Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/339 E. 2022/1800 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/339 Esas 2022/1800 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/339
KARAR NO : 2022/1800

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :02/11/2020
NUMARASI :2010/315 Esas 2020/590 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 17/05/2010
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının daha önce çalışıp emekli olduğu davalı banka şubesinde birikimlerini değerlendirmeye karar verdiğini, hesapları üzerinde 2003-2008 yılları arasında müvekkilinin onayı olmaksızın çeşitli işlemler yapıldığını, bu işlemlerin bir kısmı ile ilgili oluşan zararına karşılık olmak üzere bankanın hesaplarına 7.000,00 TL iade yaptığını, işlemlerin bir kısmının hazine bonosu alımı ile ilgili olduğunu, talimatları alınmaksızın 45.000,00 TL bedelli işlem yapıldığını iddia ederek şimdilik 5.000,00 TL davacı zararının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince 19/06/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı alacağının 7.965,00 TL olarak belirlendiğini bildirerek dava değerini 7.965,00 TL’ye artırmıştır.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait hesapla ilgili tüm bankacılık işlemlerinin davacının sözlü talimatları alınarak yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının alacağının dayanağının ıslah dilekçesine konu 7 adet belgeden kaynaklanan 7.965,00 TL olduğu, daha sonraki aşamada davacının toplam bedeli
( 790,00 TL+ 50.00 TL= 840,00 TL) 840,00 TL olan iki adet belge kapsamındaki alacağını talep etmediğini beyan etmiş olması nedeni ile davacı alacağının ıslah dilekçesindeki alacağın dayanağı olan 5 adet belgeden kaynaklanan 7.125,00 TL kadar olması gerektiği, davacı alacağının dayanağı olan 5 adet belgeden dört belgenin toplamından oluşan 3.200,00 TL’nin dava açıldıktan sonra ödendiği ve bu miktar yönünden dava konusuz kalmakla birlikte dava tarihi ile ödemenin yapıldığı tarih aralığı için davacı zararı olduğu kabul edilen miktara 28/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi ( 3.200,00 TLX9/36.500 = 285,60 TL ) 285,60 TL faiz talep edilmesinin mümkün olduğu, halen tazmin edilmeyen davacı zararı olan 3.925,00 TL nin ise dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği gerekçeleriyle dava açıldıktan sonra 22/04/2011 tarihinde ödenen 3.200,00 TL yönünden davanın konusu kalmadığı için bu miktarla sınırlı olarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3.200,00 TL’nin dava tarihi ile ödeme tarihi aralığı için hesaplanan 285,60 TL faizin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, 3.925,00 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ait bankada bulunan tüm işlemlerin davacının talimatları doğrultusunda yapıldığını ve davacının yazılı talimatlarına ilişkin olarak dosya arasında da mevcut “27/04/2005 tarihine kadar işlemlerin Ankara dışında olmam nedeni ile talimatlarım doğrultusunda … tarafından bilgim dahilinde yapıldı” şeklindeki el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış belge karşısında davacının bu tarihten önceki işlemlerden kaynaklanan herhangi bir talepte bulunamayacağını, 21/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda incelenen … nolu fiş dışındaki fişlerden yer alan imzaların davacıya ait olduğu belirtilmiş olsa da … nolu fişe ilişkin kesin bir kanaate varılamaması rağmen bu fişe ilişkin yapılan işlemin hükme esas alınmasının eksik inceleme sonucu varılan bir kanaat olduğundan hatalı olduğunu, davacının dosya arasında mevcut dilekçelerinin çelişkili olduğunu, müvekkili banka çalışanı … hakkında açılmış olan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/66 Esas sayılı dosyasında verilen karar sonrasında Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07/12/2017 tarihli kararında “3.925,00 TL’nin davacının borçlu banka olan borç taksidinin ödenmesi amacıyla havale edildiği ileri sürülmekle böyle bir havale olup olmadığı bankadan sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” şeklindeki tespit nedeniyle Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın sonucunun beklenmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı bankada davacı adına açılı olan hesapta bulunan paraların bir kısmının davacının talimatı alınmaksızın bankacılık işlemi yapılmasından kaynaklanan davacı zararının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacının davalı bankadaki hesabına ait hesap bilgileri ve hesap hareketleri, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/149 Esas sayılı dosyası, davalı bankanın kanuni soruşturma raporu, taraflar arasında gönderilen ihtarnameler ve yazışmalar, ödeme dekontları, grafolog bilirkişi raporları, bankacı bilirkişi raporları vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, davalı bankanın …Şubesinde çalışan ve buradan emekli olan davacının birikimlerini değerlendirmek için aynı şubede hesap açtırdığı, davacının bilgisi olmaksızın hesaplarında bulunan birikimleri ile ilgili bankacılık işlemleri yapıldığı, bu işlemler nedeniyle davacının zarara uğradığı anlaşılmakta olup söz konusu zararın kimin kusuru ile meydana geldiği ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı yanın istinaf itirazları … nolu fiş ile yapılan işlemin hükme esas alınmasının hatalı olduğuna ve 3.925 TL’lik miktar yönünden ise Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/66 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğine ilişkindir.
