Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/324 E. 2022/1454 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/324 Esas 2022/1454 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/324
KARAR NO : 2022/1454

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI : 2017/724 Esas 2019/1054 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı şirketçe süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı .. AŞ’nin ortağı olduğu gibi davalı şirketin sahibi olduğu … AVM’nin arsa sahibi olduğunu, davacı şirketin 01.10.2017 tarihinde yapılan Genel kurulunda eski yöneticilerin azledildiği ve ibra edilmediğini, yeni yöneticiler seçildiğini, eski yönetici olan …’nin davacı şirketi temsilen davalı şirketin 25.07.2017 tarihinde yapılan Genel kurulun 4. maddesinde şirket ana sözleşmesinin, 6. maddesinin, şirketin temsiline ilişkin 9. maddesinin, Genel kurula ilişkin 11. maddesinin, Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan ekli tadil tasarısına uygun olarak değiştirilmesi hususunun müzakere edildiğini, oy birliği ile değişikliğin kabul edildiğini, genel kurul toplantı tutanağının 6. maddesinde değişiklikten bahsedildiği halde Ticaret Sicil Gazetesinde 8. maddedeki değişikliğin yayınlandığını, ana sözleşmedeki 8. maddesinin ” şirketin Genel kurulu tarafından seçilecek üç üyesi A grubu hissedarlar 3 üyesi B grubu hissedarların önerdiği 6 üyeden oluşmakta iken yeni düzenleme ile hissedarlar tarafından seçilecek 3 üyesi A grubu hissedarlar 2 üyesi B grubu 2 üyesi C grubu hissedarların önerdiği 7 üyeden oluşacaktır” şeklinde değiştirildiğini , yapılan düzenlemenin A grubu hissedar olan davacı şirket aleyhine olduğunu, yine ana sözleşme 9. maddede şirketin temsil ve ilzama ilişkin hüküm değişikliği tadilat öncesi davacı katılımı olmadan şirket temsil edilemezken tadilat sonrası yapılan düzenleme ile A grubu hissedar olan davacı şirket devre dışı bırakıldığını, ana sözleşmenin 11. maddenin sadece c bendinde değişiklik yapıldığını, şirket genel kurul toplantısında şirket sermayesinin salt çoğunluğunun hazır bulunması ve karar lehine oy kullanması karar alınması için yeterli hale getirildiğini, bu değişikliğin de davacıyı devre dışı bırakmaya yönelik olduğunu, ortaklar arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve …AŞ’nin kuruluşuna dayanak olan ortaklık sözleşmesinin, kurulacak bu şirketin nasıl yönetileceğini tespit ettiğini, yukarıda belirtilen bu değişiklikler iş bu sözleşmeye aykırı olduğunu, genel kurula yapılan çağrı gündeminin ilanı da usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek söz konusu genel kurul usule ve yasaya aykırı yapıldığından alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, TTK’nun 446. maddesinde iptal davası açabilecek kişilerin tahdidi olarak düzenlenmiş olduğunu, davacı iptal davasına konu ettiği kararların alındığı toplantıda hazır bulunduğu ve iş bu dava ile iptalini istediği bütün kararlara olumlu oy kullandığı bu nedenle bu maddede tahdidi olarak sayılan kişilerden olmadığından dava ehliyeti bulunmadığını, dava konusu toplantıya ilişkin çağrı elden tebliğ edildiği ve aralarında davacının da bulunduğu bütün hissedarlar toplantıda hazır olduğu halde çağrının usulsüz yapıldığı iddiası dinlenemeyeceğini, davacının imzaya yetkili temsilcileri tarafından … genel kurulda davacıyı temsil etmek ve oy kullanmak üzere çift imza ile yetkilendirildiği, şirket yetki belgesi ile temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişiler, genel kurul toplantılarında şirketi temsilen oy kullanmak üzere aralarından bir veya birkaç kişiyi yetkilendirebilecekleri, bu usule riayet