Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/44 E. 2021/1210 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2014
KARAR TARİHİ : 04/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021

Taraflar arasındaki limited şirket hisse devriyle ilgili protokol kapsamında tanzim edilen senedin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı … hakkındaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … hakkındaki davanın ise kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Yargıtay bozma ilamı sonrası dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın 01/03/2011 tarihi itibarıyla … … Şirketi’nin % 95 ortağı iken hisselerinin tamamının davalılara devri konusunda anlaşmaya vardıklarını, “sözleşmenin 2. maddesinde davalının sahibi olduğu hisselerin tamamının davalnın göstereceği isimlere devredileceği, 3/b maddesinde devir bedelinin 50.000,00 TL + 650.000,00 USD olduğu, 3/c maddesinde 50.000,00 TL bedelin hisse devrinin noterden yapıldığı tarihte ödenmesi, 650.000,00 USD’nin … … … Ltd. Şti. sahibi olduğu “… … ve … projesi” için kredi avansının tahsil edildiği tarihte ödenmesinin 650.000,00 USD hisse devir bedelinin teminatı olarak davalılar ve vekili …’nın davacı lehine teminat senedi tanzim etmesi, 31/12/2012 tarihine kadar proje kredisinin sağlanamaması durumunda devir konusu hisselerin davacının talebi olması halinde kendisine iade edilmesi, davacının iade talebi olması halinde davalıların iadeyi bir defaya mahsus olmak üzere bir yıl uzatma hakkı olduğu, 4. maddesinde taraflar arasında uyuşmazlık olması halinde Ankara Mahkemelerinin yetkili kılındığı” hususlarının kabul edildiğini, davacıya ait hisseleri devralan davalılar … ve … vekili…’nın borçlu olduğu 01/03/2011 tanzim, 27/03/2013 ödeme tarihli 650.000,00 USD tutarlı üzerinde protokol gereğince düzenlendiği şerholunan teminat senedinin düzenlenerek davacıya verildiğini, hisse devir sözleşmesi gereğince davacının … … … Ltd. Şti.’ndeki 1000 payının davalı …’e, 1800 payının davalı …’ya ve 1000 payının dava dışı …’e verildiğini, davacının protokol gereğince yükümlülüğünü yerine getirerek borcunu ifa ettiğini, ancak 650.000,00 USD devir bedelinin ödenmediğini, davacı tarafından davalılara ihtarname keşide edildiğini, davalılar tarafından gönderilen cevap ihtarnamesinde ödemenin “hisse devir bedelinin ödemesinin … proje kredisinin çıkması ve proje kredi avansının alındığı gün veya şirket hisselerinin üçüncü kişilere devir edilmesi halinde devir tarihinde” ödeneceği koşuluna bağlı olduğunu, bu koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle hisse devir bedeli olan 650.000,00 USD borçlarının bulunmadığını bildirdiklerini, davalılar … ve … vekili tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnamelerde “sözleşmenin 3/c maddesine dayanarak protokolün hiçbir hükmünde davalıların tek taraflı iradeleri doğrultusunda hisseleri iade ederek bedel ödeme borcundan kurtulacakları hususu düzenlenmemesine rağmen şirket hisselerini davacıya devredip teminat senedini geri alma hakkının 1 yıl uzatıldığını” bildirdiklerini, bedel ödeme borcunun haksız olarak inkar edildiği hususunun ihtarname ile davalılara bildirildiğini, ihtarnamede davacının haklı olarak 650.000,00 USD devir bedelinin ödeme tarihinin kredi avansının çıktığı gün veya hisselerin üçüncü kişilere devir edildiği gün olarak belirlendiğini, 31/12/2012 tarihine kadar kredi avansının çıkmaması halinde davacının talebi olması halinde hisselerin iade olunabileceğini, ancak hisselerin kendisine iadesi hususunda talebi olmadığını bildirdiğini, aynı ihtarnamede hisse bedelinin ödenmesi konusunda süre uzatım talebinin sözleşmeye aykırı olduğunun da beyan edildiğini, davacıların ayrıca gönderdikleri ihtarnameler ile hisseleri davacıya iade ederek teminat senetlerini iade almak istediklerini ve teminat senedinin konusuz kaldığını bildirdiklerini, davacının sözleşme gereği kendisine teslim edilen teminat senedine dayanarak Adana 1. İcra Müdürlüğünün…… esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senedine mahsus icra takibi başlattığını, davalıların senedin kambiyo senedi olmadığına ilişkin şikayet başvurusunun Adana 4. İcra Mahkemesi’nin …. Karar sayılı kararı ile kabul edildiğini ve takibin iptal edildiğini, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının hisse devrinden doğan 650.000,00 USD alacağının tahsili amacıyla Ankara 11. İcra Müdürlüğünün……. Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, 17/06/2014 tarihinde bu takibe borçluların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla davanın kabulü ile Ankara 11. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 1.419.540,12 TL dava değeri üzerinden harç yatırılmıştır.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’e yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davayı öğrenme tarihlerinin 27/02/2015 olarak kabulü ile cevaplarının süresinde olduğuna karar verilmesini, icra dosyasında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, davalı …’in adresinin İstanbul, icra takibinin borçlusu…’nın adresinin ise Türkiye olmadığını, davalı …’nın da ikametgahının Türkiye’de olmadığını, bu sebeple mahkeme yetkili olmadığından yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, davanın itirazın iptali davası olup, davalı …’nın icra dosyasında taraf olmadığını, itirazın iptali davasının …’ya yöneltilemeyeceğini, davanın dayanağı olarak 01/03/2011 tarihli protokol gösterilip hisse devir bedeli talep edilirken icra takibinde takip dayanağı olarak senedin gösterildiğini, itirazın iptali davası ile takibin aynı dayanağa bağlanması gerektiğini, takip dayanağı senedin Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen kararına göre teminat senedi olmasına göre ilamsız takibe konu edildiğini, protokol gereğince teminat senedinin arkasındaki düzenlemeye göre 650.000,00 USD’nin ödenmesinin şarta bağlı olduğunu, … … ve … projesi için proje kredisinin çıkması ve proje kredi avansının alındığı gün veya … … Şirketi’nin üçüncü şahıslara devredilmesi halinde devir tarihinde 650.000,00 USD’nin davacı …’a peşin olarak ödeneceği ve teminat senedinin geri alınacağının şart olduğunu, her iki şartın da gerçekleşmediğini, protokolün 3/c bendi ile 31/12/2012 tarihine kadar … projesi için proje kredisinin çıkmaması halinde … … Şirketi’nin davacı …’a kendi talebi halinde davalılar … ve … vekili tarafından geri devredilecek ve teminat senedini geri alacaklardır şeklinde düzenlendiğini, bu düzenlemeye göre proje kredisinin çıkmama ihtimalinin düzenlendiğini, kredinin çıkmaması halinde davacı …’ın … … Şirketi’nin devrettiği hisseleri geri isteyebileceği, 3/e maddesi ise taraflardan herhangi birisi hisse devrinden vazeçer ise diğer taraflar peşin ve defaeten 50,000,00 TL ödeyeceği şeklinde olduğunu, davacı tarafın talebine rağmen şirket hisseleri devir edilemez ise 50.000,00 TL tazminata hükmedileceği, bu düzenlemeler karşılığında şirketin hisselerinin değerinin … … ve … projelerinin çıkmaması halinde 50.000,00 TL olduğunun açıkça anlaşıldığını, bu sebeple davanın reddi ile davacının haksız ve kötüniyetli takip sebebiyle % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı … icra dosyasında borçlu olarak gösterilmediği, hakkında icra takibi yapılmadığı dolayısıyla itirazın iptali davasının tarafı olamayacağı, taraflara arasında düzenlenen hisse satış sözleşmesi gereğince davacının … … Şirketindeki % 95 hissesini sözleşmeye göre tarafların gösterdikleri kişilere devrettiği, sözleşme gereğince davacının taahhütünü yerine getirdiği, hisse devir bedeli olan 50.000,00 TL’nin ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, 650.000,00 USD hisse bedelinin davacıya ödenmediği, takip dayanağı senedin bu bedelin teminatı olduğu, takip dayanağı alacağın aslında ödenmeyen 650.000,00 USD hisse senedin bedeli olduğu, icra takibinde talep edilen faizin de doğru hesaplandığı gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … hakkındaki davanın ise kabulüne, davalının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasındaki 650.000,00 USD asıl alacak ve 11.91370 USD faiz olmak üzere toplam 661.913,70 USD alacağa itirazını iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 1,50 oranında temerrüt döviz faizi uygulanmak suretiyle birlikte tahsiline, davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından kabul edilen miktarın TL karşılığının takdiren % 20 oranında hesaplanan 283.908,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; usul açısından davacının istemini ıslah ederek alacak olarak nitelendirmesine rağmen, ilk derece mahkemesince davanın itirazın iptali olarak nitelendirerek icra inkar tazminatına hükmedildiğini, tanıklarının dinlenmediğini, esas yönünnden de taraflar arasındaki sözleşmenin şarta bağlı bir sözleşme olduğunu, … … ve … projesi için proje kredisinin çıkması ve proje kredi avansının