21/02/2014 tarihli grafolog bilirkişi raporunda özetle; incelenmesi istenilen belgelerden (6) altıncı sırada bulunan … nolu fiş dışındaki fişlerde yer alan imzaların davacıya ait olduğu, bu nedenle 06/07/2006 tarihli … nolu fişe konu 790,00 TL lık işlemin davacının bilgisi dışında gerçekleştirilen işlemden kaynaklandığı ve davacı zararına dayanak olduğu bildirilmiş olmakla birlikte davacı vekili 20/01/2016 tarihli dilekçesinde 21/06/2007 tarihli 50,00 TL lik havale işlemine konu 06/07/2006 tarihli ve … seri nolu fişi konu 790,00 TL lik işleme konu paranın ıslah dilekçesine konu miktar içinde yer almadığını, bu miktarın tahsiline yönelik talepleri bulunmadığını beyan etmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince 790,00 TL lik işlem evrakı ile 50,00 TL havale işlemine dayanak belgeler yönünden araştırma yapılmayarak davacının alacağının dayanağının ıslah dilekçesine konu 7 adet belgeden kaynaklanan 7.965,00 TL olduğu, daha sonraki aşamada davacının toplam bedeli ( 790,00 TL+ 50.00 TL= 840,00 TL) 840,00 TL olan iki adet belge kapsamındaki alacağını talep etmediğini bayan etmiş olması nedeni ile davacı alacağının ıslah dilekçesindeki alacağın dayanağı olan 5 adet belgeden kaynaklanan 7.125,00 TL kadar olması gerektiği, davacı alacağının dayanağı olan 5 adet belgeden dört belgenin toplamından oluşan 3.200,00 TL dava açıldıktan sonra ödendiği ve bu miktar yönünden dava konusuz kalmakla birlikte dava tarihi ile ödemenin yapıldığı tarih aralığı için davacı zararı olduğu kabul edilen miktara 28/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi ( 3.200,00 TLX9/36.500 = 285,60 TL ) 285,60 TL faiz talep edilmesinin mümkün olduğu, halen tazmin edilmeyen davacı zararı olan 3.925,00 TL nin ise dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması karşısında davalı yanın istinafa konu ettiği … nolu fişte yer alan 790,00 TL’lik miktarı davacı alacağı olarak kabul edilmeyerek tahsiline karar verilen miktarlar arasında yer verilmediği gözetilerek davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin mahkemece tahsiline karar verilen 3.925 TL’ye yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, dava dışı banka çalışanı hakkında Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan 2009/66 Esas sayılı dava ile ilgili olarak verilen karar sonrası Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 07/12/2017 tarih 2015/18814 tarihli kararında belirtildiği gibi ” 3.925,00 TL nin davacının …’a olan borç taksitinin ödenmesi amacı ile havale edildiği ileri sürülmekle böyle bir havale olup olmadığı bankadan sorulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ” şeklindeki tespiti ve ceza mahkemesinin davalı banka şubesine yazdığı yazıya verilen ve bir örneği dosya içerisinde yer alan 14/10/2019 tarihli cevabi yazı ile ” yazıda belirtilen 3.925,00 TL nin havale edildiğine ilişkin kayıt olmadığı ” şeklindeki cevap dikkate alındığında davacıya ait hesaptan 16/12/2005 tarihli … seri nolu fişe konu 3.925,00 TL lik davacı borcu ödendiğine ilişkin davalı savunmasının yerinde olmadığı, böylelikle ceza yargılaması sonu verilecek karar dava dışı çalışan ile davalı banka arasındaki sorunların çözümü sonucunu doğuracağı gibi, davalının davacının talimatı ile yada davacı yararına taksit ödemesi için 3.925,00 TL havale yaptığını kanıtlayamadığı için ceza mahkemesindeki yargılamanın sonucunun beklenilmesine gerek olmadığı, bu hali ile davacı zararı olduğu kabul edilen 3.925,00 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 121,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 40,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.