Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/261 E. 2023/1768 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/261 Esas 2023/1768 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/261
KARAR NO : 2023/1768

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2020

NUMARASI : 2018/269 Esas 2020/560 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ :13/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … hariç diğer davalıların davacı… Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yönetim kurulu başkan ve üyeleri oldukları esnada davalılardan …’ı davacı şirkete Genel Müdür olarak atadıklarını, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı uygulama Esasları uyarınca “Üniversite kadrosunda bulunup proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenemeyeceği” hükmü olduğu halde, şirket yönetim kurulunun davalı üyelerinin … Üniversitesinde kadrolu olarak çalışan diğer davalı …’a personel gideri ödenmesine karar vermesi nedeniyle tüm davalıların TTK’nun 369. maddesinde hükme bağlanan özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ederek müvekkil şirketin 476.566,17.-TL’lik zarara uğramasına neden olduklarını belirtilerek, davalıların sorumluluklarının tespit edilmesi ile müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakların saklılığı kaydıyla TTK md. 553 uyarınca şirkete karşı verdikleri 476.566,17.-TL’llk zararın, söz konusu meblağın müvekkil şirketin alacaklarından mahsup edildiği tarih olan 23 Ağustos tarihinden itibaren işletilecek olan ticari temerrüt faiziyle birlikte hesaplanarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili gerek tarihsel tespitlerde gerekse de davasına dayanak aldığı yönetim kurulu kararlarını hatalı değerlendirmesi nedeni ile müvekkillere husumet yönelttiğini, davalı müvekkillerin iddia edilenin aksine davalılardan …’a ücretsiz izin verilmesi konusunda davacı şirketten üniversite rektörlüğüne gönderilen yazı tarihlerinde davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olmamalarını, davacı tarafça iddia edildiği şekli ile şirket menfaatlerine aykırı herhangi bir karar almadıklarını, davacı vekilinin davalılardan …’ın sorumlu olduğunu iddia ettiği bir alacak kalemi nedeni ile ikame ettiği davada sorumluluğu dağıtmak adına müvekkilleri sorumlu göstermeye çalışmasının davacı yanın iyi niyetli olmadığını göstermekte olduğunu, müvekkillerin sorumluluğu olmayan bir alacak iddiası ile ilgili müvekkillerine husumet yöneltilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, bu yönde bir yönetim kurulu kararı olmadığı halde davalılardan … tarafından haksız bir kazanç elde edildiği iddia ediliyor ise bu kazancı elde edenden tahsili cihetine gidilmesi gerekirken müvekkillere husumet yönetilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf delillerinin dosyaya taraf sayısından bir fazla ibraz edilmemesi ve taraflarına tebliğ edilmemesinin taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, delillerin davacı yanca taraflarına tebliğe çıkarılması konusunda ara karar tesis edilmesini talep ettiğini, 30.01.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalılardan … için ücretsiz izin verilmesi talepli … Üniversitesi Rektörlüğüne yazı yazılmasına dair yönetim kurulu kararından bahsettiğini belirtilen yönetim kurulunda müvekkillerin yer almadığını ve alınmış bir karar var ise bu kararda imzaları bulunmadığını, gerek 30.01.2012 tarihli yönetim kurulu kararı gerekse de sonraki tarihlerde davalılardan … tarafından yapılan yazışmaları müvekkilerininc bilgisi dahilinde yapılmış yazışmalar gibi göstererek müvekkillerine sorumluluk yüklemek istenmesinin de kabul edilebilir durum olmadığını, genel müdür ataması, iş sözleşmesinin imzalanması ve genel müdürün şirketten alacağı ücret konusu dışında başkaca bir karar alınmadığının görüldüğünü, TÜBİTAK ile davacı şirket arasında proje bazlı sözleşme imzalanması halinde 01.01.2013 tarihinden itibaren … ile iş sözleşmesi imzalanmasına kendisine 7.500TL ücret ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü, …’ın TÜBİTAK projesinden maaş alması, gelir elde etmesi konusunda alınmış bir yönetim kurulu kararının bulunmadığını, dolayısıyla bir karar olmadığı halde TÜBİTAK projesinden usulsüz alındığı iddia edilen bir ödeme nedeni ile müvekkillerin yönetim kurulu üyesi olarak sorumlu tutulmasının kabul edilemez bir iddia olduğunu, davacı şirket tarafından gönderilen ihtarnamenin içeriğinin açık olmadığı, haksız ödeme aldığı iddia edilen … hakkında herhangi bir yasal işlem başlatıp başlatılmadığını, müvekkillerinin sorumluluğunu doğmasına neden olacak herhangi bir karar almadıklarını, aksi yönde bir karar var ise bu kararın paylaşılması gerektiğini, yazı içeriğinden söz konusu durumun TÜBİTAK tarafından tespit edildiğinin anlaşıldığını, bir önceki ihtarnamedeki sorulara cevap alınamadığını, bu ihtar içeriğinin de açık olmadığını, müvekkillerine sorumluluk yükletilmesine neden olacak yönetim kurulu kararı olmadığını, aksi düşüncede iseler bu kararların bugüne kadar paylaşılmadığını, yine bir önceki ihtarnamelerinde haksız ve hukuka aykırı kazanç elde ettiği iddia edilen … hakkında ne tür bir yasal işlem yapıldığı ve sonucunun ne olduğu konusunda bilgi verilmediğini, itiraz edilen hususlarda müvekkillerin bilgilendirilmediğinin bir kez daha davacı yana bildirildiğini, davacı vekili tarafından ikame edilen davada talep edilen bedelin şirket zararı olarak gösterilmesinin ve müvekkillere husumet yönetilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, diğer yandan ikame edilen dava ve talepleri kabul etmemekle birlikte, zarar olarak nitelendirilen bedel davacı şirkete TÜBİTAK tarafından proje üretme karşılığı hibe olarak verilmiş bir bedel olduğunu, davacı şirketin zararının olduğu iddiasının somut verilerle desteklenmesinin gerektiğini, davacı şirket almış olduğu hibe ile gerçekleştirdiğini projelerden müvekkillerin görev yaptığı dönemde oldukça yüksek oranlarda kar elde ettiğini, davalı müvekkillerin iddia edilenin aksine davalılardan …’a ücretsiz izin verilmesi konusunda davacı şirketten üniversite rektörlüğüne gönderilen yazı tarihlerinde davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olmalarının, görev yaptıkları dönemi içerisinde aldıkları hiçbir yönetim kurulu kararında davalılardan …’ın davanın temelini oluşturan