Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/540 E. 2021/564 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/519 Esas 2021/561 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/519
KARAR NO : 2021/561

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
NUMARASI :
TALEP : İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28 /04/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz isteminin yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik olarak verilen ilama karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen banka vekili tarafından iki adet genel kredi sözleşmesine ve kat ihtarına dayalı olarak asıl borçlu şirkete kullandırılan ve ödenmeyen taksitli ticari kredi ve çek bedeli kredisi alacağı toplamı 302.416,76 TL’nin tahsili için asıl borçlu şirket ile müteselsil kefiller aleyhine talep olunan ihtiyati haczin ilk derece mahkemesinin 16.12.2020 tarih ve ……. D.İş ve ….Karar sayılı kararı ile İİK’nın 257/1. Maddesi gereği %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz isteyen banka tarafından müvekkilleri aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğunu, ihtiyati haciz talebinde işbu itiraz üzerine duran Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı icra takip dosyasından bahsedilmediğini, itiraz üzerine icra takibi durdurulduktan 8 gün sonra kötü niyetli olarak alınan mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının dosyaya ibraz olunduğunu, icra takibi durdurulduğu halde yasaya aykırı şekilde ihtiyati haciz talebini kabul eden icra dairesinin müvekkilinin bütün mal varlıkları üzerine haciz koyduğunu, itiraz edilerek durdurulan bu takipte 2. Kez ödeme emrinin gönderildiğini, müvekkili … Ltd. Şti’nin ihtiyati haciz isteyen bankadan kullanmış olduğu kredinin teminatının yaklaşık %90 oranındaki KOBİ’lere teminat veren Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından sağlandığını, müvekkili şirketin ödediği komisyon karşılığında KGF’nin krediye kefil olduğunu, KGF’nin amacının şirketlerin kredi borcunu ödeyememesi halinde teminat oranında borcu bankaya ödemeyi taahhüt ettiğini, bu durumda takibe konu alacağın müeccel durumdaki kredi sözleşmesine ilişkin olduğunu, ortada muaccel bir borcun bulunmadığını, KGF tarafından bankaya verilen taahhüt gereği müvekkili şirket tarafından ödenmemesi halinde kredi borcunun KGH tarafından ödeneceğini, Pandemi sürecinden kaynaklanan olumsuz ekonomik şartlar gözetilerek KGF’den almış olduğu teminata karşılık gerekli ödemeler yapılarak kredi ödeme tarihinin 2021 Ocak ayı sonunda yeniden yapılandırıldığını, müvekkili şirketin bankaya vadesi geçmiş kredi borcunun bulunmadığını, sadece iki adet çek sorumluluk tutarından kaynaklanan 4.450,00 TL cari borcu bulunduğunu, ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İTİRAZA CEVAP:
İhtiyati haciz isteyen banka vekili ihtiyati hacze itiraza cevap dilekçesinde; ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. Maddesinde sayılan nedenlerden olmadığını, İİK’nın 257. Maddesinde belirtilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, borçlulara karşı icra takibi başlatılmasının ihtiyati haciz kararı alınmasına engel teşkil etmediğini ileri sürerek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; talebin İİK’nın 265. Maddesi gereği ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olduğu, Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün ………. esas sayılı dosyasının tetkikinde, ödeme emrinin borçluya 14/12/2020 Tarihinde tebliğ olunduğu, itirazın 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı, takibin durduğu, alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmelerine, diğer borçlular da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuşlar ve işbu sözleşmeler çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderildiği, hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olup ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmadığı, asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsur olduğu, itiraz dilekçesinde ortada muaccel bir borç bulunmadığı KGF (Kredi Garanti Fonu) tarafından bankaya vermiş olduğu taahhüt gereğince müvekkili şirketçe ödenmemesi halinde zaten ödeneceği savunulmuş ise de ihiyati hacze itiraz edenlerin borcun yapılandırılması, yenilenmesi yönündeki itirazları İİK’nın 265. maddesi kapsamında kalmadığı, itiraz eden vekilince KGF A.