Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/481 E. 2021/522 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2021
NUMARASI : …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/02/2021

KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankada emekli maaş hesabı bulunduğunu, ayrıca bankanın kredi kartı müşterisi olduğunu, müvekkilinin hesabından ve kredi kartından bilgisi ve rızası olmadan internet bankacılığı yolu ile para havalesi yapıldığını, müvekkilinin zarara uğradığını, yapılan işlemden davalının sorumlu olduğunu belirterek 10.400,00 TL’nin 09/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, emekli maaşı ve bu hesaba bağlı kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğu, davacının tacir olmadığı, taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olup, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c, 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, taraflarına savunma hakkı verilmeden görevsizlik kararı verildiğini, bankanın taraf olduğu davaların ticari iş sayılması gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; banka hesabından ve kredi kartından internet bankacılığı yolu ile bilgi ve rıza dışında EFT yapılması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan davalı bankada bulunan emekli maaşı hesabından ve bu hesaba bağlı kredi kartından bilgisi ve onayı olmadan internet bankacılığı yoluyla para transferleri yapıldığını, bu nedenle maddi zarara uğradığını iddia etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davaya bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun 3/l. maddesinde tanımlanmış olup, buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4. ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Kanunun 83/2.maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise;” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan yasa hükümleri karşısında somut olaya gelindiğinde, taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, davacı ise ticari ve mesleki amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde dava şartları açıkça sayılmış, 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında re’sen araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2019 tarih ve…. Karar sayılı içtihatında; “…Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286).
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 138. madde gerekçesinde de, usule ilişkin hususların, şekli nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabileceği ancak mahkemenin kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyması hâlinde bunu tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacağı, böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Anılan düzenleme ile hâkime dava şartlarına ilişkin olarak hangi aşamada karar verilmesi noktasında takdir hakkı tanınmış olup, hâkim tarafların dinlenmesine ihtiyaç duymaması hâlinde gerekli gördüğü takdirde dosya üzerinden de karar verebilecektir.
6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.
Açıklanan nedenlerle mahkemece verilen direnme kararı yerindedir.” denilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihatında da açıkça belirtildiği üzere ilk derece mahkemesince tensiple verilen görevsizlik kararı usul ekonomisine uygun olduğu gibi davalı yan görevli mahkemede savunma hakkını kullanmasına engel teşkil etmeyeceğinden buna yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Ayrıca husumet görevli mahkemece değerlendirilir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 353/(1)-a.3, 362/(1)-c ve 20. maddelerindeki hükümler birlikte amaçsal olarak yorumlandığında ilk derece mahkemesinin görevsizlik ve yetkisizlik kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince verilecek kararların kesin olması amaçlandığından Dairemizin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmünün kesin olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/(1)-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.