TÜBİTAK projesinden maaş alması konusunda ifadeye yer vermemiş olmalarının, görev yaptıkları dönem boyunca aldıkları kararlarda sadece genel müdürlük ve proje bazında görevlendirme yapmaları ve yapılacak bu görevler karşılığında da davalılardan …’ın davacı şirketten alacağı maaş ve kendisi ile iş sözleşmesi imzalanması konusunda kararlar almış olmalarını, iddia edilenin aksine şirket menfaatlerine aykırı herhangi bir karar almamış olmalarını, davanın temelini oluşturan ücret ödemelerinin muhatabı davalılardan …’a iş bu dava ikamesi öncesi herhangi bir yasal takibat yapılmadan husumetin sorumluluk ortaya çıkaracak herhangi bir karar imza atmamış olan müvekkillere yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olmasının, davayı kabul etmemekle birlikte alacak iddiasına ilişkin zamanaşımı süresinin dolmuş olması ve müvekkillerden ticari faiz talep edilmiş olması nedenlerine binaen haksız ve yersiz usul ve yasa hükümlerine aykırı kötüniyetli davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket, genel müdür atamaya ilişkin yönetim kurulu kararını veren YK üyelerinin özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dayandırarak huzurdaki davayı açmış ise de davalı gösterdiği müvekkilinin bu karara imza attığını, …’ın davacı şirkette genel müdür olarak göreve başlaması için alınan yönetim kurulu kararı 30.01.2012 tarihli olduğunu, bu kararı alan hiçbir yönetim kurulu üyesi davalı gösterilmediğini, henüz atama yapılmadan davacı şirketin 30.01.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve bu kanunda değişiklik yapan 6170 sayılı kanun gereğince, …ın genel müdür-idari yardımcısı olarak atanması için hü yönetim kurulu tarafından sürekli idari personel olarak görevlendirilmesinin ve ücretsiz izin verilmesi için talep yazısı yazılmasının karar altına alındığının, müvekkilin imzası bulunmadığını, bu karar tarihinde yönetim kurulu üyesi olmadığını, yine 13.03.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında …’ın genel müdürlüğe atanmasına ve aylık net 6.000-TL ücret ile … ile hizmet akdinin imzalanmasına karar verildiğini, yine 28.12.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK ile sözleşme imzalanırsa 01.01.2013 tarihinden itibaren … ile aylık net 7.500-TL ücret ile hizmet akdinin imzalanması hususunda …’a yetki verilmesine karar verildiğini ve …’ın … ile 13.01.2013 başlangıç tarihli sözleşmeyi imzaladığını, genel müdür olarak görev yapan …’a 01.01.2013-31.12.2015 dönemi için 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında personel gider desteği sağlandığını, 18.12.2016 tarihli yönetim kurulu toplantısında … ile sözleşmenin fesh edildiğini, …’ın 01.02.2016 tarihinde müstafi sayıldığını, 17.08.2016 tarihinde kamu görevinden çıkarıldığını, 22.11.2016 tarih ve 677 sayılı KHK ile ihraç edildiği belirtildiğini, müvekkilinin davacı şirketin YKsında görevlendirildiği dönemin Ekim 2012-31.12.2015 dönemi olduğunu, müvekkilinin yukarıda değinilen 30.01.2012 ve 13.03.2012 tarihli ve müvekkilin görevinin bittiği 31.12.2015 tarihinden sonraki süreçlere ilişkin yönetim kurulu toplantısında görevli bulunmadığını, 2014-2015 yılı raporlamaları müvekkilinin YK üyesi olduğu dönemde görevli genel müdürler ve YMM ler imzalı olarak TÜBİTAK’a sunulduğunu, 2015 yılı raporlaması ise 2016 yılında görevli YK üyelerinin görevlendirildiği dönemdeki genel müdür tarafından imzalanarak sunulduğunu, bu raporları imzalayan gerçek sorumlular hakkında dava açılmaması tarafımızdan anlaşılamadığını, YK üyesinin, bilgisizlik ve yetersizliğinden söz edilebilmesi için öncelikle YK üyesi tarafından yapılan bir işlem ve eylemin bulunmasının ve bu işlemin ve eylemin zarara sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, dava konusu ödemeyi alan genel müdür ve farklı dönemlerde görevlendirilen YK üyeleri aynı konumda olmadıklarını, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama gideri ve ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava edilen tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı zararına olacak şekilde, davalılardan birisine haksız olarak ödendiği iddia edilen bir tutar var ise, bu ödemenin tarihi 31/12/2013 olduğundan, bu tarihten itibaren haksız ödendiği iddia edilen bedelin iadesi için talepte bulunma zamanaşımı süresinin geçtiğini, Bu nedenle, maaş ödemesinin TÜBİTAK desteği kapsamında ödenmesi yönünde raporlanması ile alakalı olduğunu, müvekkili …’in 10/12/2013 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine atandığını, diğer davalı … ise müvekkili yönetim kurulu üyeliğine atanmadan önce zaten genel müdür konumunda olduğunu, müvekkili davalının bu karara imza atmadığı gibi, …’ ın genel müdür olarak göreve başlaması için alınan yönetim kurulu kararının 30/01/2012 tarihli olduğunu, bu kararı alan hiçbir yönetim kurulu üyesinin davalı olarak gösterilmediğini, davacı yanın hukuka aykırı olduğunu iddia ettiği yönetim kurulu kararlarında yönetim kurulu üyesi olarak görünen kişilere husumet yöneltmesi gerekirken müvekkiline karşı dava ikamesinin hatalı olduğunu, müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, yönetim kurulu üyeleri, ilgili projede proje yöneticisi, proje yürütücüsü veya yardımcı personel izleyici heyet olarak görevli olmadıkları süre için projelerin TÜBİTAK’a nasıl raporlandıkları hususunu bilmeleri beklenemeyeceğini, şirketin muhasebecisi, yeminli mali müşaviri yanında TÜBİTAK’ın yetkili organları bu raporlamaları kontrol ile görevli olduğunu, 2013-2014-2015 yeminli mali müşavir raporları ve şirket raporlarının davacı şirketten celbi halinde beyanlarının gerçekliğinin sübut bulacağını, bu durumda da müvekkile bir sorumluluk yüklenmesi beklenemeyeceğini, davacı şirketin herhangi bir zararı söz konusu olmadığından iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, diğer davalı … şirketin genel müdürü ve şirketten genel müdür olarak bir ücret aldığını, bu ücretlerin TÜBİTAK’a proje kapsamında rapor edildiğinden, TÜBİTAK bu kapsamda yaptığı ödemeleri yapılacak destek bedelinden mahsup ettiğini, Bu durumda da şirketin zararından bahsedilmesi ve huzurdaki dava ikamesi haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, müvekkili davalı … bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde, uyuşmazlığın asıl muhatabı …’ın TÜBİTAK projesi kapsamında genel müdür olmasına