Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/356 E. 2023/458 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/356 Esas 2023/458 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/356
KARAR NO : 2023/458

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2017/154 Esas 2020/649 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı … arasında acentelik sözleşmesi yapıldığını, diğer davalı…’in taşınmazı üzerinde ise sözleşme gereği ipotek tesis edildiğini, acentelik sözleşmesinin prim tahsilatına ilişkin maddelerindeki şartlara uyulmadığından sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini, davalılara usulüne uygun hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, prim borçları davalı tarafından tahsil edildiği halde müvekkiline ödenmediğini, bu durumun sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu, prim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davaya konu alacakla ilgili davacıya verilen 7 adet senedin gününde ödendiğini, davacının ise bu ödemeleri kendi kayıtlarında göstermediğini, yapılan ödemelerin takipte gözetilmesi gerektiğini, birçok poliçe iptal edildiğinden davacının müvekkiline prim iade borcu doğduğunu, bu borçlar da düşüldüğünde müvekkillerinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının davalı … ile sigorta acentelik sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşmeye davalı…’in 55.000,00 TL’lik ipotek teminatı gösterdiği, davalı …’in sigorta acentelik sözleşmesinde üyelik tahsilatına yönelik maddelerdeki şartlara uymadığından davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği, davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderildiği, davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalılar hakkında icra takibi başlatıldığı, alınan bilirkişi raporlarında davacının davalıdan alacaklı olduğunun bildirildiği, düzenlenen raporlar arasında çelişkilerin olması üzerine çelişkileri giderici raporun düzenlendiği, raporun talimat mahkemesinde düzenlenen raporlarla uyumlu olduğu, davacının davalılardan 51.950,00 TL asıl alacak, 1.531,04 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davacının ödendiğini iddia ettiği 7 adet bononun ödendiğinin davacının da kabulünde olduğu, protokole göre alınan 9 adet bononun ödendiğine dair davalılarca herhangi bir ispatın ortaya konulamadığı, bonoların zamanaşımına uğramasının dava yönünden bir öneminin olmadığı, davacı alacağının cari hesaptan kaynaklı olduğu, iptal edilen poliçelerin davacının değil davalıların borçlarını artırdığı, bu nedenle davalının itirazlarının yerinde olmadığı, davalı…’in ise diğer davalı ile davacı arasında yapılan sözleşmeye ipotek borcuyla teminat verdiği, anılan davalının da bu sözleşmeye istinaden diğer davalının borçlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takip dosyasına itirazlarının kısmen iptaline, takibin 51.950,00 TL asıl alacak, 1.531,04 TL faiz olmak üzere toplam 53.481,04 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 51.950,00 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 10.390,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda bahsedilen protokolde müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, müvekkillerinin protokol kapsamında bir borcunun bulunmasının mümkün olmadığını, müvekkilini bağlamayan protokol kapsamında alındığı iddia edilen senetlerin de müvekkilini bağlamadığını, davacıya 7 adet senet verildiğini ve senetlerin gününde ödendiğini, senetlerin arkasında davacının bedeli tahsildedir kaydı ile cirosunun bulunduğunu, davacının bilerek bu ödemeleri kendi kayıtlarında göstermediğini, davacının bu ödemeleri kayıtlarında göstermesi halinde davalılardan alacağı olmadığının tespit edileceğini, hükme esas alınan son bilirkişi raporunda da davacının bu ödemeleri kendi kayıtlarında göstermediğinin tespit edildiğini, buna rağmen dava konusu olmayan 9 adet senet dolayısıyla davacının alacaklı olduğunun belirtildiğini, ilk bilirkişi raporunda uyuşmazlığın tespit edilerek doğru sonuca ulaşıldığını, bu raporda davacının ticari defter ve kayıtlarına müvekkilinin ödediği senetlerin yansıtılmadığının tespit edildiğini, son raporda da bu tespitin yapıldığını, fakat hesaplamada ödemelerin düşülmediğini, davacı tahsil ettiği senetleri ticari defterlerine yansıtmadığı için şeklen müvekkilini borçlu gösterildiğini, davacının tahsil ettiği senetleri ticari defterlerine yansıtmadığı için alacaklı gözüktüğünü, davacının 