Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/495 E. 2023/136 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/495 Esas 2023/136 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/495
KARAR NO : 2023/136

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2020/255 Esas 2021/40 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … …Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı şirkete kredi kullandırıldığı, diğer davalıların aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili oldukları, borcun ödenmemesi üzerine hesabın Beşiktaş 26. Noterliği’nin 24.12.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, kat ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/654 Esas sayılı takip dosyası ile icra başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle kefil olan müvekkilleri yönünden kefalet sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, borcun ipotek ile teminat altına alındığını, ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilmeden kefil sıfatıyla müvekkillerine müracaatta bulunulamayacağını, asıl borçlu müvekkili ile farklı tarihler farklı limitlerle davacı bankanın genel kredi sözleşmesi akdettiğini, asıl borçlu şirket ile yeni bir kredi sözleşmesi yapılması ile kefil olan müvekkillerinin kefilliğinin sona erdiğini, yine KGF kaynaklı kredi sebebiyle akdedilen yeni sözleşmede müvekkillerinin imzası bulunmadığından dolayı müvekkillerinin sorumluluğunun doğmayacağını, sonuç olarak kefil olan müvekkillerinin sadece imzaladığı GKS nedeniyle kullandırılan krediden sorumlu olabileceğini, başka borçlardan sorumluluklarının gidilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre davalılar ……Ltd. Şti., … ve ……Ltd. Şti. yönünden; davaya konu 01.03.2019 tarihinde kullandırılan … nolu kredinin davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 21.02.2019 tarihli … nolu GKS kapsamında kullandırıldığı, 21.02.2019 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzaları bulunmayan ……Ltd. Şti., … ve ……Ltd. Şti.’nin anılı borçtan sorumlu tutulamayacağı nazara alınarak bu davalılar yönünden açılan davanın reddine, davacının, adı geçen davalılar yönünden takibe kötü niyetli giriştiği sabit olmadığından, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davalılar isteminin İİK. 67. maddesi gereğince reddine,
Davalı ……Ltd. Şti. yönünden; ibraz edilen bilirkişi raporuna göre, takip tarihi itibariyle talep ile bağlı kalındığında, davacı bankanın anılı şirketten 2.812.959,99-TL asıl alacak, 47.057,46-TL temerrüt faizi, 2.352,87-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL alacaklı olduğu saptanmakla, davalı ……Ltd. Şti.’nin Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/654 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.812.959,99-TL asıl alacak, 47.057,46-TL temerrüt faizi, 2.352,87-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %28,60 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi ile birlikte takibin devamına, davalının likit olan alacağa haksız olarak itiraz ettiği saptanmakla hükmolunan alacağın %20’si olan 572.772,08-TL icra inkar tazminatının İİK. 67.maddesi gereğince davalıdan tahsili ile davacı bankaya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, reddedilen kısım yönünden davacının takibe kötüniyetli olarak giriştiği sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davalılar isteminin İİK. 67. maddesi gereğince reddine,
Davalı … yönünden; ibraz edilen bilirkişi raporuna göre, takip tarihi itibariyle talep ile bağlı kalındığında, davacı bankanın anılı davalıdan 2.812.959,99-TL asıl alacak, 15.815,26-TL temerrüt faizi, 790,76-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL alacaklı olduğu, davalı …’nun 21.02.2019 tarihli GKS’yi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması, kefalet sözleşmesinin TBK. 583.ve 584. Maddeleri uyarınca geçerli olması ve borcun kefalet limiti dahilinde kalması karşısında, anılı borçtan sorumlu olduğu kabul edilerek, davalı …’nun Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/654 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.812.959,99-TL asıl alacak, 15.815,26-TL temerrüt faizi, 790,76-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %28,60 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi ile birlikte takibin devamına, davalının likit olan alacağa haksız olarak itiraz ettiği saptanmakla hükmolunan alacağın %20’si olan 566.211,22-TL icra inkar tazminatının İİK. 67.maddesi gereğince davalıdan tahsili ile davacı bankaya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, reddedilen kısım yönünden davacının takibe kötüniyetli olarak giriştiği sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi yönündeki davalılar isteminin İİK. 67. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin talep konusunda adı geçen … ….Şti., … …. Şti. ve … yönünden usul ve yasaya aykırı olup, kaldırılması gerektiğini,
