Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/397 E. 2022/555 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : ……
DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersiz Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Taraflar arasındaki tespit ve hisse devrinin pay devrine kaydı, pay devrinin tescil ve ilanı, hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı birleşen dosya davacısı, davalı şirket kayyımı, fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili, fer’i müdahale talebi reddedilen … tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nın davalı şirketteki 81.600 adet payını noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesi ile devraldığını, pay devrinin davalı şirkete bildirilerek onay talep edildiğini, davalı şirket tarafından 3 ay içinde talep reddedilmediğinden TTK’nun 494/3 maddesi gereğince devre onay vermiş kabul edileceğini belirterek davacının davalı şirkette 160.800 TL pay sahibi olduğunun tespiti ile pay defterine kaydına, pay devrinin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ve … arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin, şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen bağlam kuralına aykırı olduğunu, şirket hisselerinin devri için diğer ortakların yazılı ön muvafakatinin alınması gerektiğini belirterek şirket hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı şirket kayyımı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hisse devir sözleşmesinin davalı şirket ana sözleşmesinin 6. maddesindeki bağlam kuralına aykırı olduğunu, hisse devir sözleşmesinin geçersiz bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yasada ön görülen sürede işlem ve karar tesis etmediğini, pay devrine onay vermiş kabul edileceğini, 3 aylık süreden uzun süre sonra haklı pay devrinin pay defterine kaydedilmesi taleplerinin reddedildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu bildirerek birleşen davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hisse devri sözleşmesinin geçerli olduğunu, ana sözleşmedeki bağlam kuralının TTK’nun 493/7 maddesi gereğince geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesindeki şirket hisselerinin devrinin, diğer ortakların yazılı ön muvafakatinin alınması şartına bağlanması TTK’nun 492. ve 493. maddelerine uygun bir bağlam olmayıp aksinin kabulünün TTK’nun 493/7. maddesinin ihlali anlamına geleceği, bu nedenle esas sözleşmede geçerli bir bağlam kuralı olduğundan söz edilemeyeceği , TTK’nun 490. maddesi gereğince asıl davada davacı … ile … arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğu, ayrıca devreden ortak …’ının 10/12/2018 tarihli noter ihtarı ile davalı şirkete devri bildirerek onay isteminde bulunduğu, ihtarın davalı şirkete 11/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten 3 ay içinde onay istemi reddedilmediğinden davalı şirketin 494/3 maddesi anlamında da devre onay verdiğinin kabulü gerektiği, birleşen davada ileri sürülen muvazaa iddiasının ispatlanmadığı, asıl davada dava konusu hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan paylar yanında hali hazırda davacı adına kayıtlı olan 79.200 adet pay yönünden de talepte bulunmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, ayrıca mahkememizce pay defterine kaydına karar verilen payların ticaret siciline tescilinin davalı şirket tarafından yaptırılacak olması nedeniyle bu talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 27/11/2018 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca …’ya ait iken davacı …’ya devredilen … … … A.