Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/431 E. 2023/142 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/431 Esas 2023/142 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/431
KARAR NO : 2022/142

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2020
NUMARASI : 2020/419 Esas 2020/562 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rucüen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirilmesi yolu ile kurulduğunu, davacının ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticari şirket olduğunu, özelleştirme işlemleri gereği davalının mülkiyetinde bulunan dağıtım sistemlerinin işletme hakkının kurulan davacı şirkete 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile devredildiğini, özelleştirmeye ilişkin sürecin yaklaşık yedi yılda tamamlandığını ve davacı hisselerinin tamamının Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca ve 28/06/2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile satıldığını ve bu tarihe kadar ilgili bölgedeki dağıtım faaliyetlerinin davacı hisselerinin tamamının sahibi olan davalı kontrolünde yürütüldüğünü, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü 1980’li yıllarda dava dışı …’in maliki olduğu … parsel numaralı taşınmaza davalının kamulaştırmasız el atması nedeniyle davacı şirkete karşı 09/04/2012 tarihinde Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/239 esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, temyiz incelemesi neticesinde kararın düzeltilerek onandığını ve kararın kesinleştiğini, Midyat İcra Müdürlüğünün 2013/795 esas sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, davacı şirket tarafından 02/09/2013 tarihinde toplam 75.761,92 TL icra dosyasına ödeme yapıldığını, Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamına konu olayın dağıtım sisteminin işletilmesi ile doğrudan ilgili olduğunu, davacı ile davalı arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli sözleşmeden önce gerçekleştiğini, sorumluluğun İHDS’nin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalıda olması gerekirken ödemenin davacı tarafından yapıldığını, sözleşmenin ilgili maddeleri, ihale şartnamesinin 22. maddesinde alıcının ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İHDS’deki hükümlerinin saklı tutulması ve davalının Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 759 sayılı yazısı ekinde bulunana aynı tarihli komisyon raporu uyarınca dağıtım faaliyetinin… tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlerin sorumluluğunun davalıya ait olduğu, bu dönemde yapılan işlem ve faaliyetlerden doğan hak ve borçların davalıya ait olduğu hükümlerinin yer aldığını, ödeme yapılan dava konusu taşınmaza davalı tarafından kamulaştırmasız el atılması ve kullanılması nedeniyle sorumluluğun davalıda olduğunu ve dava konusu alacakla ilgili ihtilafın işletme hakkı devir sözleşmesinden öncesine ait olduğunu belirterek davalı tarafından ödenen 75.761,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, zamanaşımı, hak düşürücü süre, derdestlik, kesin hüküm, husumet itirazında bulunduğunu, 4628 sayılı kanun ile enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği hükmünün getirildiğini, davacı şirketin de dahil olduğu 20 şirketin Türkiye’de dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01/03/2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamının davalı kuruma ait olmakla birlikte davalıdan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyet göstermeye başladıklarını ve davacının davalıdan ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, davalı ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, devir sözleşmesinden doğan bütün yükümlülüklerin davacı şirket tarafından zamanında ve gereği gibi yerine getirileceği kabul ve taahhüt edildiğinden davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını, sözleşmenin 7. maddesinin derdest olan dosyalara ilişkin olduğunu ve hisse devir tarihi öncesi tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, iş bu davaya konu Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/239 Esas 2012/138 Karar sayılı dosyasında el atmanın hangi tarihte olduğunun anlaşılamadığını, İHDS’de sözleşmenin imzalanmasından sonra yürürlükteki mevzuat hükümlerinde meydana gelebilecek değişikliklerin tarafları etkileyen hükümlerinin taraflara yansıtılacağı düzenlemesinin yer aldığını, davacının faiz ve icra giderleri talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine göre sözleşmenin imza tarihinden önceki hukuki ihtilafların muhatabının ve sorumlusunun davalı… olduğunun düzenlendiği, eldeki davaya konu rücuya dayanak Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası 2012 yılına ilişkin olsa da, gerekçeli kararda açıkça taşınmaza 28/12/1988 tarihinde fiilen el atma sureti ile ihtilafın meydana geldiği bu kapsamda İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca meydana gelmiş olan sorumluluğun davalı üzerinde olduğu, nihayetinde davacı tarafından Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/239 Esas sayılı ilamı uyarınca Midyat İcra Müdürlüğü’nün 2013/795 Esas sayılı dosyasına ödediği tüm tutardan davalının sorumlu olduğu ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca davalıdan rücuen tahsilinin talep edilebileceği, eldeki davaya konu talebin ilama dayalı olarak icraen ödenen meblağa ilişkin olması nedeni ile, icra dosyasında mevcut takip talebi, icra emri ve dosya hesap raporundaki miktarların mahkemece denetiminin yapılabilir mahiyette olduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile 75.761,92 TL’nin ödeme tarihi olan 02/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu olayda İHDS’nin 7.4 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının 3.kişi konumunda bulunmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, davanın mülkiyete ilişkin olması hususu dikkate alınmadan ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 25/05/2006 tarih 5013 sayılı talimatı doğrultusunda … ve… arasında kısmi bölünme işlemleri gerçekleştirilerek bilançoların yeniden yapılandırıldığını, yapılandırılma neticesinde dağıtım