Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/571 E. 2022/731 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/571 Esas 2022/731 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/571
KARAR NO : 2022/731

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2021
NUMARASI :2018/983 Esas 2021/3 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :01/06/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/10/2016 tarihinde imzalanan Pay Devir ve Temlik Sözleşmesi ile Hisse Devir Senedi gereğince davacının l … A.Ş. deki hissesini devrettiğini, bu devir karşılığında … İli … İlçesi … Mah. … ada … Parsel de inşa edilen … sitesi … Blok … numaralı bağımsız bölümün tapu devri için satış yetkisinin içerir vekaletnamenin 13/10/2016 tarihinde verilmesi gerekirken 15/10/2018 tarihinde verildiğini, bu gecikme sebebiyle davacının zarar uğratıldığını, sözleşmeye göre aynı anda ifa kuralı gereğince müvekkilinin pay devrini yapmasını müteakip taşınmazın tapu devri için gerekli vekaletnamenin verilmesi gerektiğini, davacının 13/10/2016 tarihinde hisse devrini sözleşmeye uygun olarak yaptığını ancak davalı şirketin edimini zamanında yerine getirmediğini, davalının edimin ifasında gecikmeye düşmesi nedeniyle, davacının müspet zararını tazmin etmesi gerektiğini, davalıya gönderilen ihtarnamelere rağmen edim ifasının yapılmadıığını, taşınmazın devrinin geç yapılması nedeniyle müvekkilin kira gelirinden mahrum kaldığını ve ayrıca kendisinden devredilmeyen taşınmaz nedeniyle 10.000,00 TL aidat tahsil edildiğini iddia ederek emsal kira bedeli ile zorla ödettirilen aidat bedeli olarak şimdilik 100,00 TLnin tahakkuk ettiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince dava değeri ıslah dilekçesi ile 93.650,00 TL’ye arttırılmış harcı ikmal edilmiştir.
CEVAP
Davalı usulune uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin son bendi uyarınca davacının gösterdiği kişilere düzenlenecek vekaletname ile satışlarının yapılacağının kararlaştırıldığı, bu işlem için ayrıca bir vadenin belirlenmediği ve buna göre devrin 13/10/2016 tarihinde yapılması gerektiği, buna rağmen ilgili vekaletnamenin ancak 15/10/2018 tarihinde verildiği,buna göre davacının 13/10/2016 ila 15/10/2018 tarihleri arasında ilgili daireye ilişkin müsbet zararının bulunduğu, alınan bilirkişi raporunda 39 nolu dairenin 13/10/2016-15/10/2018 tarihleri arası emsal kira bedelleri toplamının 83.650,00 TL olarak hesaplandığı davacının bu zararı davalıdan isteyebileceği ve ayrıca katlanılan 10.000,00 TL tutarındaki aidat bedelinin de davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 10.000,00 TL tutarındaki aidat bedeline ilişkin alacağın, ödeme tarihi olan 03/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 83.650,00 TL tutarındaki kira bedeline ilişkin alacağın, 3.200,00 TL lik kısım için 13/10/2016, 3.200,00 TL lik kısım için 13/11/2016, 3.200,00 TL lik kısım için 13/12/2016, 3.200,00 TL lik kısım için 13/01/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/2/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/3/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/4/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/5/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/6/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/7/2017,3.200,00 TL lik kısım için 13/8/2017, 3.200,00 TL lik kısım için 13/9/2017, tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 3.750,00 TL lik kısım için 13/10/2017, 3.750,00 TL lik kısım için 13/11/2017, 3.750,00 TL lik kısım için 13/12/2017, 3.750,00 TL lik kısım için 13/01/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/02/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/03/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/04/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/05/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/06/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/07/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/08/2018, 3.750,00 TL lik kısım için 13/09/2018, tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 250,00 TLlik kısım için 13/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davanın görevli mahkemede açılmadığını, davacının 13/10/2016 tarihinden itibaren kira ve yönetim gideri isteyemeyeceğini, talebin haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın nakit borcunun müvekkili şirket tarafından ödendiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kira başlangıç tarihinin yanılgılı olarak tespit edildiğini, aidat ödemesinin zora dayalı olduğunun ispatlanamadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini, davacının talebine ait tüm delilleri mahkemeye sunmayarak perdeleme ile mahkemeyi yanılttığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davacıya verilmesi gereken dairenin devri için gerekli yetkinin geç verilmesi nedeniyle mahrum kalınan kira bedeli ile site yönetimine ilgili daire için ödenen aidatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Pay devir sözleşmesi, noter ihtarnameleri, aidat ödemesine ilişkin ödeme belgesi, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, taraflar arasında davacının davalı şirketteki hisselerini 400.000,00 TL bedelle davalı şirketin diğer ortaklarına … sitesindeki 39 nolu dairenin davacıya verilmesi koşuluyla devredileceğine dair 03/10/2016 tarihli Pay Devir Ve Temlik Sözleşmesi ile aynı tarihli Hisse Devir Senedi Sözleşmesinin imzalandığı, hisse devir