rağmen, personel giderlerinin karşılandığından bahisle “yönetim kurulu başkanı ve üyeleri davalılar ise üniversite kadrosunda bulunduğunu bildikleri …’ın genel müdür atanmasına karar vererek, TTK’nın 369. maddesinde düzenlenen özen ve gözetim yükümlülüğüne aykırı davranmış olmaları sebebiyle TTK m.553 uyarınca müvekkili şirketin uğradığı zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, üniversiteye ait de olsa özel bir şirkete genel müdür olarak atandıktan sonra kişinin üniversite ile ilişkisinin kesilmesi gerekmekte olup sorumluluk hem işi bırakan ve üniversiteden ayrılan diğer davalı …’ın hem de üniversiteden ayrılan kişiye ücret ödemesi yapan üniversiteye ait olduğunu, üniversiteye ait bir şirkete genel müdür olarak atanan bir kişinin üniversiteden ayrıldığının üniversitenin ilgili personel birimlerinin dikkatinden kaçması, fark edilmemesi ve ücret ödemeye devam edilmesinde üniversitenin sorumlu tutulmamasının dikkat çekici olduğunu, üniversite ve şirkette genel müdür olan diğer davalı …’ın asli sorumlulukları dikkate alınmadan müvekkil dahil bazı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulması hukuka ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu, davacı vekili husumetini davalı müvekkiline de yönelttiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte kurul kararı olsa bile sorumluluk TTK ilgili hükümleri gereğince yönetimin devredildiği … ve … ve …’e ai olduğunu, davada, davalı müvekkiline husumet yöneltilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı vekili iddia ettiği gibi TTK m.369 kapsamında müvekkilinin de sorumlu olduğunu öne sürse de, husumetini yönetim kurulu üyelerinin yalnızca belirli bir kısmına yönelttiğini, davayı yönetim kurulu üyelerinin tamamı aleyhine açmadığını, müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkilinin, davacı vekilinin söz ettiği 30/01/2012 tarihli yönetim kurulu kararında imzasının olmadığını ve karardan da haberdar olmadığını, müvekkili … tarafından kararın imza edilmediğinin anlaşılacağını, bu doğrultuda müvekkilinin, diğer davalı …’ın … Üniversitesi kadrosunda görevli olduğunu bilmesine imkan olmadığını, 30/01/2012 tarihli karar alındığında müvekkili yönetim kurulunda yer almadığını, alındığı iddia edilen kararda imzası bulunmadığını, davacı vekilinin müvekkilinin imzasının dahi bulunmadığını, yönetim kurulu kararlarından, …’ın üniversitedeki kadrolu görevinden ve … tarafından yürütülen diğer yazışmalardan haberdar olduğundan bahisle, müvekkilinin sorumlu tutulmaya çalışması hukuka aykırı olduğunu, 13/03/2012 tarihli YK toplantısında (ek-3), şirket genel müdürlüğüne diğer …’ın atanmasının, diğer davalı …’a aylık 6.000 TL ücret ödenmesinin ve diğer davalılar …’a, … ile belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalanması konusunda yetki verilmesi yönünde karar alındığının görüldüğünü, 28/12/2012 tarihli YK kararında ise 1513 TTO destekleme programı kapsamında TÜBİTAK ve ht-ttm arasında sözleşme imzalanırsa, diğer davalı … ile aylık 7.500 TL ücret üzerinden iş sözleşmesi imzalanmasına karar verildiğini, TTK m.553/2 uyarınca yönetim kurulu görev ve yetkilerini …, … ve …’e devrettiğini, bu kişilerin fiil ve kararlarından YK sorumlu olmadığını, müvekkilinin, 30/01/2012 tarihli karar alındığında yönetim kurulunda yer almadığı ve anılan kararda imzasının bulunmadığını, bu suretle davacı vekilinin iddia ettiği gibi, …’ın üniversitede kadrolu çalışan olduğunu bilmediği de gözönünde bulundurulduğunda ttk m.369 uyarınca özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden de bahsedilemeyeceğini, müvekkili makul ölçülerde, iyiniyetli bir kişinin göstermesi gereken bütün özeni göstererek adı geçen şahıslara yetkinin devredildiği kararlara imza attığını, yönetim kurulu üyelerini ibra yetkisi münhasıran genel kurula aittir ve TTK m. 558 uyarınca, ibra kararı genel kurul kararıyla kaldırılamayacağını, diğer pay sahiplerinin ise dava hakları, ibra tarihinden itibaren 6 ay geçmesiyle düştüğünü, genel kurul kararlarının iptali 6 ay içerisinde dava edilebileceğinden ve bu yönde açıldığını, YK’nun ibrasına ilişkin genel kurul kararı geçerlidir ve müvekkili aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin tacir olmadığı gibi dava konusu olayın, her iki tarafın ticari işletmesinden ya da ticari bir işten de kaynaklanmadığından davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı vekili dava dilekçesinde diğer davalı …’ın davacı şirkette genel müdürlük yaptığı dönemde, kendisine tübîtak tto projesi kapsamında personel gider desteği sağlandığını ve müvekkilin sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de bu konuda müvekkili tarafından alınmış bir yönetim kurulu kararı olmadığını, alınan yönetim kurulu kararlarında davalılardan …’a ödenecek ücretin projenin hangi kaleminden sağlanacağının belirtilmemiş olduğunu, bu itibarla bu yönde bir yönetim kurulu kararı olmadığı halde davalılardan ılhan akçal’a yapılan ödemenin bir haksız kazanç niteliğinde olduğu iddia ediliyor ise bu kazancı elde edenden tahsili cihetine gidilmesi gerekirken iyi niyetli olmayan bir şekilde müvekkiline de husumet yöneltilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tübitak tarafından proje ödemelerine esas alınan “yeminli mali müşavirlik değerlendirme ve tasdik raporları” nda yer alan “bu raporlarda yapılan bir hatayla haksız ödemeye sebep olunmuşsa, bu durumun tübitak tarafından tespiti halinde söz konusu desteğin geri alınmasında yeminli mali müşavirin firma ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağının tabii olduğunu, müvekkili davalının, yönetim kurulunun 13.03.2012 tarih ve 2012/13 sayılı kararıyla kendisine verdiği yetkiye uygun olarak … ile 13.03.2012 başlangıç tarihli “belirsiz süreli iş sözleşmesi” imzalamış ve adı geçenin davacı şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığını, daha sonra yönetim kurulu 28.12.2012 tarih ve 2012/38 sayıh kararıyla “1513 tto destekleme programı kapsamında tübitak ve ht-ttm arasında sözleşme imzalanırsa; 01.01.2013 tarihinden itibaren … ile aylık net 7.500 tl ücret üzerinden iş sözleşmesi imzalamak üzere yetki verilmesine” karar verildiğini, tübitak ile sözleşme imzalandığını ancak davalı … ile yeni bir iş sözleşmesi imzalanmadığını, davacının müvekkiline yönelttiği sorumluluğa dayanak olarak gösterdiği 28.12.2012 tarihli yönetim kurulu kararında …’a proje kapsamında personel ücreti ödeneceğine dair hiç bir ifade bulunmadığı, tübitak, davacı ve üniversite tarafından imzalanan sözleşmede de müvekkilin imzası bulunmadığını, sözleşmeye göre projenin yürütücüsü sanem yalçıntaş, tto yöneticisi ve kuruluş yetkilisinin davalılardan ılhan akçal olduğunu, görüleceği üzere müvekkilinin projede hiç bir görevinin bulunmadığını, bu nedenle proje kapsamında yapılan ödemelerden de sorumluluğunun bulunmadığını, proje kapsamında bütçenin kullanılması, projenin yürütülmesi, raporların hazırlanması proje yürütücüsü, proje görevlileri ve davalı …’ın sorumluluğunda olduğunu, dolayısıyla ortada bir zarar varsa bu zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağı, davacı tarafından davalılardan …’ın üniversitede kadrolu personel olduğunun bilindiğinin ispatı olarak 30.01.