edilerek alınan genel kurul kararının hukuka aykırı olduğu iddiasına itibar edilmemesi gerektiğini, davacı, genel kurul toplantı tutanağının 4. maddesinde, şirket esas sözleşmesinin yönetim kuruluna ilişkin 6. maddesinin, şirketin temsiline ilişkin 9. maddesi’nin, genel kurula ilişkin 11. maddesinin yönetim kurulu tarafından hazırlanan tadil tasarısına uygun olarak değiştirilmesinin müzakere edilerek oybirliği ile kabul edildiği karara bağlanmış olmasına rağmen, Ticaret Sicil Gazetesi’nde ana sözleşmenin yönetim kuruluna ilişkin 8. maddesinin değişikliğine dair ilan yayınlandığını, bu hususun usulsüz olduğunu iddia ettiğini, ancak, gerek aralarında davacının temsilcisinin de bulunduğu bütün yönetim kurulu üyelerinin oybirliği ile hazırlanan değişiklik teklifine dair karar metni, gerek değişiklik yapılacak maddelerin esas sözleşmedeki karşılıkları ve ilan metni, gerekse de genel kurulda alınan kararların içerik itibariyle birbirini tutuyor oldukları nazara alındığında kararda 8 yerine 6 yazılmasının, yani genel kurulda içerik aynı olmakla birlikte değişiklik yapılan madde numarasında maddi hata yapılması toplantıda alınan kararın iptalini gerektirecek bir usulsüzlük olarak nitelendirilemeyeceğini, dava konusu toplantıya ilişkin çağrıda, ilanda ve gündemde usule aykırılık olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; genel kurul toplantısından 2,5 ay sonra davacı şirket temsilcilerinin azledilmesi ve yetkisiz kılınması, genel kurul tutanağının yetkili kişilerce imzalandığı hususunu değiştirmeyeceği, sonraki yapılan azlin önceki tarihli toplantıyı geçersiz kılmayacağı, iptali istenen genel kurulun 05/07/2017 tarihli gündem oluşturma ile ilgili yönetim kurulu toplantısında da davacı şirketi temsilen yetkili kılınan kişilerin toplantıya katıldığı ve imzası olduğu, söz konusu toplantıya da davacı şirketi temsilen yetkili kılınan kişinin yönetim kurulu başkanı sıfatı ile toplantıya katıldığı, herhangi bir itirazı kayıt koymaksızın genel kurul tutanağını imzaladığı, alınan genel kurul kararlarının TTK’nun 445’nci maddesine göre kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığından iptali gerekmediği gibi kararlar usulüne uygun alındığından butlan da gerekmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Başta kooperatif olarak kurulan ve daha sonrasında Anonim Şirkete dönüştürülen …’de toplam 1409 pay ve 456 ortak bulunduğunu, şirketin ve ortakların temel gayesinin, arsa sahibi olarak şirketin elinde bulunan taşınmazın değerlendirilerek, kazanç elde edilmesi olduğunu,
Halihazırda … AVM’nin kurulu olduğu arsa …’ye ait iken arsanın değerlendirilmesi amacıyla 2011 yılında dava dışı … A.Ş. ve dava dışı …. A.Ş. ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye bağlı olarak da çatı şirket olan davalı
…. A.Ş. kurulduğunu, müvekkili şirketin söz konusu davalı …. A.Ş.’ye arsasını sermaye olarak getirmiş olması nedeniyle
947 ortak edildiğini, devam eden süreçte müvekkili şirketin eski yöneticileri ile davalı şirketin
yöneticileri, müvekkili şirketin aleyhine olacak şekilde bir çok işlem tesis ettiğini ve müvekkili şirketi telafisi zor zararlara soktuklarını, yapılan kötüniyetli işlemlerden dolayı halihazırda davaların devam ettiğini,
İptalini istedikleri davalı şirket genel kurulunun, müvekkili şirketin eski yöneticileri ile davalı şirketin yöneticileri tarafından önceden planlanlanarak imtiyazlı pay sahibi olan müvekkili şirketi yönetimden by-pass edebilmek adına kötüniyetli bir şekilde hayata geçirildiğini,
