Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/333 E. 2023/509 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/333 Esas 2023/509 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/333
KARAR NO : 2023/509

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2018/653 Esas 2019/1106 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E-TEBLİGAT
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı …. Arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, ve davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalı …’in aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, borcun ödenmemesi üzerine Beyoğlu 24.Noterliğinden 03/08/2018 tarihli ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2018/10366 sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği, davalılar vekili duruşmadaki beyanlarında açılan davayı kabul etmediklerini, her iki davalının da sözleşmedeki imzalara bir itirazlarının olmadığını, Ankara 30 . İcra Müdürlüğünün 2018/10368 sayılı dosyasında ipotek takibi yapıldığını, bu takip sonuçlanmadan ilamsız takibe geçilemeyeceğini, ayrıca borcu da kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; bilirkişi raporundaki akdi faiz ve temerrüt faiz oranlarının yerinde olduğu, hesaplamanın denetime hüküm kurmaya elverişli olduğu, borçlu kefilin ticari kredi kartları üyelik sözleşmesinde imzasının bulunmadığı anlaşılmakla bu kredi kapsamında borçtan sorumlu tutulamayacağı, buna göre yapılan hesaplamada asıl borçlu şirketin borcunun 2.256.377,20 TL 73.741,46 TL ve 656,10 TL’si asıl alacaklar, 17.905,44 TL ve 694,49 TL’si işlemiş faizler, 895,27 TL ve 34,72 TL’si BSMV alacakları ve 475,16 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 2.350.779,84 TL olduğu, davalı …’in borcunun 2.256.377,20 TL 20.529,54 TL ve 656,10 TL’si asıl alacaklar, 17.905,44 TL ve 201,05 TL’si işlemiş faizler, 895,27 TL ve 10,05 TL’si BSMV alacakları ve 475,16 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 2.297.049,81 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalıların Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2018/10366 esas sayılı dosyasında itirazının 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 73.741,46 TL asıl alacak, 694,49 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 34,72 TL BSMV olmak üzere toplam 2.350.779,84 TL (davalı kefil …’in 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 20.529,54 TL asıl alacak, 201,05 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 10,05 TL BSMV olmak üzere toplam 2.297.049,81 TLkısmından sorumlu olmak üzere) için iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40 oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan asıl alacaklar toplamının %20’si oranında hesaplanan 466,154,95 TL (davalı kefil …’in sorumlu olduğu miktarın %20’si olan 455.512,65 TL kısmından sorumlu olmak üzere) icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Takip tarihi itibariyle borçlular adına keşide edilen hesap kat tarihi esas alınarak takip yapıldığını, takibe konu edilen rakamların davalıların müvekkili banka nezdinde borçlarını gösterdiğini, mahkemece dava tarihi itibariyle hesaplama yapılarak takip tarihinden sonra ki ödemelerin mahsubu sonrası hüküm kurulduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Beyoğlu 24. Noterliğinden 03/08/2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin … A.Ş,, muhataplarının …. ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun 24 saatlik süre içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 04/08/2018 tarihinde …’e, 06/08/2018 tarihinde…. Ltd. Şti’ne tebliğ edildiği, 08/08/2018 tarihi itibariyle temerrüte düştükleri,
Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2018/10366 sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … A.Ş, borçlularının … ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 2.271,717,67 TL, 73.812,22 TL, ve 656,10 TL’si asıl alacak, 34.853,75 TL, 856,14 TL’si işlemiş faiz, 761,88 TL ihtarname gideri, 1.742,69 TL ve 42,81 TL BSMV olmak üzere toplam 2.384.443,25 TL alacağın tahsiline yönelik takip başlatıldığı, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında 02/07/2012 tarihinde 675.00,00 TL, 27/05/2015 tarihinde 390.000,00 TL limitli iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in her iki sözleşmede de kefaletinin bulunduğunu, davacı banka ile davalı şirket arasında ticari kredi kartları üyelik sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlu şirkete kullandırılan ticari taksitli kredinin akdi faizinin %16,20, temerrüt faizinin %50 fazlası %24,30 olacağını, tazmin edilen teminat mektubu kredisi için akdi faizin %26,67, temerrüt faizinin ise %40 olacağını, business kart ve kredili mevduat hesabı yönünden TCMB verilerine göre akdi faizin %24,24, temerrüt faizinin %30,24 olacağını, davalı kefilin kredi kartından ötürü herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, asıl borçlu şirketin ticari taksitli kredi ve tazmin edilen teminat mektubundan ve business kredi kartından kaynaklı olarak takip tarihine kadar davacı bankanın talep edebileceği alacağın 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 73.741,46 TL asıl alacak, 694,49 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 34,72 TL BSMV olmak üzere toplam 2.350.779,84 TL olduğunu, davalı …’in takip tarihi itibariyle 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 20.529,54 TL asıl alacak, 201,05 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 10,05 TL BSMV olmak üzere toplam 2.297.049,81 TL’den sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı şirket arasında iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, davalı …’in aynı limitle sözleşmelerin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefiller hakkında Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10366 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, dosya kapsamına uygun, gerekçeli denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere davalı …’in davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi kart üyelik sözleşmesinde herhangi bir kefaleti bulunmadığından bu sözleşme kapsamında kullanılan krediden sorumluluğu bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davalı asıl borçlu şirketin her üç sözleşme kapsamında kullandığı krediden ötürü 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 73.741,46 TL asıl alacak, 694,49 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 34,72 TL BSMV olmak üzere toplam 2.350.779,84 TL borçlu olduğu, davalı …’in ise takip tarihi itibariyle 2.256.377,20 TL asıl alacak, 17.905,44 TL işlemiş faiz, 895,27 TL BSMV, 20.529,54 TL asıl alacak, 201,05 TL işlemiş faiz, 656,10 TL asıl alacak, 475,16 TL ihtarname gideri, 10,05 TL BSMV olmak üzere toplam 2.297.049,81 TL borçlu olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı banka tarafından bankacı bilirkişinin raporunun dava tarihi ve takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak hazırlandığı ve mahkemece de bu miktarlar alınarak karar verildiği iddia edilmiş ise de dosya kapsamında sunulan bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda açıkça asıl borçlu ve kefilin icra takip tarihi itibariyle davacı bankaya olan borçlarının hesaplandığı ve takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin düşülmesine yönelik herhangi bir hesaplama da yapılmadığından davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.05/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.