Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2023/233 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/528 Esas 2023/233 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/528
KARAR NO : 2023/233

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2018/351 Esas 2021/119 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/05/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2023

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı senette müvekkillerini avalist dava dışı … A.Ş.’nin keşideci, davalının ise lehtar olduğunu, takibe dayanak senedin davalı banka ile dava dışı keşideci şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu, davalı bankanın öncelikle hesabı kat ederek müvekkillerine ihtarname gönderip, temerrüte düşürmesi gerekirken davalının genel kredi sözleşmesine ilişkin hesabı kat etmeden ve ihtarname göndermeden genel kredi sözleşmesinin teminatı olan senede dayalı olarak takip başlattığını, teminat olarak verilen genel kredi sözleşmesi nedeniyle asıl borçlu şirketin davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 3 ayrı genel kredi sözleşmesi nedeniyle …. A.Ş.’ye nakdi ve gayrinakdi ticari kredi kullandırdığını, dava konusu senedin keşidecisi … A.Ş. ile avalist … … A.Ş.’nin müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmelerde imzaları bulunduğunu, kredi hesabının kat edildiğini, kat ihtarının borçlu ve kefillere gönderildiğini, buna rağmen alacaklarının ödenmediğini, müvekkili tarafından 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden dava konusu senedin keşidecisi olan … A.Ş’ye nakdi ve gayrinakdi ticari kredi kullandırıldığını, söz konusu kredi sözleşmesinde senedin avalistleri olan davacılar ile dava dışı …. A.Ş’nin müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunduğunu, bu kredi hesabının da kat edilip muacceliyet ihtarnamesi keşide edildiğini, belirtilen genel kredi sözleşmeleri ile asıl borç ilişkisinin müvekkili banka tarafından dava dışı … … A.Ş. ve … … A.Ş.’ye kullandırılan nakdi ve ticari kredilerden kaynaklandığını, davaya konu senette imzası bulunan davacı avalistler, bankaya asaleten ve kefaleten kredi işlemlerinden borçlu bulunan … A.Ş’nin gerçek kişi ortakları ve müteselsil kefilleri olduğunu bildirerek davanın reddini, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında 13/08/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli ticari kredi genel sözleşmesi akdedildiği, davacıların sözleşmenin müteselsil kefili oldukları, icra takibine konu senedin anılan sözleşmeye istinaden teminat olarak verildiği, dava dışı asıl borçlu şirketin kat tarihi itibarıyla ödemekle yükümlü bulunduğu nakdi borç miktarının 771.404,59 TL ve gayrinakdi riskin 1.507.923,59 TL olmasına karşın davalı banka tarafından 28/10/2015 takip tarihinde söz konusu alacak tutarlarının üzerinde olan 4.000.000,00 TL’lik senede dayanarak icra takibi başlatıldığı, takipten sonra davadan önce gayrinakdi alacağın mesnedini teşkil eden 1.507.923,59 TL tutarlı teminat mektubunun 03/11/2016 tarihi itibarıyla iade edildiğinden dava tarihi itibarıyla banka alacağının belirlenmesi yönündeki bilirkişi hesaplamasının değerlendirilmesinde bankanın 1.225.557,28 TL alacaklı bulunduğu, davalı banka tarafından icra takibine girişilmekte kötü niyetli olduğuna dair iddianın kanıtlanamadığı gibi İİK’nun 72/3. maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edilmediğinden davalı bankanın tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacıların davalı banka tarafından başlatılan Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/23119 sayılı icra takibine dayanak 13/08/2012 tanzim, 15/10/2015 vade tarihli 4.000.000,00 TL bedelli senetten dolayı 2.774.442,72 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu senedin müvekkili tarafından … … A.Ş. ve … … A.Ş.’ye kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacaklarının teminatını oluşturmak üzere borçlu firma ortakları ve müteselsil kefillerden alındığını, anılan firmalar üzerindeki asaleten ve kefaleten alacaklarının teminatını oluşturduğunu, … … A.Ş.’nin dava konusu senette keşideci, davacıların ise avalist olduğunu, avalist olan davacıların keşidecinin borçlarından sorumlu bulunduğunu, … … A.