Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/520 E. 2023/583 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/520 Esas 2023/583 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/520
KARAR NO : 2023/583

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2020
NUMARASI : 2019/310 Esas 2020/457 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kredi Alacağından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraflar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, davalı …’ın da, müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunuduğunu, davalıya sözleşme kapsamında kredi kullandırıldığını, davalı borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle kredi hesabının kat ediliğini ve davalı borçlular hakkında … 2. İcra Müdürlüğünün 2018/7727 E. sayılı dosyasında icra takibinde bulunduklarını, davalı borçluların icra takibindeki tüm faizlere ve 40.000,00 TL lik gayri nakit alacak kalemine itiraz ettiğini ve bu kısımlar yönünden takibin durduğunu, zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmiş ise de, tarafların anlaşamadıklarını, davalının itirazlarının haksız olduğunu, davalı borçlu ile 10/04/2017 tarihinde 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzlandığını ve bu kapsasda …. A.Ş ye hitaben 12/12/2016 tarihinde 50.000,00 TL bedeli teminat mektubu yazılarak verildiğini ve muhatabın talebi ile teminat mektubunun 26/06/2018 tarihinde tazmin edildiğini, bu nedenle davalının kat tarihine kadar tazmin edilen miktar işlemiş faiz ve masrafları ile 58.394,58 TL borcunun bulunuduğunu, ayrıca davalının kat edilmiş ticari krediden müvekkiline 56.071,68 TL borcunun bulunduğunu, yine davalının kullanmış olduğu esnek ticari kapsamında 26/09/2018 tarihi itibari ile 3.64 TL kredi borcunun olduğunu, yine müvekkilinin bu kredilerin kullanımından kaynaklanan 492,39 TL masraf alacağının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin 40.000,00 TL davalıya verilen çekler kapsamında çek riski nedeniyle gayrı nakdi teminat alacağının bulunduğunu, diğer davalının da sözleşmenin kefili olması nedeniyle borçtan sorumlu olduğunu, bu nedenle yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, davalıların, takibie konu nakdi asıl alacağın ferilerine ve gayri nakit alacağa itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında, davalı …’a kredili mevduat hesabı kullandırılmış olup, takip tarihi ile davalı asıl borçlu ve davalı kefilin icra takibinde itiraz ettikleri faiz ve feriler yönünden 10.088,34 TL davacıya borcu bulundukları bilirkişi raporu ile sübuta ermiştir. Davacı hesap kat tarihi itibariyle temerrüt faizi talep edebilir. Buna göre yapılan hesaplama çerçevesinde alınan bilirkişi raporuna göre davalının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kullandırılan kredi gereğince takip tarihi itibariyle borcu taleple bağlı kalınarak; davanın kısmen kabulü ile113.694,18 TL itiraz edilmeyen asıl alacak yönünden 9.135,40 TL temerrüt faizi, 456,77 TL BSMV ile 3,64 TL asıl alacak yönünden 0,14 TL temerrüt faizi ve 492,39 TL masraf olmak üzere toplam 10.088,34 TL olarak hesap ediliğinden takibe itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına, 113.694,18 TL itiraz edilmeyen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %62,40 ve 3,64 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve BSMV işletilmesine, ancak alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine ve dava tarihi itibariyle gayrinakit alacak kalemi bulunmadığından, çeklerin iade edilmiş olduğu davacı vekili tarafından kabul edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davanın kısmen kabulü ile davalıların … 2. İcra Müdürlüğünün 2018/7727 Esas sayılı dosyasındaki vaki kısmi itirazlarının iptali ile takibe konu itiraz edilmeyen 113.694,18 TL asıl alacakla birlikte 9.135,40 TL işlemiş faiz, 456,77 TL BSMV 3,64 TL asıl alacak 0,14 TL işlemiş faiz ve 492,39 TL masraf olmak üzere takibin 123.782,52 TL üzerinden devamına, 113.694,18 TL’lik asıl alacak kısmının takip tarihinden itibaren %64,40 oranında ve 3,64 TL lik asıl alacak kısmına dair takip tarihinden itibaren %30,24 oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, gayrinakit alacak kalemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalıların davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayıldığını, bu sebeple cevap dilekçesi vermeyen davalının sadece inkâr çerçevesinde savunma yapabileceğini ve bu yönde ispat faaliyetinde bulunabileceğin, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/310 esas sayılı dava dosyasında ise cevap dilekçesi vermeyen davalıların inkar kapsamındaki durumunu dikkate alınmadığını, halbuki davalıların inkarı, somut dava dosyasın da itirazın iptali davası olduğu düşünüldüğünde icra inkar tazminatına hükmedilmesi neticesini sağlayacağını, ancak yerel mahkeme tarafından inkar tazminatı taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiğini, davalılarca, icra takibinden doğan tüm faizler ve fer’ilerine ve 40.000,00.