Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/599 E. 2021/622 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
NUMARASI :…
İHTİYATİ HACİZ
İSTEYEN : …

TALEP TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı itiraz edenler vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından 13.12.2007, 04.07.2017, 29.08.2016, 03.02.2015 ve 04.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden asıl borçlu … … AŞ’ye kullandırılan 23/09/2019 tarihi itibarıyla ödenmeyen 148.959.368,99 TL nakdi ve 5.442.019,27 TL gayri nakdi kredi alacağının tahsili için asıl borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefilden Beşiktaş 17. Noterliği’nin 23.09.2019 tarihli kat ihtarına ve genel kredi ve kredi sözleşmelerine dayanarak talep edilen ihtiyati haciz, ilk derece mahkemesinin 09.12.2019 tarihli kararı ile kısmen kabul edilerek gayri nakdi kredi alacağı yönünden reddine, nakdi kredi alacağı yönünden %15 oranında 22.343.905,35 TL teminat karşılığında kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İTİRAZ
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından müvekkili şirketin ve asıl borçlu şirketin mallarını kaçırma çabası içinde oldukları ve adreslerini terk ederek kaçtıkları ileri sürülerek İİK’nın 257/2. maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunulduğu halde mahkemece İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak istemin kabulüne karar verildiğini, bu durumun HMK’nın 25. ve 26. maddelerine aykırı olduğunu, müvekkili şirketlerin de içerisinde yer aldığı … … … Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması kapsamında bir başvuru yapmak için hazırlıklarına da devam ettiğini, bu sebeple ihtiyati haciz talep eden bankanın müvekkili şirketlerin itibarını zedeleyecek şekilde, adreslerini terk ederek kaçacaklarını, mallarını kaçırdıkları iddialarını içeren ve hiçbir somut delile dayanmayan gerçeğe aykırı açıklamalarını kabul etmediklerini, kaldı ki gönderilen hesap kat ihtarına verilen 08/03/2019 tarihli cevabi ihtarnamede 10/01/2019 tarihinde imzalanan müşteri ödeme planı izleme raporuna göre asıl borçlu şirketin ödemekle yükümlü olduğu tutarın vade tarihinin 28/03/2019 olarak belirlendiğini, dolayısıyla ihtarname tarihi itibarıyla sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ifasında temerrüde düşülmediği bildirilerek itiraz edildiğini, bu sebeple de ihtiyati haciz isteyen bankanın ihtiyati haciz dilekçesinde bankanın bir riski bulunduğu belirtilmekte ama borcun muaccel hale geldiğinin ifade edilmediğini, mahkemece ihtiyati haciz İİK’nın 257/1. maddesine göre verildiğine göre borcun vadesinde ödenmediği vakıasının mahkemece bulunmuş bir vakıa olduğunu, ayrıca alacaklı vekili tarafından borcun rehinle temin edilmediğine dair bir açıklamaya yer verilmediği halde mahkemece borca karşılık rehin verilmediğinin nasıl tespit edildiğinin de açıklanmadığını, genel kredi sözleşmesinin 3.3. maddesi gereği müvekkili şirketlerin işbu kredi alacağı sebebiyle borçlarının rehinle teminat altına alındığını, TBK’nın 586/2. maddesine göre kredi alacağının genel kredi sözleşmesinin 3.3.maddesi gereği alacak rehni ile teminat altına alınmış olduğundan müvekkili kefile karşı başvurulamayacağını, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkili şirketin yeniden yapılandırma görüşmelerine büyük ölçüde zarar verdiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
CEVAP:
