Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/385 E. 2021/367 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : ….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : ….
…..
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların takibe itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; banka ile aralarında iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının teminat mektubuyla ilgili yükümlülüklerine yerine getirirken lehtarın talimatlarına uygun davranması gerektiğini, buna rağmen teminat mektubunun nakde çevrileceğinin kendisine bildirilmediğini, mevzuata aykırı işler yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, daha sonra işlerin takibi sırasında tamamlatılmış bir imza olabileceğini, kefaletteki yazı ve imzaların aynı gün ve saatte atılıp atılmadığının incelenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla bankanın alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, borcun davalı …’in imzasının bulunduğu sözleşmeden kaynaklandığı, kefil hakkında icra takibi yapılma koşullarının oluştuğu, davalı …’in sözleşmedeki imzayı inkar ettiği, emsal dosyada anılan davalının imza inkarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dava konusu 30/09/2014 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davalı …’e ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davalıların takibe itirazlarının kısmen iptali ile takibin 180.000,00 TL asıl alacak, 1.090,80 TL işlemiş faiz ve 54,54 TL …olmak üzere toplam 181.145,34 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kısmi ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, faiz oranı konusunda hatalı karar verildiğini, %48 temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kısmi redde ilişkin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı … vekili davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı ibraz etmiş olduğu 18/02/2021 tarihli istinafa cevap dilekçesi ile birlikte karara yönelik itirazlarını ileri sürmüş ise de, dosyaya ibraz ettiği 10/03/2021 tarihli dilekçesi ile 18/02/2021 tarihli dilekçesinin davacının istinaf talebine cevap dilekçesi olarak değerlendirilmesini talep ettiği görülmekle anılan davalı vekilinin dilekçesi katılma yoluyla istinaf dilekçesi olarak değerlendirilmemiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2020 tarihinden itibaren ise bu sınır 5.390,00 TL’dir. Davacı vekilinin istinafa konu ettiği miktarın reddedilen 366,66 TL’ye yönelik olması nedeniyle 08/10/2020 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (…., Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176)
Tüm bu nedenlerle HMK’nun 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve…. sayılı ilamı).

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesi hükmü HMK’nın 341/(2). maddesi gereğince kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/03/2021
Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.