Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/507 E. 2021/1187 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı asil tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili banka ile dava dışı …. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu, hesabın kat edilerek ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar 09/09/2015 tarihine kadar şirket ortağı ise de Alanya’da olduğundan şirketin … Bankasından aldığı kredilerin ve kullandığı kredi kartlarının hiç birinin tarafından kullanılmadığını, şirkete ait borcun tamamından kişisel olarak kendisinin sorumlu tutulmasına itiraz ettiğini, kendisine gelen belgelerde kişisel teminat verdiğine dair belgenin olmadığını, kendisinin bankaya kişisel teminat verdiğini hatırlamadığını, bankanın şirketten alacağı miktara itirazının olmadığını, araç teminatı 50.000,00 lira kabul gördüğüne göre geriye kalan 17.102,67 liranın şirketin borcu olduğunun açık olduğunu, bu nedenle tarafına isnat edilen kötü niyet suçlamasının haksızlık olup, kabul etmediğini, var olduğu söylenen kefalet imzasının kendisine ait olup olmadığının kontrol edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, mahkeme kararı ve toplanan tüm delillere göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı asilin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemizce 15.11.2018 tarih ve … sayılı kararı ile davalının, dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davalı eli ürünü olmadığına yönelik savunması dikkate alınmaksızın bu konudaki delilleri toplanmadan karar verilmiş olmasının HMK’nın 27. Maddesindeki hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a.6. Maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu, Dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda …… ve toplanan tüm delillere göre; davalının imza örneklerinin alınması suretiyle dava konusu genel kredi sözleşmesinde mevcut imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda … tarafından düzenlenen raporda, söz konusu sözleşmede mevcut imzanın davalı … eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davalı borçlunun genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğu, davacı alacaklı banka tarafından asıl borçlu hakkında keşide edilen ihtarın sonuçsuz kaldığı, davalı borçlunun müteselsil kefil olması sebebiyle alacaklının asıl borçluyu takip etmeden müteselsil kefil borçlu hakkında ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine dayanılarak davalı müteselsil borçlu hakkında takipte bulunabileceğinden 6102 sayılı TTK 8.maddesi uyarınca ticari işlerde faizin serbestçe kararlaştırılabileceği 6098 sayılı TBK 88.maddesindeki akti faiz ve 120.maddesindeki temerrüt faiz sınırına ilişkin hükümlerin ticari işlerde uygulanmayacağın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin… Esas, …Karar sayılı ilamı doğrultusunda … rapor ile davaya konu genel kredi sözleşmesinde mevcut imzaların davalı …’in mukayese imzaları ile karşılaştırıldığında davalı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, ayrıntılı gerekçeli ve hükme elverişli raporlar uyarınca davalı müteselsil borçlunun icra takibine ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile icra takip dosyasına itiraz eden davalının itirazının asıl alacak 56.726,87 TL., takip öncesi işlemiş akdi faiz ve temerrüt faizi 6.348,59 TL., işlemiş faizin BSMV’si 317,44 TL. ve ihtarname masrafı 140,02 TL. olmak üzere, davalı yönünden alacağın toplam 63.532,92 TL.’lik kısmı yönünden iptali ile takibin davalı yönünden alacağın toplam 63.532,92 TL.’lik kısmı yönünden devamına, davalı yönünden asıl alacak olan 56.726,87 TL.’ye takip tarihinden itibaren %39 temerrüt faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, hükmedilen 63.532,92 TL.’nin %20’si olan 12.706,58TL. icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; Genel kredi sözleşmesindeki imzanın ve el yazılarının kendisine ait olmadığını, adli tıp incelemesinde yazı ve imzaların kendisine ait olduğu tespit edilse dahi bunun muhtemelen iptal edilen eski bir sözleşme üzerinden yürütülerek (eski şirket ortağı ile bankanın ortak girişimi suretiyle) düzenlendiğini, 34 sayfalık GKS’nin 28. Ve itiraz ettiği 4 sayfadaki el yazılarının kendisine ait olmadığını, adli tıp raporuna ihtiyaç duyulmadan çıplak göz ile bile anlaşılır durumda olmadığını, itiraz ettiği 4 sayfadaki yazı ve imzaların tekrar incelenmesi gerektiğini, bu hususta alınan rapora karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde bu yöndeki iddialarını dile getirdiğini, itirazını değerlendiren bir gerekçeye kararda yer verilmediğini, borç miktarının takipte fazla hesaplanmış olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğu halde aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de yüksek hesaplandığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıya karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Konya 12. İcra Müdürlüğü’ne ait …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … borçlularının ……. … olup, üç ayrı kredi için toplam 70.472,27 TL banka alacağının kredi üyelik sözleşmeleri ve ihtarnameye dayalı olarak tahsiline yönelik 11.11.2015 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu … tarafından takibe itiraz edildiği, takibin 31/12/2015 tarihinde durdurulduğu, görülmüştür.