İhtiyati haciz isteyen vekili cevap dilekçesinde; itirazları kabul etmediklerini, alacağın muaccel olduğunu ve kat ihtarının da tebliğ edildiğini, … … borçlarını yapılandırma sürecinin uzun zamandır devam ettiği halde olumlu sonuçlanmadığını, borçlulardan yalnız … … AŞ adına kayıtlı gayrimenkuller üzerine haciz işleminin uygulandığını, anılan asıl borçlu şirketin bir kısmı gayrimenkullerinin … AŞ tarafından satışa çıkarıldığına ilişkin satış ilanı ve sıra cetveli derece kararının dilekçe ekinde sunulduğunu, kredi sözleşmelerinin 4.1.3. Maddesi hükmüne göre kredi alacağının usulüne uygun olarak kat edildiğini, kredi sözleşmelerinde “borçluların hesaplarındaki tutarların Bankaya rehinli olduğuna” ilişkin hükümler yer alsa da bu hesaplarda herhangi bir menkul değer bulunmadığından rehinle temin edilmiş bir alacaktan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, kredi alacağının TBK’nın 586/2. Maddesindeki alacak rehni ile güvence altına alınmadığını, ileri sürerek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; ihtiyati hacze itiraz edenler vekili mal kaçırma durumunun olmadığına yönelik itirazda bulunmuş olup, bu itirazın İ.İ.K.’nun 257/2 maddesindeki vadesi gelmemiş borçlarla ilgili olduğu, işbu dosyada İ.İ.K.’nun 257/1 maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verildiği, genel kredi sözleşmesinin 3.3 maddesi kapsamında alacağın rehinle temin edildiği itirazında bulunulmuş ise de; alacağın rehinle teminat altına alındığına dair belge ibraz edilmediği, bu durumda alacağın rehinle temin edilmediği anlaşılmakla bu itirazın yerinde görülmediği, alacağın muaccel olmadığına yönelik itirazda bulunulmuş olup, genel kredi sözleşmesine dayalı kat ihtarının tebliği kapsamında ihtiyati haciz kararı verildiği, itiraz edenlerin ileri sürdükleri diğer itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. Maddesinde belirtilen itiraz sebepleri arasında bulunmadığı, dosya kapsamı itibarıyla İİK’nın 257. maddesinde aranan ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle itiraz eden borçlular vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin talep dilekçesinde İİK’nın 257/2. maddesindeki hukuki sebeplere dayandığı halde, mahkemece HMK’nın 25. ve 26. maddelerine aykırı bir şekilde İİK’nın 257/1. maddesine göre karar verildiğini, ihtiyati haciz isteyenin müvekkili şirketin adreslerini terk etmek ve alacaklılardan mal kaçırmak gayreti içerisinde olduğunun tespit edildiği iddiasına dayanarak işbu talepte bulunduğuna göre koşulları oluşmadığından ihtiyati haciz isteminin mahkemece reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin adresi belli olduğu gibi ihtiyati haciz talep eden banka tarafından dosyaya müvekkili şirketin kaçtığını veya mallarını kaçırdığını gösteren bir delil sunulmadığını, mahkemece bu iddia yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkili şirketin de içerisinde yer aldığı … … … .. .. … … kapsamında bir başvuru yapmak için hazırlıklara devam ettiğini, ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin ihtiyati haciz kararından 2 ay sonra duruşmada ima üzerine alacağın rehinle teminat altına alınmadığını bildirdiğini, genel kredi sözleşmesinin 3.3. maddesi gereği asıl borçlunun ve müvekkili şirketin işbu kredi alacağı sebebiyle borçlarının rehinle teminat altına alındığını, TBK’nın 586/2. maddesine göre kredi alacağının genel kredi sözleşmesinin 3.3. maddesi gereği alacak rehni ile teminat altına alınmış olduğundan müvekkili kefile karşı başvurulamayacağını, rehnedilen alacak miktarının rehin senedinde belirtilmesi gerekmediğini, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkili şirketin yeniden yapılandırma görüşmelerine büyük ölçüde zarar verdiğini ileri sürerek açılanan bu nedenlerle istinaf incelemesinin duruşma açılarak yapılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