Ş.’nin kredi işlemleri nedeniyle bankaya asaleten ve kefaleten kredi borcu olduğunu, dava konusu borcun tespiti için … … A.Ş.’nin bankaya olan asaleten ve kefaleten borç tutarının tespit edilmesi gerektiğini, takibe konu senedin tahsili halinde yapılacak tahsilatın mahsup edileceği … … A.Ş. üzerindeki asaleten ve kefaleten kredi alacaklarının davaya konu senet bedelini fazlasıyla karşıladığını, bu hususun bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, davacıların bizzat … … A.Ş.’nin müteselsil kefili olduklarını, bu şirket üzerindeki alacaktan kefalet sorumlulukları bulunduğunu, sadece … … A.Ş. üzerindeki asaleten alacak tutarı esas alınarak yapılan borç tespiti ile buna göre karar verilmesinin haksız olduğunu, davanın takibin kesinleşmesinden 2,5 sene sonra açıldığını, bu durumun takibi ve takip nedeniyle davacılar hakkında açılan tasarrufun iptali davalarını sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2015/23119 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı kambiyo senedi sureti, tahsilat beyanı, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/804 Esas sayılı dosyasının Uyap sureti, genel kredi sözleşmesi suretleri, muacceliyet ihtarları, dava dışı … … A.Ş’nin banka hesap ekstresi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 13/11/2019 tarihli kök, 06/01/2021 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2015/23119 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı banka tarafından davacılar ve dava dışı borçlular aleyhine toplam 4.021.300,00 TL alacağın tahsili talebi ile kambiyo senedine dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Anılan icra takip dayanağı senedin 13/08/2012 tanzim tarihli, 15/10/2015 vade tarihli 4.000.000,00 TL bedelli olarak borçlu … … … A.Ş. tarafından düzenlendiği, davacılar ile dava dışı … … A.Ş. avalist olup, senette lehtarın ise davalı banka olduğu görülmüştür.
Davalı alacaklı banka vekili tarafından dava konusu icra takip dosyasına 05/04/2018 tarihinde banka alacağına mahsuben 690.000,00 TL üzerinden taşınmazın satıldığı, ihale bedelinin tamamının müdürlüğün hesabına nakden yatırıldığı beyan edilmiş, 28/05/2018 tarihinde ise Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/275 Esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığı, ihalenin feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı banka ile dava dışı … … A.Ş. arasında 13/08/2012 tarihli 20.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı … …, davacı şirket, dava dışı … … A.Ş.’nin sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığı, 15/01/2015 tarihli 120.000.000,00 TL limitli sözleşmede ise davacıların müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede yer almadıkları anlaşılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … … A.Ş. arasında 13/08/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davacılar ile dava dışı … … A.Ş.’nin müteselsil kefil olarak yer aldığı görülmüştür.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/804 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı… tarafından davalılar … … A.Ş. ve … … A.Ş. aleyhine itirazın iptali talebi ile dava açıldığı, dava dilekçesinde asıl borçlu … … A.Ş. ile banka arasında akdedilen 15/01/2015 ve 29/09/2006 tarihli genel kredi sözleşmelerinde anılan davalıların müteselsil kefil olarak yer aldıkları belirtilmiştir. Davacı vekili anılan dosyada cevaba cevap dilekçesinde de işbu dava konusu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2015/23119 sayılı takip dosyası ile 2015/23590 sayılı icra takip dosyasında davacı bankanın … … A.Ş.’ye kullandırdığı krediden kaynaklanan alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılmış olan icra takipleri olduğunu, davalıların söz konusu takiplerde senet borçlusu olup, söz konusu takiplerin senet tutarıyla orantılı olarak başlatıldığını, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/804 Esas sayılı dosyasında ise asıl kredi borçlularının farklı olduğunu, bu nedenle anılan takip dosyalarının hiçbir ilgisinin bulunmadığını, … … A.Ş.’ye kullandırılan kredi alacağının tahsili için Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2015/23119 sayılı icra takibinin başlatıldığını beyan etmiştir.
