Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/407 E. 2023/237 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/407 Esas 2023/237 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/407
KARAR NO : 2023/237

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2018/812 Esas 2020/630 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar … ve … … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hangi tarihli kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu bildirmediğini, icra takibinde asıl alacak olarak gösterilen miktarlara ilişkin bu limitli bir sözleşme varsa dahi sözleşmedeki imzaların müvekkili şirket yetkilisine ve diğer müvekkiline ait olmadığını, müvekkili …’nın icra takibinde hangi sıfatla yer aldığının anlaşılamadığını, davacı taraf ile asıl borçlu olarak imzalanmış sözleşmesi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan takip miktarlı herhangi bir sözleşme, bono, taahhüt ve benzeri herhangi bir kayıt ve belge imzalamadığını, davacı tarafa icra takibine konu edilen tutarda herhangi bir borcunun olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı banka ile davalı … arasında imzalanan 01/06/2016 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli ve 20/10/2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi ve teminat sözleşmelerinde davalı … ve …’nın müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, yapılan grafolojik inceleme neticesinde sözleşmelerdeki asıl borçlu ve kefalet imzalarının davalılara ait olduğunun tespit edildiği, müteselsil kefil davalıların sözleşme tarihi itibariyle asıl borçlu şirketin ortağı olduklarını gösterir sicil gazetesinin dosya kapsamına sunulduğu, TBK’nun 584. maddesinde ön görülen koşul ve istisnanın gerçekleştiği, asıl borçlu şirkete hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği, sözleşme tarihi itibari ile TBK’nun 586. maddesi kapsamında müteselsil kefalet koşullarının oluştuğu ve ödenmeyen alacağın müteselsil kefillerden de talep edilebileceği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök raporunda yapılan hesaplama neticesinde varlığı ve miktarı kanıtlanan davacı bankanın nakit alacağına ilişkin açılan ve kanıtlanan davanın kısmen kabulüne, alacak likit bulunduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı yaranına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibine davalı … …. Şti’nin itirazının 728.782,54 TL asıl alacak, 116.202,44 TL temerrüt faizi, 11.547,44 TL asıl alacak, 926,03 TL temerrüt faizi, 5.856,42 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 864.770,63 TL üzerinden, davalı …’nın itirazının 730.535,63 TL asıl alacak, 113.949,83 TL temerrüt faizi, 11.563,69 TL asıl alacak, 907,89 TL temerrüt faizi, 5.742,89 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 864.155,69 TL üzerinden, davalı …’nın itirazının 722.623,18 TL asıl alacak, 82.660,56 TL temerrüt faizi, 11.490,58 TL asıl alacak, 799,43 TL temerrüt faizi, 4.172,99 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 823.202,50 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren 728.782,54 TL asıl alacak, 730.535,63 TL asıl alacak, 722.623,18 TL asıl alacak kalemlerine %62,4 oranında 11.547,44 TL asıl alacak, 11.563,69 TL asıl alacak ve 11.490,58 TL asıl alacak kalemlerine %33 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi uygulanmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 172.954,12 TL’nin, davalı …’nın 172.831,13 TL’sinden, davalı …’nın ise 164.640,50 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılamada 3 adet bilirkişi raporu alındığını, bu rapora itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, gerekçeli kararda hangi nedenle kök raporun esas alındığının açıklanmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin icra takibine konu alacak kalemleriyle ilgili maddeleri uyarınca temerrüt faizinin uygulanması için ihtarnamenin tebliğ şartı bulunmadığını, yargılama aşamasında alınan ikinci ek raporda asıl alacaklarının fazla hesaplandığı halde faizin eksik hesaplanması nedeniyle alacaklarının yine eksik hesaplandığını, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, asıl alacak ve faiz alacaklarının hatalı tespit edildiğini, ihtarnameye konu 392,24 TL alacağın hesaplamaya dahil edilmediğini, bu durumun gerekçesinin belirtilmediğini, teminat mektuplarının kullandırılmasına ilişkin sözleşme hükmünde bankanın yapacağı ödemeler için teminat mektubunun tazmin tarihinden itibaren temerrüt faizi