Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/406 E. 2022/1798 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/406 Esas 2022/1798 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/406
KARAR NO : 2022/1798

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI :2020/210 Esas 2020/630 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. Şti.’nin vergi kaydının halen devam ettiğini, bulunduğu adreste ve halen faal olduğunu, buna rağmen davalı tarafından re’sen ticaret sicilinden terkin edildiğini belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08/10/2020 tarihli duruşmada şirketin faaliyetine devam ettiğini, şirketin tasfiyesi için ihyasını değil faaliyetlerini yürütmesi için ihyasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ,6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun … Sicil numarasında kayıtlı … Şirketi’nin sermayesini 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenen asgari tutarlara yükseltmediğinin tespit edildiği, yapılan ihtar ve ilanlara rağmen 6102 sayılı kanun geçici 10. maddesinde belirlenen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmeyen şirketin davalı … Sicil Müdürlüğünce ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, davacı tarafça şirketin faal olduğu, … isimli oldukça tanınan bir işletmeyi işlettiğinin iddia edilerek şirketin faaliyetlerini yürütebilmesi için ihyası talep edilmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nun geçici 10. maddesi göre asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilebileceği, davacı vekilinin 29/11/2018 ve 08/10/2020 tarihli duruşmalarda, şirketin malvarlığının tasfiyesi ile sınırlı olarak ihyasını talep etmediklerini beyan etmesi karşısında davacı tarafın talebi gibi şirketin faaliyetlerine devam etmesi için ihya kararı verilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirket faaliyetine devam ettiğinden sicilden terkinin usulsüz olduğunu, taraflarına ihtarname gönderilmediğini, bu nedenle davanın konusunun tasfiye ile sınırlı olmayıp şirketin kalıcı ihyasına ilişkin olduğunu ve hukuki yararlarının mevcut olduğunu, kalıcı ihya talep etmelerinde yasal bir engel bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ihyası talep edilen “…’nin” Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sırasında sicile kayıtlı iken, sermayesini 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenen asgari tutarlara yükseltmediğinin tespit edildiği, yapılan ihtar ve 07/10/2013 tarih, 8420 sayılı ve 07/07/2014 tarih,… sayılı türkiye ticaret sicili gazetesinde yayımlanan ilanlar ile 6552 sayılı kanun 134. maddesi ile 6102 sayılı kanun geçici 10. maddesinde belirlenen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmeyen şirketin 03.02.2015 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiğinin tescil edildiği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 06/02/2015 tarih … sayısında ilan edildiği, kuruluş tarihinden itibaren herhangi bir sermaye artırımı veya azaltımı hakkında karar alınmadığı görülmüştür.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı sicil müdürlüğünce istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce 19/03/2020 tarihli 2020/237 Esas 2020/415 Karar sayılı karar ile ” Öte yandan ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılmalıdır.
Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. Bu nedenle sicil işlemi hatalı olmakla birlikte 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası istenen şirketin ortağı ve/veya yetkilisinin tasfiye memuru olarak atanması gerekir.” gerekçesiyle kaldırılması üzerine mahkemece davacı vekilinin 29/11/2018 tarihli ve 08/10/2020 tarihli duruşmalardaki şirketin tasfiye ile sınırlı değil tam olarak ihyasını talep ettiklerine ilişkin beyanları dikkate alınarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 19/03/2020 tarihli 2020/237 Esas 2020/415 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere 559 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Ticaret Kanununa eklenen Geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde yerine getirmeyen ihyası istenen …. Şti.nin münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebileceği ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek mahkemece davacı vekilinin 29/112018 ve 08/10/2020 tarihli duruşmalardaki beyanları gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.