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi kök raporunda, takip dayanağı senedin dava dışı … … A.Ş. ile davalı banka arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığı, davalıların kefaleten imzalarının bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi borçlarının ödenmediği, riskin halen davalı banka kayıtlarında devam ettiği dikkate alındığında söz konusu senedin teminat vasfının halen daha devam ettiğinin belirlendiği, dava tarihi itibarıyla davalı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten toplam 1.225.557,28 TL alacaklı olduğu, bankanın senedin asaleten ve kefaleten olan tüm alacağın teminatı olduğu gerekçesiyle senedin tümü üzerinden takip başlattığı tespit edilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda ise, davalının takip tarihi itibarıyla davacı … … A.Ş.’den toplam 2.301.496,98 TL, diğer davacılardan ise 2.296.607,64 TL alacaklı olduğu, teminat mektubunun 03/11/2016 tarihinde iade edildiği, davacıların teminat mektubu nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan, davalı tarafından başlatılan icra takibine dayanak kambiyo senedinin teminat niteliğinde olduğunu, senedin teminatı olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklana herhangi bir borcun ise bulunmadığını, kredi hesabının kat edilmediğini, başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise takip dayanağı senedin dava dışı … A.Ş.’nin asaleten ve kefaleten bankaya olan kredi borçlarının teminatı olduğunu, borç bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davacıların müteselsil kefil olduğu, davalı banka ile dava dışı … … A.Ş. arasındaki akdedilen bir adet genel kredi sözleşmesinde davacı … dışındaki diğer davacılar ile dava dışı … … A.Ş.’nin müteselsil kefil olduğu, davalı bankanın senede dayalı olarak davacılar ve dava dışı keşideci ve diğer avalist borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takibine dayanak senedin teminat vasfı bulunup bulunmadığı, teminat vasfında ise takip ve dava tarihi itibarıyla senedin teminat vasfının devam edip etmediği, devam ediyor ise hangi miktarda teminat vasfı bulunduğu, dava tarihi itibarıyla davacıların davalı bankaya senet nedeniyle borçlu olmadıkları bir miktar bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, dava konusu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2015/23119 sayılı icra takip dayanağı senet kambiyo senedi vasfındadır. Senedin üzerinde teminat olduğuna ilişkin herhangi bir ibare yazılı değildir. Davacı yan senedin teminat vasfında olduğunu ileri sürmüştür. Davalı yan da aşamalarda ve istinaf dilekçesinde takip dayanağı senedin bankanın 13/08/2012 ve 15/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden … … A.Ş.’ye kullandırılan kredilerde dava dışı … A.Ş.’nin kefaletinin, 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden … … A.Ş.’ye kullandırılan kredilere ilişkin bu şirketin asıl borçlu sıfatından kaynaklanan alacaklarının teminatını oluşturmak üzere borçlu firma ortakları ve müteselsil kefillerden alındığını, senedin adı geçen firmalar üzerindeki asaleten ve kefaleten alacaklarının teminatını oluşturduğunu savunmuştur. İddia ve savunma dava konusu takip dayanağı senedin teminat senedi vasfında bulunduğu hususunda uyuşmaktadır.
Davacı yan senedin dava dışı … A.Ş. ile davalı banka arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini ileri sürmekte iken, davalı yan ise anılan iddiada yer alan sözleşmenin yanı sıra 13/08/2012 ve 15/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden … … A.Ş.’ye kullandırılan krediler nedeniyle bu sözleşmelerde müteselsil kefil olan … A.Ş.’nin kefaletinin de teminatı olduğunu ileri sürmektedir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu senedin sadece davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu kabul edilerek bu kabul çerçevesinde dava tarihi itibarıyla davalının anılan sözleşme kapsamında dava dışı … A.Ş’den alacaklı olduğu miktar tespit edilerek bu miktar senet bedelinden mahsup edilmek suretiyle bakiye bedel yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karara yönelik herhangi bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere senedin davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu hususu taraflar arasında çekişmesizdir.
Davalı banka tarafından başka bir icra takibine itirazın iptali talebiyle açılan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/804 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde işbu dava konusu icra takibinin dava dışı … A.Ş.’ye kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatıldığı açıkça belirtilmiştir.
Davalı yanın da teminat olduğu kabulünde olan takip dayanağı senedin tanzim tarihi, senet bedeli, keşidecisi ve avalistlerinin tümü davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin tarihi, limiti, müteselsil kefilleri ile birebir örtüşmekte olup, davalı yan senedin dava dışı … A.Ş.’nin kefaletinden kaynaklanan borçlarının da teminatı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır.
Öte yandan, davalı banka vekilinin davalı ile dava dışı … A.Ş. arasındaki 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında tespit edilen kredi alacağı miktarına yönelik açık bir istinaf da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu takip dayanağı senedin davalı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu, dava tarihi itibarıyla anılan sözleşme kapsamında davacının dava dışı asıl borçludan talep edebileceği alacak miktarı dışında davacıların senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıkları gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 189.522,18 TL istinaf karar harcın peşin alınan 47.380,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 142.141,64‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.