Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/499 E. 2023/93 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/499 Esas 2023/93 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/499
KARAR NO : 2023/93

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2019/161 Esas 2021/42 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekili ile davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … ve …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun davalı şirkete ait kredi kartı ve KMH hesabı borçlarının yapılandırılması amacıyla kullanılan kredinin müştereken ve müteselsilen kefili olmadığını, söz konusu kredinin muhatabının sadece müvekkil şirket olduğunu, davalı müvekkil …’nun imzası olsa da sonucun değişmeyeceğini, davalı müvekkilinin eşinin kefalete muvafakatinin bulunmadığını ve bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, faiz ve masraflar ile borç tutarının da fahiş olarak hesaplandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete ait kredi kartı ve KMH hesabı borçlarının yapılandırılması amacıyla kullanılan kredinin müştereken ve müteselsilen kefili olmadığını, söz konusu kredinin muhatabının sadece müvekkil şirket olduğunu, müvekkilinin imzası olsa da sonucun değişmeyeceğini, müvekkilinin eşinin kefalete muvafakatinin bulunmadığı gibi müvekkilinin davalı şirketteki ortaklığından hisselerini devrederek ayrıldığını, faiz ve masraflar ile borç tutarının da fahiş olarak hesaplandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla davacının takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, davalı gerçek kişilerin kefalet tarihinde davalı şirketin ortak ve yöneticisi konumunda olmaları nedeniyle eş muvafakatlerine gerek bulunmadığı, kefaletlerinin geçerli olduğu, kat ihtarının davalı kefillere tebliğ edildiğine ilişkin belgenin dosya içerisinde yer almadığı, davalı kefiller yönünden takip öncesi işlemiş temerrüt faizi hesaplaması yapılmaksızın sorumluluk tutarlarının belirlenmesi yoluna gidildiği, hüküm altına alınan miktarın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibine itirazlarının kısmen iptaline, takibin davalı şirket yönünden asıl alacak 31.661,59 TL, kat öncesi işlemiş faiz 1.971,77 TL, 31,79 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi, 312,94 TL işlemiş temerrüt faizi, 15,65 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi toplamı 33.993,55 TL üzerinden, diğer davalılar yönünden asıl alacak 31.661,59 TL, kat öncesi işlemiş faiz 1.971,77 TL, 31,79 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi, 207,68 TL işlemiş akti faiz, 10,38 TL işlemiş faizin %5 gider vergisi toplamı 33.883,21 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı şirket yönünden hükmedilen 33.993,55 TL üzerinden, diğer davalılar yönünden ise 33.883,21 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davalı şirkete 22/01/2018 tarihinde 40.000,00 TL ticari kredi kullandırıldığının belirtildiğini, dava konusu kredinin 22/01/2018 tarihinde kullandırılan kredi olup, başka bir kredi olduğunu, bu husus dikkate alınmadan raporun hazırlandığını, rapordaki tespitlerin hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, 22/01/2018 tarihinde kullandırıldığı saptanan kredinin başka bir kredi olup, bu krediye müvekkili davalının kefaletinin bulunmadığını, kefaletin unsurlarının eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece denetime elverişli olmayan, yanlış ve eksik inceleme içeren bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğunu, müvekkilinin söz konusu kredi çekilmeden önce, 10/06/2017 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını, bu durumun pay defterleriyle sabit olduğunu, 21/11/2017 tarihinde istifa hususunun bankaya bildirildiğini, davalı şirkete ait kredi kartı ve KMH hesabı borçlarının yapılandırılması amacıyla kullanılan kredinin müşterek ve müteselsil kefili olmadığını, kredinin muhatabının sadece davalı müflis şirket olduğunu, bilirkişi raporunda davalı şirkete 22/01/2018 tarihinde 40.000,00 TL ticari kredi kullandırıldığının belirtildiğini, bu tarih itibarıyla müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, 2018 yılında kullandırılan krediye çok daha önce şirketteki ortaklığından ayrılan davacının kefaletinin zaten mümkün olmadığını, kefalet şirket ortağı olmadığı bir döneme ilişkin olarak geçerli kabul edilse bile, eş rızasının olmadığını, 22/01/2018 tarihinde kullandırılan kredinin başka bir kredi olduğunu, bu krediye müvekkili davalının kefaletinin bulunmadığını, kefaletin unsurlarının eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin, dava tarihinden sonra, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2019 tarih 2018/366 Esas 2019/457 Karar sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği dosya içeriğiyle sabittir. İflas kararıyla birlikte iflas tarihinden önce davalı şirket tarafından Av. …’a verilen vekalet görevi sona ermiştir. Bir başka anlatımla, iflas karar tarihinden sonra davalı şirkete çıkarılacak tebligatların vekalet görevi sona eren anılan vekile değil, davalı şirket iflas idaresine çıkarılması gerekir. Dosyada ise, gerekçeli karar tüm davalılar vekili olarak Av. …’a tebliğ edilmiştir.
Dosya içerisinde, gerekçeli kararın davalı şirket iflas idaresine tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, UYAP kayıtlarında da davalı şirket iflas idaresine gerekçeli kararın tebliğine ilişkin herhangi bir tebliğ evrakı yer almamaktadır.
Hal böyle olunca, gerekçeli kararın davalı şirket iflas idaresine tebliğ edilip, istinaf süresi beklenilerek istinaf yoluna başvurulması halinde istinaf dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildikten sonra yeniden istinaf incelemesi yapılması için, davanın kayıt kabul niteliği de gözetilerek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Gerekçeli kararın davalı şirket iflas idaresine tebliğ edilip, istinaf süresi beklenilerek istinaf yoluna başvurulması halinde istinaf dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildikten ve katılma yolu ile istinaf süresi beklenildikten sonra dosyanın davanın kayıt kabul niteliği de gözetilerek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.