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalılardan … için ücretsiz izin verilmesi talepli … üniversitesi rektörlüğüne yazı yazılmasına dair yönetim kurulu kararından bahsedilmiş ise de; belirtilen kararlarda davalı müvekkil yönetim kurulunda yer almamakta ve alınan kararlarda imzasının bulunmamakta olduğunu, davalı …’ın üniversitede çalışıyor olmasının proje yürütümünde çalışmasına ve bunun için bir ücret almasına engel olmayıp bu durumun sadece aldığı ücretin projenin hangi kaleminden olacağı noktasında önem taşımakta olduğunu, davaya dayanak olarak gösterilen 1513 teknoloji transfer ofisleri destekleme programı uygulama esasları 9. maddesin “üniversitede kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere pti verilir. pti proje bütçesi içinde kabul edilir. ” hükmünün yer almakta olduğunu, üniversite kadrosunda bulunan ve projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmese de bu kişilere pti (proje teşvik ikramiyesi) adı altında her halükarda ödeme yapılacağını, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere proje teşvik ikramiyesi de proje bütçesi içinde yer almakta olduğunu, görüleceği üzere, davalılardan …’a yapılan ödemenin haksız bir ödeme değil, personel gideri kalemi altında ödenemese dahi proje teşvik ikramiyesi kalemi altında yapılması gerekli bir ödeme olduğunu, dava konusu projenin raporlanması noktasında hata yapılarak projede görev alan …’a ödenen ücret proje teşvik ikramiyesi ödemesi kalemi yerine personel giderleri kaleminden raporlanmış olup davacının bu hatanın düzeltilmesi yoluna gitmesinin mümkün olduğunu, zira bu ödeme ilgili esaslarda düzenlenmiş bir ödeme olup …’ın bu ödemeyi (personel gideri / pti) hak etmediğine dair bir iddianın da bulunmamakta olduğunu, sonuç olarak her iki ödemede projede çalışan kişilere verilmekte olup esasların 9. ve 11. maddesine göre üniversite personeli olmayanlara personel gideri adı altında, üniversite personeli olanlara ise proje teşvik ikramiyesi adı altında ödeme yapılmakta olduğunu, başka bir deyişle projede görev alanlara verdikleri hizmet karşılığı ödeme yapılması mevzuata uygun olup bu ödemenin yapıldığı kalemin hatalı olması, hizmet veren personelin alacağını ortadan kaldırmayacağını, esas itibarıyla yeminli mali müşavirlik proje harcamaları değerlendirme ve tasdik raporu üzerine tübitak’ın projeye ödeme yapmakta olduğunu, yeminli mali müşavirlik raporlarında yeminli mali müşavirlik firmasının “… ilgili destek programının uygulama esasları hükümleri gereğince söz konusu desteğin geri alınması sürecinde firma ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağımı kabul ve beyan ederim.” taahhüdünde bulunduğunu, TÜBİTAK ile yapılan 1513 teknoloji transfer ofisleri destekleme programı çerçevesinde 6120021 proje numaralı proje sözleşmesinde faaliyet raporlamaları ve yıllık faaliyet planlarının her mali yıldan sonraki yılın 28 şubat tarihine kadar yapılması gerekmekte olduğunu, bu itibarla esasında müvekkilinin sunulan raporlarda herhangi bir imzasının da bulunmadığını, müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı yapmış olduğu dönemlerde görevli genel müdür … (projede teknoloji transfer ofisi yöneticisi olarak geçmektedir) ve ymm imzalı olarak tübitak’a sunulmuş olduğunu, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait her yıl sonunda yapılan personel giderleri ve diğer ödemelerin hem tübitak tarafından ve ayrıca sadece bu proje için çalışılan yeminli mali müşavirlik firması tarafından bunların onaylandığını ve şirket genel kurulu tarafından da ibra edilmiş olduğunu, türk ticaret kanunu 558. madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere genel kurul kararlarının iptalinin 6 ay içerisinde istenebileceği ile bu yönde açılmış bir dava da bulunmadığından ve de yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği genel kurul kararları geçerliliğini korumakta olduğundan, müvekkili aleyhine ikame olunan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer davalı … …’ın şirketin genel müdürü ve bu proje kapsamında aylık ödeme aldığı için davacı şirketten hiçbir şekilde genel müdür maaşı almadığını, anayasamıza göre ise angaryanın yasak olduğunu, diğer yandan davalılardan … ile davacı şirket arasında imzalanmış bir iş sözleşmesi mevcut olduğunu, kaldı ki, şirket genel müdürlerinin herhangi bir ücret almadan görevini ifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddia ettiği gibi proje kapsamında yapılan ücretin faizi ile birlikte şirkete ödenmesi gerekli ise; davacı şirket tarafından da …’a iş sözleşmesinde belirtilen genel müdür maaşının faizi ile ödenmesi gerektiğini, bu durumda tübitak tarafından yapılan mahsup nedeniyle şirketin zarara uğradığından bahsetmenin mümkün olmadığını, aksi durumun kabulü halinde, bu durumun davacı şirket ve tübitak bünyesinde sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, dolayısı ile ortada bir şirket zararının bulunmadığını belirtilerek, haksız ve yersiz usul ve yasa hükümlerine aykırı kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin 2004 yılında Kültür Bakanlığında Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı olarak kamuda çalışmaya başlayarak, 2007 yılında uzman olduğu ve 2012 yılında kendisine yapılan teklif üzerine naklen … Üniversitesi Rektörlüğünde Enstitü Sekreterliği kadrosuna atandığını, dilekçe ekinde ibraz edilen davacı şirket yönetim kurulu kararı uyarınca da 13.03.2012 tarihinde Teknokentte İdari Personel ve Yönetim