alındığı gün veya … … Şirketi’nin üçüncü şahıslara devredilmesi halinde devir tarihinde 650.000,00 USD’nin davacı …’a peşin olarak ödeneceği ve teminat senedinin geri alınacağının şart olduğunu, her iki şartın da gerçekleşmediğini, protokolün 3/c bendi ile 31/12/2012 tarihine kadar … projesi için proje kredisinin çıkmaması halinde … … Şirketi’nin davacı …’a kendi talebi halinde davalılar … ve … vekili tarafından geri devredilecek ve teminat senedini geri alacaklardır şeklinde düzenlendiğini, sözleşmedeki şart gerçekleşmediğinden davalılar açısından 650.000,00 USD’nin ödeme yükümlülüğünün doğmadığını, davacının talebi olmaması halinde hisselerinin tekrar davacıya devredileceği ve senedin de geri alınacağı hususunda bir düzenlemenin bulunmadığını, ayrıca şirket bünyesinde hiçbir zaman … projesi olmaması sebebi ile imkansızlık sebebiyle sözleşmenin mutlak butlan ile batıl olduğunu, bu sözleşmeye dayanarak alacak iddiasında bulunamayacağını belirterek hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmak suretiyle davanın reddine, davacının alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; hisse devir bedelinin 50.000,00 TL ve 650.000,00 USD olduğunu, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, sözleşmenin lafzına itibar edildiğinde bedel ödeme borcunun hiçbir şarta bağlanmadığının anlaşılacağını, sözleşmedeki “… projesinin çıktığı gün” ibaresinin belirsiz vade olarak yorumlanmasının hem dürüstlük ilkesine hemde sözleşmenin genel sistematiğine aykırı olduğunu, TBK’nın 170. maddesi uyarınca geciktirici şart ihtiva eden sözleşmelerde sözleşmenin hüküm ifade etmesi olgunun gerçekleşmesine bağlanırken işbu dava konusu sözleşmede ise sözleşmenin kurulduğu andan itibaren hüküm ve sonuç doğurduğunu, bir başka ifadeyle taraflar arasındaki sözleşmenin herhangi bir şartın gerçekleşmesi beklenmeksizin kurulduğunu, sözleşme kurulduktan sonra kazandırıcı/tasarrufi işlemler ile tek taraflı yenilik doğuran hakların koşula bağlanmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin üstüne düşen şirketin hisselerini devir borcunu yerine getirdiğini, diğer tarafında bunu kabul ettiğine göre sözleşmenin bir şartın gerçekleşmesi beklenmeksizin kurulduğunu, tarafların hak ve borçlarının doğduğunu, bu noktada ifa için beklenmesi gereken sadece kredi avansının alınmasına özgülenmiş vadenin gelmesi olduğunu, … projesi için davalılara bazı yükümlülükler yüklendiğini, davalıların bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ödemeleri gereken 650.000,00 USD hisse bedelini ödememelerini meşru kılmadığını, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesinin müvekkiline sözleşmeyi fesih hakkı verdiğini, ancak müvekkilinin sözleşmenin feshini değil hisse bedelinin iadesini talep ettiğini, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçerliliğinin … için kredi çıkması yada … için yatırım yapılmasına bağlı olmadığını, tüm bu ihtimallerin davalıların sorumluluğundan ve inisiyatifinde olan bir süreç olduğunu, müvekkilinin bundan sorumlu tutulamayacağını, davalı tarafın sözleşme ile kendisine tanınan bir yıl uzatma hakkını kullanarak hisselerin bedeli için bağıtlanan belirsiz vadeyi, uzatım süresinin sonuna özgülenmiş belirli vade haline getirdiğini, aksi yöndeki yorumun sözleşmenin lafızına, dürüstlük ilkesi ve ticari teamüllere bağdaşmayacağını, uyuşmazlığın itirazın iptali davası olarak çözümlenmesinin kanuna ve hukuka uygun olduğunu, takibe konu teminat senedinin davalı tarafında ikrar ettiği gibi işbu dava konusu protokoldeki borcun ifasını temin amaçlı tanzim edildiğini, davalının icra takibine haksız olarak itiraz etmesi nedeniyle davalı aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya uygun olduğunu, davalının istinaf aşamasında sunmuş olduğu uzman görüşünün taraflar arasındaki uyuşmazlıkla bir ilgisinin bulunmadığını, delil niteliğinde olmadığını, uzman görüşünün dosyadan çıkarılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; taraflar arasında imzalanan protokol kapsamında davacının dava dışı şirketteki hisselerini davalılara devri nedeniyle tanzim edilen senedin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil dosyasından, … … … Ltd. Şti.’nin önceki ortaklarının ……. Ankara 56. Noterliği’nin 01/03/2011 tarih ve …. yevmiye no’lu hisse devir sözleşmesi ile şirketteki 200 hissesini aktif ve pasifi ile birlikte …’ya devrettiği, …’ın da Ankara 56. Noterliği’nin 01/03/2011 tarihinde hisse devir sözleşmeleri ile şirketteki 1800 hissesini aktif ve pasifi ile birlikte …’nın vekili…’ya, 1000 hissesini …’in vekili …’e, 1000 hissesini …’e devrettiği, şirketin en son ortaklarının davalı …, davalı … ve dava dışı … olduğu,
