Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/348 E. 2022/1449 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : …
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı …’ın ise sözleşmenin aynı limitle müteselsil kefili olduğunu, genel kredi sözleşmesinden ve çek karnelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Ankara 54. Noterliğinin 23/10/2017 tarih ve …. yevmiye no’lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/21071 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle davalıların Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/21071 esas sayılı dosyasına yaptıkları haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap vermediklerini görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kullandırılan taksitli ticari kredi, kredi kartı ve ödenen banka çek sorumluluklarından dolayı davalı asıl borçlu yanında müteselsil kefil davalının ödenmeyen kredi borcundan kefalet limiti oranında ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından asıl borçlu davalıya kullandırılan krediler kapsamında ödenmeyen davacı banka alacağına ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen nakit alacak hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabulünün gerektiğini, gayri nakit alacak yönünden genel kredi ve teminat sözleşmesinin 10.13. maddesi kapsamında davacı bankanın asıl borçlu yanında müteselsil kefilden de gayri nakit alacağın depo edilmesini talep hakkı bulunduğu gözetilerek bu yöne ilişkin davacı talebinin kabulüne bu kapsamda bankaya iade edilmeyen 48 adet çek yaprağı bedeli olan 67.680,00 TL ile 2.247,65 TL mer’i teminat mektubu bedeli olmak üzere toplam 69.927,65 TL gayri nakit alacağın davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi gerektiği, nakit alacak likit bulunduğundan kabul edilen nakit alacak miktarı üzerinden davacı yaranına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/21071 esas sayılı takibe davalı …’ın itirazının 511.488,44 TL asıl alacak, 15.488,26 TL temerrüt faizi, 774,41 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 527.751,11 TL üzerinden, davalı …’ın itirazının 509.811,04 TL asıl alacak, 6.223,32 TL temerrüt faizi, 311,16 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 516.345,52 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren … yönünden 493.324,41 TL asıl alacağa %58,08 oranında, 18.164,03 TL asıl alacağa %28,08 oranında, … yönünden 491.740,10 TL asıl alacağa %58,08 oranında, 18.070,94 TL asıl alacağa %28,08 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi uygulanmak sureti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibin devamına, takibe konu 69.927,65 TL gayri nakit alacağın davalılar tarafından davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi sureti ile bu yöne ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 105.550,22 TL’nin davalı …’ın 103.269,10 TL’sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının reddedilen kısım yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Temerrüt faizinin bir kısım alacaklar yönünden %28.08 oranında uygulanmasının hatalı olup kararın bu nedenle kabulü mümkün bulunmadığını,
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibe konu asıl alacaklarının 511.488,44 TL olduğunu ve bu hususta talep edilen asıl alacağın hukuka uygun olduğu tespit edilmiş iken talep edilen işlemiş faiz ve buna bağlı olarak hesaplanan %5 BSMV faizinin takip talebindekinden farklı olmasının nedeninin …. kredi kartı alacağı yönünden temerrüt faizinin %28,08 olarak kabul edilmiş olması olduğunu, oysa raporda ticari kredi alacağı yönünden hukuka uygun olduğu tespit edilen hesaplamalara esas alınan %58,08 temerrüt faiz oranının diğer alacaklar yönünden uygulanması ile hesaplanacak alacaklarla ile davalarının bu yöndeki haklılığının ispat edildiğini,
Müvekkili banka ile davalı borçlu arasında dava dosyasına da bir sureti ibraz edilen 29.03.2017 tarih ve 1.000.000,00 TL kredi limitli kredi sözleşmesi imzalanmış olup, takibe konu borcuh bu sözleşmeye istinaden kullandırılan krediden kaynaklandığını, bahse konu genel kredi sözleşmesinin “Temerrüt” başlıklı 11.maddesininde ve son maddesindenden anlaşılacağı üzere davalı borçlunun genel kredi sözleşmesi ile sözleşmenin tüm hükümlerinin hakkında uygulanmasını serbest iradesi ile ve açıkça kabul ettiğini, buna göre davalı borçluya uygulanacak temerrüt faiz oranının sözleşmede taraflarca kabul edilen hükme uygun şekilde hesaplanması gerektiğini, nitekim Yargıtay’ın da pek çok kararında taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümlerinin serbest irade ile imza altına alındığını, bu nedenle serbestçe belirlenen faiz oranının uygulanmasının hukuka aykırı olmayacağına hükmettiğini,
Bilirkişi tarafından da raporda hesaplama yapılırken ticari kredi ve çek kanunundan kaynaklı hesap kat tarihine kadar ödenen sorumluluk bedelleri yönünden temerrüt faizi oranının %58,08 olarak kabul edilmiş iken Businesscard hesabı alacakları yönünden %28,08 oranında temerrüt faizi uygulanmasının hatalı olduğunu, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini,
Öte yandan bilirkişi raporunda ve buna dayanan mahkeme kararında davalı kefil …’a ihtarnamenin tebliğ edilemediğinden bahisle temerrüt tarihinin takip tarihi olan 13.11.2017 olduğu kabul edildiğini, ancak taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 45.maddesinde borçlular ihtarnamenin tanzim tarihinden borcun tamamen ödeneceği tarihe kadar temerrüt faizi ve onun gider vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, söz konusu genel kredi sözleşmesinin kefil tarafından da tüm hükümleri ile kabul edilmiş olup, kefil açısından da bağlayıcı olan bu maddenin uygulanması ile temerrüt tarihinin tespit edilmesi gerektiğini, bu şekilde davalıların her ikisinin de hesap kat tarihi olan 17.10.2017 tarihinde temerrüde düşmüş olacağından bilirkişi tarafından tespit edilen temerrüt tarihlerine göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, bu nedenle davalı borçlu kefil yönünden alacakları düşük hesaplanmış olup bu şekilde yapılan hesaplamaya bağlı olarak verilen kısmen red kararının yerinde olmadığını,
Bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranının bir kısım alacaklar açısından %28,08 olarak kabul edilmesine ve yine kefil yönünden temerrüt tarihinin icra takip tarihi olarak kabul edilmesine itiraz edilmiş ise de, ilk derece mahkemesince itirazları değerlendirilmeden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakit alacağın tahsili, gayri nakit alacağın depo edilmesi yönünde yapılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında 29/03/2017 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …… aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 54. Noterliğinin 23/10/2017 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin … A.Ş, muhataplarının … ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan toplam 510.078,42 TL alacağın 24 saat içinde ödenmesinin ihtar edildiği, … ve …’a çıkan tebligatların bila tebliğ edildiği,
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/21071 esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş, borçlularının … ve … olup, 511.488,44 TL asıl alacak, 22.280,44 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.113,94 TL BSMV olmak üzere 534.882,82 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında 29.03.2017 tarihinde imzalanan 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden krediler açıldığı ve kullandırıldığını, sözleşmeyi diğer davalı …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından kefalet limitinden ve temerrüdünden sorumlu olduğu, davalı asıl borçluya gönderilen muacceliyet ihtarnamesi 24.10.2017 tarihinde tebliğ edilmeden iade edildiği, sözleşme hükümlerine göre davalı asıl borçlu tarafından adres değişikliğini bankaya yazılı olarak bildirmediği için verilen 24 saatlik ödeme süresi sonunda temerrüdün 26.10.2017 tarihinde oluştuğu, davalı kefil …’a gönderilen muacceliyet ihtarnamesi 09.11.2017 tarihinde tebliğ edilmeden bila tebliğ iade edildiğinden Yargıtay kararlarına göre temerrüdün 13.11.2017 icra takip tarihinde oluştuğu, davacı bankanın davalı asıl borçlu şirketten taksitli ticari kredi kredi kartı ve ödenen banka çek sorumluluklarının dolayı icra takip tarihi itibariyle 511.488.44 TL asıl alacak, 15 488.26 TL işlemiş faiz + 774.41 TL % 5 BSMV, 527.751.11 TL toplam alacak miktarı, + 69.927.65 TL gayri nakit toplamı, 597.678.76 TL toplam alacak miktarı, davacı bankanın davalı kefilden taksitli ticari kredi kredi kartı ve ödenen banka çek sorumluluklarının dolayı icra takip tarihi itibariyle 509.811.04 TL asıl alacak, 6.223.32 TL İşlemiş Faiz + 311.16 TL % 5BSMV, 516.345.52 TL nakit alacak miktarı, + 69.927.65 TL gayri nakit toplamı 586.273.17 TL toplam alacak miktarı davalı borçlular tarafından 5941 sayılı çek kanunu gereği bankaya iade edilmeyen 48 adet çek yaprağı garanti bedeli olan (1 410.00 x 48)= 67.680.00 TL’nin bankada faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesini veya bankaya çek yapraklarının iade edilmesinin gerektiği, ayrıca meri olan 2.247.65 TL’lik teminat mektubu bedelinin de bankada faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın sözleşmenin aynı limitle müteselsil kefili olduğu, genel kredi sözleşmesinden ve çek karnelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu ve itirazın iptaline yönelik işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere, davacı banka ile davalı … arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın sözleşmenin aynı limitle müteselsil kefili olduğu, genel kredi sözleşmesinden ve çek karnelerinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Ankara 54. Noterliğinin 23/10/2017 tarih ve …. yevmiye no’lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, kat ihtarının asıl borçlu ve müteselsil kefile bila tebliğ edildiği, asıl borçlu tarafından yeni adresin sözleşme kapsamında alacaklı bankaya bildirilmediğinden asıl borçlunun 26/10/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, davalı müteselsil kefil …’a ise çıkarılan kat ihtarının tebliğ edilemediğinden bila tebliğ iade edildiği, Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca davalı kefilin temerrütünün takip tarihi olan 13/11/2017 tarihi olduğu, asıl borçlu tarafından taksitli ticari kredi ile kredi kartı kullandırıldığı, taksitli ticari kredinin akdi faizinin %15,36, temerrüt faizinin ise %58,08 olduğu, kredi kartından kaynaklı alacakta ise akdi faizin %22,08, temerrüt faizinin ise … Bankası verilerine göre %28,08 olacağı anlaşıldığından bu oranlar üzerinden yapılan hesaplama sonucu takip tarihi itibariyle davalı asıl borçlu …’ın 511.488,44 TL asıl alacak, 15.488,26 TL temerrüt faizi, 774,41 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 527.751,11 TL, davalı müteselsil kefil …’ın ise 509.811,04 TL asıl alacak, 6.223,32 TL temerrüt faizi, 311,16 TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 516.345,52 TL borçlu olduğu hesaplandığından ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı banka vekilince … Kredi Kartından kaynaklı alacak yönünden takip tarihi itibariyle sözleşme kapsamında uygulanması gereken temerrüt faizinin %58,08 olduğu iddia edilmiş ise de, … kredi kartı alacağı yönünden 5464 Sayılı Banka Kartları ve … Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti … Bankasının tebliğlerinin dikkate alınması gerektiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da kanun ve tebliğ göz önünde bulundurularak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davacı vekilinin buna yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.