Kurulu üyesi olarak yarı zamanlı çalıştığını, … yönetimindeki değişiklik nedeni ile müvekkilinin iş akdinin 18/02/2016 tarihli 2016/4 numaralı yönetim kurulu kararı ile sona erdirilerek durumun müvekkiline 01.03.2016 tarihli yazı ile bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili adına ikame edilen Ankara 31. İş Mahkemesinin 2016/1018 E. sayılı dosyası ile işe iade istemli dava ikame edilmiş olup dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, davacı yanın, dava dilekçesinin müvekkili … ile ilgili kısımlarında; müvekkilinin TTK Madde 369 gereği, özen ve bağlılık yükümlülüklerini yerine getirmediğine dayandığını, müvekkilinin meydana geldiği iddia edilen zararda bir dahli olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkili davacının şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin almış olduğu kararları harfiyen yerine getirmek zorunda olan, şirkete yeni personel alma konusunda yetkisi olmayan biri olduğunu, alınan karaların müvekkiline bir inisiyatif tanımamakta ve yönetim kurulu kararlarının aynen uygulanmasını emretmekte olup bu bağlamda, müvekkilinin TTK Madde 369 kapsamında bir sorumluluğundan zaten bahsedilmeyeceğini, bu yönü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin çalışması sonucu bordro karşılığı ödenen ücretlerinin iadesi talebine ise bir anlam verilemediğini, müvekkilinin 6971 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu gereği görevlendirildiğini, anılan Yasa’da “hizmetine ihtiyaç duyulan personel” denilmek suretiyle kamu görevlilerinin de istihdam edilebileceğinin belirtildiğini, kaldı ki, bilindiği kadarıyla davacı şirketin hali hazırdaki genel müdürünün de üniversite akademik kadrosuyla yer alan akademisyen kadrosundaki devlet memuru olduğunu müvekkilin de aynı durumda olup, iş bu dava ile iddia edilen miktarın iadesine karar verilmesi halinde, müvekkilinin genel müdür olarak şirketten hiçbir ücret almamış olacağını, dava dilekçesine göre, müvekkilinin Anayasa’ da belirtilen angarya yasağına aykırı davranmalı, hiçbir surette ücret almadan üstlendiği sorumlulukları yerine getirmelidir gibi bir sonucunun ortaya çıktığını, böyle bir durumun ve iddianın kabul edilir tarafının bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olmayıp, bunun dışında müvekkiline yapıldığı iddia edilen ödemelerin, bizatihi ücret ödemeleri olduğunu, müvekkilinin ücretine ek her hangi bir ödeme yapılmadığını, yapılan bu ödemenin de personel gider desteği değil, TÜBİTAK Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esasları Madde 4 “Tanımlar l-dd” de belirtilen PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) ödemesi olduğunu, bu kapsamda PTİ ödenmesine ilişkin usullerin ise 11. Maddede belirtildiğini, müvekkilinin çalışmasının bu kapsam dahilinde de değerlendirildiğinde PTİ almasına engel teşkil etmeyeceğini, zira müvekkilinin çalışmasının %80′ lik kısmını projeye ayırdığını, müvekkilinin iş bu davada dava edilen eski yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, 2015 yılı için 3 ayı aşkın bir süre de yeni yönetim kurulu üyeleri ile çalıştığını, yıl sonlarında verilen Proje Sonuç Bildirgelerinde yönetim kurulu üyelerinin imzasının bulunduğu bura da müvekkilin mesaisinin %80′ lik kısmını proje için harcadığının görülmekte olduğunu,ilgili proje kapsamında gerçekleştirilen tüm ödemelerin; şirketin muhasebecisi, yeminli mali müşaviri ve bunların yanında TÜBİTAK’ın yetkili organları tarafından yapılan raporlamalar ve kontroller sonucu gerçekleştirildiğini, ödemelerin yapıldığı iddia edilen 2013-2014-2015 Yeminli Mali Müşavir raporları ve şirket raporlarının davacı şirketten celp edildiğinde beyanlarının gerçekliğinin sübut bulacağını, TÜBİTAK Teknoloji Yenilik Destek Programlarına İlişkin Yönetmelikte Yeminli mali müşavirlik proje harcamaları değerlendirme ve tasdik raporunun: “Kuruluşa ait mali raporun, mevzuatına göre değerlendirilerek tasdik edilmesi sonucu, TÜBİTAK tarafından belirlenen biçime uygun olarak yeminli mali müşavir tarafından hazırlanan raporu,” olarak tanımlanmış olduğunu, esas itibarıyla Yeminli mali müşavirlik proje harcamaları değerlendirme ve tasdik raporu üzerine TÜBİTAK’ın davacı şirkete ödeme yapmakta olduğunu, nitekim yeminli mali müşavir raporlarında da yeminli mali müşavirler “… ilgili destek programının uygulama esasları hükümleri gereğince söz konusu desteğin geri alınması sürecinde firma ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağımı kabul ve beyan ederim.” taahhüdünde bulunmuş olduğunu, bizzat TÜBİTAK tarafından yapılan ödemelerin uygun görülmüş olup anlaşılmayan bir nedenle, daha sonra TÜBİTAK’ın kendince bir mahsup işlemine gittiği ve davacı şirkettin de bu mahsuba hiçbir ses çıkartmadığını,davacının her ne kadar, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin (l) a 1.2. bendinde yer alan “Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez..” cümlesine dilekçesinde yer vermiş ise de esasında madde metninde “Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere PTİ verilir. PTİ proje bütçesi içinde kabul edilir.” denilmekte olduğunu, bu durumda, proje yöneticisinin ücretinin tamamı veya bir bölümünün PTİ ödemesi olarak raporlansa idi TÜBİTAK’ın proje kapsamında böyle bir mahsup yoluna gitmesinin söz konusu olamayacağını, zira TÜBİTAK ile yapılan anlaşmada ve destekleme kapsamını düzenleyen mevzuatta projelerdeki hataların değişiminin mümkün olduğunu, yinelemek gerekirse, müvekkilinin iş sözleşmesi gereği, almayı hak ettiği ücreti, bu kapsamda ödenmiş olup, müvekkiline bu ücretinin dışında, bu proje için başkaca bir ödeme yapılmamış olduğunu, bu nedenle zaten davacı şirketin ödemesi gereken ücret, yanlış bir ad altında ödendiği iddiası ile dava konusu edilmiş olmakla davacı şirketin bir zararının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından, davacının dava öncesinde göndermiş olduğu ihtarname içeriğine vermiş olduğu cevapta; dönem sonu itibariyle şirket genel kurullarınca ilgili finansal tablolar ve mali durum raporu da incelenerek yönetim kurulunun ibra edildiğinin belirtildiğini, buna rağmen davacı yanın, dilekçesinde ibranın geçerli olmadığını ileri sürdüğünü, TÜBİTAK’ın 17.02.2017 tarihli yazısı ile …’a 01.01.2013 – 31.12.2015 döneminde yapılan destek ödemelerinin faizi ile birlikte toplamı olan 454.449,73-TL’nin