Davaya konu 01/03/2011 tarihli protokolün 3/c bendinde “İşbu protokol konusu şirket devri için b’de belirtilen 650.000,00 Amerikan doları (yalnız altıyüzellibin ABD doları) karşılığı teminat olarak…. …’a … … ve … projesi için proje kredisinin çıkması ve proje kredi avansının tahsil edildiği tarihte ödenmesi koşulu ile teminat senedi verilecektir. Ek-1’de fotokopisi bulunan 1 Mart 2011 tarihli 650.000,00 USD (yalnız altıyüzellibin ABD doları) tutarındaki teminat senedi üzerine yazılı olduğu üzere hiçbir şekilde üçüncü şahıslara ciro edilemez, temlik edilemez ve amacı dışında kullanılamaz. … … ve … projesi için proje kredisinin çıkması sonrasında ve proje kredisi için avansın alındığı gün veya ….. (… vekili) herhangi bir şekilde üçüncü şahıslara …’ı devretmesi halinde devir tarihinde, …’a 650.000,00 USD (yalnız altıyüzellibin ABD doları) nakit ödenecek ve teminat senedi geri alınacaktır. 31 Aralık 2012 tarihine kadar … … ve … projesi için proje kredisinin çıkmaması durumunda …’ı …’a kendi talebi halinde … ile … (… vekili) geri devredecek ve teminat senedini geri alacaklardır. Ancak … ve … (… vekili) bir yıl süre uzatım, mücbirse sebepler dışında, talep edip uzatma hakkı saklıdır” hükmünün yer aldığı,
Dosya içerisindeki takibe konu bono fotokopisinden, teminat senedi ve ciro edilemez şerhli … lehine… tarafından 01/03/2011 tarihinde tanzim, 27/03/2013 vade tarihli ve 650.000,00 USD tutarlı olup, …’in buna kefil olduğu,
Ankara 11. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosya örneğinin incelenmesinde, alacaklı davacı … tarafından borçlu davalı … ve dava dışı…aleyhine 01/03/2013 tanzim, 27/03/2013 vade tarihli 650.000,00 USD tutarlı senede dayanak 650.000,00 USD asıl alacak ve 11.913,70 USD faiz olmak üzere toplam 661.913,70 USD alacağın tahsili için 16/06/2014 tarihinde ilamsız icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlu dava dışı …’a tebliğ edilemediği, davalı …’e 18/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, her iki borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde 23/06/2014 tarihinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine itiraz emesi sonucu takibin durduğu görülmüştür.
Hukukçu hesap bilirkişi … tarafından 23/09/2016 tarihinde düzenlediği 23/09/2016 tarihli kök rapor ve 17/04/2017 tarihli ek raporunda özetle; 01/03/2011 tarihli şirket hisse devir sözleşmesinin dava dışı … … Şirketi, davalı … ve davalı … vekili… arasında imzalandığı, sözleşmenin 2. maddesinin … … Şirketi hisselerinin tamamının davalı … ve davalı … vekili…’nın göstereceği kişilere devri ile ilgili olduğu, nitekim 01/03/2011 tarihinde düzenleme şeklinde hisse devir sözleşmesi ile davacı …’ın şirketteki 1000 hissesini 25.000,00 TL’ye davalı …’e, 1800 hissesini 45.000,00 TL’ye davalı …’ya ve 1000 hissesini 25.000,00 TL’ye dava dışı …’e devrettiği, sözleşmenin 3/b. maddesinde “Devir bedeli olarak …’ın % 95 ortağı olan davacı …’a …’ın bünyesinde bulunan … … ve … projesi için proje kredi avansı alındığı gün 650.000 USD ve hisse devrinin yapıldığı gün 50.000,00 TL ödenecektir” şeklinde hüküm mevcut olduğu, bu hükme göre hisse devir bedelinin 650.000,00 USD ve 50.000,00 TL olduğu, sözleşmenin 3/c. maddesinde “İşbu protokol konusu şirket devri için 3/b maddesinde belirlenen 650.000,00 USD karşılığı teminat olarak … … ve … projesi için proje kredisinin çıkması ve proje avansının tahsil edildiği tarihte ödenmesi koşulu ile senet verilecektir” hükmünün bulunduğu, bu hükme göre de 650.000,00 USD tutarın ödenmesinin … projesi kredisinin çıkması ve kredi avansının tahsil edilmesi şartına bağlandığı, taraflar arasında düzenlenen 01/03/2011 tarihli sözleşmenin 3/b maddesinde … … ve … projesinin hissesi devri kararlaştırılan … … Şirketi bünyesinde bulunduğu belirtilmiş olmakla birlikte …. Başkanlığının 01/07/2015 tarih ve ….. sayılı yazısında … … ve … projesinin hangi firma tarafından yapılacağının tespit edilmesi için 20/10/2010 tarihinde yapılan kaynak katkı payı toplantısı sonunda en yüksek teklifin … … Şirketi tarafından verildiği, ancak … … ve … ile ilgili su kullanım hakkı anlaşmasının yapılmadığının bildirildiği, ayrıca her türlü detay çizimlerinin raporla birlikte teslim