Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/515 E. 2022/1805 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/515 Esas 2022/1805 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/515
KARAR NO : 2022/1805

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2018/316 Esas 2018/631 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Rücuen Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Taraflar arasındaki rücuen tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasko sigortacısı olduğu aracın, park halinde bulunduğu sırada davalının ZMMS poliçecisi olduğu aracın çarpması sonucu hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, sigortalıya ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 5.421,15 TL’nin 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan her iki aracında aynı işletene ait olduğunu, üçüncü kişilere gelen zararı teminat altına alan müvekkili şirkete bu davanın yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazaya karışan araçların ikisinin de dava dışı … A.Ş.’ye ait olduğu, davacının araçlardan birini kasko poliçesi ile, davalının ise diğer aracı ZMMS poliçesi ile sigortalayan şirketler oldukları, her ne kadar davacı ve davalınınayrı tüzel kişilikleri bulunup, farklı hukuki statü ile dava dışı … A.Ş. ile sözleşmeye dayalı hukuki ilişkileri bulunsa da, alacaklılık ve borçluluk sıfatı iki aracın işleteni … A.Ş. üzerine birleştiği, TBK’nun 135. maddesi ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda … A.Ş.’nin rücu hakkı bulunmadığından, onun halefi sıfatıyla hareket eden davacının da davalıya rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kasko sigortalı aracın davalının ZMMS poliçesi ile teminat altına aldığı araçla kazaya karıştığını, her iki aracın sigorta şirketinin farklı olduğunu, müvekkilinin sigortalı aracın hasarını karşıladığını, kazaya sebebiyet veren aracın sigorta şirketi olan davalıya rücu edildiğini, alacaklı ve borçlu sıfatının sigortalı üzerinde birleşmediğini, her iki aracın sigorta şirketi aynı olsaydı alacaklı ve borçlu sıfatının birleşeceğini ve bu durumda hasar karşılandıktan sonra rücu edilemeyeceğini, müvekkilinin sigortalının halefi olduğunu, müvekkilinin hak kaybına uğradığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 1472. maddesi uyarınca kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İşbu dava Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece 2017/119 Esas 2017/168 Karar sayılı karar ile HSK’nun 520 sayılı kararı gereğince ticaret davası niteliğindeki davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, kararın kesinleşmesi ve süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi üzerine dosyanın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Sigortalı araç hasar fotoğrafları, kasko sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı, hasar faturası, ödeme dekontu, ZMMS poliçesi dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan kasko sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kazaya karışan araçların işletenlerinin aynı şirket olduğu, alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleştiği, davacının halefi olduğu sigortalının rücu hakkı bulunmadığı, davacının da bu kapsamda davalıya rücu hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kasko sigortalı araç kaza tarihinde dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı olduğu gibi, davalı ZMMS poliçesi ile teminat altına alınan diğer araç kaza tarihinde dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı olup, araçların işleteninin başka bir şahıs veya şirket olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir.
Taraflar arasında davacının kasko sigortacısı olduğu aracın park halinde iken davalının ZMMS poliçesi ile teminat altına aldığı aracın çarpması sonucu hasara uğradığı, hasar bedelinin davacı tarafından sigortalıya ödendiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazasında alacaklı borçlu sıfatlarının birleşip birleşmediği, ZMMS poliçesi ile teminat altına alınan araç ile kasko sigortalı aracın işleteninin aynı şirket olup olmadığı, davacının sigortalısına ödediği hasar bedelini davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı yan kasko sigorta poliçesi ile teminat altına aldığı aracın, davalının ZMMS poliçesi ile teminat altına aldığı araçla karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğradığı, sigortalısına ödediği hasar bedelinden davalının sorumlu olduğu iddiasıyla işbu tazminat davasını açmıştır.
TBK’nun 135/1. maddesi “Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesiyle borç sona erer.” hükmünü içermektedir.
Davacının kasko sigortacısı olduğu aracın maliki ile davalının ZMMS poliçesi ile teminat altına aldığı aracın maliki aynı şirket olup, dava dışı … A.Ş.’dir. Araçlardan birinin işleteninin başka bir şirket veya şahıs olduğuna ilişkin bir iddia ise yargılama aşamasında ileri sürülmemiştir.
Bu durumda, TBK’nun 135/1. maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı dava dışı … A.Ş.’nde birleşmiştir. Davacı, TTK’nun 1472. maddesi uyarınca dava dışı … A.Ş.’nin halefi olarak işbu rücuen tazminat davasını açtığından araçların sigorta şirketlerinin farklı şirketler olması bu sonucu değiştirmeyecektir (Emsal YHGK’nun 15/04/2011 tarih ve 2011-17-13 Esas 2011/191 Karar sayılı ilamı, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2013 tarih ve 2011/9549 Esas 2013/1688 Karar, 26/02/2015 tarih ve 2014/24502 Esas 2015/3471 Karar, 15/02/2013 tarih ve 2012/5894 Esas 2013/1691 Karar sayılı ilamları).
Hal böyle olunca, mahkemece kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın maliki ile davalının ZMMS poliçesi ile teminat altına aldığı aracın malikinin dava dışı … A.Ş. olduğu, TBK’nun 135/1. maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatının dava dışı … A.Ş.’nde birleştiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 30/12/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.