Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/429 E. 2023/615 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/429 Esas 2023/615 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/429
KARAR NO : 2023/615

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : 2018/549 Esas 2019/1042 Karar
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından asıl borçlu …. A.Ş.’nin borcuna karşılık ciro ile teslim ettiğini, keşidecisi …. Şti. olan 47.500 TL bedelli … çeki hakkında Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/5587 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde “alacaklı yana borcumuz bulunmamaktadır.” denildiğini, davalının keşidecisi olduğu… numaralı 10.6.2015 tarihli 47.500 TL bedelli … Ankara çeki sebebiyle davacı bankaya borcu olduğunun sabit olduğunu, müvekkili bankanın kredi ve takip borçlusu …. A.Ş.’nin 27.2.2015 tarihli “Çek Tevdi Bordrosu” ile işbu davaya konu çeki, davacı bankanın… Şubesine teslim ettiğini, söz konusu çekin hukuken gerekli yasal unsurları taşıyan bir kıymetli evrak olduğunu, …. A.Ş.’nin davacı bankaya olan borcuna karşılık işbu çeki ciro ederek teslim ettiğini, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmayıp, ilamsız takip yapıldığını, ilamsız takip yapıldığından artık davalı/borçlunun “çekin süresinde ibraz edilip edilmediği” itirazının mahkemece dikkate alınmayarak, çeki müvekkili bankaya borcuna karşılık ciro ile teslim eden …. A.Ş.’nin’nin davacı bankaya borcunun olup olmadığının tespit edilmesinin yeterli olacağı, “çekin süresinde ibraz edilip edilmediği” itirazının ancak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte ileri sürülebileceğini, davalı borçlunun tüm itirazlarının kötü niyetli, haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, borca konu kambiyo vasfını yitiren belgelenin kredi borçlusu …. A.Ş.’ye hatır çeki olarak verildiğini, takibe konu edilecek niteliğe haiz olmadığı gibi anılan şirkete müvekkilinin borçlu olmadığının her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelemesiyle de anlaşılabileceğini, dava dilekçesinde çekin 27/02/2015 tarihinde davacıya ciro edildiğinin iddia edildiğini, oysaki belgenin tanzim tarihinin 10/06/2015 olmasına göre, tanzim tarihinden önceki tarihi taşıyan ciro ile alacaklının yetkili hamil olamayacağını, kredi borcundan ötürü teminat olarak verilen belgenin takibe konulmasına olanak bulunmadığını, ciro silsilesinde bozulma olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin bulunmadığından davanın reddini gerektirdiğini, ayrıca bankaya süresi içerisinde ibraz edilmeyen çek ile ilgili zaman aşımı süresinin de takip tarihi itibari ile dolduğunu, olayda TTK’nun 726.maddesinin uygulanamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; kullanılan kredinin teminatı olarak verilen çek ile ilgili davacı banka tarafından özellikle kredi borçlusunun takip tarihi itibari ile çek tutarından daha fazla borçlu olmasına göre, yasal süre içerisinde ibraz edilmediği için kıymetli evrak niteliğini yitiren çek ile ilgili çek tutarı 47.5000,00 TL için takip yapmakta haklı olmakla, bu miktar asıl alacak için icra takibine yönelik itirazın iptali ile davanın kabulüne, alacağın likit olma özelliği dikkate alınarak yine icra inkar tazminatı gerektiğinden davanın kısmen kabulüne, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/5587 Esas sayılı dosyasında, 47.500,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile, bu miktar asıl alacak için takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 47.500,00 TL asıl alacağın %20 tutarı 9.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Yasal süresi içerisinde, muhatap bankasına ibraz edilmemiş çekin, kıymetli evrak (kambiyo evrakı) niteliğini kaybettiği konusunda, ilk derece mahkemesinin son derece haklı olduğunu, zaten takip alacaklısının da aynı değerlendirmede bulunduğunu ve takibi ilamsız icra yolu ile başlattığını, ancak kıymetli evraklara uygulanabilecek müracaat süresinin, kıymetli evrak niteliği olmayan takibe konu evrak için uygulanmasına karar verilmesi yasal düzenlemeye aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesinin de haklı olarak tespit ettiği üzere, takibe konu belgenin çek olma veya çekin kıymetli evrak olma niteliği olmaması nedeniyle, madde 814’ün uygulanma imkanı da