Davalı şirketin 25/07/2017 tarihli genel kurulu öncesinde, şirketi temsil için A, B ve C grubu hissedarların atacağı müşterek imza yetkisi gerekirken, 25/07/2017 tarihli genel kurul kararları sonrası şirketi temsil için A, B ve C grubu hissedarların herhangi ikisinin atacağı imza ile temsile karar verildiğini, daha vahim olanın ise bu genel kurul kararlarının müvekkili şirketin 01/10/2017 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu genel kurul toplantısı sonrası Ticaret Sicil Gazetesinde 04/10/2017 tarihinde yayımlanmış olması olduğunu, sadece bu maddeden anlaşılacağı üzere tarafların ne denli kötüniyet içerisinde olduğunu gösterildiğini, müvekkili şirketin 01/10/2017 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu genel kurulda eski yöneticilerin azledilmemiş olması halinde davalı şirketin 25/07/2017 tarihinde almış olduğu genel kurul kararları yayımlanmayacağını ama azledilme riskine karşılıkta işbu iptalini talep ettikleri genel kurul kararlarının alındığını,
Halihazırda davalı şirketin %47 ortağı olan müvekkili şirketin hiçbir yönetimsel faaliyete karışamamakta olup davalı şirketin B ve C grubu hissedarların attığı imza ile müvekkili şirketin aleyhine yönetildiğini,
Diğer taraftan davalı şirketin genel kurulunda alınmış olan kararlara olumlu oy kullanan müvekkili şirketin eski yöneticilerinin, müvekkili şirketin ve ortaklarının aleyhine işlem tesis etmiş olmakla müktesep haklarının ihlal edildiğini, iptali istenen genel kurulun bu haliyle de butlan olup yok hükmünde olduğunu,
Bu haliyle müvekkili şirketin, davalı şirket içerisinde sahip olduğu tüm imtiyazlarını ve söz hakkını kaybettiğini, bu durumun müsebbiplerinin de müvekkili şirketin eski yöneticileri ile davalı şirketin diğer yöneticileri olduğunu, tüm işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, fakat ortada büyük bir haksızlık bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı şirket tarafından davalı şirketin 01/10/2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda alınan kararların şirket ana sözleşmesine ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğundan bahisle iptaline ilişkin olarak işbu dava açılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “Genel Kurul Kararlarının İptali” başlıklı 445.maddesine göre “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ise “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
05/07/2017 tarihli Yönetim Kurulu Toplantısında 2017/2 sayılı kararı ile 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Gündeminin oluşturulduğu,
Gündemin 2.maddesinde, 2016 yılına ait yönetim kurul tarafından hazırlanan yıllık faaliyet raporunun bilanço ve gelir gider tablosunu okunması ve müzakeresinin
Gündemin 3.maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin 2016 yılı faaliyet dönemine ilişkin ayrı ayrı ibrası,
Gündemin 4.maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin ücretleri, huzur hakkı, ikramiye ve prim haklarının belirlenmesi,
Gündemin 5.maddesinde; şirket esas sözleşmesinin yönetim kuruluna ilişkin 6.maddesinin şirketi temsile ilişkin 9.maddesinin, genel kurula ilişkin 11.maddesinin yönetim kurulu tarafından hazırlanan ekli tadil tasarına uygun olarak değiştirilmesi hususunun müzakere edilmesinin ve onaylanmasının kararlaştırıldığı,
“Ana Sözleşme Tadilleri” başlıklı Ekli Listede; yönetim kurulunun madde 8, şiketin temsili madde 9, genel kurul madde 11 olarak eski ve yeni halinin belirtildiği,
