Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/541 E. 2023/177 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/541 Esas 2023/177 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/541
KARAR NO : 2023/177

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2020

NUMARASI : 2018/599 Esas 2020/662 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ :
DAVALI : 2- … – …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı …. .. Ltd. Şti. Arasında 12/08/2015 tarihli ve 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını ve buna dayanarak davalı şirkete muhtelif tarihlerde krediler kullandırıldığını, diğer davalı …’ın sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, firmaya ticari kredi ve şirket kredi kartı kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle Beşiktaş 3. Noterliğinin 05/06/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği ve borçların verilen sürede ödenmediğini, bu nedenle Ankara 18. İcra müdürlüğünün 2018/7374 esas sayılı dosyası ile toplam 798.118,07 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların borçları olmadığını belirterek süresi içinde verdikleri dilekçeye istinaden takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçluların itirazın ödemeyi geciktirmeye yönelik olduğunu, borca ve ferilerine itirazlarının mesnedinin bulunmadığını, faize yönelik itirazların haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu nedenle haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve kötü niyetli davalıların asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalının sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, ayrıca …’nun da sözleşmeye kefil olduğu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edilerek, davalılara Beşiktaş 3. Noterliği’nin 05/06/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibinin başlatıldığı, KGF tarafından yapılan ödemeyi davacı bankanın talep etmesinde haklı olduğu, bilirkişi raporlarına göre takip tarihinden sonra yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra son ödeme tarihi itibariyle davalı şirketin 605.123,48-TL asıl alacak, 61.964,21-TL faiz, 3.098,21-TL BSMV, 350,09-TL masraf olmak üzere toplam 670.535,99-TL, davalı …’ın 605.123,48-TL asıl alacak, 55.656,63-TL faiz, 2.782,83-TL BSMV, 350,09-TL masraf olmak üzere toplam 663.913,03-TL borcunun bulunduğu, davalılar yönünden tespit edilen borç miktarları yönünden itirazların haksız olduğu ve bu miktarlar üzerinden davacının dava açmasında hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla; davacının davasının kısmen kabulüne, itirazın iptaline karar verilen alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların imzalanan sözleşmeler hilafına hareket ederek, müvekkili bankadan kullandırılan kredi ve kredi kartı borçlarını geri ödemediklerini, Beşiktaş 3. Noterliği’nin 05.06.2018 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılara borçlarını ödemeleri ihtarında bulunulduğunu, belirtilen süre içerisinde borçlarını ödemeyen davalılar, kendileri aleyhlerine Ankara 18. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2018/7374 Esas sayılı dosyasında toplam 798.118,07 TL üzerinden açılan takibe itiraz etmediğini, her ne kadar davalılar icra dosyasına, müvekkilin bankaya borcu olmadıklarından mütevellit itirazda bulunmuşlarsa da sayın mahkeme davalıların müvekkil şirkete borcu olduğu ve itirazlarının haksız olduğuna kanaat getirdiğini, taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmayan, mahkemenin yanılgıya düştüğü temel husus, eksik ve hatalı düzenlenen bilirkişi raporunun mahkemece hiçbir değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmaksızın hükme esas alındığı, kat ihtarının tebliğ edilip edilmemesinin borcun muaccel olması ya da borcun temerrüte düşmesi bakımından bir etkisi bulunmadığını, asıl borçlu … … Şirketi bakımından borcun vadesinde ödenmediği yani kredinin kat edildiği 31.05.2018 tarihi temerrüt tarihidir. … … Şirketi bakımından borcun, kredinin kat edildiği tarihte muaccel hale geldiğinin aşikar