edilmesi gerektiğinin ifade edildiği, buna karşılık … … Şirketinin söz konusu tarih itibariyle fizibilite raporu ve proje detaylarını hazırlayıp sunmadığı, hisse devir sözleşmesinin düzenlendiği 01/03/2011 tarihinde ve hatta dava tarihi itibariyle … … ve … projesi işinin … … Şirketinin bünyesinde bulunduğundan bahsedilmesinin imkan dahilinde bulunmadığı, sözleşme taraflarının iradesi dışında ve herkes için objektif imkansızlık bulunduğu, mahkemece … … ve … projesi kredi avansının ödenip ödenmediğine ilişkin yazıya … tarafından 03/11/2015 tarihinde verilen cebi yazıda sorulan hususta her herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığının bildirildiği, bu durumda 01/03/2011 hisse devir sözleşme tarihi itibariyle … … ve … projesi işinin … … Şirketinin bünyesinde bulunmadığı, … … ve … projesi işi için … … Şirketince kredi teminin mümkün olmayacağı, objektif imkansızlık nedeniyle şarta bağlı sözleşmenin butlanla malul olacağından bu sözleşmeye istinaden alacak iddiasında bulunulamayacağı; mahkemece faiz hesabının yapılması talep dildiğinden takibe dayanak senet vade tarihi 27/03/2013 ilâ takip tarihi 17/06/2014 arası dönem itibariyle işlemiş faiz tutarının 11.913,70 TL olduğu bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince davalı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf talebi olmadığından bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
Dairemizin 01/03/2018 tarih ve…… Karar sayılı kararı ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2017 tarih ve …. Karar sayılı kararının davalı … yönünden HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın davalı … yönünden esastan reddine, yönelik olarak verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2020 tarih ve…. Karar sayılı ilamı ile;
“…1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 01.03.2011 tarihli protokol uyarınca dava dışı … … Şirketinin davacıya ait hisselerin devredildiği, 50.000 TL’nin davacıya ödenip 650.000 USD’nin ödenmediği, … … ve … projesi için proje kredisinin çıkmadığı ve proje kredi avansının tahsil edilmediği, dava dışı şirket hisselerinin 3. kişilere devredilmediği uyuşmazlık dışı olup ihtilaf, davalıların 650.000 USD’yi davacıya ödeme borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, davacı, … … Şirketinin proje için düzenlenen ihaleyi kazandığını, ilk fizibilite raporunu dahi sunduğunu, ancak davalıların idarece istenen belgeleri ibraz etmediği için prosedürün tamamlanmadığını, bu sebeple idare ile sözleşmenin imzalanmayıp şirkete kredi verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise fizibilitenin ve projenin yanlış olduğunu, projeye kredi bulunamayacağını, diğer şartlar olmadan su kullanım hakkının hiçbir şey ifade etmediğini, protokol tarihinde şirketin bünyesinde projenin bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece, … … ve … projesinin tahsis ve proje kredi avansının ödenmesi şartları ile tahsis için tarafların yükümlülüklerinin nelerden oluştuğu, projenin protokol tarihinde … … Şirketi uhdesinde yer alıp almadığı, davacının sunduğunu belirttiği fizibilite raporunun proje şartlarına uygunluk taşıyıp taşımadığı, davalıların kredinin alınması için başvuru ve gerekli koşulları sağlama yükümünün bulunup bulunmadığı, davalıların başvuru külfetinin bulunması halinde başvuru ile birlikte kredinin dava dışı şirkete tahsis edilip kredi avansının şirkete ödenip ödenmeyeceği hususlarında konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra tespit edilecek hususların somut uyuşmazlığa etkisi de değerlendirilip ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş…” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda Dairemizce İnşaat Mühendisi ve Elektrik Mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek raporda özete; davaya konu … … ve … projesinin kredi tahsisi için fizibilite raporuna uygunluk alınmasının akabinde … olumlu raporu ve kamulaştırma işlemlerinin ardından bankalara başvuru yapılabileceği, hisse devir anına kadar yönetmelikle belirlenmiş sürecin davacı tarafından yerine getirildiği, hisse devrinden sonra sürecin şirket yetkilisi olan davalı tarafından yerine getirilmediği ve projenin fizibilite raporuna uygunluk aşamasında kaldığı, … … ve … projesinin protokol tarihi olan 03/01/2011 tarihinden önce 20/10/2010 tarihinde yapılan Hidroelektrik Kaynak Katkı Payı Teklifleme Toplantısına ve akabinde ilgili kurumun … … Şirketi’ne