ödenmesini istemiş olmasına karşın 476.566,17-TL’lik kesinti veya mahsup yapıldığı şirketin uğradığını iddia ettiği 476.566,17 TL zararın mahsup tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile müvekkilinden istenilmesinin de mümkün olmadığını, davacı yanın Ankara 54. Noterliğinde keşide edilen 16.02.2018 tarih ve 08483 yevmiye sayılı ihtarnamede yasal faiz talep edilmiş iken, huzurdaki davada ticari temerrüt faizi istemesi mümkün olmadığını, zira müvekkilin tacir olmadığını, dava dilekçesinde davalıların özen yükümlülüğüne aykırı işlemleri neticesinde şirketin zarara uğradığı, zararın giderilmesi girişimlerinin sonuçsuz kaldığının iddia edildiğini, oysa ortada bir şirket zararı söz konusu olmadığından iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, zira gerçekte şirketin herhangi bir zararı söz konusu olmadığını, şöyle ki; müvekkili davalı … …’ın şirketin genel müdürü olduğunu ve şirketten genel müdür olarak, mübrez yönetim kurulu kararı ve dosyada mevcut iş akdi gereği bir ücret alacağının, davacı şirketin bu ücretleri TÜBİTAK’a proje kapsamında rapor ettiğinden, TÜBİTAK’ın bu kapsamda yaptığı ödemeleri yapılacak destek bedelinden mahsup etmiş olduğunu, bu bedel TÜBİTAK’a rapor edilmese dahi şirket kasasından genel müdür ücreti ödemesi yapılacağını, söz konusu projede genel müdür proje yöneticisi olduğunu, eğer dışarıdan bir proje yöneticisi atanmış olsaydı, şirket hem dışarıdan atanan proje yöneticisine TÜBİTAK desteği ile maaşını ödeyeceği gibi hem de şirket genel müdürüne genel müdür maaşını kasasından ödeyecek olduğunu, …’ın iki görevi ifa ettiğinden, ek personel alınmasına gerek kalınmadığını ve böyle bir gider kalemi oluşmadığı , bu durumda TÜBİTAK’tan şirkete proje yöneticisi adına ödenecek ücret, proje yöneticisine aktarılacağından esas itibariyle ortada bir zararın olmadığını, hatta … Üniversitesi ve davacı şirket ile TÜBİTAK’ın birer kamu kuruluşu oldukları dikkate alındığında söz konusu miktarların devlet kasasında kaldığını, TÜBİTAK desteğinden …’a yapılan ödemeler mahsup edildiği için şirket zarar etmiş gibi değerlendirilerek bir zarar iddiasında bulunulmasının yersiz olduğunu, davacı şirketin TÜBİTAK’ın ilk bildiriminde bu raporlama hatasını düzeltmesi gerekirken bu işlemin yapılmadığını, belirtilerek bu nedenle ortada bir şirket zararı da söz konusu olmadığı gibi hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; üniversite personeli olmasına rağmen TÜBİTAK tarafından sağlanan proje katkısından personel giderinin ödenmemesi gerekirken davalıya 2013,2014 ve 2015 yıllarında personel giderinin ödendiği, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesine aykırı olarak ödeme yapıldığından, TÜBİTAK tarafından faizi ile birlikte toplam 476.566,17-TL davacı şirketin 2017 yılı katkısından kesinti yapıldığı, bu şekilde davacı şirketin zarara uğradığı, bu zarardan ödemeyi yapan ve alan olarak …’ın ve 4691 sayılı kanuna aykırı olarak ücret ödenmesine karar veren davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu, yönetim kurulu üyelerinin TTK 369. Maddesindeki bağlılık ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları ve TTK 553. Maddesi gereğince zarardan sorumlu oldukları kanaatine varılmakla; davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı şirket tarafından 14/02/2018 tarihinde … dışındakilere ihtarname gönderilerek, 3 iş günü içerisinde ödemenin yapılmasının talep edildiği, ihtarnamenin tebliğine ilişkin dosyada belgenin bulunmadığı ancak davalılar …, …, … ve …’in 21/02/2018 tarihli ihtara cevap verdikleri dikkate alınarak, bunlar yönünden temerrüdün 25/02/2018 tarihinde gerçekleştiği, … yönünden temerrüdün kesintinin yapıldığı 23/08/2017 tarihinde gerçekleştiği, diğerleri yönünden ise temerrüdün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği tespit edilmekle; bu tarihten itibaren hükmedilen tazminata, davacı şirketin tacir olması dikkate alınarak, avans faizi işletilmesine gerekmekle davacının davasının kabulü ile, 476.566,17 TL tazminatın … yönünden 23/08/2017, …, …, … ve … yönünden 25/02/2018, diğer davalılar yönünden dava tarihi olan 04/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin, davacı tarafından ileri sürülmeyen bir hususu gerekçe göstererek davayı kabul ettiğini, hmk m. 25’te düzenlenen taraflarca getirilme ilkesini ve hmk m. 26’da düzenlenen taleple bağlılık ilkesini açıkça ihlal ettiğini, diğer taraftan, uygulamada da böyle bir yorum ile karşılaşılmamış olsa gerek ki şirkette görevli genel müdürlere öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzman olmamaları halinde de ücret ödendiğini, mahkemenin maddeyi hatalı değerlendirdiğini, yanlış anladığını, PTİ, direkt personele ödeneceğini, PTİ’ye ilişkin açıklamalarda belirtilmek istenen hususun, …’ın hem genel müdür hem de proje yöneticisi olarak çalışmış olması nedeniyle, hem genel müdür maaşı hem de PTİ alabilecek olmasına rağmen, yalnızca genel müdür maaşı aldığını, bu itibarla da şirketin hiçbir şekilde zarar etmediğini, müvekkilinin, diğer davalı …’ın genel müdür olarak atanmasına ilişkin kararda imzası olmadığını, davacı yanın anlattığı olay örgüsünden de anlaşıldığı üzere, müvekkili, yönetim kuruluna görevlendirildiği tarihten önce diğer davalı …’ın şirkette genel müdür olduğunu, …’ın davacı şirkette genel müdür olarak göreve başlaması için alınan yönetim kurulu kararı 30.01.2012 tarihli olduğunu, bu kararı alan hiçbir yönetim kurulu üyesinin davalı gösterilmediğini, …’a ücretinin proje kapsamında ödenmesi ile ilgili bir yönetim kurulu kararı olmadığı halde, …’a yapılan ödemenin bir haksız kazanç olduğunun iddia edildiğini, bu ödemeyi elde edenden tahsili cihetine gidilmesi gerekirken müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı gösterilenler arasında müşterek müteselsil sorumluluğu gerektiren bir birliktelik olmadığını, şirket, dava konusu edilen 13.03.2012 tarihli kararda imzası bulunan yönetim kurulu üyesi…’a dava açmadığını, söz konusu kararda imzası bulunmayan müvekkile dava açılmasına rağmen, ilk kararda imzası bulunan bir üyeye dava açılmamasının akıllarda soru işareti bıraktığını, …’ın genel müdürlüğe atanmasına ve aylık net 6.000TL ücret ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin davacı şirketin YKsında görevlendirildiği dönem ekim 2012-31.12.2015 dönemi olduğunu, bu toplantıda 