-TL lık gayrinakit alacak kalemine ve ondan doğan tüm fer’ilerine itiraz edilmiş ve takiplerinin bu kısım yönünden durduğunu, ancak davalılarca takip tarihinden ve ödeme emrinin kendilerine tebliğinden sonra itiraz dilekçelerindeki beyanlarında da belirttikleri üzere 40.000,00-TL lık olan gayrinakit alacağın dayanağını teşkil eden çek yaprakları müvekkili bankaya ibraz edildiğini, bu alacak yönünden de takibin başlatılmasına sebebiyet verdiklerinden icra vekalet ücreti yönünden de takiplerinin durduğunu, davalıların asıl alacağı kabul edip ferilerine ve gayrinakit alacak kalemine -her ne kadar gayrinakit alacak kalemine dayanak teşkil eden çek yapraklarını takip tarihinden sonra teslim etmiş olsalar da- dolaysıyla bu alacak kalemi üzerinden hesaplanacak icra vekâlet ücretine itiraz etmiş olmaları dürüstlük kuralına ve iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda temerrüt tarihi hatalı tespit edildiğini, borç muacceldir ve borçlu hesap kat tarihi itibariyle mütemerrit olduğunu, huzurdaki davada davalı borçlu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ödemelerini yapmadığını ve işbu sebeple de müvekkili banka tarafından bilinen adresine ihtarname keşide edilmediğini, bilirkişi raporunda temerrüt faizi oranı hatalı tespit edildiğini, yerel mahkeme tarafından icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira davalı tarafın itirazı haksız olduğunu, kredi sözleşmesinden doğan alacak miktarı, kredi alan borçlu tarafından belirlenebilecek nitelikte olduğu için alacak da likit olduğunu, davalının cevap dilekçesi sunmamasının sonucu ile birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmemesi hatalı bir karar olduğunu, yerel mahkemenin kararına ilişkin öncelikli olarak düzeltilerek onanmasına, mahkemece aksi kanaatte olunması durumunda yapılacak inceleme neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davalarının kabulüne, yargılama gideri, masraflar ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda, asıl alacak için hesabın kat tarihinden itibaren uygulanacak olan temerrüt faiz oranı %62,40 olarak tespit edildiğini, taraflarınca bu faiz oranı fahiş değerde ve kabulünün mümkün olmadığını, zira taraflar arasındaki kredi sözleşmesi her ne kadar ticari iş niteliğinde olarak belirtilse de sözleşme eşitler arasında gerçekleştirilmediğini, müvekkillerin sözleşmede şahıs konumundayken, sözleşmenin karşı tarafında şirket bulunmadığını, kaldı ki bankaların kredi sözleşmeleri maddelerini, tek taraflı olarak genel işlem niteliğinde düzenlediğini, müvekkiller de bu sözleşme maddeleri ve banka tarafından belirlenip asıl alacağa eklenen faiz oranlarının bankaların inisiyatifine bırakılması gibi nedenlerle fahiş faiz oranıyla ciddi ekonomik sıkıntı yaşadığını, müvekkilin kredi ihtiyacı nedeniyle başvurduğu bankada önüne konulan sözleşmenin maddelerine etki etme, bu tip faiz oranlarını taraflar eşit şartlarda görüşerek belirleme imkanı olmadığını, sözleşmenin kurulduğu sırada nakde ihtiyacı olan müvekkil her ne kadar sözleşmeyi imzaladığını ve diğer müvekkili de kefil olmuşsa da; sözleşme şartları açık şekilde banka karşısında güçsüz durumda olan müvekkiller aleyhine olduğunu, bu nedenle işletilen bu yüksek faiz oranının kabulü mümkün olmadığını, ayrıca müvekkil çektiği kredi taksitlerini uzun süre muntazam ödediğini, hatta kredinin ana parası kadar ödeme yaptığını, sonra düştüğü zor durumda bankadan talep ettiği gerek yapılandırma, gerek çek yaprağı iadesi talepleri bankaca kabul edilmeyerek doğrudan müvekkil hakkında temerrüt hükümleri uygulanarak bu yüksek faizi uygulama saikiyle hareket edildiğini, yerel mahkemenin kararının bozulmasını/ kaldırılmasını, davanın müvekkilleri yönünden reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, ödeme planı, hesap ekstreleri, bilirkişi raporu vs deliller dosya arasında mevcuttur.