Ş’nin 81.600 adet payının davacıya ait olduğunun tespiti ile şirket pay defterine kaydına, diğer istemlerin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Birleşen dosya davacı istinaf dilekçesinde özetle; ana sözleşmeye konulacak hükümle pay devrine sınırlama getirilmesinin mümkün olduğunu, bu sınırlamaya aykırı yapılan dava konusu pay devrinin geçersiz olduğunu, ticaret kanunun izin vermesi nedeniyle şirket paylarının devrine sınırlama getirilebileceğini, somut olayda da ana sözleşmenin 6.maddesinde devirlere ön muvafakat şartı konulduğunu, bağlam kuralının hukuken geçerli olup, şirkete ortak olmasının en önemli sebebinin bağlam kuralı olduğunu, şirketin aile şirket vasfı taşıdığını, mahkemece sözleşme serbestisi ve ticaret hukuku ilkelerine ters düşen bir karar verildiğini, yönetim kurulu üyesi olarak hisse devrine ilişkin karara imza atmadığını, karara şerh düştüğünü, geçerli bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, şirket yönetim kurulunun verdiği bir onay bulunmadığını, onay almayan hisse devrinin geçerlilik kazanamayacağını, üç ortaklı aile şirketinin mevcut yapısının korunmasının ana sözleşmedeki bağlam kuralının hedefi olduğunu, hisse devrinin ana sözleşme ile şarta bağlanarak zorlaştırılabileceğini, dava konusu payların devrinin bu paylar üzerindeki ihtiyati tedbir kararı nedeniyle mümkün olmadığını, mahkeme kararına aykırı pay devri yapılamayacağını, TTK’nun 494.maddesinin koşullarının oluşmadığını, ortada geçerli tebligat bulunmadığını, şirkete gönderilen ihtarnameyi …’nın kendisinden sakladığını, yönetim kurulu toplantı gündeminde pay devrinin deftere işlenmesinin yazılmadığını, ihtarnameden çok sonra haberinin olduğunu, …’nın kötü niyetli hareket ettiğini, ihtarnameyi şirket adına teslim alan kişinin şirket çalışanı olmadığını, sonradan geçmişe yönelik SGK düzenleme beyannamesi ile şirket çalışanı gibi gösterildiğini, hisse devri girişiminden yönetim kurulu toplantısında haberdar olduğunu, bu nedenle tebligatın toplantı tarihinde yapılmış sayılmasının kabul edilmesi gerektiğini, hisse devrinin muvazaalı olduğunu, hissesinin devreden …’nın boşanma davasında mal kaçırma amacıyla hareket ettiğini, …’nın yönetim kurulu üyesi olduğu davalı şirket ile rekabet halinde bulunduğunu, şirketin ekonomik bağımsızlığını kaybedeceğini belirterek birleşen davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket kayyımı istinaf dilekçesinde özetle; ana sözleşmenin 6.maddesinde bağlam kuralının düzenlendiğini, şirketin aile şirketi olduğunu, bağlam kuralındaki şart yerine getirilmeden yapılan devirlerin geçerli olmayacağını, yasanın açık hükmü gereğince nama yazılı payların devrinin şirket ana sözleşmesi ile sınırlamaya tabi tutulabileceğini, hisse oranlarının değişmesiyle ana sözleşme aksi bir şekilde hisselerin orantısız hale gelebileceğini, küçük ortağın şirket içerisinde pasifize edilerek zarara uğratılması sonucunun doğabileceğini, TTK’nun 494.madde koşullarının oluşmadığını, tüm ortakların özgür iradeleriyle şirket ana sözleşmesine yazdıkları bağlam kuralına uymaları gerektiğini bildirerek asıl davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu şirket pay devrini yapan …’nın eşi olduğunu, aralarında boşanma ve katılma alacağı davasının bulunduğunu, katılma alacağı davasında …’nın mal kaçırmasının engellenmesi için tedbir kararı verilerek davalı şirketteki hisselerinin devrinin tedbiren durdurulduğunu, bu tedbir kararına rağmen …’nın şirket hisselerini devretmeye çalıştığını, tedbir tarihinin fer’i müdahillik talebi yönünden önemi bulunmadığını, müvekkilinin pay devrini yapan …’dan olan alacağının tedbir tarihinden öncesine dayalı bir alacak olduğunu, edinilmiş mallar arasında 2005 yılında kurulmuş olan davalı şirketteki …’nın da paylarının bulunduğunu, …’nın müvekkilinden mal kaçırmaya çalıştığını, fer’i müdahale talebinin haksız bir şekilde kabul edilmediğini, taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edildiğini, delillerinin toplanmadığını, …’nın …’ya muvazaalı şekilde devrettiği mallara ilişkin derdest davalar bulunduğunu, ana sözleşmenin 6.maddesi uyarınca diğer ortakların yazılı ön muvafakati alınmadan payın devredilemeyeceğini, ana sözleşme hükmünün tüm tarafları bağladığını, hisse devir sözleşmesinin ana sözleşmedeki bağlam kuralına aykırı olduğunu, hisse devrinin şirkete ihbarı için gönderilen ihtarnamenin şirket çalışanına tebliğ edilmediğini, muvazaalı işlem yapıldığını, hisse devrinin tarafın gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Fer’i