bulunmadığını, hal böyle olunca, çekin ibraz süresinin bitim tarihi dikkate alınarak, TTK’nun 732.maddesi ilavesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, takibe konu belgenin çek olmadığını, davacının genel hükümlere göre, takibe konu belgeyi kendisine teslim eden kişiye, aralarındaki hukuki ilişkiye ait yasal düzenlemeler gereğince müracaatı söz konusu olabileceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı bankaya temlik / tahsil cirosuyla verilen dava konusu çekin ibraz süresi geçilmiş olması nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/5587 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının …., borçlularının …. Şti. ve …. A.Ş. olup, 10/06/2015 tarihli çeke dayalı olarak 47.500,00 TL asıl alacak, 13.942,55 TL işlemiş avans faiz toplamı 61.442,55 TL’nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ olunduğu, 07/05/2018 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankanın dava dışı …. A.Ş.’den 30/04/2018 olan icra takip tarihi itibari ile 14.573.749,84 TL alacaklı olduğu, takibe dayanak keşidecisi davalı şirket olan 10/06/2015 keşide tarihli, 47.500,00 TL bedelli, muhatap bankanın … olduğu çekin dava dışı kredi borçlusu …. A.Ş. tarafından “İş Bankası emrine ödeyiniz” cirosu ile davacı bankaya ciro edildiği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık süresi içerisinde bankaya ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak davacı hamil banka tarafından TTK’nun 732.maddesi kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılacak davada dava açma süresinin geçip geçmediği hususuna ilişkindir.
6102 Sayılı TTK’nun 814.maddesi uyarınca, hamilin cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, aynı Yasanın 818/14.maddesi uygulamasıyla da çeklerde uygulanan 6102 Sayılı TTK’nun 732.maddesi uyarınca hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak çekin zaman aşımı süresi dolduktan sonra bir yıl içinde talep ve dava hakkı bulunduğu, ve ispat yükünün ise sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğu düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde dava ve takibe konu olan dava konusu çekin keşide tarihinin 10/06/2015 keşide tarihli olduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 796/1.maddesi gereğince ibraz süresinin 20/06/2015 tarihinde sona erecek olup, bu tarih dikkate alındığında, 3 yıllık zaman aşımı süresinin ise 20/06/2018 tarihinde dolacağı, davacı hamil olan bankanın ise bu tarihten itibaren TTK’nun 732.maddesine dayalı olarak 1 yıl içerisinde keşideciye karşı müracaat hakkı bulunmakta olup, dosya kapsamına göre de davacı hamil olan bankanın 30/04/2018 tarihinde süresi içerisinde zaman aşımı süresi dolmadan takibe geçtiği, davalı keşidecinin TTK’nun 732.maddesi gereğince davacı hamil banka aleyhine sebepsiz zenginleşmediğini somut bilgi belgelerle ispatlayamadığı gibi dosya kapsamında alınan bankacı bilirkişinin raporuna göre de dava dışı şirketinde takip tarihi itibariyle davacı bankaya 14.573.749,84 TL borcu bulunduğu ve dava ve takibe konu çekin de 27/02/2015 tarihli çek tevdi bordrosuna göre tahsil / temlik cirosuyla davacı bankaya verildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur (Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/09/2011 tarih ve 2011/1650 Esas 2011/10916 Karar sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2010 tarih ve 2010/4135 Esas 2010/12874 Karar sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/04/2014 tarih ve 2013/10483 Esas 2014/7897 Karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2021 tarih ve 2020/4387 Esas 2021/6209 Karar sayılı içtihatları).
Öte yandan, ilk derece mahkemesince davaya konu çekin davacı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı şirketin kullanacağı kredinin teminatı olarak verildiği belirtilmiş ise de, Dairemizce davacı bankadan getirtilen çek tevdi bordrosunun incelenmesinde dava ve takibe konu çekin temlik / temlik cirosuyla davacı bankaya verildiği anlaşılmakla bu yöndeki nitelendirmeye Dairemizce iştirak edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 3.244,73 TL harçtan peşin alınan 684,97‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 2.559,76‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.26/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.