Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/278 E. 2021/429 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVA İHBAR OLUNAN : … …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2020
KARAR TARİHİ : 24 /03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19 /04/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı sebebiyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 20.10.1999 tarihinde … … Şubesi’ne mevduat hesabı açtırarak yatırmış olduğu 22.892,64 TL karşılığında 28.12.1999 tarihinde anılan banka tarafından 26.486,35 TL olarak alınmasının taahhüt edildiğini, adı geçen bankanın 22.12.1999 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile …’na devredildiğini, müvekkilinin mevduat hesabının akıbetini öğrenmek için …’a gittiğinde hesabının … Limited hesabında olduğunu, …. hesapların garanti kapsamında değerlendirilmediğini öğrendiğini, müvekkilinin … görevlileri tarafından kandırıldığını, banka görevlileri tarafından kendi bilgisi ve iradesi olmadan parasının off-shore hesabına aktarıldığını, … görevlileri tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, anılan banka görevlileri tarafından müvekkilinin sadece mevduat hesabı açtırma iradesinin sakata uğratıldığını, uyuşmazlık konusu hakkında 14.12.2004 tarihinde kısmi olarak açılan davada 26.486,354 TL’lik alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 6.000,00 TL lik kısmının talep edildiğini, davanın açıldığı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.06.2006 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalı bankanın devraldığı ……. Bankasının külli halefi olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik yatırılmış olan 22.892.064 TL’nin kalan 16.892,64 TL’si için alacağın vade tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının daha önce açmış olduğu dava tarihi öğrenme tarihi olup bu tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin eldeki davanın açıldığı tarihte dolmuş olduğunu, davanın TMSF’ye yöneltilmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, BK’nın 39. Maddesindeki hata ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğunu savunarak davanın reddine, ayrıca TMSF’ye ihbarına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın; TMSF tarafından el konulan batık banka olan … A.Ş’ye ait off shore hesabına yatırılan paranın tahsili talebine ilişkin olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı defiinde bulunduğu, somut olayda davalı yönünden dava tarihine kadar zamanaşımını kesen sebepler bulunmadığı gibi davanın, olay tarihi ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Kararının üzerinden 14 yıl geçtikten sonra açılması karşısında, dava zamanaşımının gerçekleştiği, zira haksız fiil nedeniyle maddi zarara uğradığı, zarar haksız fiil tarihi itibariyle doğmuş olup davacı zarar vereni de Mahkeme kararının kesinleşmesi ile öğrendiği gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince zamanaşımı yönünden davanın reddi kararının hatalı olduğunu, TCK’nın 66. Maddesindeki sürelerin geçirilmesinden sonra da ceza kovuşturması ve ceza davası sürmekte ise TCK’nın 67. Maddesindeki yarı artırımlı sürelerden (uzayan ceza davası zamanaşımı sürelerinden) hukuk mahkemesinde açılan tazminat davalarında da yararlanılması gerektiğini, zira suç sayılan eylemin Devletçe soruşturulması sonuçlanıncaya kadar zarar görenlerin tazminat isteme haklarının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, 07.12.1955 gün ve 17/26 sayılı İBK’nda benimsendiği üzere ceza davası devam ettiği sürece zarar gören, ceza mahkemesinden tazminat isteyebileceğine göre, haksız eylemin devlet tarafından izlenmesi olanağı bulunduğu sürece hukuk mahkemesindeki davada da uzamış ve yarı oranında artırılmış ceza zamanaşımından yararlanılmasının doğru olacağını, Yargıtay’ın onama kararını verdiği 19.10.2006 tarihinden itibaren işbu davaya ilişkin olarak ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğduğu kabul edildiğinde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2020 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararında ceza yargılamasına konu fiile ilişkin hüküm içeriği dosya kapsamına kazandırılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı …’nin külli halefi olduğu … A.Ş. … Şubesi’nde bulunan davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak … Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı olarak açılmış alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinden önce 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre;” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Kanunun 83/2.maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1.maddesinde ise;” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir (Emsal mahiyette; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/05/2016 tarih 2015/10238 esas 2016/4889 karar ve yine 15/06/2016 tarih 2016/6247 esas 2016/6612 karar sayılı içtihatları).
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, davacı ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalara tüketici mahkemesi görevli olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK’nın 353(1)-a.3 maddesine göre ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aaşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE
2 Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353(1)-a.3 maddesi gereğince dosyanın görevli ve yetkili Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde yatıran davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.