Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/555 E. 2021/551 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2020
NUMARASI :…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine dayanak iki adet çekteki keşideci imzasının müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek müvekkilinin takip dosyası ve takip dayanağı çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yeri gözetildiğinde İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, temel borç ilişkisinden kaynaklanan itiraz, def’i ve sakatlıklarının sadece temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebileceğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, İİK’nun 72/son maddesi uyarınca menfi tespit davasının takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği, İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının HMK’nun 19/2 maddesi uyarınca kabulünün gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın çek nedeniyle menfi tespit davası niteliğinde bulunduğunu, çekin keşide yeri mahkemesinin de yetkili mahkeme olduğunu, İİK’nun 72/son maddesinde yer alan yetki kuralının kesin yetki içermediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; çekteki keşideci imzasının inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün …. sayılı icra takip dosyasında takip dayanağı olan 2 adet çek sureti, arabuluculuk son tutanağı, davacı şirket ticaret sicil kaydı, dava konusu çeklerin bankaya ibrazına ilişkin lehtar ciranta yazı sureti, İstanbul Anadolu 6. İcra Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 2. İcra Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının UYAP’tan gelen suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan davalı banka tarafından icra takibine dayanak yapılan iki adet çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda menfi tespit davasına konu takibin İstanbul’da yapıldığı, davalının ikametgahının İstanbul Anadolu Adliyesi yetki alanında bulunduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, bankanın ikametgahının İstanbul Anadolu Adliyesinin yetki alanı içerisinde bulunduğunu belirterek mahkemenin yetkisine yönelik yetki itirazında bulunmuştur. Davalı vekilinin yetki itirazı süresinde olduğu gibi, usulüne uygundur.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası için kanun koyucu İİK’nun 72/son maddesinde iki özel yetki kuralı öngörmüştür. Buna göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası davalı alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilecektir.
Davacı borçlu anılan iki yer mahkemesinden dilediğinde menfi tespit davası açabilir, bu konudaki seçim hakkı davacı borçluya aittir. Davacı borçlu menfi tespit davasını maddede yer alan mahkemelerden hiçbirinde açmaz ise o zaman seçim hakkı davalı alacaklıya geçer. Yani davalı, yetki ilk itirazı ile bu mahkemelerden kendisi seçimine göre birinin yetkili olduğunu bildirebilir.
İİK’nun 72/son maddesinde yer alan yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olmayıp, mahkemece re’sen gözetilerek yetkisizlik kararı verilemeyecektir. Mahkeme yetkili olup olmadığını ancak davalının usulüne uygun olarak ileri sürdüğü yetki ilk itirazı üzerine inceleyebilir (Bkz. Kuru B., İcra ve İflas Hukuk El Kitabı s. 318 vd.).
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, işbu menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmış olup, İİK’nun 72/son maddesi uygulanacağından yetkili mahkemenin genel hükümlere göre değil, anılan hükme göre tespit edilmesi gerekmektedir (Emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/04/2015 tarih 2014/14638 Esas 2015/4955 Karar, 17/01/2018 tarih 2016/13951 Esas 2018/85 Karar sayılı ilamları). Bir başka anlatımla genel hükümlere göre yetkili mahkeme olan çekin keşide yeri somut olayda yetkili değildir.
Dava konusu icra takibi İstanbul 11. İcra Müdürlüğünde yapılmış, davalının ikametgahı ise …. İstanbul’dur. Bu durumda icra takibinden sonra açılan işbu menfi tespit davasının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde veya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekir. Davacı ise davayı Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde açmıştır. Bu durumda tercih hakkı davalıda olup, davalı süresi içerisinde usulüne uygun olarak ileri sürdüğü yetki itirazında davalının ikametgahı olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu bildirmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece, davacının işbu menfi tespit davasını İİK’nun 72/son maddesinde düzenlenen yetkili mahkemelerden birinde açmadığı, yetkili mahkemeye ilişkin seçim hakkının davalıya geçtiği, davalının süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürdüğü yetki itirazı ile davalının ikametgahı mahkemesi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesini yetkili mahkeme olarak bildirdiği gözetilerek mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, HMK’nın 353/(1)-a.3, 362/(1)-c ve 20. maddelerindeki hükümler birlikte amaçsal olarak yorumlandığında ilk derece mahkemesinin görevsizlik ve yetkisizlik kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince verilecek kararların kesin olması amaçlandığından Dairemizin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmünün kesin olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a.maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.