Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/58 E. 2021/355 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO ….
KARAR NO : ….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI :….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/06/2013
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2021

Taraflar arasındaki limited şirketin işlettiği işletmenin hissesinin devri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyaya Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında limited şirket hissesinin devrine ilişkin 20/03/2012 tarihinde adi yazılı sözleşme imzalandığını, ancak müvekkilinin sonradan söz konusu sözleşmeye konu …’nin işletmesini yürüten … şirketindeki 1/3 hissenin davalıya ait olmadığını öğrendiğini, davalı tarafından110.000,00 TL bedeli alınmasına karşın limited şirket hissesinin devredilmemesi nedeniyle sebepsiz olarak zenginleştiğinden bahisle bu alacağının tahsili amacıyla Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu restoranın işletmesini dava dışı … 15/02/2011 tarihinden geçerli olmak üzere devraldığını, ancak …. alt kira ve kiracılık ilişkisine izin vermemesi nedeniyle devrin resmi şekilde yapılmadığını, müvekkili ile işletmeye ortak olan …% 33,33 hissesini dava dışı ….’e devrettiğini, resmiyette şirket hissesinin % 51’inin …. % 49’unun ise …’e ait olduğunu, ancak gerçekte dava dışı …’in ve müvekkili ile …’in % 33,33 hisse ile ortak olduğu….adında yeni bir şirket kurulduğunu, davacının bu hususu bilerek hisseyi satın aldığını, müvekkiline ve …’e ait hissenin davacıya 220.000,00 TL karşılığında devri konusunda anlaşmaya varıldığını ve resmi hisse kendisine ait olan …’in 23/03/2012 tarihinde davacının talebi üzerine oğlu …’a hisse devir işlemini gerçekleştirdiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddine, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; somut olayda 20/03/2012 tarihli tutanaktaki devir işleminin Eski TTK’nın 520. maddesinin düzenlediği manada bir limited şirket pay devri sözleşmesinin ve BK’nın 179. maddesindeki hüküm anlamında işletmenin devri müessesinin dava konusu olayda vücut bulmadığı, takip dayanağı tutanağın olsa olsa … adlı işletme üzerindeki hakkın devri niteliğine sahip olduğu, bir sözleşme olarak değil, taraflar arasında cereyan eden maddi vakıaların ve bedelin ödendiğinin ispatına dayalı adi yazılı bir belge olarak kabul edilebileceği, davalının iddialarının dayanağı olan 15/02/2011 tarihli işletme devir sözleşmesinin BK döneminde şekil şartı aranmadığından geçerli olarak kabul edilmesi gerektiği, tutanakta adı geçen … tarafından işletildiği, şu halde davalının resmi kayıtlara göre ortağı olmadığı bir şirketin işlettiği kafede sahibi olmadığı bir işletme hakkını devretme karşılığında davacıdan 110.000,00 TL tutarında para aldığı, davalının iddialarının muvazaaya vücut vermesi nedeniyle davalının iddialarının yerinde olmadığı, hal böyle olunca taraflar arasındaki borç ilişkisinin sebebinin Eski BK’nın 61. maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşme müeessesi olduğu, somut olayda hukuki sebebin geçerli olmadığı, sebepsiz zenginleşen kişinin alacaklının malvarlığında meydana gelen eksilmeyi tazmin ile yükümlü olduğu, bu nedenle davalının icra takibi dosyasına itirazlarının yerinde olmadığı, davalının takipte gösterilen bedelden sorumlu olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca alacak likit olduğundan hükmedilen alacağın % 20’si oranında olan 22.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarının dinlenmediğini, bu konuda da herhangi bir karar verilmediğini, tanıklarından işletmenin önceki sahibi olan ve daha sonrada işletmenin % 100’ünü davacıdan tekrar devralan …in tanık olarak dinlenmesinin uyuşmazlığın çözümü açısından önem arz ettiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmediğini, üç ayrı bilirkişi raporlarındaki farklı gerekçelerle farklı rakamlar ortaya konulduğunu, birinci raporda 58.283,83 TL, ikinci raporda 90.000,00 TL ve hükme esas alınan üçüncü raporda ise 110.