7 adet senet bedelini tahsil ettiğini kabul etmesine rağmen ticari defterlerine yansıtmasa da mahkemenin bu meblağın icra takibine konu alacaktan düşmesi gerektiğini, ödeme def’inin her aşamada res’en dikkate alınması gerektiğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21 sayılı icra takip dosyası, acentelik sözleşmesi, ihtarname suretleri, ipotek resmi senedi, yargılama aşamasında davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile mali müşavir bilirkişiden alınan 07/06/2018 tarihli rapor, talimat yolu ile davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile mali müşavir bilirkişiden alınan 30/10/2020 tarihli rapor, talimat yoluyla davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile mali müşavir bilirkişiden alınan 28/11/2019 tarihli rapor, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/522 Esas 2015/605 Karar sayılı dosyasının Uyap’tan gelen sureti, anılan dosyada mali müşavirden alınan 24/02/2015 tarihli kök, 08/06/2015 tarihli ek rapor ile talimat yoluyla mali müşavirden alınan 05/01/2015 tarihli rapor, senet suretleri, protokol sureti, davalılar tarafından davacıya gönderilen ihtarname sureti, iptal edilen poliçe belgeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21 sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 55.000,00 TL alacağın tahsili istemi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 11/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde olacak şekilde 18/07/2016 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 20/02/2017 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı ile davalı … arasında 21/08/2007 tarihli süresiz sigorta acentelik sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
İcra takip dayanağı ipotek resmi senedi incelendiğinde, davalı…’in taşınmazı üzerinde davacı lehine davalı …’in doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 12/05/2010 tarihinde 55.000,00 TL limit ile üst sınır ipoteği tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı …’e gönderilen 24/09/2013 tarihli ihtarname ile cari hesap nedeniyle 51.950,00 TL borç bulunduğu bildirilerek borcun ödenmesi için 10 gün atıfet süresi tanınmıştır. Anılan ihtarname davalı …’e tebliğ edilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan ve davacı tarafından davalı…’e gönderilen 16/12/2013 tarihli ihtarname ile cari hesap nedeniyle …’in 51.950,00 TL borcu bulunduğu bildirilerek borcun ödenmesi için 10 gün atıfet süresi tanınmıştır. Anılan ihtarnamenin ipotek maliki davalıya tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalılar tarafından davacıya gönderilen 16/01/2014 tarihli cevabi ihtarname ile ise, acentelik nedeniyle borç bulunmadığını, ihtarda bildirilen borcu kabul etmediklerini bildirmişlerdir.
Yargılama aşamasında alınan 07/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı …’in ticari defterinin işletme defteri olduğu, işletme defterinde borç veya alacak kayıtları yapılmayacağı, davalı defterlerine göre takip tarihinde davalının davacıya borçlu veya alacaklı olduğunun belirlenemeyeceği, dosyadaki protokol ve senetlere göre davacının davalılardan alacaklı olmadığı, dosyaya sunulan 16 adet senet bedelinin ödendiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan 28/11/2019 tarihli raporda, davacı defterlerinin incelendiği, defterlerin usulüne uygun olup, birbirini teyit ettiği, davacı defterlerinde 52.04273 TL alacak kaydı bulunduğu, davacının alacak talebinin ise 51.950,00 TL olduğu, davalının 07/10/2013 tarihinde temerrüte düştüğü, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar davacının 1.388,58 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan 30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinin incelendiği, davalı tarafından sunulan sigorta iptal belgelerine göre iptal primlerinin 2.036,02 TL olduğu, davacı defterlerinde hesap kat tarihi olan 07/11/2013’de davalı borcunun 51.892,93 TL, bu tarihten icra takip tarihine kadar 230,97 TL daha borcu oluştuğu, icra takip tarihi itibarıyla 52.123,90 TL borç bulunduğu, bu tutarın davacının icra takip tarihindeki asıl alacağı olduğu, ancak takibin 51.950,00 TL alacak üzerinden başlatıldığı, davacının 24/09/2013 tarihli ihtarı davalıya gönderdiği, davacı defterlerinde ihtar tarihi itibarıyla 47.418,76 TL alacak bulunduğu, protokol fotokopilerinde davalının imzasının bulunmadığı, ancak davalının ödendiğini söylediği senet tarih ve tutarlarının protokolde