1513 teknoloji transfer ofisleri destekleme programı kapsamında tübitak ile sözleşme imzalanırsa 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık 6.000TL ücret almakta olan genel müdür … ile aylık net 7.500TL ücret ile hizmet akdinin imzalanması hususunda YK başkanı …’a yetki verildiğini, davacının dava dilekçesinde ikrar ettiği üzere, yönetim kurulu, şirket genel kurulu tarafından ibra edildiğini, ibra edilen yönetim kuruluna karşı dava açılması mümkün olmadığını, yerel mahkeme bu hususta hiçbir araştırma yapmadığını ve gerekçeli kararında ibraya ilişkin hiçbir hususa değinmediğini, hiçbir şekilde sonradan alınan projenin proje yöneticisi olan …’ın destekleme kapsamında ücretini Tübitak’tan alması hususunda bilgi içermediğini, … iki görevi ifa ettiğinden, ek personel alınmasına gerek kalmadığını ve böyle bir gider kalemi oluşmadığını, … Üniversitesi ve davacı şirket ile Tübitak’ın birer kamu kuruluşu oldukları dikkate alındığında söz konusu miktarın devlet kasasında kaldığının açık olduğunu, …’a yapılan genel müdür maaş ödemelerinin TÜBİTAK desteğinden mahsup edildiği için şirket zararı varmış gibi değerlendirilerek bir zarar iddiasında bulunulması yersiz olduğunu, davanın kafa karışıklığı sebebiyle açıldığı çok açık olduğunu, …’a ödenen ücret TÜBİTAK tarafından karşılanmasa da, …, proje kapsamında ek bir ücret almadığı için, sadece genel müdür olarak alması gereken maaşı aldığını, Tübitak tarafından kesilen destek şirkete değil proje yöneticisine ödenecek olduğunu, şirketin kasasından proje yöneticisine ödenen ek bir ücret olmadığına göre, şirketin zarar etmediği apaçık ortada olduğunu, davacı yanın da, genel müdür …’ın aslında çalışmadığını, şirketin genel müdürü, aynı zamanda proje yöneticisi olduğundan, proje kapsamında kendisine ek bir ücret ödenmediğini, davacı şirketin bu davayı açmak yerine Tübitak’ın ilk bildiriminde bu raporlama hatasını düzeltmesi gerektiğini, davacı yanın dilekçesinden ve sunduğu belgelerden anlaşıldığı kadarıyla müvekkilinin şirketteki yönetim kurulu görevi bittikten sonraki süreçte de raporlamalarda bir değişiklik olmadığı gibi, raporlamanın revizesi yönünde davacı şirkette bir girişim de olmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, personel gideri ödemesi yapılması nedeni ile herhangi bir kurum zararının söz konusu olmadığını, davalı …’a herhangi bir mükerrer ücret ve fazla ücret ödemesi yapılmasının söz konusu bulunmadığını, bu bağlamda yapılan hatalı uygulamanın TÜBİTAK’tan düzeltilmesinin talep edilmesinin hukuka muvafık olacağını, müvekkili … bakımından ise, … dışındaki diğer davalıların da bir sorumluluk ve TTK’nın 369. Maddesi kapsamında herhangi bir özen ve bağlılık yükümlülüklerine aykırılığın söz konusu olmadığını, müvekkili … bakımından, müvekkilinin 2012 yılında kendisine yapılan teklif üzerine naklen … Üniversitesi Rektörlüğünde Enstitü Sekreterliği kadrosuna atandığını, davacı şirket yönetim kurulu kararı gereğince de 13.03.2012 tarihinde de Teknokentte İdari Personel ve Yönetim Kurulu üyesi olarak yarı zamanlı çalıştığını, alınan kararlarda müvekkilini bir sorumluluğu olmadığı halde, müvekkili sorumlu tutan kararın kaldırılması gerektiğini, davacı şirketin müvekkilden sonraki genel müdürü de üniversite akademik kadrosuyla yer alan akademisyen kadrosunda devlet memuru olduğunu, müvekkili davalı …’dan iade alınmasına karar verilen ödemeler, bi zatihi ücret ödemeleri olduğunu, müvekkili ücretine ek herhangi bir ödeme almadığını, müvekkilinin çalışmasının %80’lik kısmını projeye ayırdığını, yıl sonlarında verilen proje sonuç bildirgeleri yönetim kurulu üyelerinin imzasının havi olduğunu, müvekkilinin mesaisinin %80’lik kısmını proje için harcadığının görüldüğünü, müvekkili davalı … bakımından, müvekkilinin 10/12/2013 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine atandığını, diğer davalı … ise müvekkili yönetim kurulu üyeliğine atanmadan önce zaten genel müdür konumunda olduğunu, müvekkili davalının bu karara imza atmadığını, …’ın genel müdür olarak göreve başlaması için alınan yönetim kurulu kararı 30/01/2012 tarihli olduğunu, bu kararı alan hiçbir yönetim kurulu üyesi davalı olarak gösterilmediğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliği ile ilgili yaptığı işve işlemlerden ibra edildiğini, davacı şirketin herhangi bir zararının söz konusu olmadığının bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, diğer davalı …’ın şirketin genel müdürü olduğunu, şirketten genel müdür olarak bir ücret aldığını, bu ücretlerin TÜBİTAK’a proje kapsamında rapor edildiğinden TÜBİTAK bu kapsamda yaptığı ödemeleri yapılacak destek bedelinden mahsup ettiğini, bu durumda da şirketin zarardan bahsetmesinin mümkün olmadığını, müvekkili aleyhine tesis edilen kararın kaldırılmasını talep ettiğini, bu nedenlerle her iki müvekkil davalılar yararına kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; üniversite kadrosunda bulunan birinin özel bir şirkete genel müdür olarak atanması özen ve gözetim yükümlülüğüne aykırı bir işlem olmadığını, üniversiteye ait de olsa özel bir şirkete genel müdür olarak atandıktan sonra kişinin üniversite ile ilişkisinin kesilmesi gerektiğini, sorumluluk hem işi bırakan ve üniversiteden ayrılan diğer davalı …’ın hem de üniversiteden ayrılan kişiye ücret ödemesi yapan üniversiteye ait olduğunu, üniversite ve şirkette genel müdür olan diğer davalı …’ın asli sorumlulukları dikkate alınmadan müvekkili dahil bazı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulması hukuka ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu, dava konusu uyuşmazlık, Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun ‘1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esasları’nın 9. maddesi uyarınca, müvekkili tarafından bu yönde alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmamasına ve asıl borçlu …’ın genel müdürlüğe atanmasının ardından personel giderlerinin karşılanmasında müvekkile isnadı kabil herhangi bir kusur oranı mevcut olmamasına rağmen, davacı vekili husumetini davalı müvekkile de yönelttiğini, bu durum onun kötüniyetinin bir göstergesi olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte kurul kararı olsa bile sorumluluk TTK. ilgili hükümleri gereğince yönetimin devredildiği …, … Ve …’e ait olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, TTK