bildirimlerinden (…’nin 01/11/2010 tarih ve 9692 Sayılı yazısı) süreci yürütme hakkına sahip olması, dolayısıyla projenin protokol tarihinde … … Şirketi uhdesinde yer aldığı, davacı …’ın temsil ve ilzama yetkili olduğu dönemde sürece ilişkin yükümlülüklerini yerine getirdiği, … tarafından 10/12/2013 tarihli ve 734909 Sayılı yazı ile bazı hususlarda revize istenildiği tarihte ise şirket ile hukuki bağının kalmadığı, …’nin revize istediği tarihten itibaren … … Şirketi tarafından ilgili kuruma herhangi bir başvuru yapılmadığı, davacının sunmuş olduğu fizibilite raporunun kredi tahsisi için tek başına yeterli olmadığı, ancak devamındaki aşamalarında tamamlanmasından sonra kredi tahsisinin mümkün olduğu, kredi tahsisi için gerekli aşamaların takibi ve sonuçlandırması yükümlülüğünün tüzel kişilerde olduğu, bunların yapılması için şirketin temsil ve ilzam yetkisine sahip gerçek kişilerin katılımı gerektiği, hisse devrinin yapılması ile birlikte davalıların sürece takip ve sonuçlandırma yükümlülüğü içerisinde bulundukları, raporun değerlendirme bölümünde ifade edilen aşamaların tamamlanması halinde şirkete başvuru halinde kredinin dava dışı … … Şirketi’ne tahsisinin mümkün olduğu belirtilmiş,
Davalı yanca dava dosyasına uzman görüşü sunulması üzerine dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 12/08/2021 tarihli ek raporda ise, dosyaya sunulan uzman görüşünde kredi alma yükümlülüğünün ancak lisans alındıktan sonra devir alanların sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de, bu görüşe katılmanın mümkün olmadığı, dava dosyası ve … dosyası içerisinde yer aldığı üzere 01/03/2011 tarihinde yapılan hisse devir anlaşması sonrası davalı … tarafından …’ye hitaben yazılan dilekçede dava dışı … … Şirketi adına 11/11/2011 tarihinde şirket hisselerinin el değiştirmesi nedeniyle eski yöneticilerin yetkisi kalmadığının bildirildiği, hisse devir sözleşmesinin tarih itibariyle taraflarca lisans alınmadığının bilindiği, projenin lisansa kadar taşınması hususunda gerekli tüm yazışma, rapor, bilgi belgenin ilgili mercilere sunma yükümlülüğünün hisseleri devir alan ve şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip olan davalıya ait olduğunu, kök ve ek raporda bu hususun açıkça belirtildiğini, Yargıtay bozma kararında da yer alan ifadeyle kredi tahsisi için tüm yükümlülüğünün davalıda olduğunu, uzman görüşüne göre fizibilite raporunun kabul edilmemesi nedeniyle projenin … … Şirketi’nin bünyesine geçmediğinin belirtildiğini, …’nin dava dışı … … Şirketi tarafından sunulan fizibilite raporunda eksiklik bulunması ve bazı hususlarından revize edilerek yeniden sunulmasını istemesi, sürecin tamamlanmadığını ve devam ettiğini gösterdiğini, kök ve ek raporda belirtildiği üzere 20/10/2010 tarihinde …’de yapılan toplantıya … … Şirketi’nin katıldığını, sürecin sürdürülmesi ve yürütülmesinde … … Şirketi’nin yetkili firma olduğunu, dosya içerisinde …’nin ilgili proje kapsamında … … Şirketi dışında bir başka firmadan teklif alma, fizibilite raporu isteme ve bunun gibi bir bilgi belgeye rastlanılmadığını, bu nedenle uzman görüşüne katılmadıklarını, projenin … … Şirketi’nin uhdesinde olduğunu, uzman görüşünde projenin yatırım yapılabilir olmadığı belirtilmiş ise de heyetlerinin bu görüşe katılmasının mümkün olmadığını, uzman görüşünde projenin …’nin birim fiyatlarıyla analiz edildiğini, genellikle yapım ihalesi aşamasında %30 – %40 kırımlar yapılabildiğini, birim fiyatlarından yola çıkarak projenin yapılamayacağı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, devlet ihalelerinde hiçbir zaman keşif bedeline proje yapılmadığını, teklifin ilgili fizibilite üzerinden yapım teklifi olarak görülebileceğini, ayrıca uzman görüşünde teknik değerlendirme sırasında … birim fiyatlarının hatalı alındığını, kaldı ki …’nin fizibilite raporunun revize edilmesi hususundaki yazısına davalı yanın kayıtsız kaldığını, TTK ve ilgili Kanunlara göre sermaye şirketlerinde kredi başvurusunda bulunabilmek için ancak şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin yapabileceğini, fesih tarihi itibariyle bu yetkinin sadece davalı tarafta olduğunu, bu nedenle kredi başvurusu için gerekli koşulları sağlamak ve kredi başvurusu yapabilmek yetkisi davalıda olduğunu, davalıların kredi için başvuru koşullarının sağlaması halinde kredi tahsisinin de mümkün olduğunu, bu nedenlerle aksi yöndeki uzman görüşüne bu nedenle katılmadıklarını belirtmişlerdir.