listesi yapılan senetlerin tarih ve tutarlarıyla örtüştüğü, protokole göre ödemeler toplamının 91.688,09 TL olduğu, ödenen 7 adet senedin 40.376,00 TL olup, ödenmeyen borç miktarının 51.312,09 TL olacağı, davalının sunduğu iptal belgelerinin davacı kayıtlarında da bulunduğu, iptal primlerinin pos sisteminden sigortalıya iade edildiği, iptal prim komisyonlarının borç olarak davalının cari hesabına kaydedilmiş gözüktüğü, iptal primlerinin davalı borcunu azaltmadığı, aksine davalı borcunu geri alınacak komisyonlar nedeniyle artırdığı, iptal primlerinin davalı borcundan mahsup edilebilmesi için pos sistemine geçmediği ve sigortalıya ödemenin acente tarafından yapıldığını ispatlayan belgelerin sunulması gerektiğini, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davalının 51.950,00 TL borcu bulunduğu, takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 1.531,04 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/522 Esas 2015/605 Karar sayılı dosyasında, davacı Sompo Japan Sigorta A.Ş. tarafından davalı … aleyhine aynı alacağa ilişkin açılan itirazın iptali davasında alacağın ipotekle teminat altına alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 11/09/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Anılan yargılama sırasında mali müşavir bilirkişiden alınan 24/02/2015 tarihli kök raporda, davalının defterleri incelenerek işletme defteri olan davalı defterlerinde borç, alacak, tediye ve tahsilat kayıtları bulunmadığı, dosyada ödenmiş kaşesi olan borçlusu davalı …, alacaklısı davacı olan 40.376,00 TL senet bulunduğu, davalıya teslim edildiği anlaşılan 51.765,72 TL borç bakiyesinden 40.376,00 TL senet bedeli düşüldüğünde davalının davacıya 11.389,72 TL borcu kalacağı, takip tarihine kadar 446,23 TL işlemiş faiz alacağı olacağı tespit edilmiş, alınan ek raporda ise kök rapor sonrası davacı vekili tarafından sunulan protokolde davalı … acentesinin davacıya toplam 91.688,09 TL borçlu olduğunun yazılı bulunduğu, bu borcun kabul edilmesi halinde anılan davalının davacıya ödediği 40.376,00 TL senet bedeli düşüldüğünde davalının davacıya 51.312,09 TL borcu bulunduğu, protokolde borcun 27/09/2012-30/12/2013 tarihleri arası ödenecek şekilde ödeme planının belirtildiği tespit edilmiştir.
Anılan yargılama sırasında alınan 05/01/2015 tarihli raporda ise, davacı defterleri incelenerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2013 yılı sonuna kadar devam ettiği, davalının temerrüt tarihindeki borç bakiyesinin 47.418,76 TL olduğu, farkın şirket yetkililerince muhasebe belgelerinin kayıtlarının gecikmesini neden olarak gösterdikleri, davalının 2011 yılından 2012 yılına 76.885,51 TL borçlu olarak açık hesap devredildiği, bu rakamların davalının tahsil ettiği poliçe prim bedellerinin bir kısmının davacı tarafa ödenmediğini düşündürdüğü, acentelik sözleşmesi uyarınca her ayın ilk 10 günü içinde bir önceki ayın üretim, tahsilat ve ödemeleri için mutabakat yapılır hükmü olmasına rağmen tarafların bu hükme gereken özeni göstermediği, sadece 30/06/2013 tarihli davalının 51.763,53 TL borç bakiyesi olduğunu gösteren ekstre ve 30/09/2013 tarihli 53.913,01 TL borç bakiyesi bulunduğunu gösteren ekstre gönderildiği, davalının bu ekstrelere 30 gün sonra mutabakat sağlanıp sağlanmadığını bildirmediği takdirde doğruluğunu kabul etmiş sayılacağının şerh verildiği, davalının ekstrelere cevaben bir yazısı olmadığını davacının bildirdiği, davalının takip tarihine kadar 230,97 TL daha borçlandığı, takip tarihi itibarıyla davacının 51.950,00 TL asıl alacak, 1.528,43 TL temerrüt faizi olmak üzere 53.478,43 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen davacı ile davalı …’in isimlerinin yer aldığı, anılan davalının imzasının bulunmadığı 17/09/2012 tarihli protokolde protokol tarihi itibarıyla davalı …’in 91.688,09 TL borcuna karşılık müteselsil borçlu olduğunu kabul ettiği, acentenin 91.688,09 TL’de mutabık kalınan prim borcunu belirtilen ödeme planına uygun olarak ödeyeceği, ödemelerin toplam 16 adet şahsi ciroluk senet ile ödeneceği, senetlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde bakiye bedel üzerinden takip yapılacağı belirtilmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde protokol gereğince davalıdan 16 adet senet alındığını, davalının 7 adet toplam 40.376,00 TL bedelli senetleri ödediğini, ödenmeyen 9 adet senet bulunduğunu, borç ödenmeyince kat edilen hesap üzerinden takip yapıldığını beyan etmiştir.