… 2.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7727 Esas sayılı dosyasının İncelenmesinde; alacaklı banka tarafından davalılara karşı toplam 130.870,42 TL nakdi 40.000,00 TL gayrinakdi alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların borca ve fer’ilerine süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı … A.Ş. … şubesi ile davalı asıl borçlu … arasında 10.04.2017 tarihinde 500.000,00 TL bedelli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı davalı …’ın el yazısı ile 11.04.2017 tarihli sözleşmede 500.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olarak yer aldığı görülmüştür.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefile; 25.09.2018 tarihli Beyoğlu 48.noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kullanılan kredilerden kaynaklı 159 9U044327 nolu ticari kredi için 56.071,68 TL,43310000344 nolu Teminat mektubu bedeli için 58.394,58 TL, diğer kredi için 3,64 TL olmak üzere toplam 114.469,90 TL borca ilişkin ve 25 adet çek için 40.000 TL depo bedelini 24 saat içerisinde ödenmesinin bildirildiği , ihtarnamenin davalı … ve eşi diğer davalı kefil …’a 01.10.2018 de tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle bankacı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, davalı asıl borçlu … ve davacı banka arasında 500.000,00 TL limitli 1 adet Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi düzenlendiği ve davalı eş …’ın müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeye istinaden kullandırılan ve kullandırılacak olan tüm borçlardan 500.000,00 TL’ye kadar kefil olduğu davacı banka ödenmeyen kredi miktarları için Beyoğlu 48.noterliğinden çekmiş olduğu ihtarname ile borcun ödenmesini talep ettiği ve ihtarnamenin davalılara 01.10.2018 de tebliğ edildiği 1 günlük atıfet süresinin sonunda 03.10.2018 de temerrüt oluştuğu, 19.11.2018 icra takip tarihi itibariyle;113.694,18 TL Asıl alacak 9.135,40 TL İşlemiş Faiz( %62,40 Temerrüt Faizi) 456,77 TL %5 BSMV,3,64 TL Asıl alacak 0,14 TL İşlemiş Faiz (%30,24 Temerrüt Faizi)492,39 TL masraf olmak üzere toplam 123.782,52 TL olduğu diğer davalı kefil eş olan …’ın bu borcun tamamından sözleşme gereği kefil sıfatıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalıların kredi borcunu ödememesi üzerine davacı bankanın kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili talebiyle dava konusu icra takibini başlattığı, davalıların icra takibinde faiz ve ferileri ile 40.000,00 TL gayrinakdi alacağa ilişkin borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Asıl alacak tutarı olan 113.694,18 TL itiraz ve dava konusu değildir.
Uyuşmazlık, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi nedeniyle takip tarihi itibarıyla işlemiş faiz tutarı alacağa uygulanacak temerrüt faiz oranı,temerrüt tarihi ile icra inkar tazminatına yönelik hususlardan kaynaklanmaktadır.
Davacı vekili kredi şartlarının yerine getirilmemesi halinde alacağın muaccel olduğunu kat tarihi olan 01.10.2018 tarihinde temerrüt hükümlerinin uygulanacağını ileri sürmüş ise de, davacı tarafından hazırlanıp, davalı borçlulara gönderilen ve kredi borcunun ödenmesi için davalı borçlulara atıfet tanıyan hesap kat ihtarnamesi düzenlemek ile davacı artık kredi borcunun ödenmesi yönünde davalılara bir süre hakkı tanımıştır. Hesap kat ihtarnamesinde verilen atıfet süresinin sonunda temerrüt oluşacağından,hesabın kat edilmiş olması kat tarihi itibariyle borçluların temerrüte düşmesi sonucunu doğurmayacaktır.
Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Sözleşmenin 11.maddesinde düzenlenen temerrüt hükümlerinde tüm kredilere bankaca uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına, bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi” işletileceği belirlendiğinden talep edilen 113.694,18 TL için %62,40 ve diğer 3,64 TL için % 30,24 faiz oranı uygulanmıştır.