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, sebepsiz zenginleşme iddiasının somut uyuşmazlıkla bağdaşmadığını, müvekkili ve diğer ortaklarının söz konusu restoranın işletmesini … yetkili …ten 15/02/2011 tarihinden geçerli olmak üzere devralındığını,… alt kira ve kiracılık ilişkisinin devrine izin vermediğinden işbu devrin resmi şekilde gerçekleştirilemediğini, restoranın işletmesinin resmiyette … adına görülmeye devam ettiğini, % 51’i …, % 49’u … adına tescil edilen ancak gerçekte …’in % 33,33, …in % 33,33 ve …’in % 33,33 hisse ile ortak olduğu, … Şirketi adında yeni bir şirket kurulduğunu, … ile var olan kira sözleşmesinin yenilenebilmesi için yeni şirketin de en az % 51 hissesinin eski kiracıya ait olması şartı koşulduğundan, yeni kurulan ….’nin de % 51 hissesi (eski kiracı … olan) … adına, % 49’luk hissesi ise … adına tescil edildiğini, böylece …restoranın işletmesinin ….’ne geçtiğini, ancak …, ….’nde de resmiyette hissedar olması dışında hiçbir hak sahibi olmayıp, bu şirketin gerçek hissedarları % 33,33’lük hisse ile davalı …, % 33,33’lük hisse ile davalı … ve % 33,33’lük hisse ile dava dışı …’in olduğunu, davacının bu durumu bilerek müvekkilinden hisse satın aldığını, davacının talebi üzerine müvekkili …’in % 33,33 hissesinin ve dava dışı …’in % 33,33 hissesinin (110.000,00 TL x 2) = 220.000,00 TL karşılığı fiilen devrettikleri, devir işlemine konu ….. restoranı hisse devrinin gerçekleştiği 03/02/2012 tarihinden itibaren 9 ay boyunca davacı ve oğlu tarafından işletildiğini, ancak iyi işletmedikleri için faturayı müvekkiline kesmeye çalıştıklarını, gerek müvekkili ile dava dışı … ve …, gerek … Şirketi ile … arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı anlaşma ve rızaya dayalı adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca işletmenin davacıya devredilmiş, davacı tarafından bizzat işletilmiş ve işletmenin tamamı sonradan davacı tarafından …e satılarak devredildiğini, davacının savcılıktaki bu durumu ikrar ettiğini, ancak ilk derece mahkemesinin bu hususu dikkate almadığını, sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını, ancak uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme temelinde çözülmesi gerektiği düşünülüyor ise, davacının restoranı 1 yıl boyunca işletilmesi nedeniyle 1 yıllık gelirini ve sonrasında hissesini …e satmış olması nedeniyle 60.000,00 TL’nin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, alacağın likit olmadığını, müvekkilinin icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin yasal dayanağının mevcut olmadığını, davacının savcılık dosyasındaki ikrarı dikkate alınmadığını, talep ettikleri delillerin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, bilirkişi raporları arasında fahiş çelişkiler mevcut olduğunu, iddialarının yeterince araştırılmadığını, talepleri karşılanmadan ve mahsup talepleri değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmak suretiyle davanın reddine ve davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın miktarı ve niteliği dikkate alındığında davalı tarafın talebinin dinlenmemiş olmasının hukuka aykırı olmadığını, taraflar arasındaki çelişkinin son bilirkişi raporuyla giderildiğini, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmenin imzalandığı 20/03/2012 tarihinde…i tarafından yürütülmekte olup … tarafından işletilmediğini, davalının … Şirketin de ortağı olmadığını, davalının dava dışı şirkete hissesi varmış gibi müvekkilini yanılttığını, hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarihteki Eski TTK 525/(5). maddesi uyarınca noterden yapılmadığından geçersiz olduğunu, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 110.000,00 TL’nin iadesi gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirketin işlettiği işletmenin hissesinin devri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararının istinafı üzerine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmiş, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/11/2020 tarih ve…sayılı bozma ilamında;
“1-İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve özellikle davacının savcılık dosyasında verdiği ifadesinde oğlu ile birlikte hareket ettiğini kabul etmiş olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarına gelince;İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonrasında kaldırılmasına karar verilip, Bölge Adliye Mahkemesi’nce esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş olup bu kararda davalının kötü niyet tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi ve davalı tarafından ilk derece mahkemesi yargılaması aşamasında yapılan yargılama masrafları hakkında da hüküm fıkrasında bir değerlendirme yapılmaması doğru olmadığından temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