müdahale talebi reddedilen … istinaf dilekçesinde özetle; fer’i müdahillik talebinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, davaya katılma haklarının engellendiğini, davalı şirket yanında asıl davaya fer’i müdahil olarak katılmakta üstün menfaati bulunduğunu, mahkeme kararında fer’i müdahale taleplerinden bahsedilmediğini, açtığı birleşen davanın asıl davayla birleştirilmesinin asıl davada müdahale haklarını ortadan kaldırmadığını, babası olan …’nın kardeşine şirketteki payını usulsüz olarak devretmeye çalıştığını, kendisine ise bu davanın dışında tuttuğunu, hisse devrine konu paya ilişkin davanın devri yapan … tarafından açılması gerektiğini, şirkete karşı payların hak sahibinin hali hazırda … olduğunu, hisse devir sözleşmesinden sonra kar dağıtım ödemesinin ortak sıfatıyla …’ya yapıldığını, mahkemece bağlam kuralının inkar edildiğini, koşulları oluşmadığı halde TTK’nun 494.maddesi uygulanarak davacı ortağın kötü niyetli işlemlerine izin verildiğini, yönetim kurulu kararında devre izin verilmediğinin açıkça yazıldığını, mahkeme karar gerekçesinde ise gerçek olmayan bir durumun kaleme alındığını, şirket yönetiminin devre izin vermediğini, şirkete gönderilen ihtarnamenin diğer yönetim kurulu üyesi olan … tarafından kendisinden saklandığını, tebligatın hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmediğini, ana sözleşme gereğince muvafakat olmaksızın hisse devrinin yapılamayacağını, bağlam kuralının kanuna aykırı olmadığını, yönetim kurulu üyesi olan …’nın kendi lehine sonuç doğuracak toplantıda oy kullanamayacağını, üç ortaklı aile şirketinin mevcut yapısının korunmasının bağlam kuralının hedefleri arasında olduğunu, dava konusu paylar üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, devrin mümkün olmadığını, muvazaalı işlem yapıldığını, TTK’nun 494.madde koşullarının oluşmadığını, yönetim kurulu toplantı gündeminde pay devrinin deftere işlenmesi hususunun yazılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava; anonim şirket hisse devir sözleşmesi nedeniyle pay sahibi olunduğunun tespiti hisse devrinin pay defterine kaydı, pay devrinin tescil ve ilanı istemine, birleşen dava ise, anonim şirket hisse devir sözleşmesinin ana sözleşmede yer alan bağlam kuralına aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Ankara 1. Aile Mahkemesinin 2019/53 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı, davalı şirket menkul değerlerin taksim tutanağı, davalı şirket 01/04/2019 tarihli yönetim kurulu kararı, SGK giriş bildirgesi, pay defteri işlemleri, ihtarname suretleri, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/63 Esas sayılı dosyasının tensip tutanağı, davalı şirket genel kurul toplantı tutanağı, ticaret sicil gazetesi ilanları, hisse devir sözleşmesi, davalı şirkete kayyım atanmasına ilişkin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/355 Esas 2019/745 Karar sayılı karar sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Asıl davada, davacı yan dava dışı …’nın davalı şirkette bulunan 81.600 adet hissesini noterde yapılan hisse devir sözleşmesi ile devraldığını, hisse devrinin davalı şirkete bildirildiğini, 3 ay içerisinde onay talebinin reddedilmediğini, şirketin devre onay vermiş kabul edileceğini iddia etmiş, birleşen davada ise davacı yan, davalı … ve … arasında akdedilen anonim şirket hisse devir sözleşmesinin ana sözleşmedeki bağlam kuralına aykırı olduğunu, hisse devrine ilişkin diğer ortakların yazılı ön muvafakatinin alınmadığını, hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunu iddia etmiş, asıl ve birleşen davada davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda açıklanan gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında asıl davada … davaya müdahale sebeplerini bildirerek fer’i müdahale talebinde bulunmuş mahkemece 14/11/2019 tarihli celsede birleşen davanın davacısının asıl dava yönünden fer’i müdahillik talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle fer’i müdahale talebinin reddine hükmedilmiştir.