olduğunu, sözleşmede bu durumun kefile de aynen sirayet edeceğine ilişkin maddeye göre kefil … bakımından kefalet borcu muaccel hale gelmiş olduğu, kefil mütemerrit duruma düştüğünü, sözleşmede uygulanacak temerrüt faiz oranını açıkça belirtilmesine ve tarafların sözleşmeyi hür iradeleriyle kabul ederek imzalamalarına rağmen bilirkişice tespit edilen temerrüt faizi üzerinden alacak hesabının yapılması hukuka ve usule aykırı olduğunu, mahkemenin hatalı ve eksik, hukuka ve usule aykırı bir şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporunu hükümde esas alması, yeterli ve tatmin edici olamayan gerekçelerle hüküm kurmasının hukuka ve adalet anlayışına aykırı olduğunu, mahkeme ilamının kısmi red hükmünün kaldırılarak, davanın tamamı bakımından davanın kabul edilmesini, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere dava dilekçesinde talep edilen miktar olan 688.589,52-TL üzerinden Ankara 18. İcra 2018/7374 E. Sayılı takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi ve ticari kredi kartı borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Beşiktaş 3. Noterliği’nin 05.06.2018 tarih ve … yevmiye no’su ile …A.Ş. tarafından muhataplar asıl borçlu … Ltd. Şti. ile …’ın Genel Kredi Sözleşmesinde belirtilen adreslerine gönderilen ihtarname ile; kredilerin 31.05.2018 tarihi itibariyle kat edildiği,789.225,44 TL banka alacağının tebliğ tarihinden itibaren 1 iş günü içinde ödenmesi kredilere belirtilen oranlarda temerrüt faizi uygulanacağı, aksi halde, borçlu/kefil sıfatıyla haklarında yasal yollara başvurulacağı belirtilmiş hesap kat ihtarnamesinin muhataplara tebliğ edilemeyerek 07.06.2018 tarihinde iade edildiği anlaşılmıştır.
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7374 sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibi ile davalı …. .. Ltd. Şti ve … aleyhine toplam 798.118,07 TL tutarındaki toplam alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (719.660,27 TL yıllık %50, 20.232,01 TL yıllık %28,08, 350,09 TL yıllık %9 yasal faiz) faiz ile tahsilinin talep edildiği,asıl borçlu … Ltd. Şti. ve kefil …’ın 10.07.2018 tarihli dilekçeleri borca itiraz ettikleri işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka ile asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 12.8.2015 tarihinde akdedilen 1.000.000,-TL limitli ve 20.04.2017 tarihinde akdedilen 1.000.000,-TL limitli Genel Kredi Sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak …’ın imzasının bulunduğu davalı …’ın kefalet tarihinde asıl borçlu şirketin yetkilisi olduğu, kefalete ilişkin eş rızasının aranmadığı, davalının kefaletinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583. vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı banka tarafından … referanslı “…” Kefaleti ile kullandırılan 5.7.2018 tarihinde Kredi Garanti Fonundan 565.458,96 TL KGF tazmin ödemesi tahsil edilen ve kredi kanuni takip hesabından düşülen kredinin, “Hazine Portföy Garanti Sistemi” kapsamında kefalet oranın %90 olarak kullandırıldığı, Portföy Garanti Sisteminde KGF tarafından müşteri bazlı kefalet mektubu düzenlenmediği portföy bazlı kefalet mektubu düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında alınan ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, takip tarihi itibariyle, davacı bankanın asıl borçlu … Ltd. Şti.’nden 740.191,85 TL asıl nakdi kredi alacağı, 43.219,28 TL Faiz ve 2.160,96 TL BSMV, 350,09 TL masraf olmak üzere toplam 785.922,18 TL nakdi alacağı olduğu;takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 20.531,58 TL asıl alacak üzerinden %28,08 temerrüt faizi talep edilebileceği, 719.660,27 TL asıl alacak üzerinden % 44,16 temerrüt faizi talep edilebileceği, 350,09 TL masraf için %9 faiz talep edebileceği,takip tarihi itibariyle, davacı bankanın kefil …’dan 740.191,85 TL asıl nakdi kredi alacağı, 41.525,22TL
