Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/509 E. 2022/154 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
… MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/12/2017
NUMARASI ……
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/08/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından birlerce … Vatandaşından Almanya başta olmak üzere “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını, toplanılan paralara ilişkin tahsilat makbuzu verildiğini, yatırımcıların geri ödeme taleplerinin birikmesiyle ödemelerin yapılamaması sebebiyle … varlıklarının yağmalandığı iddiası üzerine SPK’nun şirket faaliyetlerini izlemeye başladığını, şirketin yasa dışı faaliyetleri sebebiyle ceza davaları açıldığını, davalı şirkete kârlı bir yatırım yapıldığına inandırılan davacının da 65.400 … … …’e yatırım yaptığını, tahsilat makbuzu adlı 2 adet belge teslim edildiğini, daha sonra şirket unvanı … … A.Ş. olduğunu, davacının parasını istemesi üzerine geri ödemenin mümkün olmadığının belirtildiğini, davalı tarafça yapılan para toplama işleminin hukuka aykırı olduğunu, davalının basiretli iş adamı gibi davranmadığını, davalıların eyleminin SPK mevzuatına aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı şirketlerin ortağı olmadığını, davalılar hakkında devam eden ve mahkumiyet ile sonuçlanmış davaların sayısı ve yürütülen hukuka aykırı faaliyetleri, iflas etmiş olması, mal kaçırma ihtimali gözönünde bulundurularak şirketin malvarlığı üzerine alacak miktarı kadar tedbir konulmasını talep etmiş, taraflar arasında kanuna uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalı şirketlerde hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklığının bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden tahsil edilen 65.400 … (33.438,48 EURO) karşılığı 95.440,10 TL’nin en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar dosyaya herhangi bir cevap veya beyan dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı taraf, davalılar tarafından istenildiği an paranın geri verileceği ve her yıl yüksek kar payı (faiz, getiri vb.) elde edileceği vaatleriyle kendisinden bir miktar paranın tahsil edildiğini ileri sürdüğü, dolayısıyla Borçlar Kanunun 117/2. maddesinde öngörülen, miktarı önceden belli olan kesin vadeli borç niteliğinde olmadığı, her ne kadar davacı taraf ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi istemiş ise de, davadan önce davalının parasını geri verilmesine yönelik bir temerrüde düşürümü olmadığı, temerrüde düşmeyen borçludan temerrüt faizi istenemeyeceği, davacı davadan önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği, davacı kendisinden haksız olarak alınan bu bedellerin avans faiziyle tahsilini istediği, davalı şirket, anonim şirket olup, yapmış olduğu faaliyetleri ticari nitelikte olduğu, toplanan paraları bu kapsamda değerlendirme yapacağı, mutlak ticari nitelikteki davalarda taraflar birbirlerinden ticari faiz (günümüzde avans faizidir) isteyebileceği, davacı tarafın faiz talebi davada avans faiz olduğundan, davacı tarafın avans faiz ile ilgili talebinin de kabulü ile davacının davasının kabulü ile, davacının davalı … … A.Ş.’nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 95.440,10-TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 28/08/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki Avans faiziyle davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararda davalıların para tahsil faaliyetinin bir dolandırıcılık faaliyetinin yani haksız fiil tespitine rağmen mahkeme kararında tahsil edilen paraya işletilecek faizin başlangıç tarihini dava tarihi olarak belirtildiğini, Yargıtay’ın benzer şirketlere karşı açılan davalarda da faiz tarihinin tahsil tarihinden itibaren başlatılmasına karar verildiğini, bu nedenlerle istinaf taleplerine ilişkin yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasını, istinaf talebine konu kararın faize ilişkin kısmının “tahsil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiz” olarak tekrar hüküm kurulmasını, yargılama masraflarının karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalı şirkete ödenen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece taraflar arasında şirket ortaklığı ilişkisinin hukuken mevcut olmadığı gerekçesiyle davacı yanca ödenen 65,400,00 …’nin TL karşılığı olan 94.440,10 TL’nin dava tarihinden itibaren davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazı faiz başlangıç tarihine yöneliktir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 65.400,00 … (33.438,48 Euro) karşılığı 95.440,10 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan davacı alacağının haksız fiil tarihi olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizli ile birlikte hüküm altına alınması gerekmektedir. Somut olayda ise davacı yan davalıya … cinsinden ödeme yapmıştır. Davacı taraf alacak talebi ise TL cinsindendir. Davacı taraf yapılan yargılama sonunda tespit edilen bakiye Euro alacağı, davacıların TL cinsinden alacak talebi gözetilerek dava tarihinde davacı yanca dava dilekçesinde yapılan hesaplamadaki kur üzerinden TL’ye çevrilmiş olup, davacı yanın dava tarihine kadar Euro’nun TL karşısında değer kazanmasından faydalanmasından ötürü, artık bu aşamadan sonra geçmiş döneme ait faiz alacağını talep ve dava hakkı bulunmamaktadır. Aksi halde, anılan kur esas alındıktan sonra geriye dönülerek ödeme tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi davacı yanın haksız kazanç sağlamasına (… Lirasına uygulanan faiz oranı ile yabancı paraya uygulanan faiz oranı gözetildiğinde) yol açacaktır. Hal böyle olunca mahkemece hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan ilk derece mahkemesince gerekçeli kararın hüküm kısmının B bendine ilişkin 05/01/2018 tarihli tashih şerhinin gerekçeli karar ile birlikte davalıların tebliğ edilmiş olmasına göre tashih şerhinin ayrıca tebliği hususunun yerine getirilmemiş olması konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2022

………..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.