Taraf vekillerinin faiz oranına yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesinde,davacı vekili temerrüt faizinin müvekkili bankanın TCMB’ye bildirdiği %70 faiz oranına % 30 ilavesi ile %91 oranın uygulanması gerektiğini ,davalılar vekili ise ilk derece mahkemesince %62,40 faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürmüştür. Kapatılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatları ile Dairemiz uygulamasına göre davacı bankanın kendi müşterilerine fiilen uyguladığı ticari kredilerde uygulanan en yüksek faiz oranının tespiti ile tespit edilen bu faiz oranının taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 11.maddesi gereğince bu orana 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden faizin belirlenmesi gerekmekte olup, bu kapsamda davacı bankaya Dairemizce 09/03/2022 tarihinde yazı yazılmış, verilen kesin süre içerisinde müzekkeremize cevap verilmemiştir. Bu hale göre, davacı bankaca davalıların temerrüte düştüğü 03/10/2018 tarihi itibariyle fiili faiz oranları bildirilmediğinden ve temerrüt tarihi itibariyle de 3095 Sayılı Yasa kapsamında avans faizinin % 19,50 olup, %50 fazlasının %29,25 olacağı, bu oranın da % 48 akdi faiz oranından düşük olması nedeniyle temerrüt faizinin akdi faizden düşük olması da söz konusu olamayacağından % 48 üzerinden temerrüt faizi oranı dikkate alınmak suretiyle Dairemizce re’sen yapılan hesaplamada;
Davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağının takip tarihi itibariyle 113.694,18 TL Asıl alacak, 7.027,23 TL İşlemiş Faiz (113.694,18 x %48 / 365 x 47 =7.027,23 TL) 351,36 TL %5 BSMV,3,64 TL Asıl alacak 0,14 TL İşlemiş Faiz (%30,24 Temerrüt Faizi)492,39 TL masraf olmak üzere toplam 121.568,94 TL olduğu anlaşıldığından davalıların … 2.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7727 Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin itiraz edilmeyen 113.694,18 TL Asıl alacak, 7.027,23 TL İşlemiş Faiz,351,36 TL %5 BSMV,3,64 TL Asıl alacak 0,14 TL İşlemiş Faiz,492,39 TL masraf olmak üzere toplam 121.568,94 TL üzerinden devamına 113.694,18 TL Asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 48 oranında ,3,64 TL Asıl alacağa % 30,24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusuna gelince; davalı …’ın kefili olduğu davalı …’ın davacı bankadan kullanmış olduğu kredi miktarı belli olup davacı bankanın alacak miktarı likit ( bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken alacağın likid olmadığı kabul edilerek icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu yerindedir. (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih 2016/12900 esas 2017/994 karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararda isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun icra inkar tazminatı yönünden kabulüne diğer istinaf nedenlerinin esastan reddine davalı vekilinin istinafının faiz oranı yönünden kısmen kabulüne,diğer istinaf nedenlerinin esastan reddine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜ ile ,
2- Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2020 tarihli ve 2019/310 Esas-2020/457 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2-Davalıların … 2.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7727 Esas sayılı icra takip dosyasına asıl alacak dışında yapmış oldukları işlemiş faiz ve faiz oranına ve gayrinakit alacağa itirazın kısmen iptali ile;
Takibin itiraz edilmeyen 113.694,18 TL Asıl alacak, 7.027,23 TL İşlemiş Faiz,351,36 TL %5 BSMV itiraz edilmeyen 3,64 TL Asıl alacak 0,14 TL İşlemiş Faiz, 492,39 TL masraf olmak üzere toplam 121.568,94 TL üzerinden devamına, 113.694,18 TL Asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 48 oranında ,3,64 TL Asıl alacağa % 30,24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
3-Deposu talep edilen 25 adet çek davacı bankaya iade edildiğinden 40.000,00 TL’nin depo edilmesine yönelik açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alacak likit ve muayyen olduğundan hüküm altına alınan toplam 121.568,94 TL’nin %20’si oranında olan 24.313,78 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 689,13 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 293,38 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 854,35 TL harcın mahsubu ile artan 458,60 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 689,13 TL harç ile 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Dava zorunlu arabuluculuğa tabi olduğundan suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ret durumuna göre 798,59 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak, 561,41 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 254,30 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 854,30 TL’nin, davada ret ve kabul oranına göre 793,58 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişikin giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde davacıya iadesine,
C)1-Davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 59,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 172,30 TL harcın talep halinde davalılara iadesine,
4-Davalılarca istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5- Davalılarca istinaf aşamasında yapılan 45,50 TL posta ve dosyanın istinafa gönderim giderinin, davadaki haklılık oranı gözetilerek 42,27 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362./1a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.13/04/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.