Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/382 E. 2022/1426 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/382 Esas 2022/1426 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/382
KARAR NO : 2022/1426

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2020
NUMARASI : 2017/815 Esas 2020/155 Karar
DAVACI : .
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2017

KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka …Şubesi ile davalı … Ltd Şti arasında 09/12/2015 tarihli 75.000,00 TL bedelli GKS imzalanarak, davalı şirkete 75.000,00 TL kredi kullandırıldığını, diğer davalılar … … ve …’in de kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borçlusu şirketin kredi borcunu ödememesi nedeniyle Beşiktaş 17. Noterliğinin 08/02/2017 tarih ve…Y.N.lu ihtarnmesi ile ihtarda bulunulmasına rağmen kredi borcunun ödenmediğini, bu nedenle davalılar hakkında Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/22056 E. sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalıların asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini, itirazların haksız olduğunu talep edilen faizin sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu belirterek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın itirazın iptali davası olduğunu, anılan takip dosyasında ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını, bu nedenle ödeme emrinin iptali için Ankara 7. İHM’nin 2017/955 E. sayılı dosyası ile ödeme emrinin iptali için dava açtıklarını, ödeme emrinin iptali halinde davanın konusuz kalacağından icra mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, esas yönden ise davacının müvekkilleri ile kredi sözleşmesi imzaladığını ancak kredi borcunu ödeyemediğini, bunun üzerine davacı banka ile müvekkilleri arasında 14/02/2017 tarihinde yeni bir sözleşme imzaladıklarını, söz konusu sözleşmenin TBK kapsamında yenileme sözleşme niteliğinde olduğunu, yenileme ile ortaya çıkan borcun artık yeni bir borç olduğunu, bu nedenle 14/02/2017 tarihinden sonra borcun ödenmemesi halinde yeniden kat edilmesi ve bunun için müvekkillerini ihtar etmesi gerektiğini ve borcun muaccel hale gelmesi gerektiğini, davacının ise 14/02/2017 tarihinden sonra müvekkillerini temerrüde düşürmediği gibi, borcu da kat etmeden doğrudan takip başlattığını, bu nedenle takibin muaccel bir alacağa dayanmadığından usul ve yasaya aykırı olduğunu, öte yandan müvekkillerinden …’in takip konusu borcun kefili olduklarını, kefalet sözleşmesinin TBK’nun 583. maddesine uygun düzenlemediğini, bu nedenle kefaletin geçerli olmadığını, ayrıca müvekkili …’in eşinin muvafakatının da alınmadığını, müvekkilinin kefalet tarihinde davalı şirketin yöneticisi de olmadığını, bu nedenle geçersiz kefalet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca işlemiş faizin hatalı hesaplandığını ve faiz oranınıda kabul etmediklerini belirterek davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalıların Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/22056 E. sayılı dosyasındaki vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 58.044,77 TL asıl alacak, 23.125,53 TL işlemiş faiz, 1.156,27 TL BSMV ve 286,80 TL ihtar masrafı olmak üzere 82.613,37 TL toplam alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV işletilmesine,davalılar takibe haksız olarak itiraz ettiğinden itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında olmak üzere 16.522,67 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;hükme esas alınan bilirkişi raporunda, banka tarafından borcun tasfiyesi için yapılan ve ödeme yapılmaması üzerine taahhütname çerçevesinde geri alınan indirim ve kolaylıkların, geri alınması kabul edilmemiş ve iptal edilen ödeme planı çerçevesinde hesaplama yapıldığını, tarafların özgür iradeleri ile yapmış oldukları taahhütname gereği yapılan indirim ve kolaylıkların geri alınacağı açıkça kabul edilmiş iken bilirkişice bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğunu,ayrıca dava itirazın iptali davası olup, itirazın iptali talep edilen Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22056 sayılı dosyasında toplam 83.836,57 TL’ye yapılan itirazın iptalinin talep edildiğini,mahkemece yapılan yargılama sonunda toplam 82.613,37 TL üzerinden takibin devamına karar verildiği,açılan davada 1.223,20 TL’lik talebin reddine karar verilmiş,ancak yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabı yapılırken 2.223,20 TL’nin reddedildiği baz alınarak bu hesaplamanın yapıldığını kararın bu yönüyle kaldırılmasını gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2017/22056 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlular aleyhine 58.044,77 TL asıl alacak,24.290,48 TL işlemiş faiz,1.214,52 TL BSMV,286,80 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 83.836,57 TL alacağın tahsili ve amacıyla takip başlatıldığı,
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, takip tarihi itibariyle davacı bankanın 58.044,77 TL asıl alacak,23.125,53 TL işlemiş faiz,1.156,27 TL BSMV,286,80 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 82.613,37 TL yönünden davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Davacı vekilinin istinafı 1.223,20 TL eksik hükmedildiğine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin hatalı olduğuna ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2020 tarihinden itibaren ise bu sınır 5.390,00 TL’dir. Davacı vekilinin istinafa konu ettiği miktarın 1.223,20 TL’ye yönelik olması nedeniyle 24/02/2020 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı miktar gözetildiğinde temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve 2017/3597 Esas 2018/5 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İlk derece mahkemesi kararında davacı talebinin reddedilen kısmı gözetildiğinde HMK’nun 341/2. maddesi gereğince, karar miktar itibarıyla kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. Maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcı ve 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 203,00 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.