işletileceği ve gider vergisiyle birlikte tüm tutar yönünden borçluların sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, teminat mektubuna ilişkin alacağa işleyecek faiz oranlarının tespiti açısından ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihin, hatta tebliğ edilip edilmemesinin dahi önemi bulunmadığını, 650.000,00 TL teminat mektubuna ilişkin alacağa uygulanması gereken temerrüt faizi olan %62,4 oranının mektubun tazmin tarihinden itibaren işlemesi gerektiğini, ayrıca bu faizin %5’i oranında gider vergisi hesaplanarak alacak kalemlerinin toplanması gerektiğini, ihtarnameye konu 392,24 TL alacakları da eklenerek takip tarihi itibarıyla alacaklarının tespit edilebileceğini, alacakların muaccel hale geldiği tarihten itibaren temerrüt faizi uygulandığını, ticari esnek kredi ve kredi kartı açısından teminat mektubunun tazmin edilmesiyle bu alacaklar muaccel hale geldiği halde bu hususlara ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin temerrüte ilişkin hükümlerinde davalıların sözleşme hükümlerini ve kullandığı kredi şartlarını yerine getirmemesi halinde borçlarının muaccel hale geleceği ve banka alacaklarının muacceliyet kazanması ile birlikte temerrüt hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırıldığını, hesap özetinde yazan asgari ödeme tutarının son ödeme tarihinde ödenmemesi halinde muacceliyetin oluşacağının da hüküm altına alındığını, takip tarihine kadar geçen sürede hesap edilen temerrüt faizi ve %5 BSMV’nin eklenmesiyle icra takip tarihi itibarıyla asıl alacak miktarının hesaplanacağını, sözleşmede kararlaştırılan temerrüt ve temerrüt faiz oranlarına ilişkin maddenin yok sayılamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/12983 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 24/01/2020 tarihli kök, 15/06/2020 tarihli birinci ek, 21/10/2020 tarihli ikinci ek rapor, grafolog bilirkişiden alınan 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporu, teminat mektubunun tazminine ilişkin tazmin talebi ve ödeme dekontu, teminat mektup sureti, kredi kartı hesap özeti, davalı şirket banka hesap özeti, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, teminat mektup sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/12983 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 910.858,12 TL nakit alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara 13/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde olacak şekilde 19/11/2018 tarihinde takibe konu borca ve imzaya itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 26/11/2018 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı banka ile davalı şirket arasında 01/06/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli, 20/10/2017 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, diğer davalıların sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı, davalı kefiller … ve …’nın sözleşme tarihlerinde davalı asıl borçlu şirketin ortakları oldukları, eş rızalarının aranmayacağı, sözleşmelerde yer alan kefaletlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalılara 03/08/2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi düzenlenerek toplam 769.801,94 TL alacağın 24 saat içinde ödenmesi, gayri nakit alacakların depo edilmesi ihtar edilmiş olup, anılan hesap kat ihtarnamesi davalı şirkete ve davalı …’ya 06/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davalıya ise bila tebliğ olmuştur.
Davalılar genel kredi sözleşmelerindeki imzaları inkar ettiğinden, yargılama aşamasında grafolog bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda 20/10/2017 ve 01/06/2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinde yer alan imzaların davalılara ait olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan bilirkişi kök raporunda, asıl borçlu davalı şirketin 08/08/2018, davalı …’nın 10/08/2018, diğer davalının ise takip tarihinde temerrüte düştüğü, takip tarihi itibarıyla davacının davalı asıl borçlu şirketten 728.782,54 TL asıl alacak, 116.202,44 TL temerrüt faizi, 11.547,44 TL asıl alacak, 926,03 TL temerrüt faizi, 5.856,42 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 864.770,63 TL, davalı …’dan 730.535,63 TL asıl alacak, 113.949,83 TL temerrüt faizi, 11.563,69 TL asıl alacak, 907,89 TL temerrüt faizi, 5.742,89 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 862.699,93 TL, davalı …’dan 722.623,18 TL asıl alacak, 82.660,56 TL temerrüt faizi, 11.490,58 TL asıl alacak, 799,43 TL temerrüt