Dava konusu 08/04/2013 tarihli 08/04/2013 tarihliGenel Kredi Sözleşmesi’nin incelenmesinde, kredi limitinin 350.000,00 TL, asıl borçlusunun …….davalı …’in ise müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzasının bulunduğu, kefalet limitinin 350.000,00 TL olduğu, anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun emredici nitelikteki 583. Maddesi hükmü gereğince, dava ve takip konusu 08.04.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde nitelikli kefalete ilişkin aranan şekil şartlarının yer aldığı, bu bağlamda, “müteselsil” kefalet limiti “350.000,00” Tl ve kefalet tarihi “08.04.2013” tarihinin elle yazılı olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık, dava ve takip konusu kredi alacağının dayanağı olan 08.04.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davalıya atfedilen kefil imzasının davalı eli ürünü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda ilk derece mahkemesince HMK’nın 212. Maddesi gözetilerek yapılan imza incelemesinde, mahkemece imza incelemesine esas genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 08.04.2013 tarihine yakın tarihlerde davalı tarafından atılı bulunan imza asıllarını içerir mukayese belgeleri getirtilmek suretiyle yapılan incelemede…. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 21/07/2020 tarihli raporda özetle; inceleme konusu 08.04.2013 tarihli sözleşmede … adına atılı kefil imzaları ile …… mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Alınan bu rapor Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Ayrıca, davalı asil bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde genel kredi sözleşmesinin 28. Sayfasından itibaren son 4 sayfasındaki el yazılarının kendisine ait olmadığını, imzaların da kendisine ait olduğu hususunun şüpheli olduğunu ileri sürerek itiraz etmiş ise de davalı asil ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında 14.03.2017 ve 28.07.2017 tarihli dilekçelerinde sadece dava konusu 08.04.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürmüş olup, açıkça yazıya itiraz etmediğinden, HMK’nın 141/1.maddesi hükmü gereği ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra savunmanın genişletilmesi niteliğindeki söz konusu genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasına itirazın yanında el yazılarına itiraz, davacı tarafın açık muvafakatinin veya davalının ıslahı bulunmaksızın, incelenip değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi davalı, Dairemiz kaldırma kararına esas istinaf başvuru dilekçesinde de sadece kefalet imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş olmakla, bu aşamada kefaletnamedeki yazının de kendisine ait olmadığı yönündeki iddiası MK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğundan itibar edilmemiştir. Davalı asilin genel kredi sözleşmesinde adına atılı bulunan tüm kefalet imzaları, imza incelemesini yapan…… Dairesi tarafından incelenmiş olup, işbu sözleşmedeki bazı imzaların kendisine ait olmadığına dair itirazları da yerinde değildir.
Diğer taraftan, davalı asil, dava konusu icra takibinde kredi alacağının fazla talep edildiğinin bilirkişi raporu ile belirlendiğini, buna rağmen aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu da ileri sürmüştür. İcra inkar tazminatı, davalının itirazının takip tarihinde haksız ve alacağın likit (bilinebilir, belirlenebilir) olması hallerinde, davacı-alacaklının talebi üzerine, duran ilamsız icra takibinde, itirazın iptali istemiyle alacaklı tarafından açılan davada yapılan yargılama sonunda itiraz üzerine duran icra takibine devam edilmesine karar verilmesi halinde, itiraza uğrayan ve hüküm altına alınan icra takibine konu alacak üzerinden davacı yararına en az %20 oranında belirlenen bir tazminattır. Somut olayda, dava ve takip konusu davalının kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesinden doğan kredi alacağı İİK’nın 67. Maddesi anlamında likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olup, aynı zamanda icra takip tarihi itibarıyla davacı bankanın dava dışı asıl borçludan bilirkişi raporuyla belirlenen miktarda kredi alacağının bulunduğu, davalı-kefilin de kefalet limiti kapsamında kalan bu alacaktan sorumlu olduğu, bilirkişi raporuyla hesaplanan kredi asıl alacağı ve fer’ileri tutarında davalının icra takibine haksız olduğu belirlenmiş olmakla, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu ile belirlenen kredi asıl alacağı ve ferileri üzerinden hüküm altına alınan toplam 63.532,92 TL alacak miktarına yazılı şekilde %20 karşılığı 12.706,58 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya herhangi bir aykırılık görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince verilen kararın kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde; Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı kefilin davaya esas ilamsız icra takibine yönelik itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği halde kararın gerekçesinde “davalının icra takibine vaki tüm itirazlarının reddine” denilmiştir. Bu durum gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmasına sebep olup HMK’nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı asilin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, ilk derece mahkemesince verilen hüküm ile gerekçesi arasında çelişki oluşturulmasında isabet görülmediğinden davalı asilin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesi hükmündeki kamu düzenine aykırılık da gözetilerek kabulüne, duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının dava konusu Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün ……E. sayılı takibine itiraz eden davalının itirazının asıl alacak 56.726,87 TL., takip öncesi işlemiş akdi faiz ve temerrüt faizi 6.348,59 TL., işlemiş faizin BSMV’si 317,44 TL. ve ihtarname masrafı 140,02 TL. olmak üzere, 63.532,92 TL.’lik kısmı yönünden kısmen iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A) Davalı asilin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, davalı asilin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek, HMK’nın 353/1.b-2., 355. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2020 tarih ve …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibine itiraz eden davalının itirazının 56.726,87 TL asıl alacak, 6.348,59 TL işlemiş faiz, 317,44 TL BSMV olmak üzere toplam 63.532,92 TL üzerinden iptaline, 56.726,87 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 temerrüt faizi yürütülmek sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen 63.532,92 TL’nin %20’si olan 12.706,58TL. icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.339,93 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 968,76 TL harcın ve icra takip dosyasında alınan 335,51 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.035,66 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 968,76 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, icra takip dosyasına yatırılan 335,31 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.369,37 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Yargılama sırasında yapılan 330,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 480,68 TL posta ve tebligat gideri, 310,00 TL adli tıp fatura bedeli olmak üzere toplam 1.120,68 yargılama giderinin davada haklılık durumu gözetilerek 1.104,18 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.059,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılamada vekil ile temsil edilmediğinden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu ve 1085,00 TL istinaf nispi ile ikinci kez yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı toplamı 1.301,5 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İlk derece mahkemesi hükmü kamu düzeni gözetilerek kaldırıldığından ve sonuçta davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden davalı tarafın istinaf aşamasında yaptığı diğer yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.