Davalı vekil ise ikinci cevap dilekçesinde, dosyaya ibraz edilen protokolde davalının imzasının bulunmadığını, protokolün davalıyı bağlamayacağını, davalının bu kapsamda senet de vermediğini bildirmiştir.
İstinaf aşamasında, davacının protokol kapsamında davalının verdiğini iddia ettiği ve ödenmediğini bildirdiği 9 adet senet aslı mahkememizin ihtarı üzerine davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine ibraz edilerek senet asılları mahkeme veznesi kasasına alınarak suretleri Dairemize gönderilmiştir.
Asılları kasaya alınarak Dairemize gönderilen senet suretlerinden senetlerin 06/03/2013 tanzim tarihli, borçlusu …, lehtarı … – … Sigorta, ihdas nedenlerinin malen, senet bedellerinin 5.768,00 TL, vade tarihlerinin ise 15/05/2013, 15/06/2013, 15/07/2013, 15/08/2013, 15/09/2013, 15/10/2013, 15/11/2013, 15/12/2013, 15/01/2014 olduğu görülmüştür.
Davacı yan acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borç bulunmadığını, 7 adet senet bedeli ödenmekle borcun sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı ile davalı … arasında acentelik sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının taşınmazı üzerinde davacı lehine, davalı …’in borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiği, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, alacağın tahsili talebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibinde borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının davalılardan takip tarihi itibarıyla acentelik sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalılar vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunmakta olup, davacı bu sözleşme kapsamında davalı …’in ödemediği primler nedeniyle cari hesaptan kaynaklı borcu bulunduğunu iddia ederken, davalı ise davacıya verdiği 7 adet senet bedelini ödemek suretiyle borcun sona erdiğini savunmuştur. Davacı davalının savunmasında geçen ve ödendiği belirtilen 7 adet senede ilişkin aksi yönde bir iddia ileri sürmemiştir.
Anılan iddia ve savunma karşısında ispat külfeti davacı üzerinde olup, davacı davalıdan ödenmeyen cari hesap alacağı bulunduğunu usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlüdür.
Davacı tarafından aynı alacağa ilişkin olarak daha önce davalı … aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış, icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine açılan Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/522 Esas 2015/605 Karar sayılı kararı ile alacağın ipotek ile teminat altına alındığı, davacının davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Anılan yargılama aşamasında davacı ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu 51.950,00 TL davacı alacağı bulunduğu tespit edilmiş, davalı defterlerinin işletme defteri olması nedeniyle herhangi bir borç alacak kaydı tespit edilememiş ise de, davalıya teslim edildiği anlaşılan 51.765,72 TL borç bakiyesinden ödenen senet bedelleri düşüldüğünde davacının davalıdan 11.389,72 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiş, alınan ek raporda ise protokolde yer alan borç miktarının kabul edilmesi halinde ödenen senet bedelleri düşüldüğünde davacının davalıdan 51.312,09 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
İşbu davada yargılama aşamasında davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporunda, davalının ticari defterlerinin işletme defteri olması nedeniyle bu defterlere göre alacak borç hesabının yapılamayacağı bildirilmiş, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporunda ise, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 52.123,90 TL alacaklı olduğu, takip talebinde yer alan asıl alacak miktarının ise daha düşük bulunduğu, protokol esas alındığında ise ödenen senet bedelleri protokol bedelinden düşüldüğünde 51.312,09 TL davacı alacağının bulunacağı, defter kayıtlarına göre ise davalı borcu olan 51.950,00 TL’nin asıl alacak olup, takip tarihine kadar 1.531,04 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Davacı kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile alınan bu rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Davalı yan aşamalarda davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve imzasının yer almadığı protokolün kendisini bağlamayacağını savunmuş ise de, ödendiği hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmayan 7 adet senet ile davacı tarafından istinaf aşamasında asılları mahkeme kasasına ibraz edilen senetlerdeki bilgilerin protokoldeki senet listesi ile örtüştüğü görülmüştür.