Faiz ve 2.024,50TL BSMV, 350,09 TL masraf olmak üzere toplam 784.091,66 TL nakdi alacağı olduğu, takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 20.531,58 TL asıl alacak üzerinden %28,08 temerrüt faizi talep edilebileceği, 719.660,27 TL asıl alacak üzerinden %44,16 temerrüt faizi talep edilebileceği, 350,09 TL masraf için %9 faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı tarafça … tarafından davacı bankaya yapılan 565.458,96 TL tazmin ödemesinin davacı bankaca takip edilmesi konusunda protokol olup olmadığı ve 565.458,96 TL ödemenin davadan önce yapılması nedeni ile ek rapor alınması talebi üzerine alınan, Bilirkişi ek raporunda,tahsilat tarihi itibariyle, davacı bankanın asıl borçlu … Ltd. Şti.’nden 605.123,48TL asıl nakdi kredi alacağı, 61.964,21TL Faiz ve 3.098,21TL BSMV, 350,09 TL masraf olmak üzere toplam 670.535,99TL nakdi alacağı olduğu; takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 605.123,48TL asıl alacak üzerinden %44,16 temerrüt faizi talep edilebileceği, 350,09 TL masraf için% 9 faiz talep edebileceği,dava tarihi itibariyle, davacı bankanın kefil …’dan 605.123,48TL asıl nakdi kredi alacağı 55.656,63TL Faiz ve 2.782,83 TL BSMV, 350,09 TL masraf olmak üzere toplam 663.913,03 TL nakdi alacağı olduğu, takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 605.123,48TL asıl alacak üzerinden %44,16 temerrüt faizi talep edilebileceği, 350,09 TL masraf için %9 faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartından kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda banka kayıtları üzerinden inceleme yaparak hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin ve ticari kredi kartının bulunduğu davalı …’ın müteselsil kefaletinin bulunduğu , kredi ve kredi kartı borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden ve ticari kredi kartından kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamından,davacı banka ile asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 12.8.2015 tarihinde akdedilen 1.000.000,-TL limitli ve 20.04.2017 tarihinde akdedilen 1.000.000,-TL limitli Genel Kredi Sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak …’ın imzasının bulunduğu davalı …’ın kefalet tarihinde asıl borçlu şirketin yetkilisi olduğu, kefalete ilişkin eş rızasının aranmadığı, davalının kefaletinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583. vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu
sözleşmeye istinaden davalı borçluya verilen kredi ve ticari kredi kartı borçlarının ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesap kat edilerek borcun ödenmesi için gönderilen Beşiktaş 3. Noterliği’nin 5.6.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalılardan asıl borçlu … Ltd. Şti. ve kefil …’ın Genel Kredi Sözleşmesinde yazılı olan adreslerine gönderildiği, tebliğ edilmeyerek 07.06.2018 tarihinde iade edildiği , ihtarnamede belirtilen 1 iş günü atıfet süresi sonunda temerrüt tarihi asıl borçlu yönünden 09.06.2018 olarak, davalı …’a hesap kat ihtarı usulüne uygun olarak tebliğ edilemediğinden davalı kefilin temerrüdünün icra takip tarihi itibariyle oluştuğu,dava konusu takibin, taksitli ticari kredi, rotatif kredi, kredili mevduat hesabı ve ticari kredi kartından kaynaklandığı,davacı bankanın, Taksitli Ticari Kredi ve Rotatif Krediler için uyguladığı akdi faiz oranları ve temerrüt faiz oranları bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davacı bankanın en yüksek faiz oranın %22,08 olduğu ve %100 fazlası %44,16 oranında talep edilmesi gerekirken fazla talep edildiği, icra takibinde talep edilen %50 faiz oranının mevzuata uygun olmadığı belirtilerek Taksitli Kredi ve Borçlu Cari Hesap Kredileri için %44,16 olarak belirlenip bu oranının uygulanmasında KMH ve Kredi kartı yönünden ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının belirlediği oranlara göre ve dava tarihinden önce son ödeme tarihi olan 03.07.2018 itibari ile asıl alacak ve fer’ilerinin hesaplanmasında ve kısmi ödemelerin davacı bankanın uygulamasına uygun şekilde asıl alacak üzerinden düşülmesinde hukuka aykırı bir yön görülmediğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16 /02/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.