20/03/2012 tarihli adi yazılı tutanakta, davalı …’in 20/03/2012 tarihi itibariyle …. davacı …’a 110.000,00 TL karşılığında devrettiği, adı geçen işyeri alacağı ve hakkı kalmadığının belirtildiği,
… alınan rapor ve ek raporda özetle; davacının … kovuşturmaya yer olmadığına dair …karar sayılı dosyasındaki davacının ifadesinde,… ile ilgili 20/03/2012 tarihinde davalı …’den % 33,33, dava dışı …’den % 33,33 hissesi olmak üzere toplam % 66,66 hissenin 220.000,00 TL karşılığında sahip olacağı hususunda sözlü sözleşme yaptıklarını bildirdiği, davacının amacının … işletmesi üzerindeki hakkın devrine yönelik olduğu, ancak taraflar arasında düzenlenen 20/03/2012 tarih adi senet tarihi itibarıyla … işletmesinin …. tarafından işletildiğinin tespit edildiği, … işletmesinin devrinin …. tüzel kişiliğine ait olduğu, davalı … ve dava dışı …’in kurulan sözleşmeler nedeniyle işletme üzerindeki hakkı devredemediğinden eylemlerinin borca aykırılık teşkil ettiği, 23/03/2012 tarihli devir sözleşmesi ve aynı tarihli ortaklar kurulu kararıyla dava dışı …’in … işletmesinin asıl işletmeni olan ….’deki % 49’luk payını davacının oğlu …’a devrettiği, böylece davacının …..’nun % 66,66’lık hissesini 220.000,00 TL karşılandığı, sahip olma yönündeki amacının %49’luk kısmına ulaştığı, davalı ise %33,33 hisseyi devredemediğinden kalan %17,66 hissenin değeri olan 58.283,83 TL’nin davalıdan tahsili gerektiği belirtilmiştir.
İtiraz üzerine mali müşavir …..ve ticaret hukukçusu … ve medeni hukukçusu …. alınan rapor ve ek raporda özetle; Cumhuriyet Başsavcılığının …. no’lu soruşturmasında davacı ifadesinde; ‘… ….’nde herhangi bir hissesi olmamasına rağmen söz konusu şirkette 1/3 hissesi varmış gibi davranarak 11.000,00 TL’ye nakit olarak kendisinden alarak hissesini devrettiğine dair anlaşma yaptığını, kendisini bu şekilde kardeşi … ile birlikte dolandırdığını, yine şirketin 1/3 hissesini de 110.000,00 TL karşılığında …’ten devraldığını, ancak devir işlemlerinin … adına yapıldığını, kendisinin buranın işletmesini yürütemediğini, 220.000,00 TL’ye aldığı iki hissesini 40.000,00 TL’den …e devretmek zorunda kaldığını’ belirttiği, taraflar arasında yapılan işletme/hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğu, taraflarca yerine getirilmiş edimlerin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesinin gerektiği, davacının aldığı hisseleri 40.000,00 TL karşılığında dava dışı … şirketinin resmi ortağı …e sattığını beyan ettiğine göre davalıdan aldığı hisse bedeli 110.000,00 TL’den bu hisseye düşen 20.000,00 TL düşüldüğünde davacının davalıdan 90.000,00 TL talep edebileceği, davacının dava konusu işletmeden aldığı kâr miktarı tespit edilmediği sürece davalıdan sebepsiz zenginleşme kapsamında talep edebileceği 90.000,00 TL’den indirilemeyeceği, bu miktarın 20/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yine itiraz üzerine mali müşavir …., medeni borçlar hukukçusu …, işletme uzmanı …t ve vergi uzmanı R…dan alınan raporda özetle; dava dışı …Şirketinin dosyaya bildirilen adresinde 21/06/2017 Çarşamba günü saat 11:00’de yapılan incelemede, dava dışı …. Şirketi’nin belirtilen adreste faaliyette bulunmadığı, adreste … Marketinin faaliyette bulunduğu, dava dışı şirketin ticari defter ve belgelerine ulaşılamadığı, bu şekilde dava dışı ….. Ltd. Şirketi’nin ticari defter ve belgelir üzerinde dava konusuna ilişkin inceleme yapılamayacağı, dava dışı .L…ibraz edilen 2012 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK’nın ilgili maddeleri gereğince yapılmış olduğu, defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, kebir ve envanter deftelrinin ise ibraz edilmemesinden ötürü incelenemeyeceği, dava dışı ….2012 yılı defterinin dava dışı şirket lehine delil olma niteliğini taşıdığı, kebir ve envanter deftelrinin ise dava dışı şirket lehine delil olma niteliklerini taşımadığı, dava dışı şirketin 2012 yılı yevmiye defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre davacı …’ın oğlu …’ın dava dışı …. Şirketi’nde bulunan % 49 oranlı 49.000,00 TL tutarındaki hissesinin dava dışı… ortağı …e devir edildiği, şirketinin 2012 yılı yevmiye defteri kayıtlarında