faizi, 4.172,99 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 821.746,74 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren 728.782,54 TL asıl alacak, 730.535,63 TL asıl alacak ve 722.623,18 TL asıl alacak kalemlerine %62,4 oranında 11.547,44 TL asıl alacak, 11.563,69 TL asıl alacak ve 11.490,58 TL asıl alacak kalemlerine ise %33 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Kök rapora taraf vekillerinin itiraz etmesi üzerine alınan birinci ek raporda, kök rapordaki görüş tekrar edilerek hesaplamalarda maddi hata bulunmadığı tespit edilmiş, itiraz üzerine alınan ikinci ek raporda ise, davacının takip tarihi itibarıyla davalı asıl borçlu şirketten 758.171,30 TL asıl alacak, 122.550,70 TL temerrüt faizi, 11.547,44 TL asıl alacak, 926,03 TL temerrüt faizi, 6.173,84 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 900.825,07 TL, davalı …’dan 758.171,30 TL asıl alacak, 120.317,45 TL temerrüt faizi, 11.563,69 TL asıl alacak, 907,89 TL temerrüt faizi, 6.061,27 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 897.021,60 TL, davalı …’dan 758.171,30 TL asıl alacak, 123.812,98 TL temerrüt faizi, 11.490,58 TL asıl alacak, 799,43 TL temerrüt faizi, 6.550,78 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 900.825,07 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalılar sözleşmedeki imzaların kendilerine ait olmadığını, davacıya borç bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan kök rapor hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalıların kredi borcunu ödememesi üzerine davacı bankanın kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili talebiyle dava konusu icra takibini başlattığı, davalıların icra takibinde borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip dayanağı genel kredi sözleşmelerindeki imzaların davalılar eli ürünü olup olmadığı, imzalar davalılar eli ürünü ise davacının davalılardan takip tarihi itibarıyla genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere grafolog bilirkişiden alınan rapor ile sözleşmelerdeki imzaların davalılar eli ürünü olduğu anlaşılmış olup, davalıların kurulan hükme yönelik herhangi bir istinaf başvuruları bulunmamaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök raporu hükme esas alınarak raporda davacının takip tarihi itibarıyla davalı … ve davalı …’dan alacaklı olduğu tespit edilen miktara, asıl borçlu davalı şirket yönünden kabul edildiği gibi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı ilave edilmek suretiyle toplam alacak miktarları mahkemece hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin 9.10. maddesinde teminat mektubunun tazmin edilmesi durumunda tazmin tarihinden itibaren davacının temerrüt faizi talep edebileceği hükme bağlanmıştır. Yargılama aşamasında bilirkişi kök ve kök raporun tekrarı niteliğindeki birinci ek rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ikinci ek raporda hesap kat tarihine kadar işletilen temerrüt faizi miktarı asıl alacak miktarı ile kapitalize edilmek suretiyle alacak hesabı yapılmıştır. Bu durum ise, faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracağından ikinci ek raporda yapılan hesaplamanın hükme esas alınması mümkün değildir.
Öte yandan, 650.000,00 TL bedelli tazmin edilen teminat mektubu bedeline tazmin tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi durumunda asıl alacak miktarı takip tarihi itibarıyla 650.000,00 TL olarak kalacaktır. Bu durum ise takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi miktarını artırabilecek ise de, takip tarihinden itibaren hesaplanan asıl alacak miktarı hüküm altına alınandan daha düşük miktar olacağından takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek temerrüt faiz miktarını düşüreceğinden bu durum davacının aleyhine sonuç doğuracaktır.
Davacı vekili istinaf itirazları arasında hesap kat ihtarında yer alan 392,24 TL alacak kaleminin esnek hesap özeti masrafı ve teminat mektup komisyonuna ilişkin olduğunu, anılan alacak miktarının hesaplamaya dahil edilmediğini ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda hesap kat ihtarnamesinde yer alan 392,24 TL alacak kalemi hesaplamaya dahil edilerek takip tarihi itibarıyla alacak miktarları tespit edildiğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları dosya kapsamına uygun değildir.
Hüküm altına alınan temerrüt faiz oranları taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu gibi takip talebinde yer alan oranlarla aynı doğrultudadır.