Somut olaya gelince, 01/03/2011 tarihli şirket hisse devir sözleşmesinin dava dışı … … Şirketi, davalı … ve davalı … vekili… arasında imzalandığı, sözleşmeye göre … … … Ltd. Şti’nin tüm hisselerinin davalı … ve davalı … vekili…’nın gösterdiği kişilere devrine ilişkin olacağa, hisse devir bedelinin 650.000,00 USD ve 50.000,00 TL olduğu, hisse devri yapıldığında davacıya 50.000,00 TL ödeneceği ve 650.000,00 USD teminat senedi verileceği, … … … Ltd. Şti.’nin önceki ortaklarının davacı … ve dava dışı… iken noterden düzenlenen 01/03/2011 hisse devir sözleşmeleri ile dava dışı…’in şirketteki 200 hissesini davalı …’ya, davacı …’ın şirketteki 1800 hissesini davalı …’nın vekili…’ya, 1000 hissesini dava dışı …’in vekili …’e ve 1000 hissesini de davalı …’e devrettiği, şirketin en son ortaklarının davalılar …, … ve dava dışı … olduğu, sözleşmeye göre dava dışı … … Şirketi bünyesindeki … … ve … projesi için proje kredisi çıkması ve proje kredisi avansı tahsil edildiğinde tahsil tarihinde veya davalılar … ve … devraldıkları şirket hisselerini herhangi bir şekilde üçüncü şahıslara devretmesi halinde devir tarihinde teminat olarak verilen 650.000,00 USD senet bedelinin davacı …’a ödeneceği, 31/12/2012 tarihine kadar … … ve … proje kredisinin çıkmaması halinde ise davacı …’ın talebi halinde davalı … ve davalı … vekili…’nın devraldıkları hisseleri davacı …’a devredip ve teminat senedini geri alacağı, ancak davalı … ve davalı … vekili…’nın bu durumda mücbir sebepler dışında 1 yıl süre uzatma isteminde bulanabileceği, hisse devir sözleşmesinden vazgeçen tarafın diğer tarafa 50.000.00 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, alacaklı davacı … tarafından borçlu davalı … ve dava dışı…aleyhine hisse devir bedelinin teminatı olarak verilen senede dayalı olarak senet bedelinin faizi ile birlikte tahsili amacıyla 16/06/2014 tarihinde ilamsız icra takibinde bulunduğu, borçlular vekilinin yasal süresi içerisinde borca ve tüm ferilerine itiraz emesi sonucu takibin durduğu görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan 01.03.2011 tarihli protokol uyarınca dava dışı … … Şirketinin davacıya ait hisselerin devredildiği, 50.000,00 TL’nin davacıya ödenip 650.000 USD’nin ödenmediği, … … ve … projesi için proje kredisinin çıkmadığı ve proje kredi avansının tahsil edilmediği, dava dışı şirket hisselerinin 3. kişilere devredilmediği uyuşmazlık dışı olup ihtilaf, davalıların 650.000 USD’yi davacıya ödeme borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır
Davacı, … … Şirketinin proje için düzenlenen ihaleyi kazandığını, ilk fizibilite raporunu dahi sunduğunu, ancak davalıların idarece istenen belgeleri ibraz etmediği için prosedürün tamamlanmadığını, bu sebeple idare ile sözleşmenin imzalanmayıp şirkete kredi verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise fizibilitenin ve projenin yanlış olduğunu, projeye kredi bulunamayacağını, diğer şartlar olmadan su kullanım hakkının hiçbir şey ifade etmediğini, protokol tarihinde şirketin bünyesinde projenin bulunmadığını savunmuştur.
Dairemizce dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinden bozma ilamı da gözetilerek alınan raporda da belirtildiği üzere; davaya konu … … ve … projesinin kredi tahsisi için fizibilite raporuna uygunluk alınmasının akabinde … olumlu raporu ve kamulaştırma işlemlerinin ardından bankalara başvuru yapılabileceği, hisse devir anına kadar yönetmelikle belirlenmiş sürecin davacı tarafından yerine getirileceği, hisse devrinden sonra ise sürecin şirket yetkilisi olan davalı tarafından yerine getirilmesi gerektiği halde projenin fizibilite raporuna uygunluk aşamasında kaldığı, …’nin 01/11/2010 tarih ve 9692 Sayılı yazısından da anlaşılacağı üzere … … ve … projesinin protokol tarihi olan 03/01/2011 tarihinden önce 20/10/2010 tarihinde yapılan …. Kaynak Katkı Payı Teklifleme Toplantısına ve akabinde ilgili kurumun, … … Şirketi’ne ait olduğu, dava dışı … … Şirketi’nin süreci yürütme hakkına sahip olması nedeniyle projenin protokol tarihinde … … Şirketi uhdesinde yer aldığı, dava dışı … … Şirketi’nin temsil ve ilzama davacı …’ın yetkili olduğu dönemde sürece ilişkin yükümlülükleri yerine getirildiği, davacının dava dışı … … Şirketi’nde ki hisselerini devirden sonra şirkette herhangi bir hukuku bir bağının ve temsil yetkisinin kalmadığı, … tarafından 10/12/2013 tarihli ve …. Sayılı yazı ile bazı hususlarda revize istenildiği, bu tarih itibariyle davacının şirkette temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığından …’nin revize istediğinin davalı tarafça yerine getirilmesi gerektiği, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlara müracaat ve girişim hakkının davalı yanda olduğu, başka bir deyişle hisse devrinden sonra revize ve kredi başvurusu için davalıların başvuru ve gerekli koşulları sağlama yükümlülüğünün bulunduğu halde bu yönde girişimde bulunulduğuna ilişkin herhangi bir somut bilgi belgenin dosyaya sunulmadığı, davalıların başvuru ve gerekli koşulları sağlama yükümlülüğünü yerine getirmesi durumunda sağlanacak kredinin de dava dışı şirkete tahsis edilip kredi avansının da dava dışı şirkete ödeneceğinin anlaşıldığı, bu hale göre taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi gereğince davacının, dava dışı … … Şirketindeki % 95 hissesini sözleşmeye göre tarafların gösterdikleri kişilere devrettiği, sözleşme gereğince davacının taahhütünü yerine getirdiği, hisse devir bedeli olan 50.000,00 TL’nin ödendiği halde dava ve takibe konu 650.000,00 USD hisse bedelinin davacıya ödenmediği, takip dayanağı senedin bu bedelin teminatı olduğu, ilk derece mahkemesince hesap bilirkişisinden alınan rapora göre de takip tarihi itibariyle davacının davalı yandan 650,00 USD asıl alacak ve 11.913,70 USD faiz olmak üzere toplam 661.913,70 USD alacağı bulunduğundan davanın davalı … yönünden kabulü ile davalı …’in Ankara 11. İcra Müdürlüğünün….Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 650.000,00 Usd asıl alacak, 11.913,70 Usd işlemiş faiz üzerinden iptaline, 650.000,00 Usd asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %1,50 oranını aşmamak üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan …’nin 10/12/2013 tarihli yazısının sözleşmenin belirlendiği 31/12/2013 tarihinden kısa bir süre olması nedeniyle revize yapılamayacağına ilişkin savunma …’ye yapılan başvurunun takip edilmesi ve bu suretle …’deki işlemlerin yapılması da davalı yana ait olduğundan yerinde görülmemiştir.