Ş. tarafından borca mahsuben ödeme yapıldığı ileri sürülmediği gibi, ödeme yapıldığı hususunda kanıt sunulmadığı, bu yöndeki itirazın esasa dair açılacak bir davada tartışılabileceği, dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğu, (İİK mad. 264) talep dilekçesinde icra takibinin yapıldığının belirtilmesine gerek bulunmadığı, ihtiyati haciz takipten önce alınabildiği gibi takipten sonra da talep edilebileceği, talep tarihi itibariyle icra takibindeki ödeme emrinin henüze borçluya tebliğ edilip edilmemesinin de önemli olmadığı, alacaklının ihtiyati haciz talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, ihtiyati haciz talebinin kabulü için aranan yaklaşık ispat ölçütünün gerçekleştiği, ihtiyati hacizde alacaklı borçlunun malların önceden geçici olarak el konulduğundan ihtiyati haciz kesin (icrai) hacze çevrilip, takip kesinleşmeden, alacaklı ihtiyaten haczedilen malların satılmasını ve bedelinin kendisine ödenmesini isteyemeyeceği, kredi borcuna KGF tarafından teminat verilmesi müteselsil kefilin sorumluluklarını ortadan kaldırmadığı gibi ilamsız takibe itiraz edildiğinden takibin durmuş olması da ihtiyati haciz talebine engel teşkil etmediği (İstanbul BAM 12. H.D 2020/1399 Esas ve 2020/1274 Karar ) gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz isteyen banka tarafından müvekkilleri aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine takip durduktan sonra kötü niyetli olarak ihtiyati haciz kararının alındığını, icra takibi durdurulduğu halde yasaya aykırı şekilde ihtiyati haciz talebini kabul eden icra dairesinin müvekkilinin bütün mal varlıkları üzerine haciz koyduğunu, itiraz edilerek durdurulan bu takipte 2. Kez ödeme emrinin gönderildiğini, müvekkili … Ltd. Şti’nin ihtiyati haciz isteyen bankadan kullanmış olduğu kredinin teminatının yaklaşık %90 oranındaki KOBİ’lere teminat veren Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından sağlandığını, müvekkili şirketin ödediği komisyon karşılığında KGF’nin krediye kefil olduğunu, KGF’nin amacının şirketlerin kredi borcunu ödeyememesi halinde teminat oranında borcu bankaya ödemeyi taahhüt ettiğini, bu durumda takibe konu alacağın müeccel durumdaki kredi sözleşmesine ilişkin olduğunu, ortada muaccel bir borcun bulunmadığını, KGF tarafından bankaya verilen taahhüt gereği müvekkili şirket tarafından ödenmemesi halinde kredi borcunun KGH tarafından ödeneceğini, Pandemi sürecinden kaynaklanan olumsuz ekonomik şartlar gözetilerek KGF’den almış olduğu teminata karşılık gerekli ödemeler yapılarak kredi ödeme tarihinin 2021 Ocak ayı sonunda yeniden yapılandırıldığını, müvekkili şirketin bankaya vadesi geçmiş kredi borcunun bulunmadığını, sadece iki adet çek sorumluluk tutarından kaynaklanan 4.450,00 TL cari borcu bulunduğunu, ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, İİK’nın 265. Maddesi gereği ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir.
Dosya kapsamında; ihtiyati haciz isteyen banka ile … Teks. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinden; 30.12.2016 ve 31.03.2013 genel kredi sözleşmelerini sırasıyla 250.000,00’er TL ve 750.000,00’er TL kefalet limitiyle … ve … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandıkları, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından asıl borçlu şirkete ve müteselsil kefillere keşide olunan Gebze 3. Noterliği’nin 03.09.2020 tarihli kat ihtarı ile asıl borçlu şirket ile ihtiyati haciz arasındaki kredi hesabı kat edilerek kat ihtarında verilen 7 günlük sürenin ihtiyati haciz istem tarihi 14.12.2020 tarihi itibarıyla dolmuş olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında talep dayanağı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerine kefaletin verildiği 31.03.2013 ve 30.12.2016 tarihleri itibarıyla yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinin 1. fıkra 2. cümlesinde; kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu hükmü konulmuştur. Yasada öngörülen bu şekil, geçerlilik şartı olup, görevi gereği mahkemelerce, istinaf ve temyiz halinde bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ca kendiliğinden gözetilmelidir. Nitekim söz konusu kefaletlerde “sorumlu olunan azami miktar”, “kefalet tarihi” ve “müteselsil kefil” ibareleri kefiller tarafından el yazısıyla belirtilmiş olduğundan kefaletlerin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, gerçek kişi olan müteselsil kefiller … ve …’ın dosyadaki Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 14.12.2009 tarihli örneğine göre söz konusu genel kredi sözleşmelerine kefaletin imzalandığı tarihte asıl borçlu şirketin münferiden yetkilileri olduklarından, söz konusu kredi sözleşmelerine kefaletin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 584/3. maddesi gereği eş rızası aranmayacaktır.