Asıl ve birleşen dava konusu hisse devir sözleşmesinde hissesini devreden …’nın eşi … vekili yargılama aşamasında asıl davaya yönelik davaya müdahale sebeplerini bildirerek fer’i müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece 24/12/2020 tarihli celsede … vekilinin fer’i müdahale istemi yerinde görülmeyerek talebin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı şirketin ortaklarının …, … ve … olduğu, davalı şirket ana sözleşmesinin 6.maddesinde şirket ortaklarının şirket hisselerine diğer ortakların yazılı ön muvafatlerini almadan ortakların kendi aralarında birbirlerine ve dışındaki kişilere satamayacağı, herhangi bir hukuki yolla devredemeyeceği ve rehnedemeyeceğinin düzenlendiği, dava dışı …’nın davalı şirkette bulunan hissesinin davacıya noterde akdedilen hisse devir sözleşmesi ile devredildiği, anılan devirde, payın devrinden önce diğer ortak …’nın yazılı ön muvafakatinin alınmadığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, yapılan hisse devir sözleşmesinin şirket ana sözleşmesinin 6.maddesinde yer alan bağlam kuralı gereğince diğer ortağın yazılı ön muvafakatinin alınmaması nedeniyle geçersiz olup olmadığı, hisse devir sözleşmesi geçerli ise hisse devir sözleşmesi gereğince devrin pay defterine işlenmesi için şirkete gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, TTK’nun 494.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı, dava konusu hisse devir sözleşmesine konu dava dışı …’nın davalı şirketteki hisseleri üzerine Ankara 1. Aile Mahkemesinin 2019/53 Esas sayılı dosyasında 01/02/2019 tarihli ara karar ile konulan ihtiyati tedbirin yapılacak işlemler üzerindeki etkisi hususlarından kaynaklanmaktadır.
İşin esası ve esasa yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine geçilmeden önce fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili ve …’nın fer’i müdahale talebinin reddine yönelik ara karara karşı istinaf itirazlarının, istinaf kanun yoluna başvuru haklarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle incelenmesi gerekir.
Hukuk sistemimize göre bir davanın sonunda verilen hüküm, yalnız davanın tarafları ile bunların külli halefleri hakkında kesin hüküm teşkil eder. Eğer hüküm, bir üçüncü kişinin hukuki durumunu dolaylı olarak etkiliyorsa bu kişiye de davaya müdahale imkânı getirilmiştir. Üçüncü kişinin taraf sıfatını kazanması mümkün olmadığından bu katılma, özel bir usule tabi tutulmuştur. Bir üçüncü kişinin davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar davada yer almasına “fer’i müdahale” denir. Fer’i müdahalenin temel amacı, davanın, yanında yer alınan taraf yararına sonuçlanmasını sağlamaktır.
Fer’i müdahale talebinin ne şekilde yapılacağı ve talebin incelenmesi HMK’nun 67. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafın, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçe ile mahkemeye başvuracak, mahkemece ise müdahale dilekçesi davanın taraflarına tebliğ edilip, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet edip, gelmeseler de müdahale talebi hakkında karar verilecektir.
Fer’i müdahale dilekçesi üzerine mahkeme, müdahale talebinin kabulüne veya reddine dair bir karar verir. Müdahale talebinin kabulü halinde talep sahibi fer’i müdahil sıfatını kazanır ve lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Fer’i müdahil yargılamaya katılmak konusunda bir sıfat edinmiş olmakla birlikte hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir (HMK’nun 69. maddesi), müdahil hakkında karar verilemez. Buna bağlı olarak fer’i müdahil hükme karşı ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna başvurabilir.
Yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahile husumet yöneltilmediği ve onun hakkında karar verilmediği için, yanında katıldığı tarafın karara karşı kanun yoluna başvurmaması halinde fer’i müdahilin tek başına kanun yoluna başvurması da mümkün değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/02/2010 tarih 2010/13-114 Esas ve 2010/81 Karar, 15/11/2017 tarih 2017/11-160 Esas 2017/1370 Karar sayılı ilamları).