mevcut olmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisinin sebebinin Eski BK’nın 61. maddesinde yer alan sebepsiz zenginleşme sebebine dayandığı, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptalinin koşullarının doğmuş olduğu, takip talebinde gösterilen 110.000,00 TL üzerinden davalının sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava dışı …’nin işlettiği … Cafe’nin 1/3 hissesini 20/03/2012 tarihli adi senet ile 110.000,00 TL’ye davalıdan satın aldığı, 1/3 hissesini de 1/3 20/03/2012 tarihli adi senet ile 110.000,00 TL’ye dava dışı …’ten satın aldığı, davalının satış tarihinde dava dışı …’nin ortağı olmadığı, 16/02/2011 tarihli işletme devir sözleşmesi ile dava dışı …’nin … Cafe işletmesi dava dışı …, … ve …’na devrettiği, …in devreden şirkete borçlu ve müteselsil kefil olduğu, … ve …’ın 10/05/2011 tarihinde dava dışı ….i’ni kurduğu, dava dışı …’in dava dışı…. 23/03/2012 tarihinde resmi olarak devredip ……tarih ve… sayılı Türkiye Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadesinde … Cafe işletmesini yürütemediğinden oğlu dava dışı … adına oluşan hissenin 40.000,00 TL’ye dava dışı …e devretmek zorunda kaldığını belirttiği, …… tarih ve …..sayılı Türkiye Sicil Gazetesinde davacının oğlu …’ın 49/100 payını …e devrettiği anlaşılmıştır.
Davacının oğlu …’ın limited şirket hisse devri ile ortak olduğu, şirketin ortaklıklar kurulu kararına imza attığı gözetildiğinde davalının şirkette hissedar olmadığının 23/03/2012 tarihi itibariyle davacı tarafından öğrenildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan 1/3 … Cafe’nin işletme hissesini…. da ve davacının 1/3 işletme hakkının devrine karşılık şirketin %49’luk hissesinin oğlu tarafından niye devranıldığını açıklayamadığı gözetildiğinde asıl amacın şirkettin hisse devrinin değil şirketin işlettiği …. Cafe işletme hakkının devri olduğu kabul edilmelidir. Şirkette başka ortak olmadığı gözetildiğinde ve işletmenin devrinin davacının hazırlık soruşturmasındaki beyanından da anlaşılacağı üzere gerçekleştiği dikkate alındığında; işletmenin işletilebilmesi için şirketin hisse devrenin yapıldığı anlaşılmaktadır. … ay süre ile davacı ve oğlu … tarafından yapıldığı da taraflar arısnda ihtilaf konusu olmadığı gibi davacı hazırlık soruşturmasındaki beyanında bu husus kabullenmiştir.
Bu hale göre, davacının … Cafe işletmesi’ndeki işletmenin devrine ilişkin hisseyi davalıdan haricen satın aldığı, davacının, davalının şirketin hissedarı olmadığını en geç oğlunun şirket hisselerin %49’unu satın aldığı ve ortaklar kurulu kararına imza attığı tarih itibarı ile (23/03/2012) öğrendiği ve buna rağmen işletmeyi 9 ay süre ile işlettiği ve sonuçta oğlu tarafından şirket hisselerinin diğer ortağa devri ile birlikte işletmeyi bıraktığı gözetildiğinde davacının işletmenin devri gerçekleştikten ve 9 ay süre ile işlettikten sonra işletmenin devir bedelini isteme hakkı bulunmadığı sonucuna varılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olarak başlatılması gerekir. Bir başka anlatımla alacaklının alacaklı olmadığını bilerek borçlular aleyhine icra takibi başlatması gerekir. Somut olayda ise, davacının davalı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğuna ilişkin davalı tarafça herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine, kötü niyet tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2018 tarih ve …. Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın ESASTAN REDDİNE,
3-Davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine,
4-Davacılardan alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.328,55 TL harçtan mahsubu ile artan 1.284,15 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, delil avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.060,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini bir vekille teemsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)1-Davalı tarafından yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar harcı ve 1.879,00 TL nispi istinaf karar harcı olmak üzere toplam 1.914,90 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve istinaf yargılaması için harcanan 69,40 TL posta masrafı toplam 167,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında bir duruşma açıldığından yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.