Asıl borçlu ile imzalanan … no’lu asıl kredi genel sözleşmelerinde tüm kefillerin kefalet imzaları mevcut olup, daha sonra imzalanan kredi genel sözleşmeleri işbu kredilerin yapılandırması amacıyla imzalanan kredi genel sözleşmeleri olup, farklı bir borca ilişkin bulunmadığını, yani yeni bir borç doğurmadığını, yeni bir borç doğurmayan kefillerin kendi el yazıları ile imzalamış oldukları kefalet beyanlarının bulunduğu kredi genel sözleşmesine dair borcun yapılandırma sözleşmesinde imzalarının bulunmaması gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilleri olan … ….Şti., … …. Şti. ve …’in 02/10/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaletlerinin bulunduğunu, davaya konu kredinin kullandırıldığı 21/02/2019 tarihli 6.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde imzalarının bulunmadığı halde davacı banka tarafından müvekkilleri aleyhine haksız takip yapıldığını, müvekkilleri tarafından itiraz edilmesine rağmen dava açıldığını, yapılan takibin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddi kararının hatalı olduğunu,
Müvekkillerinden …’in sözleşmede eş rızası olmadığından kefaletinin geçersiz olduğunu, bu husususun gözden kaçırıldığını, ret kararında bundan hiç bahsedilmediğini, bu nedenle bu müvekkili yönünden davanın farklı gerekçeyle reddi gerekeceğinden müvekkili lehine ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı banka ile davalı …. Şti. arasında 02/10/2017 tarihli 5.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, … ….Şti., … …. Şti., … ve …’in sözleşmede kefaletlerinin bulunduğu, eş rızalarının alındığı,
Beşiktaş 26. Noterliği’nin 24.12.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin …, muhataplarının … ….Şti., … …. Şti., … … Şirketi, … ve … olup, toplam 2.834.748,34 TL’nin tebliğden itibaren 1 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarın asıl borçlu şirketin sözleşmede belirtilen adresine çıkartılan davetiyenin 26/12/2019 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, davalı kefillere çıkartılan tebligatların ise 26/12/2019 bila tebliğ iade edildiği,
Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2020/654 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının … ….Şti., … …. Şti., … … Şirketi, … ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla 2.839.311,08-TL asıl alacak, 47.057,46-TL temerrüt faizi, 2.352,87-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.890.211,50-TL nakdi alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların takibe itiraz ettikleri, takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı banka ile davalı …. Şti. arasında 02/10/2017 tarihinde 2.500.000,00 TL ve 8.000.000,00 TL tutarlı ve 21/02/2019 tarihinde 6.000.000,00 TL tutarlı 3 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, 02/10/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalılardan … ….Şti., … …. Şti., … ve …’in 5.000.000,00 TL limitle kefil olduğu, davalılardan …’in kefaletinde eş rızasının alındığı, …’nun asıl borçlu şirketin ortağı ve temsilcisi bulunduğu, asıl borçlu şirkete davacı banka tarafından 11/10/2017 tarihinde 36 ay vadeli yıllık akdi %15 faizli 2.500.000,00 TL limitli taksitli ticari kredi kullandırıldığını, söz konusu kredinin 01/03/2019 tarihinde 2.390.350,27 TL yapılandırma kredisi kullandırılarak kapatıldığını, davacı bankayla davalı asıl borçlu şirket arasındaki 21/02/2019 tarihli 6.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde davalılardan …’nun 10.000.000,00 TL limitle kefaletinin bulunduğunu, diğer davalıların bu sözleşme kapsamında kefaletinin bulunmadığını, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete 01/03/2019 tarihinde yıllık %19,80 akdi faiz oranı ile 24 ay vadeli 2.390.350,27 TL kredi kullandırıldığını, bu yapılandırma kredisinin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı asıl borçlu şirketin 28/12/2019 tarihinde temerrüte düştüğünü, 21/02/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunan davalı …’na çıkarılan kat ihtarının tebliğ edilemediğinden bila tebliğ iade edildiğinden takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, takip tarihi itibariyle asıl borçlu şirketin takip tarihi itibariyle talep 2.812.959,99-TL asıl alacak, 47.057,46-TL temerrüt faizi, 2.352,87-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL alacaklı olduğu, davalı …’nun ise takip tarihi itibariyle 2.812.959,99-TL asıl alacak, 15.815,26-TL temerrüt faizi, 790,76-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL davacı bankaya borçlu olduğu belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı …. Şti. arasında 3 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı şirkete kredi kullandırıldığı, davalılardan …’nun tüm sözleşmelerde, diğer davalıların ise 02/10/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzaları bulunuduğu ve asıl borçlu şirketin borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/654 Esas sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu ve eldeki işbu itirazın iptali davası açılmıştır.
Gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda belirtildiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de açıklandığı üzere, davacı banka ile davalı asıl borçlu … … Şirketi arasında 3 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan …’nun tüm sözleşmelerde, diğer davalıların ise 02/10/2017 tarihli sözleşmede müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, davacı banka tarafından 02/10/2017 tarihli sözleşme kapsamında davalı asıl borçlu … … Şirketi’ne kredi kullandırıldığı, bu kredinin 01/03/2019 tarihinde ödenerek kapatıldığı, dava ve takibe konu kredinin ise 21/02/2019 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında 24 ay vadeli, yıllık %19,80 akdi faizi ile 2.390.350,27 TL kredi kullandırıldığı, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın Beşiktaş 26. Noterliği’nin 24.12.2019 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile kat edildiği, kat ihtarının asıl borçlu şirkete sözleşmedeki adresine çıkartıldığı, 26/12/2019 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, davalı asıl borçlu şirketin 1 günlük ödeme süresi de gözetildiğinde 28/12/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, 21/02/2019 tarihli sözleşmede kefaleti bulunan davalı …’na çıkartılan kat ihtarının 26/12/2019 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, davalı …’nun bu durumda takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçlu … … Şirketi’nden 2.812.959,99-TL asıl alacak, 47.057,46-TL temerrüt faizi, 2.352,87-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL alacaklı olduğu, davalı …’nun ise takip tarihi itibariyle 2.812.959,99-TL asıl alacak, 15.815,26-TL temerrüt faizi, 790,76-TL BSMV, 1.490,09-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 2.863.860,41-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından bu davalılar yönünden kısmen kabul kısmen reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere dava ve takibe konu kredinin 21/02/2019 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, bu sözleşmede davalılardan …’nun kefaletinin bulunduğu, diğer davalıların kefaletinin bulunmadığı, bu hale göre 21/02/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefalet imzası bulunmayan ve dava ve takibe konu edilen krediden ötürü davalılar … ….Şti., … …. Şti. ve …’in sorumlu tutulamayacağından bu davalılar yönünden davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Diğer yandan, davalılar vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddi kararına karşı itirazına gelince; davacı bankanın davalı … … Şirketi’ ile imzalamış olduğu 3 ayrı Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı olarak ödenmeyen kredi borcunun tahsili için ilamsız icra takibi yapmış olup, davalılarca davacının yapılan takipten ötürü kötü niyetli olduğuna dair dosyaya delil sunulmadığı gibi davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamamıştır. Kaldı ki davacı bankanın yapılan takipte haksız olması kötü niyetli olduğu anlamına gelmeyecektir . Bu nedenle ilk derece mahkemesinin %20 kötü niyet tazminatının reddine yönelik kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Ayrıca, davalılar vekilince müvekkili …’in eş rızasının alınmadığı, kefaletin bu yönüyle geçersiz olduğundan bahisle açılan davanın bu gerekçeyle reddi gerektiği iddia edilmiş ise de, kaldı ki davanın ret gerekçesinin dava ve takibe konu kredinin 21/02/2019 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanıldığı, bu sözleşmede davalılar … ….Şti., … …. Şti. ve …’in imzasının bulunmadığı anlaşıldığından reddedilmiş olmakla, buna yönelik davalılar vekilinin istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılardan alınması gerekli olan 242,10 TL harçtan peşin alınan 177,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 64,20 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/02/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.