25/07/2017 tarihli 2016 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısına ilişkin çağrı duyurusunun davacı şirket ve diğer ortakları tarafından elden teslim alındığı, toplantıya tüm ortakların katıldığı, davacı şirket adına toplantıya 25/07/2017 tarihli temsil belgesine istinaden …’in temsilci sıfatıyla katıldığı, şirketin 25/07/2017 tarihli 2016 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda görüşülen 2.maddenin, 4.maddenin ve dava konusu olan 4.maddesinin oy birliğiyle kabul edildiği, 3.maddesindeki ibrada ise yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edildiği, davalı şirketin paylarının A, B ve C grubuna ayrıldığı, A Grubu hissedarının davacı …Ş., B Grubu hissedarlarının …. olduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Mali Müşavir … ile nitelikli hesap uzmanı …’den alınan rapor ve ek raporda özetle; davalı şirketin 05/07/2017 tarihli Yönetim Kurulu Toplantısına davacı şirketi temsilen …, …’nun katıldığını, bu toplantıda 25/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda görüşülmesi gereken gündem maddelerinin oy birliğiyle belirlendiğini, 25/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’na da davacı şirket adına temsil belgesine istinaden davacı şirket adına yönetim kurulu başkanı sıfatıyla …’in katıldığını, genel kurulda yapılan oylamada tüm kararların oy birliğiyle alındığını, genel kurul tarihi itibariyle davacı şirket tarafından alınmış herhangi bir azil kararı bulunmadığını, genel kurul toplantısının 2,5 ay sonra davacı şirket temsilcilerinin azledilmesinin ve yetkilerinin kaldırılmasının 25/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın yetkili kişilerce imzalandığı hususunu değiştirmeyeceğini ve toplantıyı geçersiz kılmayacağını belirtmişlerdir.
Somut olaya gelince, davacı yanca ortağı olduğu davalı şirketin 25/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda imtiyazlı paya yönelik ana sözleşme değişikliği yapılmak suretiyle alınan gündemin 4.maddesinin yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı şirketin davalı şirkette A grubu %47 hissesinin bulunduğu, davalı şirketin 05/07/2017 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu Toplantısında 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın gündem maddelerinin görüşüldüğü, yönetim kurulunda davacı şirket adına toplantıya yönetim kurulu başkanı sıfatıyla …, …’nun katıldığı, yönetim kurulu üyelerinin oy birliğiyle aldığı kararla gündemin 5.maddesiyle şirket esas sözleşmesinin, yönetim kuruluna ilişkin 8.maddesinin, şirket temsilcisine ilişkin 9.maddesinin, genel kurula ilişkin 11.maddesinin yönetim kurulu tarafından hazırlanan ekli tadil tasarısına uygun şekilde değiştirilmesi hususunda karar alındığı, 25/07/2017 tarihli 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın da 4.maddesiyle şirket esas sözleşmesinin yönetim kuruluna ilişkin 8.maddesinin, şirketi temsile ilişkin 9.maddesinin, genel kurula ilişkin 11.maddesinin yönetim kurulu tarafından hazırlanan ekli tadil tasarısına uygun olarak değiştirilmesi hususunun müzakere edildiği ve oy birliği ile kabul edildiği, genel kurul toplantısına davacı şirket adına temsilen …’in katıldığı, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı şirketin genel kurul toplantısından yaklaşık 2,5 ay sonra davacı şirket temsilcisi …’in azledilmesi ve yetkileri kaldırılmış ise de, dava konusu genel kurulun yapıldığı tarih itibariyle davacı şirketin usulüne uygun temsil belgesine istinaden … tarafından temsil edilerek genel kurul toplantı tutanağının imzalandığı, davacı şirket tarafından sonradan yapılan azlin önceki tarihli toplantıyı geçersiz kılması söz konusu olamayacağı gibi alınan genel kurul kararının da TTK’nun 445. maddesine göre kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığından davanın reddine yönelik verilen ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı şirketin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.