Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/609 E. 2023/1410 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu … … …. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalılar … ve …’in aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın Kahramanmaraş 2. Noterliği’nin 15.01.2019 tarih ve …. Yevmiye No’lu ihtarnamesi ile kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili yönelik olarak Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2019/2972 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalıların haksız itirazı nedeni ile takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Ankara 14. İcra Müdrülüğü’nün 2019/2972 Esas Sayılı dosyasından davalılara karşı icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin 13/03/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinde borcun sebebinin yazılmadığını, ekinde yer alan Kahramanmaraş 2. Noterliği’nin 15/01/2019 tarih ve …. Yevmiye no’lu ihtarnamenin yer aldığını, ihtarname de yer alan dava dışı asıl borçlu firma tarafından Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato mühleti talep edildiğini, mahkemece 28/12/2018 tarihli kararı ile talebin yerinde görülerek İİK’nun 286. maddesi uyarınca şirket yararına 28/12/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, geçici mühlet süresince İİK’nun 7101 sayılı kanun İle değişik 294, 295, ve 296. maddesinde açıklanan tüm tedbirlerin uygulanmasına, mühlet içinde şirket aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan taleplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verilmiş, işbu kararda diğer tedbirler yazıldıktan sonra yasada borçlu lehine tüm tedbirlerin uygulanmasına hükmedildiğini, asıl borçlu için muaccel olmayan borç kefiller içinde muaccel olamayacağından, şirketin kefilleri otan davalı kefiller için de takip başlatılamayacağı, kefaletin asıl borca bağlı feri nitelikte olduğunu, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesnin 2018/940 Esas sayılı dosyasından 27.03.2019 tarihinde dava dışı asıl borçlu firma için 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine ve yine yukarıda belirtilen tedbirlere karar verildiğini, bu halde yapılan icra takibinin sözü edilen mahkeme kararına, usul ve yasalara açıkça aykırı olduğunu, bu bağlamda icra takibinin sebebi arasında gösterilen bahse konulu İhtara davalılar tarafından itiraz edildiğini ve cevap verildiğini, ödeme emrinde borcun sebebinin yazılmadığı, ekinde borcun dayanağı olan belgenin gönderilmediğini, muacceliyetten itibaren temerrüt faizi uygulanması talebinin yasaya aykırı olduğu, BK’nun 120. maddesi gereğince faiz oranının belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, bu nedenlerle davalıların davacıya borcu bulunmadığından davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında mevcut genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan ve ödenmeyen kredi nedeni ile davalı kefillerin takip tarihi itibari ile bilirkişi raporunda belirlenen tutar kadar kredi veren bankaya borçlu olduğu anlaşılmakla, rapordaki hesaplama hükme esas alınmak sureti ile (alacağın likit olma özelliği dikkate alınarak, asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı üzerinden icra inkar tazminatına hüküm olunmak sureti ile) davanın ise kısmen kabulüne, Ankara 14. İcra Dairesinin 2019/2972 sayılı takip dosyasında, 78.919,45 TL asıl alacak, 1.704,52 TL işlemiş faiz, 4.862,64 TL temerrüt faizi, 328,33 TL BSMV ve 1.395,10 TL ihtarname masrafı toplamı 87.210,04 TL ‘ye yönelik itirazın iptali ile takibin asıl alacağın 71.727,63 TL’lik bölümüne takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar yıllık %54 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV, yine asıl alacağın 7.191,82 TL’lik bölümüne yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 85.486,65 TL’nin %20 tutarı 17.097,32 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Asıl borçlu şirketin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas sayılı dosyasında konkordato geçici mühlet kararı aldığını, konkordato mühletinin verildiği tarihi itibariyle alacaklı bankaya karşı dava dışı asıl borçlu şirketin borcu bulunmadığını, asıl borçlu şirket için muaccel olmayan borcun kefiller için de muaccel olamayacağından sözleşmenin kefili olan … ve … hakkında da takip başlatılamayacağını, kefaletin asıl borca bağlı fer’i niteliği bulunduğunu,
Ayrıca verilen konkordato kararında ödeme yapılacak alacaklılar arasında davacı bankanın da yer aldığını, davacı bankaya ödenecek konkordato ödeme tutarının 79.813,29 TL olup, aylık ödemeler şeklinde borcun ödeneceği, asıl borçlu şirket tarafından da aylık ödemelerin yerine getirildiğini, konkordato alacağı olarak 79.813,29 TL alacak belirlenmesine rağmen kefillerden daha fazla miktar talep edilmesinin kabulünün mümkün olamayacağını,