Öte yandan İlk derece mahkemesinin davalı … hakkındaki davanın reddi kararı davacı tarafça istinaf konusu yapılmadığından kesinleşmekle anılan davalı hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacı yanca 13/05/2015 dilekçeyle itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ettiklerini beyan etmiş ise de mahkemece asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı konusunda alacağın belirlenebilmesi için davacı yana 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen bu yönde yazılı veya sözlü beyanda bulunmamıştır. Bilindiği üzere açılan davada hukuki nitelendirme hakime aittir. İlk Derece Mahkemesince itirazın iptaline yönelik olarak davalı … yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmiş, dairemizce de kararın istinaf edilmesi üzerine verilen kaldırma kararı temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 07/01/2020 tarihli … Karar sayılı bozma ilamında davanın açıkça icra takibine itirazın iptali davası olduğu nitelendirmesi yapılmış olmakla, artık bu aşamada davacının davasını alacak davasına dönüştürdüğü yönündeki davalı yanın savunmasına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davaya takibe konu alacak miktarı belli olup davacının alacak miktarı likit ( bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince talep tarihi gözetildiğinde % 20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceğinden davaya takibe konu alacak miktarı da yabancı para cinsinden olması ötürü takip tarihinden 1 gün öncesine ait merkez bankası efektif satış kuru üzerinden alacağın Türk lirası karşılığını belirlenerek bu alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince takip tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru üzerinden belirlenen Türk Lirası karşılığı dikkate alınarak hükmedilen %20 inkar tazminatı usul ve yasaya aykırı olmakla, davalı yanın istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Ayrıca dava ve takibe konu alacak yabancı para cinsinden olup, mahkemece
-Davanın davalı … yönünden kabulü ile davalı …’in Ankara 11. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 650.000,00 Usd asıl alacak, 11.913,70 Usd işlemiş faiz üzerinden iptaline, 650.000,00 Usd asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %1,50 oranını aşmamak üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işleyecek faize hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle de kaldırılması gerekir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2017 tarih,…. Karar sayılı kararının davalı … ve gerekçe, inkar tazminatı ve işleyecek faizin türü yönünden kaldırılmasına, kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-İlk derece mahkemesinin davalı … hakkındaki davanın reddi kararı davacı tarafça istinaf konusu yapılmadığından kesinleşmekle anılan davalı hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2017 tarih…. Karar sayılı kararının davalı … ve gerekçe, inkar tazminatı ve işleyecek faizin türü yönünden kaldırılmasına,
3-Davanın davalı … yönünden kabulü ile davalı …’in Ankara 11. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 650.000,00 Usd asıl alacak, 11.913,70 Usd işlemiş faiz üzerinden iptaline, 650.000,00 Usd asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %1,50 oranını aşmamak üzere 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına,
4-Davacı yararına hükmedilen toplam alacak 661.913,70 Usd’nin takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 1.398.491,27 TL (661.913,70 * 2,1128) matrah esası alınarak hesaplanan %20 oranında 279.698,25 TL inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli olan 95.530,94 TL karar ilam harcından davacı tarafından yatırılan 17.144,50 TL peşin harç, 5.305,90 TL ıslah harcı ve 7.097,70 TL icra dairesine yatan peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 65.982,84‬ TL harcın davalı tarafça bakiye olarak yatırılan 67.420,69 TL harçtan mahsubu ile artan 1.437,85‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …’e iadesine,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 17.144,50 TL harç, 5.305,90 TL ıslah harcı ile 25,20 TL başvurma harcı ile 7.097,70 TL icra dairesine yatan peşin harç olmak üzere toplam 29.573,3‬0 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 140,60 TL posta ve müzekkere gideri ile 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.040,60 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 81.747,19 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı …’den alınan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, 24.210,80 TL nispi istinaf karar harcı olmak üzere toplam 24.273,6‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı …’e iadesine,
2-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.