Davalı …’in borçlu olarak yer aldığı 9 adet senet aslı davacı elinde olup, senet asıllarını elinde bulunduran davacı senetler nedeniyle davalı …’den alacaklıdır. Yukarıda belirtildiği gibi, bu senetlere ilişkin bilgiler davalının imzasının yer almadığı protokolde bildirilen senetler olduğu gibi, davacı yan aşamalarda elinde bulunan 9 adet senet aslının taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi kapsamında düzenlenen protokol uyarınca alacağına karşılık olarak davalı tarafından verildiğini ileri sürmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının imzasının yer almadığı protokol kapsamında düzenlenen 9 adet senet aslının davacının yedinde bulunduğu, istinaf aşamasında ilk derece mahkemesi veznesi kasasına alındığı, senet aslını elinde bulunduran davacının protokol ile bu kapsamda düzenlenen senetler nedeniyle alacaklı olduğu, 9 adet senet aslı ile birlikte davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile davacı defterlerinde de takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 51.950,00 TL asıl alacaklı olduğunun kayıtlı bulunduğu, bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla işlemiş faiz alacağının 1.531,04 TL olarak tespit edildiği gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik bir kısım gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir kısım gerekçe yönünden isabet görülmemiştir.
Öte yandan, senet asılları davacı tarafından istinaf aşamasında ilk derece mahkemesi kasasına ibraz edildiğinden gelinen aşamada, davacının kambiyo taahhüdü dışında esas ilişki kapsamında istemde bulunduğundan kambiyo evrakını keşideciye iade yükümlülüğü olduğu da gözetilerek 9 adet senet aslından kaynaklanan alacağın cari hesap alacağı olarak hüküm altına alınması nedeniyle senet asıllarının talebi halinde iptal edilerek keşideci davalı …’e iadesine hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında bir kısım gerekçe ve 9 adet senet aslı yönünden isabet görülmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe ve 9 adet senet aslı yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe ve 9 adet senet aslı yönünden kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 9 adet senet aslının talebi halinde iptal edilerek davalı …’e iadesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bir kısım gerekçe ve 9 adet senet aslı gözetilerek KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2020 tarih ve 2017/154 Esas 2020/649 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b.2. maddesi gereğince bir kısım gerekçe ve 9 adet senet aslı yönünden KALDIRILMASINA, davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21 sayılı dosyasına itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 51.950,00 TL asıl alacak, 1.531,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.481,04 TL üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Aleyhe istinaf itirazı bulunmadığından asıl alacak olan 51.950,00 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 10.390,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
6-İlk derece mahkemesi veznesi kasasına alınan 06/03/2013 tanzim tarihli, borçlusu …, lehtarı … – … Sigorta, ihdas nedenleri malen, senet bedelleri ayrı ayrı 5.768,00 TL, vade tarihleri ise 15/05/2013, 15/06/2013, 15/07/2013, 15/08/2013, 15/09/2013, 15/10/2013, 15/11/2013, 15/12/2013, 15/01/2014 olan 9 adet senet aslının davalı … tarafından talep edilmesi halinde senetlerin iptal edilmek suretiyle iptal edilen senetlerin davalı …’e mahkemece iadesine,
7-Alınması gereken 3.653,28 TL harçtan, peşin alınan 939,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.663,61 TL harcın davalılardan müteselsilen alınıp hazineye irat kaydına,
8-Davanın açılışı sırasında alınan 31,40 TL başvuru harcı ile 939,27 TL peşin harcı olmak üzere toplamı 970,67‬ TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen kısım yönünden, kararın gerekçe yönünden kaldırıldığı gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 7.752,54 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen kısım yönünden davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.518,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
11-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan tebligat gideri 177,00 TL, müzekkere gideri 5,10 TL, talimat giderleri 520,00 TL, bilirkişi ücreti 850,00 TL olmak üzere toplam 1.552,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 1.509,23 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
C)1-Davalılar tarafından yatırılan 915,00 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
2-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan posta gideri olarak yapılan 54,50 TL yargılama giderinin davadaki haklılık durumu gözetilerek 2,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara iadesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 24/03/2023

Başkan Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.