şirketinin aktifinde yer alan bazı alacaklar ile dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında kalan … olan ticari borçları ve ticari borç alacakları dışındaki diğer borç ve alacakların… ile ilişkili olanları…’a devredilmiş, bu bilanço kalemleri dışındaki diğer kalemler dağıtım şirketi bilançosunda bırakıldığını, dava konusu ödemenin yapıldığı dönemde davacı şirketin hisselerinin özelleştirilmediğinden dava konusu ödeme davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapıldığını, bu ödemenin şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, davacı şirketin hisse devrinin belirlendiğini, hisse satım sözleşmesinin imzalanması ile birlikte hisse satış sözleşmesi hükümlerine göre alıcı tarafından davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulünün gerektiğini, bu nedenle davacı şirketin özelleştirilmesinden önce yapılan bu ödemenin davalıdan ve kamudan istenmesinin mümkün olmadığını, ödenmesi halinde mükerrer ödeme yapılmış olacağını, ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, faiz ve icra giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/12/2012 tarih ve 2012/239 Esas ve 2012/138 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı …, davalısı … A.Ş. olup, dava dilekçesinde … parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıtlı ve müvekkil mülkiyetinde olmasına karşın, davalı tarafından imar planı dahilinde ve arsa vasfındaki taşınmaz mala pilon dikmek ve taşınmaz malın üzerinden enerji nakil hattı geçirmek sureti ile kısmen el konulduğu ve bedel ödenmediği iddiası ile kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı bedel talep edildiği, açılan davanın kabulüne, 52.432,44 TL tazminatın dava tarihi olan 09/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalı kurum lehine sürekli irtifak hakkı tesisine karar verildiği, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2013 tarih ve 2013/4974 Esas ve 2013/9623 Karar sayılı ilamı ile sürekli irtifaka yönelik hüküm fıkrasının çıkarılarak dava konusu alandaki krokide yeşil ile gösterilen yerin tapusunun iptali ile… adına tapuya tesciline, krokide kırmızı renkte gösterilen kısım üzerinde kullanım hakkı davalı idareye ait olmak üzere… adına irtifak hakkı tesisine ve tapuya tesciline şeklinde düzeltilerek onandığı ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Midyat İcra Müdürlüğü’nün 2013/795 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … tarafından borçlu… Genel Müdürlüğü’ne İzafeten … … aleyhine Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/12/2012 tarih ve 2012/239 Esas ve 2012/138 Karar sayılı ilamına dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, … A.Ş. tarafından icra icra dosyasına 02/09/2013 tarihinde 75.761,92 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun…’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin… tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının… olduğu hükme bağlanmıştır.
Dayanak ilamda Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2013 tarih ve 2013/4974 Esas ve 2013/9623 Kararı sayılı düzeltme ilamı gereğince davalı… lehine irtifak hakkı kurulmuş olduğu görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … tarafından Kamulaştırmasız El Atmadan ötürü … aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda açılan davanın kabulüne, 52.432,44 TL tazminatın dava tarihi olan 09/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalı kurum lehine sürekli irtifak hakkı tesisine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2013 tarih ve 2013/4974 Esas ve 2013/9623 Karar sayılı ilamı ile sürekli irtifaka yönelik hüküm fıkrasının çıkarılarak dava konusu alandaki krokide yeşil ile gösterilen yerin tapusunun iptali ile… adına tapuya tesciline, krokide kırmızı renkte gösterilen kısım üzerinde kullanım hakkı davalı idareye ait olmak üzere… adına irtifak hakkı tesisine ve tapuya tesciline şeklinde düzeltilerek onandığı ve geçerek kesinleştiği, dava dışı 3.kişinin kesinleşen karardan kaynaklanan alacağının tahsili talebi ile … Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü aleyhine icra takibi başlattığı, davacının kesinleşen karar nedeniyle, 02/09/2013 tarihinde 75.761,92 TL ödendiği, dayanak alacak mülkiyet hakkına dayandığından davacı şirketin davalı şirkete söz konusu dayanak dava ve icra dosyasından ihbarda bulunması gerektiği, davacının ise bu konuda ihbarda bulunmadığından ancak dayanak ilamda hüküm altına alınan 52.432,44 TL asıl alacak ile 6.017,57 TL vekalet ücreti ile 1.698,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 60.148,21‬ talep edebileceğinden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Rücuya dayanak davada hüküm altına alınan alacağa yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması tarafların tacir sıfatı nedeniyle hüküm altına alınan alacağın avans faizi uygulanmasını ortadan kaldırmayacaktır. Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2020 tarih ve 2020/419 Esas 2020/562 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
60.148,21 TL’nin ödeme tarihi olan 02/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.108,72 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.293,83 TL harcı ile bakiye karar harcı olarak davalı tarafından yatırılan 3.881,47 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.066,58‬ TL harcın davalıya iadesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.293,83 nispi harç ile 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.348,2‬0 TL harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta 54,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 43,27 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça arabuluculuk ücreti olarak yatırılan 1.320,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre hesap edilen 272,04 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 9.623,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 1.293,83 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 45,50TL yargılama gideri olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.15/02/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.