ve ilzama yetkili Müdürü … tarafından davalı …’e gönderilen 09.05.2016 tarihli e-mail’den hareketle yapıldığı, dava dışı … ile …’a ayrı ayrı yapılan 50.000,00 USD prim ödemelerinden diğer ortakların bilgisi dahilinde …’nun talebi üzerine yapıldığı, …’nun da 18.04.2018 tarihli duruşmada dava dışı … ile …’a yapılan prim ödemelerinden haberdar olduğunu beyan ettiği, aynı olayla ilgili olarak davacı …. Şti.’nin … ile … hakkında rekabet yasağını ihlal ettikleri iddiasıyla Ankara Batı 1. İş Mahkemesi’nin 01/03/2019 tarih ve 2017/764 Esas, 2019/165 Karar ve Ankara Batı 1. İş Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarih 2017/765 Esas 2019/831 Karar sayılı dava dosyaları ile dava açtığı, açılan her iki davanın retle sonuçlandığı, kararların davacı şirket tarafından istinaf edildiği, her iki istinaf talebinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 27/04/2021 tarih ve 2020/1012 Esas 2021/1256 Karar sayılı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2022 tarih ve 2020/2712 Esas 2022/3402 Karar sayılı kararlarıyla esastan reddedildiği ve kararların temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davacı …. Şti.’nden istifa etmek suretiyle ayrılan şirket çalışanı … ile …’a istifa etmeleri öncesinde prim ödemek suretiyle …. Şti.’nin toplam 100.000,00 USD zarara uğratıldığı iddiasının İş Mahkemelerince İş Hukuk kapsamında değerlendirilerek ayrı ayrı reddine karar verildiği ve verilen kararların kesinleştiği, bu hale göre davacı …. Şti.’nden istifa eden … ile …’a söz konusu ödemelerin davacı şirketin yurtdışında üstlendikleri işlerin başarıyla tamamlanmasına katkılarından dolayı şirket çalışanlarına prim ödenmesine yönelik davacı şirketçe karar alınması ve geçmiş hizmetlerindeki başarıları dolayısıyla yapıldığı anlaşıldığından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Diğer yandan, davacı yanca kısmi eda davası açıldığı halde ilk derece mahkemesinin 18/04/2018 tarihli duruşma zaptı 6 no’lu ara kararı gereğince prim alacağı yönünden açılan davada eksik harcın yatırılmasına yönelik olarak taraflarına kesin süre verilmesinden ötürü harcın ikmal edilmek zorunda kalındığı, davanın kısmi eda davası olduğu, mahkemenin zorlamasıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin önüne geçilmek için harcın yatırılmak zorunda kalındığı iddia edilmiş ise de, dava dilekçesinde davacı yanın açıkça muvazaalı prim ödeme işleminin iptali ve iadesi talep edilmiş olmakla ilk derece mahkemesinin 18/04/2018 tarihli duruşma zaptının 6 no’lu ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Öte yandan, her dava açıldığı tarihte ki koşullara göre değerlendirilmesi gerekmekte olup, davacı yan da ilk derece mahkemesinin 18/04/2018 tarihli duruşmasında alınan ara karar gereğince 50.000,00 USD üzerinden prim alacağına ilişkin talebini harçlandırmış olduğundan harçlandırılan miktar üzerinden dava tarihi gözetilerek belirlenen TL üzerinden davalı yararına reddedilen miktar gözetilerek vekalet ücreti hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.