İhtiyati haciz isteyen banka vekili, itiraz edenler vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili, genel kredi sözleşmeleri ile Beşiktaş 17. Noterliği’nce keşide olunan ve asıl borçlu şirket ile borçlu kefile 25/09/2019 tarihinde tebliğ olunan 23/09/2019 tarihli kat ihtarına dayalı olarak asıl borçlu firmadan olan 148.959.368,99 TL nakdi ve 5.442.019,27 TL gayri nakdi kredi alacağının tahsili için İİK’nın 257. maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
İtiraz eden … AŞ’nin asıl borçlu, … ve …. AŞ’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla 13.12.2007 tarihli ve 60.000.000 .. … kredi limitli, 04.07.2017 tarihli ve 60.000.000,00 TL kredi limitli, 29.08.2016 tarihli ve 5.000.000,00 …. …. 03.02.2015 tarihli ve 2.000.000,00 TL kredi limitli ile 04.07.2012 tarihli ve 150.000.000 ABD Doları kredi limitli genel kredi sözleşmelerini imzalamış olup … ve … AŞ yetkilileri tarafından kendi el yazıları ile işbu genel kredi sözleşmelerine 04.07.2017, 29.08.2016, 03.02.2015 ve 04.07.2012 tarihlerinde asıl borçlu şirkete tanımlanan kredi limitleri üzerinden kefalet limitiyle ve müteselsil sıfatıyla TBK’nın 583. maddesi gereği usulüne uygun olarak imzaladığı anlaşılmış olduğundan, kefaleti şeklen geçerlidir. Ayrıca, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından keşide olunan Beşiktaş 17. Noterliği’nin 23/09/2019 tarihli kat ihtarı asıl borçlu şirkete 25/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna ve ihtiyati haciz talep tarihi itibarıyla talep olunan kredi borcu ödenmediğine göre TBK’nın 586/2. maddesi gereği borçlu müteselsil kefile başvuru koşulu da gerçekleşmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir.
İtiraz edenler, ihtiyati haciz isteyen tarafın, asıl borçlu ve kefilin çok sayıda kurum ve kuruluşa yüklü miktarda borcu bulunduğunu ve mallarını kaçırma çabası içinde olduklarını ve adreslerini terk ederek kaçtıkları iddiasına dayalı olarak İİK’nın 257/2. maddesi gereği ihtiyati haciz talep edildiği halde ilk derece mahkemesince iddia edilen vakıalarla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın alacağın muaccel olduğu ve rehinle teminat altına alınmadığı kabul edilerek İİK’nın 257/1. maddesi gereği ihtiyati haciz kararı verilmiş olmakla taleple bağlılık ve taraflarca hazırlanma ilkesine aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini ileri sürmüştür. Ne var ki ihtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde asıl borçlu şirkete ihtiyati haciz talep dilekçesi ekinde ibraz edilen genel kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan ticari kredinin keşide olunan Beşiktaş 17. Noterliği’nin kat ihtarına rağmen ödenmediğini, ileri sürerek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. O halde ihtiyati haciz isteyen banka alacağın kat ihtarı ile muaccel hale geldiğini bildirerek İİK’nın 257/1. maddesi gereği de ihtiyati haciz isteminde bulunmuş olduğu anlaşılmakla itiraz eden borçluların taleple bağlılık ve taraflarca hazırlanma kurallarının ihlal edildiğine yönelik itirazlarına itibar etmek mümkün olamamıştır.
İtiraz eden borçlular vekili, genel kredi sözleşmesinin 3.3 maddesi gözetildiğinde kredi borcunun alacak rehni ile teminat altına alındığını, dolayısıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulamayacağını ileri sürmüş ise de teminatlandırmayı ispatlayamamıştır. …. vekilince de itiraza cevap dilekçesinde açıkça bankada üzerine rehin konulmuş bir paranın da mevcut olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda İlk derece mahkemesinin dosya kapsamı itibari ile alacağın alacak rehni ile teminat altına alınmadığına ilişkin gerekçesi de yerindedir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraflardan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,9 TL’nin istinafa başvuran taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.04.2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.