Fer’i müdahale talebinin reddi ara kararı ise, asıl kararın verilmesinden sonra fer’i müdahale talebi reddedilen tarafından istinafa taşınabilecektir.
… dava konusu hisse devir sözleşmesi ile davalı şirketteki hisselerini devreden dava dışı …’nın eşidir. Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden anılan taraflar arasında boşanma ve katılma alacağı davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Ankara 1. Aile Mahkemesinin 2019/53 Esas sayılı dosyasında verilen 01/02/2019 tarihli ara karar ile, …’nın davalı şirketteki hisselerinin üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmiştir.
… vekili, müvekkilinin eşi ile arasındaki boşanma ve katılma alacağı davası bulunduğunu, eşinin açılan davalar nedeniyle mal kaçırma amacıyla davalı şirketteki hisselerini devretmeye çalıştığını, pay devrinin geçersiz olduğunu, davaya müdahil olmakta hukuki yarar bulunduğunu ileri sürerek 03/10/2019 tarihli dilekçesi ile fer’i müdahale talebinde bulunmuştur. Anılan dilekçe HMK’nun 66. vd. maddelerine uygundur. Mahkemece ise 24/12/2020 tarihli ara karar ile … vekilinin fer’i müdahillik istemi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiş ise de, talebin reddine ilişkin herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir.
… dava konusu hisse devir sözleşmesine konu davalı şirketin diğer ortağı olup, hisselerini devreden dava dışı …’nın oğlu, hisseyi devralan asıl dosya davacısı …’nın kardeşidir. Aynı zamanda şirket ana sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen bağlam kuralı gereğince … ile … arasında akdedilen hisse devir sözleşme tarihinden önce yazılı ön muvafakatine başvurulması gereken ortaktır.
… vekili, şirket ana sözleşmesi ile pay devrine getirilen diğer ortakların yazılı ön muvafakati şartının TTK’nın 493. maddesinde düzenlenen önemli sebep varlığından bağımsız bir husus olduğunu, onay almayan devrin hiç bir şekilde geçerlilik kazanamayacağını ileri sürerek 09/08/2019 tarihli dilekçesi ile fer’i müdahale talebinde bulunmuştur. Anılan dilekçe HMK’nun 66. vd. maddelerine uygundur. Mahkemece ise 14/11/2019 tarihli ara karar ile … vekilinin asıl davaya yönelik fer’i müdahillik istemi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiş ise de, talebin reddine ilişkin herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir.
… vekili ve … vekilinin fer’i müdahale talepleri HMK’nun 66. maddesine uygun olup, davalı şirketin davayı kazanmasında hukuki yararları bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece … ve …’nın davalı şirketin davayı kazanmasında hukuki yararları bulunduğu, taleplerinin HMK’nun 66.vd.maddelerine uygun olduğu gözetilerek fer’i müdahale taleplerinin kabulü ile anılan kişilerin fer’i müdahil olarak davaya katılımları sağlanıp yargılama yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken gerekçesiz olarak … ve … vekillerinin fer’i müdahale taleplerinin reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili ve … vekilinin istinaf taleplerinin fer’i müdahale talepleri yönünden kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak … vekili ve … vekilinin fer’i müdahale talepleri kabul edilip, fer’i müdahil olarak davaya katılımları sağlanmak suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazları ile davalı şirket kayyımı, birleşen dosya davacısının istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili ve …’nın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince fer’i müdahale talepleri yönünden ayrı ayrı KISMEN KABULÜNE, fer’i müdahale talebi reddedilen … vekili ve …’nın sair istinaf itirazları ile davalı şirket kayyımı, birleşen dosya davacısının istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarih ve 2019/185 Esas 2020/720 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı şirket kayyımı tarafından yatırılan 118,60 TL istinaf karar harcı ile 324,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davalı şirket kayyımına iadesine,
5- Birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde birleşen dosya davacısına iadesine,
6- Fer’i müdahale talebi reddedilen … tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde …’ya iadesine,
7-Fer’i müdahale talebi reddedilen …, … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2022
……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.