sözleşmesinde davacının gösterdiği kişilere düzenlenecek vekaletname ile sözleşmede belirtilen taşınmazları satışlarının yapılacağının kararlaştırıldığı, bu işlem için ayrıca bir vadenin belirlenmediği, söz konusu taşınmazlarda B blok 39 no’lu bağımsız bölüm dışındaki taşınmazların devrinin yapıldığı ve anılan sözleşmeler kapsamında davacının davalı şirketteki hisselerinin sözleşmenin tarafı olan diğer ortaklara devrettiği, böylelikle pay sahipleri sözleşmesi niteliğindeki sözleşmenin davalı şirket açısından da uygulandığı ve geçerli olduğu, davalı şirketin dava konusu taşınmazın satış yetkisini içeren vekaletnameyi 15/10/2018 tarihinde verdiği, davacının bu tarihe kadar kira gelirinden mahrum kaldığı, ayrıca sözleşme tarihi ile 15/10/2018 tarihi arasındaki aidat giderinin davacı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı şirketteki hissesinin dava dışı diğer ortaklara devrine ilişkin 13/10/2016 tarihli pay devir ve temlik sözleşmesi ile hisse devir senedi sözleşmelerine dayalı olarak eldeki dava açılmış olup, bu haliyle uyuşmazlık şirket hisse devri sözleşmesinden kaynaklanmakla asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Aynı şekilde söz konusu sözleşmeler davalı şirketin tüm ortakları arasında imzalanan pay sahipleri sözleşmesi niteliğinde olup, davalı şirket yönünden de bağlayıcı olması ve davalı şirkete ait taşınmazın devrine ilişkin olması ve sözleşmesinin ifa edilmesi nedeniyle davalı şirkete husumet yöneltilmesinde ve taraflar tacir olmakla avans faizi işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece alınan 04/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının, dava konusu bağımsız bölümün 13/10/2016- 15/10/2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kira bedelleri aylık bazda ayrı ayrı gösterilmek suretiyle toplam 83.650,00 TL kira bedeli ile katlanılan 10.000,00 TL tutarındaki aidat bedelini talep edebileceğine dair görüş bildirilmiş ilk derece mahkemesince de bu görüşe itibar edilerek ve 13/10/2016 tarihli sözleşmede taşınmazın devri için herhangi bir süre öngörülmediğinden aynen ifa kuralı gereği 13/10/2016 tarihinden itibaren ilgili aya ilişkin kira bedellerine faiz işletilmiş ise de, davacı yanca davalı şirkete 26/05/2017 tarihli ihtarname ile satış yetkisi içerir vekaletnamenin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde verilmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı hususunun bildirildiği, ihtarnamenin davalı şirkete 29/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ihtarnamede bu tarihten önceki döneme ilişkin haklarını saklı tutmadığı, böylelikle davalının verilen 5 günlük atıfet süresi sonunda 04/06/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının bu tarihten itibaren tahakkuk eden kira ve aidat alacaklarını talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Buna göre davacı bilirkişi raporunda 2017 yılı için belirlenen aylık 3.200,00 TL kira bedeli ve 2018 yılı için belirlenen aylık 3.750,00 TL kira bedeli ile aidat bedeline 04/06/2017 tarihinden itibaren hak kazandığından dava konusu taşınmazın davacıya teslim tarihi olan 15/10/2018 tarihine kadar (1 yıl 4 ay 11 gün) tahakkuk eden toplam 59.175,00 TL kira bedeli ile davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödendiği anlaşılan 04/06/2017-15/10/2018 tarihleri arasındaki 1 yıl 4 ay 11 günlük dönem için ( 10.000,00 TL/ 24 ay= aylık 416,66 TL aidat bedeli* 17 ay=) 7.083,33 TL aidat bedeli talep edebileceği gözetilerek davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/01/2021 tarih ve 2018/983 Esas 2021/3 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
7.083,83 TL tutarındaki aidat bedeline ilişkin alacağın, ödeme tarihi olan 03/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
59.175,00 TL tutarındaki kira bedeline ilişkin alacağın,
3.200,00 TL lik kısım için 04/06/2017,
3.200,00 TL lik kısım için 04/07/2017,
3.200,00 TL lik kısım için 04/08/2017,
3.200,00 TL lik kısım için 04/09/2017,
3.750,00 TL lik kısım için 04/10/2017,
3.750,00 TL lik kısım için 04/11/2017,
3.750,00 TL lik kısım için 04/12/2017,
3.750,00 TL lik kısım için 04/01/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/02/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/03/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/04/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/05/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/06/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/07/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/08/2018,
3.750,00 TL lik kısım için 04/09/2018,
tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
1.375,00 TL’lik kısım için 04/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 4.526,11 TL harçtan alınan 35,90 TL peşin harcın ve 1.598,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 2.892,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 1.598,00 TL ıslah harcı ile 5,20 TL vekalet harcı toplamı olan 1.675,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.188,80 TL yargılama giderinin kabul ret oranı gözetilerek 841,09 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 7.595,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
C)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 1.600,00 TL harc ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 40,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranı gözetilerek 11,70 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.