Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/394 E. 2022/1797 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/394 Esas 2022/1797 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/394
KARAR NO : 2022/1797

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2021
NUMARASI : 2021/4 Esas 2021/8 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacının 22/03/2020 tarihinde vefat eden miras bırakanı… hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle davacının borçlu olarak dosyaya eklenmek suretiyle icra takibine devam edildiğini, davacının Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/394 esas sayılı dosyası ile mirası ret hususunda dava açtığını, mirasçılık durumunun henüz kesinleşmediğini, davacıya karşı mirasçı sıfatıyla takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının kişisel mallarına haciz konulmasının kişilik ve mal varlığı haklarına yönelik ağır ihlal niteliği taşıdığını, davacının mirası ret yönünde dava açmış olması nedeniyle miras bırakan hakkında başlatılan takibin davacıya yöneltilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olması karşısında açılan menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse dava dilekçesi eklerinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı, bu hali ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle (Yargıtay 11. HD. 10/02/2020 tarih, 2019/3048 e, 2020/1093 k; Ankara BAM 21. HD. 19/09/2019 tarih, 2019/851 e, 2019/1045 k; Ankara BAM 22. HD. 26/11/2020 tarih, 2020/940 e, 2020/1484 k; 2020/959 e, 2020/1483 k; Ankara 31. HD. 05/11/2020 tarih, 2020/1111 e, 2020/147 k) davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-f, 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2.son, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/2, 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit davası açılmasındaki hukuki yararın niteliği gözetildiğinde dava şartının bulunmadığını ve arabulucuğa tabii olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; İİK’nin 72. maddesi uyarınca davacı hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2017/18847 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı banka tarafından…’na karşı toplam 31.956,89 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.
Davacı vekili süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinden ve istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra 17/03/2021 tarihinde UYAP üzerinden sunduğu dilekçe ile istinaf isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir. Feragat, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde vekilin istinaftan feragat etme yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekilince istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 349/2. maddesi gereği FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 220,70 TL ve 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022

Başkan- Üye -Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.