Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/578 E. 2023/508 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/578 Esas 2023/508 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/578
KARAR NO : 2023/508

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : 2019/297 Esas 2021/74 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı …. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalılarında müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme gereğince borçlu şirkete kredi kullandırıldığını, kredi hesabının kat edilmesi ile borcun tahsili için Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4091 Esas sayılı takip dosyası ile ilâmsız icra takibi yapıldığını, davalıların takibe haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar …. Şti. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu kredi sözleşmesinin tutarının anlaşılır bir şekilde ayrıntılı olarak yazılmadığını, ayrıca gerçek kişi müvekkilinin kefil olarak imzaladığı tutarın çok üzerinde bir alacak talebinde bulunulduğunu, davacının talep ettiği faiz miktarının haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı kefiller yönünden yapılan incelemede: bilirkişi kök ve ek raporunda, kredilerin açılış tarihlerine göre hepsinin en son akdedilen 16/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında kullandırıldığının tespit edildiği, kullandırılan kredilerin 2.000.000,00 TL limit içinde kaldığı, kredilerin 16/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olması sebebiyle bu sözleşmede kefalet imzası bulunmayan … yönünden davanın reddi gerektiği, kefil …’ın ise temerrüde düştüğü tarih itibariyle asıl borçlu şirketin borçları toplamının 2.200.000,00 TL kefalet limiti içerisinde kaldığı saptanmış olup, kefil …, borçtan sorumlu bulunduğu, kefil …’ın 16/08/2016 tarihli sözleşmede imzası bulunmadığından bu sözleşmeden dolayı kullandırıldığı bilirkişi vasıtasıyla saptanan kredi borcundan sorumlu tutulamayacağı, bu nedenlerle davalı … hakkındaki davanın reddine, davalılar …. Şti. ile … hakkındaki davanın 28/05/2019 dava tarihi itibariyle kısmen kabulüne, davalıların, Ankara 16. İcra Müd.’nün 2019/4091 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının; 1.287.613,48 TL alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa (28/05/2019) dava tarihinden itibaren yıllık %25,68 oranı üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 257.522,70 TL icra inkar tazminatının davalılar …. Şti. ile …’dan alınarak davacıya verilmesine, davalıların koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davalıların … hakkında davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kefil …’ın banka ile imzalanan 10/09/2012, 31/10/2013 ve 08/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinde toplam 4.925.000,00 TL limitle kefaletinin bulunduğunu, bu kefaletlerinin usulüne uygun olduğunun mahkemece de tespit edildiğini, 16/08/2016 tarihli 2.200.000,00 TL’lik kredi verilir iken …’ın imza attığı sözleşmelerin vadelerinin dahi dolmadığını, kefaletin ancak tüm borcun ödenmesi halinde kalkacağını, kefalet limitleri doğrultusunda müvekkili bankaya ödenen herhangi bir tutar bulunmadığını, davalıların genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumluluklarının devam ettiğini, davalıların kefil olduğu kredinin cari hesap şeklinde işleyen kredi olduğunu, mahkemece bu husus göz ardı edilerek hatalı olarak davalı … yönünden davanın reddine karar verildiğini, kredi sözleşmesinin kefalet başlıklı 9.maddesinde krediden doğmuş ve halen devam eden doğacak her türlü borçtan sorumlu olduğunu kabul ederek sözleşmeyi imzaladığını, usulüne uygun kat ihtarının gönderildiğini, davalı tarafından borca da itiraz edilmediğini, bu nedenle her üç davalı yönünden davanın tam kabulü gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, takip tarihinden itibaren %25,68 faiz ve BSMV talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile takipte faiz talep etmemesi yönünde hatalı karar verildiğini, alacağa sadece davadan itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı bankanın … Şubesi ile davalı …. Şirketi arasında 20/09/2012 tarihli 750.000,00 TL, 31/10/2013 tarihli 2.000.000,00 TL, 08/03/2016 tarihli 1.500.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı kefil …’ın bu sözleşmelere sırasıyla 10/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 31/10/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/03/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL olmak üzere toplam 4.925.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı …’in ise bu sözleşmelere sırasıyla 12/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 04/11/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/02/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihinde 2.200.000,00 TL olmak üzere toplam 7.125.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu,
Yenimahalle 3. Noterliğinin 22/02/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin…A.Ş, muhataplarının …. Şti., … ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 2.048.025,94 TL alacak ile zorunlu çek karşılığı 50.750,00 TL gayrinakit alacağın depo edilmesi için (1 gün) süre verildiği; ihtarnamenin, davalılara 26/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği,
Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/4091 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının…A.Ş, borçlularının …. Şti., … ve … olup, 21/03/2019 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağından dolayı 1.623.763,53 TL alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davacı banka ile davalı …. Şti. arasında 4 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılardan …’ın 16/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi dışındaki diğer sözleşmelerde davalılardan … ile birlikte kefaletinin bulunduğunu, davalı şirkete 27/03/2017 tarihinde yıllık %10,92 akdi faiz oranı üzerinden 250.000,00 TL bedelli kredi kullandırıldığını, ayrıca davalı şirkete borçlu cari hesap kredisi açıldığını, kredinin açılış tarihinin 12/04/2018 tarihi olup, toplam 2.693.500,00 TL kredi cari hesap kredisi kullandırıldığını, kullanılan taksitli kredinin bir kısmının ödendiği, bir kısmının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarının davalılara tebliğ edildiğini, kat ihtarında ki 1 günlük ödeme süresi gözetildiğinde, davalıların 22/08/2018 tarihinde temerrüte düştüğünü, taksitli ticari kredi için akdi faiz oranının %10,92, BCH kredisinin faiz oranının %22 – %25 arasında faiz oranları öngörüldüğünü, temerrüt faizinin ise %25,68 olduğunu, belirtilen faiz oranları gözetilerek yapılan hesaplama sonucu takip tarihi itibariyle davalı asıl borçlu şirket ve …’ın 1.575.968,56 TL asıl alacak, 7.867,38 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.583.835,93 TL talep hakkı bulunduğu, davacı bankanın takip talebinde 1.623.763,53 TL asıl alacak talep ettiğini, takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan tahsilatlar dikkate alındığında 1.287.613,48 TL borçlu olduğu, davacı bankanın dava dilekçesinde 1.332.483,64 TL talep ettiği, dava ve takibe konu kredilerin 16/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında kullandırıldığından davalı kefil …’ın bu sözleşmede kefaleti bulunmadığından sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı …. Şirketi arasında 20/09/2012 tarihli 750.000,00 TL, 31/10/2013 tarihli 2.000.000,00 TL, 08/03/2016 tarihli 1.500.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı kefil …’ın bu sözleşmelere sırasıyla 10/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 31/10/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/03/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL olmak üzere toplam 4.925.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı …’in ise bu sözleşmelere sırasıyla 12/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 04/11/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/02/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihinde 2.200.000,00 TL olmak üzere toplam 7.125.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davalı asıl borçlu şirkete davacı bankaca taksitli kredi ve BCH kredileri kullandırıldığı, kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarının davalılara tebliğ edildiği, borcun kat ihtarına belirtilen 1 gün içinde ödemediğinden tüm davalıların 28/02/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere dava ve takibe konu taksitli ticari kredinin 27/03/2017 tarihinde kullandırılan BCH kredilerinin ise açılış tarihlerinin 02/04/2018 – 05/02/2019 tarihleri arasını kapsamakta olup, söz konusu kredilerin 16/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı ve bu sözleşmede davalılardan …’ın kefalet imzası bulunmadığından sorumlu tutulması söz konusu olamayacağından bu davalı yönünden açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Asıl borçlu ve davalı kefil … yönünden ise, bankacı bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu her iki davalının takip tarihi itibariyle 1.583.835,93 TL borçlu olduğu, ancak takip tarihi ile dava tarihi arasında tahsilatların bulunduğu, davacı bankanın da bu tahsilatlar dikkate alınarak açmış olduğu davada dava değerini 1.332.483,64 TL olarak belirttiği, bankacı bilirkişinin raporuna göre dava tarihi itibariyle davacı bankanın her iki davalıdan 1.287.613,48 TL alacağının bulunduğu, tespit edilen bu alacağın tespiti esnasında bankacı bilirkişi tarafından sözleşmede kararlaştırılan akdi faiz ve dava tarihine kadar işlemiş olan ve takip talebinde talep edilen %25,68 oranında ki temerrüt faizi esas alınmak suretiyle hesaplama yapılarak asıl alacağın tespit edildiği anlaşılmakla açılan davanın her iki davalı yönünden kısmen kabul kısmen reddine kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, yukarıda da izah edildiği üzere davacı banka vekilinin takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren %25,68 temerrüt faizi uygulanmasının talep edildiği, dosya kapsamında takip ve dava tarihi arasında yapılan tahsilatlar gözetilerek bankacı bilirkişi tarafından yapılan ödemeler ve sözleşmede ki akdi faiz ile temerrüt tarihinden dava tarihine kadar işlemiş olan %25,68 temerrüt faizi oranı gözetilerek dava tarihine kadar ki davacı banka alacağının tespit edildiğinden ilk derece mahkemesince tespit edilen 1.287.613,48 TL’ye dava tarihinden itibaren %25,68 temerrüt faizi ve bu faize %5 BSMV uygulanmasına yönelik kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi .05/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.