İstinafa konu kararda davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle alacağa icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2019/2972 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … A.Ş., borçlularının … ve … olup, kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetinden kaynaklanan … no’lu taksitli ticari kredi borcu için 78.919,45 TL asıl alacak, 5.326,27 TL işlemiş faiz, 13.621,13 TL kat öncesi işlemiş faiz, 947,36 TL %5 BSMV, 1.395,10 TL ihtarname masraf toplamı 100.209,31 TL’nin, 71.727,63 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %60 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanmak sureti ile 7.191,82 TL’lik asıl alacağa takip tarihiden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi uygulanmak sureti ile tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin 13/03/2019 tarihinde borçlulara tebliğ edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … … … …… Şti. arasında 13/08/2015 tarihinde 2.500.000,00 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların da aynı limitle sözleşmenin kefili olduklarını, dava dışı şirkete bankaca 500.000,00 TL tutarlı %1,27.. üzerinden kredi kullandırıldığını, kredinin 22.taksitinin vadesinde ödenmediğini, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarının asıl borçlu şirket ile davalı kefillere 18/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 24 saatlik ödeme süresi dikkate alındığında 20/01/2018 tarihi itibariyle temerrütün gerçekleştiğini, sözleşmede akdi faizin %15,26 olarak belirlendiğini, bankaca temerrüt faizinin %60 olarak talep edildiğini, ancak dosyaya sunulan bilgilere göre ve davacı bankanın kredili mevduat hesabı kredisi kullandırdığını, bu kredinin yıllık faizinin %27 olduğu gözetildiğinde davacı bankanın talep edebileceği temerrüt faizinin en yüksek faiz oranı olan yıllık %27 üzerinden %100 fazlası olan %54 talep edebileceği, bu nedenle davacı bankanın taksitli ticari kredi için %54 temerrüt faizi, taleple bağlılık gereğince de kredili mevduat için de %30,24 temerrüt faizi talep hakkı bulunduğu gözetilerek bu oranlar üzerinden yapılan hesaplama sonucu davacı bankanın 78.919,45 TL asıl alacak, 1.704,52 TL işlemiş faiz, 4.862,64 TL temerrüt faizi, 328,33 TL BSMV ve 1.395,10 TL ihtarname masrafı toplamı 87.210,04 TL ‘ye yönelik itirazın iptali ile takibin asıl alacağın 71.727,63 TL’lik bölümüne takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar yıllık %54 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV, yine asıl alacağın 7.191,82 TL’lik bölümüne yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5’i oranında BSMV uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … … … …..arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalılar … ve …’in aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili oldukları, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili yönelik olarak Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2972 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığı, davalıların itirazı nedeni ile takibin durdurulduğu, dosya kapsamına uygun gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda belirttiği üzere davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirkete %15,2592 faiz oranı ile taksitli ticari kredi ile %27 faiz oranı ile kredili mevduat hesabı kullandırdığı, sözleşme kapsamında davacı bankanın davalı yandan %27 akdi faizin %100’ü olan %54 temerrüt faizi talep edebileceğinin tespit edildiği, her ne kadar davalı yanca temerrüt faizinin yüksek hesaplandığı iddia edilmiş ise de, Dairemizce davacı bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda temerrüt tarihi olan 20/01/2018 tarihi ile fiilen uygulanan akdi faizin en düşük %29,4 olup, bu orana göre temerrüt faizinin %58,80’e tekabül ettiği, bilirkişi tarafından davalılar lehine temerrüt faizinin %54 olduğu belirtilerek hesaplama yapıldığı, davalı yanca temerrüt faizinin %54’den düşük olduğunun somut bilgi belgelerle ispatlanamadığı, ayrıca asıl borçlu şirket yönünden konkordato mühleti verilmiş ise de, davalı kefiller yönünden verilmiş herhangi bir tedbir kararı bulunmadığı, verilen konkordato mühleti kararının davalı kefiller hakkında takip yapılmasında engel teşkil etmeyeceği, bu hale göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı kefillerden taksitli ticari krediden ötürü 78.919,45 TL asıl alacak, 1.704,52 TL işlemiş faiz, 4.862,64 TL temerrüt faizi, 328,33 TL BSMV ve 1.395,10 TL ihtarname masrafı toplamı 87.210,04 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Davalıların icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusuna gelince; dava dışı şirketin davacı bankadan kullanmış olduğu kredilerin miktarı belli olup davacı bankanın alacak miktarı likit ( bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, davalılar vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih 2016/12900 esas 2017/994 karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gerekli olan 5.957,32 TL harçtan peşin alınan 1.186,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.770,56‬TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.18/10/2023

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.