Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/315 E. 2022/1462 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2020
NUMARASI : ….
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. maddesi gereğince, sözleşme tarihinden önceki dönemde davalı tarafından yürütülmüş bulunan iş ve işlemler nedeniyle 3. kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının davalı olduğunu, bu taleplere konu olan icra takibi ve davalıların davalı tarafından yürütülüp sonuçlandırılacağını, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün davalı tarafça karşılanacağının düzenlendiğini, bu nedenle sözleşmenin 7.4. maddesi gereğince dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafça yapıldığı kabul edilen dönem olan 28/11/2004 tarihinde meydana gelen bir iş kazası nedeniyle görülen davada verilen mahkeme kararının icra takibine konu edilmesi nedeniyle icra dosyasına davacının tarafından 12/05/2019 tarihinde 63.459,05 TL, 04/07/2019 tarihinde 1.020,21 TL olmak üzere toplam 64.479,26 TL ödeme yapıldığını ayrıca dava dosyasında 2.027,40 TL gider yapıldığını, davacı tarafça ödenen toplam 66.506,66 TL’den davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 66.506,66 TL’nin 12/05/2019 tarihinden işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini,, işbu dava rücu talebine ilişkin olduğundana sözleşme 73. maddesi gereğince 2 yıllık itiraz süresine tabi olduğunu ve alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın sözleşmenin 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını dava konusu alacağın kaynağı olan dava ve icra takibinin hiçbir aşamada müvekkiline bildirilmediğinden davacının söz konusu davaya ilişkin faizi ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep etme hakkının bulunmadığını bir an için davanın haklı olduğu düşünüldüğünde dahi müvekkilinin sadece mahkeme kararı ile hükmedilen tutardan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasındaki 24/07/2006 tarihli sözleşme hükümleri ile Yargıtay’ın emsal içtihatları birlikte gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükme bağlanan tazminat, işlemiş faiz, ve icra takip giderleri ile hükme bağlanmayan yargılama gideri, temyiz ve tehri icra kararları için ödenen harçlar toplamı olan 66.506,66 TL’nin TL’nin davacı tarafından ödendiği, taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddesi gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığından, rücuen tazminata dayanak davadaki davacıların sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda bulunduğu, sözleşme kapsamında ihbar yükümlülüğü bulunmadığı aynı sözleşmenin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince de ödemiş olduğu tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkının bulunduğu, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebileceği, davacının mahkemece hüküm altına alınmayan yargılama giderleri ile temyiz ve tehiri icra kararları için ödediği harçların ve icra dosyasına yapılan 63.459,05 TL’lik ödemenin talep edilen 12/05/2019 tarihinden önce olduğundan bu talepler bakımından taleple bağlı kalınarak 12/05/2019 tarihinden, icra dosyasına yapılan 1.020,21 TL’lik ödeme ise 04/07/2019 tarihinde yapıldığından anılan miktara belirtilen tarihten avans faize hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne, 66.506,66 TL’nin 65.486,45 TL’sine 12/05/2019 tarihinden, 1.020,21 TL’sine 04/07/2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, İHDS, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte yorumlanması gerektiğini, dava konusu işlemin davacının sorumluğunda olduğunu, yapılan ödemenin şirketin ve müvekkilinin bilançosuna yansıdığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemlerinin kesinleştiğini, ilk derece mahkemesince eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca yasal faiz yerine avans faizine de hükmedilmesinin doğru olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2014/438 Esas 2015/375 Karar sayılı dava dosyasının UYAP kaydının incelenmesinde; davacılarının … olup, 28/11/2004 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden işçinin mirasçıları tarafından … da aralarında bulunduğu davalılara destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talepli olarak dava açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Mahkemenin 2014/438 esasına kaydedilen ve İş Mahkemesi sıfatıyla görülen dava dosyasında davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve kararın 25/02/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin anılan dava dosyası nedeniyle gider avansı, temyiz başvuru harcı, tehiri icra karar harcı ve temyiz harcından oluşan toplam 2.027,40 TL masraf yapıldığı,
Nevşehir 3. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10193 Esas sayılı dosyasının (Kapatılan Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5514 sayılı dosyası) UYAP kaydının incelenmesinde; alacaklısının…. olup, Nevşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2014/438 Esas 2015/375 Karar sayılı ilamının icra takibine konu edilmesi sonucu davacı…tarafından 10/05/2019 tarihinde 63.459,05 TL, 04/07/2019 tarihinde de 1.020,21 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; elektrik çarpması sonucu vefat eden dava dışı …. mirasçıları tarafından açılan dava nedeniyle ödenen tazminat bedelinin kusur oranında rücuen tazmini talebi ile davacı … A.Ş. aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı … mirasçılarının mahkeme ilamını … A.Ş. ve diğerleri aleyhine icra takibine koyması sonucu ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla)’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedel, temyiz harcı, temyiz masrafı, temyiz karar harcı, onama harcı, bakiye karar harcı olmak üzere ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin hüküm altına alınan alacağa avans faizi işletilemeyeceğine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Diğer yandan, davalı tarafça yargılama sırasında davacı yan yararına hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğuna yönelik istinaf başvurusuna gelince, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 24/11/2020 tarihinde yürürlüğe girdiği, ilk 40.000,00 TL için %15, sonra gelen 50.000,00 TL için %13 üzerinden vekalet ücretinin uygulanması gerektiği belirtilmiş olup, bu oranlar üzerinden ilk derece mahkemesince yapılan hesaplamada usulü uygun olmakla davalı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 4.543,07 TL harçtan peşin alınan 1.135,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.407,3‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.23/11/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.