Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/352 E. 2023/86 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/352 Esas 2023/86 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/352
KARAR NO : 2023/86

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2020/238 Esas 2020/699 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ
DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkarma
DAVA TARİHİ : 14/05/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023

Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkarma istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adını verdiği bitkisel temizleyici madde üreterek marka ve patent başvurusu ile bu ürünü adına tescil ettirdiğini, ürünün beğenilmesi ve talep görmesi sonrasında 2014 yılında … adıyla ilk şahıs şirketini kurduğunu, davalının müvekkilinin eski eşi olup, aralarında sıkıntı yaşandığını, davalının üçüncü bir kişi aracılığıyla müvekkilinden satın aldığı ürünleri kendi etiketini basarak … … adıyla iş yapmaya başladığını, müvekkilinin durumu farkettiğini, mal tedarikini durdurması nedeniyle bu girişim faaliyetinin bir ay sürdüğünü, daha sonra tarafların evlilik hayatını devam ettirdiklerini, müvekkili ile davalının 06/06/2017 tarihinde … Şirketi ünvanlı şirketi kurduğunu, müvekkilinin sonrasında … adli şahıs şirketini kapattığını, tarafların boşandığını, davalının uzaklaştırma kararı alarak müvekkilinin şirket yetkilerini kullanmasına engel olduğunu, şirketi davalının yönetmeye başladığını, şirketin hesaplarını kullandığını, müvekkilinin yokluğunda davalının genel kurulu toplayarak şirket müdürü olarak kendisini belirlediğini, usule uygun çağrı yapılmadığını, müvekkilinin toplantıya katılamadığını, yerine yetkisiz imza atıldığını, davalının şirket hesaplarına yatan paraları kendi hesabına aktardığını belirterek ayrılma akçesinin hesaplanarak davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdürlüğüne ilişkin kararın davacının oyuyla ve oy birliğiyle alındığını, genel kurulun hukuka uygun olarak yapıldığını, davacının amacının şirketi zarara uğratmak olduğunu, davacının ileri sürdüğü tüm belgelerdeki imzaların davacıya ait bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının ve davalının davaya konu … Şirketinin ortakları oldukları, davanın şirket ortaklığından ayrılma akçesinin hesaplanarak ortağın ortaklıktan çıkarılması ile şirkete kayyım atanması istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 640. maddesi uyarınca, bir ortağın limited şirketten çıkarılmasına ilişkin davanın ancak şirket tarafından açılabileceği, somut olayda davacının şirket adına açtığı davanın bulunmadığı, ortak olarak diğer ortağın şirketten çıkartılmasına ilişkin dava açıldığı, limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açmasının mümkün olmadığı, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin limited şirket olduğunu, boşanmış olan iki eşin şirketin ortağı sıfatı bulunduğunu, şirketin iş ve işlemlerinin yürütülmesini imkansız hale geldiğini, şirket adına böyle bir davanın hukuken açılmasının mümkün bulunmadığını, müşterek yetkili iki ortak arasında bu şekilde dava açılması gündeme geldiği zaman ortakların şirketin kendi aleyhlerine dava açmasına engel olacağını, ortakların birlikte genel kurul kararı almaları, şirket adına iş ve işlem yapılmasının mümkün bulunmadığını, doktrinde iki kişilik ortaklıklar bakımından bir istisna kabul edileceğinin belirtildiğini, şahsında haklı sebep yaratmamış olan ortağın çıkarma davası açabileceğini, TTK’nun 640/3. maddesi uyarınca iki ortaklı şirket bakımından ortaklıktan çıkma ve çıkarılma üzerine genel kurul kararı alınması mümkün olmadığından diğer ortağa dava hakkı tanındığını, müvekkilinin şirketin kuruluş ve yönetimindeki payı göz önüne alınarak haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması gereken tarafın davalı olduğunu, şirket defterlerinin tutulup tutulmadığı, gelir ve gider miktarının müvekkilinden saklandığını, şeffaf bir yönetimin bulunmadığını, davalının müvekkilinin kurup geliştirdiği şirketin kontrolünü ele geçirmek istediğini, haklı nedenin oluştuğunu, müvekkilinin şirketi yönetemez hale geldiğini, mahkemece ilk celse değil ikinci celsede usule aykırı olarak davanın usulden reddine karar verildiğini, davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkarma istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… Şirketi’nin 27/03/2020 tarihli genel kurul kararı, anılan şirket hesabından davalı hesabına eft yapıldığına ilişkin banka dekontları, … Şirketi’nin ticaret sicil kayıtları dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı ile davalının dava dışı … Şirketi’nde %50’şer hisse ile ortak oldukları dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan davalı ortağın haklı sebeplerle limited şirket ortaklığından çıkarılması gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise haklı sebep koşullarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkarmaya ilişkin davanın şirket tarafından açılabileceği, davacının şirket adına açtığı bir dava bulunmadığı, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; 6100 sayılı TTK’nun 640. maddesinde limited şirkette ortaklıktan çıkarma hali düzenlenmiş olup, maddenin 3. fıkrasına göre şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklı tutulmuştur. Ortaklar genel kurulunun karar alması halinde, bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkarılması mahkemeden istenebilecektir.
Anılan hüküm gözetildiğinde limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açması mümkün değildir. Limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkarma davası ancak … Şirketi tarafından açılabilecektir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacı ortağın şirket adına açtığı bir dava bulunmadığı, davacı ortağın diğer ortak aleyhine haklı sebeple limited şirket ortalığından çıkarma davası açamayacağı gözetilerek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/02/2017 tarih ve 2016/2664 Esas 2017/607 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan mahkemece ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilip, yargılama aşamasında vekille temsil edilen davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. madde hükmü gözetilerek vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.