Davalı kefil …’ya hesap kat ihtarnamesi bila tebliğ olmuştur. Davacı vekili kredi şartlarının yerine getirilmemesi halinde alacağın muaccel olduğunu, temerrüt hükümlerinin uygulanacağını ileri sürmüş ise de, davacı tarafından hazırlanıp, davalı borçluya gönderilen ve kredi borcunun ödenmesi için davalı borçluya atıfet tanıyan hesap kat ihtarnamesi düzenlemek ile davacı artık kredi borcunun ödenmesi yönünde davalıya yeniden bir süre hakkı tanımıştır. Hesap kat ihtarnamesinin davalı kefile bila tebliğ olması davalı kefil …’nın takip tarihinden önce temerrüte düşmesi sonucunu doğurmayacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalı kefil …’ya hesap kat ihtarnamesinin bila tebliğ olduğu, anılan davalının takip tarihinden önce temerrüte düşmediği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında TTK’nun 7. maddesi gözetildiğinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı kefil … yönünden hesap kat tarihi ile takip tarihi arasında olması gerektiği şekilde işlemiş akdi faiz hesabı yapılmış ise de, mahkemece hesaplanan işlemiş akdi faiz miktarı işlemiş temerrüt faizi olarak hükme esas alınmıştır. Esasında takip tarihine kadar hesaplanan akdi faiz oranı asıl alacak miktarı ile kapitalize edilerek hüküm altına alınması gerekmektedir. Ancak bu şekilde hesaplama yapıldığında davacı alacağı asıl alacak yönünden 36.000,00 TL artarken, 45.000,00 TL faiz yönünden davacı kaybı oluşacağından bu durum davacı aleyhine sonuç doğuracaktır. İstinafa gelenin sıfatı gözetilerek kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyen bu husus kaldırma gerekçesi yapılmamış eleştirilmekle yetinilmiştir.
Davalı …’ya yönelik istinaf itirazları incelendiğinde, anılan davalıya hesap kat ihtarnamesi 06/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hesap kat ihtarnamesi ile verilen 24 saatlik atıfet süresinin sonunda davalı … 08/08/2018 tarihinde temerrüte düşmüştür. Bu durumda mahkemece, davalı …’nın, davalı asıl borçlu şirketle aynı tarihte, 08/08/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, anılan tarihten itibaren temerrüt faiz miktarının tespit edilmesi, davalı …’nın temerrüt tarihi davalı şirket ile aynı olduğundan takip tarihi itibarıyla davacının davalı …’dan da 728.782,54 TL asıl alacak, 116.202,44 TL temerrüt faizi, 11.547,44 TL asıl alacak, 926,03 TL temerrüt faizi, 5.856,42 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 864.770,63 TL alacaklı olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, anılan davalıya hesap kat ihtarnamesinin 08/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği belirtildikten sonra temerrüt tarihini 10/08/2018 olarak tespit eden ve bu kabul çerçevesinde faiz hesaplamalarını yapan bilirkişi kök raporu esas alınarak anılan davalı yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararda davalı … yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun davalı … yönünden ve kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının davalı … yönünden kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kısmen kabulüne, davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun davalı … yönünden ve KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarih ve 2018/812 Esas 2020/630 Karar sayılı kararının davalı … yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/12983 esas sayılı takibe davalı … …. Şti’nin ve davalı …’nın itirazlarının 728.782,54 TL asıl alacak, 116.202,44 TL temerrüt faizi, 11.547,44 TL asıl alacak, 926,03 TL temerrüt faizi, 5.856,42 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 864.770,63 TL üzerinden, davalı …’nın itirazının 722.623,18 TL asıl alacak, 82.660,56 TL temerrüt faizi, 11.490,58 TL asıl alacak, 799,43 TL temerrüt faizi, 4.172,99 TL %5 gider vergisi, 1.455,76 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 823.202,50 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren 728.782,54 TL asıl alacak, 722.623,18 TL asıl alacak kalemlerine %62,4 oranında, 11.547,44 TL asıl alacak ve 11.490,58 TL asıl alacak kalemlerine %33 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi uygulanmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olan 172.954,12 TL’nin (davalı … 164.640,50 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 59.072,48 TL harçtan peşin alınan 11.000,89 TL ile 4.554,28 TL icra peşin harcın mahsubu ile bakiye 43.517,31 TL harcın (davalı …’nın 40.677,79 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yaptırılan 11.000,89 TL peşin harç, 4.554,28 TL icra peşin harcı ile 35,90 TL başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 60.288,53 TL ücreti vekaletin (davalı …’nın 58.210,13 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar … …. Şti ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 12.195,23 TL ücreti vekaletin (davalı … …. Şti. 6.791.37 TL’si yönünden müşterek olmak üzere) davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan, 262,00 TL tebligat, 135,55 müzekkere gideri ve 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.147,55 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 2.038,88 TL yargılama giderinin (davalı …’nın 1.940,88 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı …’dan tahsili ile davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında davalı … yönünden posta masrafı olarak yapılan 98,00 TL yargılama masrafının davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 92,55 TL’sinin anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısım ile diğer davalılar hakkında yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023
Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.