Diğer taraftan ihtiyati haciz isteyen banka tarafından sunulan genel kredi sözleşmelerine göre asıl borçlu şirkete kullandırılan taksitli ticari kredilerin ve çek bedeli kredisinin ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilmiş, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından keşide olunan Gebze 3. Noterliği’nin 03.09.2020 tarihli kat ihtarı asıl borçlu olan …’e tebliğ edilmiş ve ihtiyati haciz isteminden önce icra takibi başlatılmış olup ihtiyati haciz talep tarihi itibarıyla borcun ödendiği iddia ve ispat edilmiş olmadığına göre TBK’nın 586/1. Maddesinde aranan müteselsil kefil olan borçlulara da başvurma koşulu gerçekleşmiştir.
Somut olayda, borçlular vekili, ihtiyati haciz istemine konu alacakla aynı alacak için ihtiyati haciz isteyen banka vekili tarafından müvekkilleri aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinin itirazları üzerine durduğunu, takip durmuş olmasına rağmen kötü niyetli olarak ihtiyati haciz kararı alındığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiş, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına konu alacak için daha önce başlatılan ve itiraz üzerine duran icra takibinin ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği belirtilmiştir.
İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nun 257.maddesinde gösterilmiş olup, bunlar alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati haciz kararından önce başlatılan ilamsız icra takibine itiraz etme nedeniyle icra takibinin durmuş olması ihtiyati haczin kaldırılma koşulu olarak düzenlenmemiştir. Sözü edilen maddelerde sayılan koşullar dışında bir koşul öngörülmediğinden girişilen ilamsız takibe itiraz etme nedeniyle takibin durmuş olması ihtiyati hacze engel teşkil etmez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.05.1999 tarih ve 1999/12-259 Esas, 1999/68 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere takibe itiraz, bu ihtiyati haciz kararın kesin hacze dönüşmesine engel teşkil eder.
Diğer taraftan itiraz edenler vekili ihtiyati haciz istemine konu kredi için KGF teminatı alınarak KGF’nin krediye kefil olduğunu, kredinin ödenmemesi durumunda KGF tarafından ödeneceğini, alacağın henüz muaccel olmadığını da ileri sürmüştür.
Kredi Garanti Kurumlarına hazine desteği sağlanmasına ilişkin kararın 6(1) maddesinde temerrüt sonrası takip işlemlerinin kredi verenlerce sürdürüleceği,(8)Kurum;…, temerrüt, tazmin, kanuni takip, tahsilat ve diğer hususlara ilişkin prensip ve uygulamaları temel bankacılık uygulamaları ile uyumlu olmak kaydıyla belirlemeye yetkilidir. Kredi verenler, Kurumun onayını almak suretiyle, bu Karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklar ile ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla Kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla,…………değişiklik yapmak, gerektiğinde yapılan protokole bağlı olarak kanuni takibi sözleşme süresince durdurmak veya neticesiz bırakmak, teminatlar ya da sonradan icra marifetiyle edinilen varlıklar üzerinde muhafaza tedbirinin uygulanıp uygulanmamasına karar vermek ile mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkilidir. Bu hükümler gözetildiğinde KGF teminatı yeterli olmayan işletmelere kefalet vermek suretiyle kredi alınmasını sağlayan bir sistem olup ;bankaların tazmin talebi kanuni takibe geçilmesi halinde yerine getirildiğinden alacaklı bankanın ihtiyati haciz isteminde hukuki yararının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ihtiyati haciz isteyen banka tarafından kredi hesabının kat edilmesi ile kredi alacağı muaccel hale gelmiş olmakla, kredinin KGF teminatı ile verilmiş olması hali bu duruma istisna teşkil etmeyip kredi asıl borçlusu şirket ile müteselsil kefillerin sorumluluklarını da ortadan kaldırmaz.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçelerinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, ihtiyati haciz istemine dayanak kredi alacağının varlığı konusunda İİK’nın 258. maddesindeki yaklaşık ispat kuralının dosya kapsamında sunulan belgelere göre oluşmuş bulunmasına ve kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraflardan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.04.2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.