Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/269 E. 2022/1412 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/269 Esas 2022/1412 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/269
KARAR NO : 2022/1412

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : 2018/980 Esas 2020/550 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVA : Rücuen Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2022

Taraflar arasındaki rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… … A.Ş’ nin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, özelleştirme sürecinde davalı ile müvekkili şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) imzalandığını, özelleştirmeye ilişkin sürecin işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından sonra 30.09.2013 tarihli hisse satış sözleşmesiyle müvekkili şirketin hisselerinin satışı ile sonuçlandığını, faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen olay nedeniyle Gaziantep 1. İş Mahkemesi’nin 2009/304 Esas, Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2010/565 Esas ve Gaziantep 2. iş Mahkemesi’nin 2003/820 Esas dosyaları üzerinden açılan davalar neticesinde müvekkili şirket tarafından Gaziantep 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11567 sayılı dosyasına 14.157,81 TL, Gaziantep 10. icra Müdürlüğü’nün 2012/7722 sayılı dosyasına 31.442,80 TL ve Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13354 sayılı dosyasına 23.749,48 TL olmak üzere toplam 69.650,09 TL ödeme yapıldığını, davaya konu ödemeye sebep teşkil eden olayın … ile müvekkil şirket arasında akdedilen işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’ın sorumluluğunda bulunan fakat davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan 69.650,09 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’ tan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Borçlar Kanunu’ nun 73. Maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı süresi 2 yıl olduğundan dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, huzurdaki davaya dayanak kararlarda ve icra takiplerinde dava dışı … Apartman Yöneticiliğinin de davalı sıfatı taşıdığını ve %20 oranında kusurlu olduğunu, davacı şirketin ödenen bedeli anılan Apartman Yöneticiliğinden tahsil/talep edip etmediğinin sorulması gerektiğini, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değiştirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğunu, …’ tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, %100 hissesini …’ tan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan işletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulmayacağını, (…) …’ tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığı’ nın raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; rücuya konu edilen ödemelerin hükme bağlandığı davaların dava dışı 3. kişi olan … tarafından …’ın … faaliyetini yürüttüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesinden kaynaklı olarak açıldığı, 24.07.2006 tarihinde akdedilen işletme devir hakkı sözleşmesinde yer alan dağıtım faaliyeti’nin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olacağı, bu talepleri konu alan icra takibi ve davaların … tarafından yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün … tarafından karşılanacağına ilişkin hükmü uyarınca davacının rücu talebinin yerinde olduğu, mahkeme ilamlarına istinaden 12.03.2012 tarihinde 14.157,81 TL, 04.09.2012 tarihinde 31.442,80 TL ve 29.03.2011 tarihinde 23.749,48 TL olmak üzere icra dairelerine ödenen toplam 69.350,09 TL tutarındaki ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığı, rücuen alacağa dayanak olan davaların davacısı olan …’in de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olduğu İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep edebileceği, rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. sayılı emsal kararı) ayrıca rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren, her iki tarafta tacir olduğundan avans faizine hükmedilerek davanın kabulüne, 69.350,09 TL alacağın 14.157,81 TL’ sinin 12/03/2012 tarihinden, 31.442,80 TL’ sinin 04/09/2012 tarihinden , 23.749,48 TL’ sinin 29/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davanın zaman aşımına uğradığını, dava dışı işçinin üçüncü kişi olmadığını, bu nedenle alacağın İHDS kapsamında kalmadığını, İHDS, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, rücuya esas davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının dayanak davadaki ödemeleri yasal faiz üzerinden yaptığını, müvekkili aleyhine hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinde hata bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Gaziantep 1. İş Mahkemesi’nin 2009/304 Esas 2010/339 Karar sayılı ilamında özetle; davacısının …, davalısının … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 22/12/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu, maddi tazminat talepli dava açıldığı, davanın kabulü ile 4.000,00 TL maddi tazminatın 22.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 210,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve 1.000,00 TL ilam vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 24.05.2012 tarih ve 2010/12697 Esas 2012/9050 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Gaziantep 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11567 sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularırın … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 31.08.2010 tarihinde; 4.000,00 TL maddi tazminat, 6.367,11 TL işlemiş faiz, 210.60TL yargılama gideri, 1.000,00 TL ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 11.577,71 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosya borcuna istinaden 14.157,81 TL’nin 12.03.2012 tarihinde ödendiği,
Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2010/565 Esas 2012/383 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının …, davalılarının … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 22/12/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu, maddi tazminat talepli dava açıldığı, davanın kabulü ile 9.604,89 TL maddi tazminatın 22.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 18,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ve 1.152,00 TL ilam vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği,
Gaziantep 10. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7722 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 23.08.2012 tarihinde; 9.604,89 TL maddi tazminat, 17.024,93 TL işlemiş faiz,18.60TL yargılama gideri, 1.152,00 TL ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 27.800,42 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosya borcuna istinaden 31.442,80 TL’nin 04.09.2012 tarihinde ödendiği,
Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2003/820 Esas 2009/712 Karar sayılı ilamının inclenmesinde; davacısının …, davalılarının … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 22/12/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu açılan manevi tazminat talepli davada; davanın kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 23.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 270,00 TL yargılama harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 277,38 TL yargılama giderinin 1/4ünün davalılardan alınıp davacıya verilmesine ve 1.800,00 TL ilam vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2011 tarih ve 2009/17118 Esas 2011/518 Karar sayılı ilamı ile; davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın 23.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 277,88 TL yargılama harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 97,08 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine ve 840,00 TL ilam vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilerek hükmün onanmasına karar verildiği,
Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13354 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının … … ve … Apartman Yöneticiliği olup, 04.12.2009 tarihinde; 15.000,00 TL manevi tazminat, 22.543,75 TL işlemiş faiz, 208,00 TL yargılama gideri, 810,00 TL yargılama harcı ve 1.800,00 TL ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 40.361,75 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosya borcuna istinaden 23.749,48 TL’nin 29.03.2011 tarihinde ödendiği görülmüştür.
Bilirkişi 03/04/2020 tarihli raporunda özetle; davacının davalı adına ödediği 69.350,09 TL tutarındaki ödemeyi dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdat isteminde haklı olduğunu belirtmiştir.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … 22/12/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu maddi ve manevi tazminat talebi ile … aleyhine açılan tazminat davalarında yapılan yargılama sonunda Gaziantep 1. İş Mahkemesi’nin 2009/304 Esas 2010/339 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne, Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2010/565 Esas 2012/383 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne, Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2003/820 Esas 2009/712 Karar sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne verildiği, bu kararlardan Gaziantep 1. İş Mahkemesi’nin 2009/304 Esas ve Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2003/820 Esas sayılı dosyasının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2010/565 Esas sayılı dosyasının kesinleşme şerhine rastlanılmadığı, dava dışı …’in mahkeme ilamlarını … … A.Ş. aleyhine icra takiplerine koyması sonucu davacının 29.03.2011 tarihinde 23.749,48 TL, 12.03.2012 tarihinde 14.157,81 TL ve 04.09.2012 tarihinde 31.442,80 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Gaziantep 1. İş Mahkemesi, Gaziantep 2. İş Mahkemesi ve Gaziantep 2. İş Mahkemesi’ndeki davaların davacısı ve bu davacı tarafından ödeme yapılan kişi de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacaktır.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 4.737,30 TL harçtan peşin alınan 1.184,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.552,97‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.09/11/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.