m.369 kapsamında müvekkilinin de sorumlu olduğu düşünülse dahi, husumet yönetim kurulu üyelerinin yalnızca belirli bir kısmına yönelttiğini, huzurdaki davayı yönetim kurulu üyelerinin tamamı aleyhine açılmadığını, eğer ki davacının … tarafından haksız kazanç elde ettiğinden bahisle huzurdaki dava ikame ettirildiyse, bu davada husumetin haksız kazancı elde edenden tahsili sağlamak adına …’a yönetilmesi gerektiğini, bu sebeple kaldırılması gerektiğini, …’ın atama kararı olan 30/01/2012 tarihli yönetim kurulu kararında ne imzası vardır, ne de müvekkilinin bu karardan haberdar olduğunu, söz konusu ödemelerin neticesinde iddia edildiği gibi herhangi bir şirket zararı mevcut olmadığını, bu hususta bilirkişi raporları ile de açıkça ortada olduğunu, ödemelerin yalnızca ödeme metodu yanlış olup zaten şirket tarafından başka isimle ödenecek olan bir paranın ilgilisine ödenmesinin herhangi bir şirket zararı ortaya çıkarmayacağı” bilirkişi raporunda da açıkça ortaya konulmasına rağmen yerel mahkemece dosya kapsamında ki kök ve sonradan alınan ek raporların aksine hüküm kurulduğunu, TÜBİTAK tarafından karşılıksız hibe desteğinden yapılan 476.566,17 TL’lik mahsup ve kesinti açıkça hukuka aykırı olduğundan söz konusu aykırılığın tübitak tarafından giderilmesinin gerekli olduğunu, bu hususta müvekkile herhangi bir kusur yükletilemeyeceğini, şirket yöneticilerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için zorunlu olan 6 aylık dava süresi de geçtikten sonra dava açıldığından taraflarınca ileri sürülen zamanaşımı def’nin yerel mahkemece nazara alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, 23.10.2019 tarihli duruşma zaptında görüleceği üzere anılan tarihte kök rapordaki müvekkili lehine tespitlere rağmen yerel mahkeme tarafından dosya yeniden bilirkişi incelemesine gönderildiğini ve buna ilişkin olarak bilirkişi heyeti tarafından, bilirkişi kurulu ek raporu düzenlendiğini, dosya kapsamında yer alan raporlar davacı tarafça kabul görmediğini, her celse ve son celsede mevcut raporlar çerçevesinde davacı şirketin haksız çıktığı görüldüğünden dosyanın başka bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınması istendiğini, mahkemece davacı yanın bu talebi kabul edilmeyerek mevcut raporlar hüküm için yeterli görüldüğünü, ancak her nedense yeterli görünen ve müvekkili lehine olan bilirkişi raporlarının hükme esas alınmayarak toplanan deliller ve bilirkişi raporlarından bağımsız bir karar verildiğini, yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yandan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet itirazı ileri sürüldüğünü, mahkemenin 11.07.2018 tarihli celsede aldığı 2 numaralı ara kararı ile husumet itirazı ve zamanaşımı def’ine ilişkin itirazların esas hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verildiğini, ancak mahkemenin istinafa konu kararında gerek husumet itirazı gerekse de zamanaşımı def’ine ilişkin iddialar karşılanmadığını, karar bu yönüyle usul açısından hukuka aykırı olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket ile TÜBİTAK arasında imzalanan 11.04.2013 tarihli proje sözleşmesinin 22.1 maddesi uyarınca 16.01.2007 tarih ve 26405 sayılı resmi gazetede yayımlanan Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu Teknoloji Ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin Yönetmelik, sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunu, sözleşme incelendiğinde şirket yetkilileri olarak … Ve …’ın belirlendiği ayrıca …’ın Teknoloji Transfer Ofisi (tto) Yöneticisi, …’ın İse Proje Yürütücüsü olduğunun görüleceğini, 2013, 2014 ve 2015 yılına ait personel giderleri formları incelendiğinde …’a yapılan ödemelerin de formlarda mevcut olduğu ve 2013 ile 2014 yıllarına ait formun … tarafından, 2015 yılına ait formun ise 24.02.2016 tarihinde o tarihte yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olan… tarafından imzalandığının görüleceğini, TÜBİTAK TTO Projesi bütçesinin personel gideri kaleminden …’a ödeme yapılmasına ilişkin alınmış bir yönetim kurulu kararı olmadığını, mahkeme kararında da belirtildiği üzere …’la ilgili 2 yönetim kurulu kararında müvekkilinin imzası bulunduğunu, bunlardan 13.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararında …’ın şirket genel müdürlüğüne atanmasına, aylık 6.000,00TL net ücret ödenmesine ilişkin olduğunu, müvekkile …’la iş sözleşmesi imzalama yetkisi verildiğini, müvekkili de kendisine verilen yetkiye dayanarak …’la 13.03.2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladığını, ikinci yönetim kurulu kararı ise 28.12.2012 tarihli karar olup bu kararda da 1513 tto destekleme programı kapsamında TÜBİTAK ve HT-TTM arasında sözleşme imzalanırsa …’la 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık net 7.500TL ücret üzerinden iş sözleşmesi imzalamak üzere müvekkile yetki verildiğini, burada kastedilenin …’a genel müdür görevi karşılığı ödenecek aylık ücrete ilişkin iş sözleşmesi yapılmasının olduğunun açık olduğunu, Teknoloji Transfer Ofisi (tto) yöneticisi olması nedeniyle …’a proje bütçesinin personel giderleri kaleminden ücret ödenmesi 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı uygulama esaslarının 9. maddesinin 1.1. fıkrası hükmüne uygun olduğunu, anılan hükme rağmen bu ödemeyi geri talep eden TÜBİTAK’a karşı hukuki yollara başvurmayan davacı şirketin yöneticilerinin şirketi zarara uğradığını bu zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, …’ın üniversitede çalışıyor olması proje yürütümünde Çalışmasına Ve Bunun İçin Bir Ücret Almasına Engel Olmadığını, Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) yöneticisi olması nedeniyle …’a proje bütçesinin personel giderleri kaleminden ücret ödenmesi 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı uygulama esaslarının 9. maddesinin 1.1. fıkrası hükmüne uygun olmakla birlikte bir an için davacı yanın aksi iddiasının doğru olduğu varsayılsa dahi bu durumda proje kapsamındaki çalışmaları nedeniyle kendisine pti ödemesi yapılması zorunlu olduğunu, …’ın projede Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) yöneticisi olarak yer alması nedeniyle bütçe teklifinde kendisine pti ödeme kalemi için pay ayrılmadığını, bu düzeltmeyi yapacak olanlar, TÜBİTAK’tan konu ile ilgili yazı geldiğinde görevde olan şirket yöneticileri olduğunu, şirkete bu hak TÜBİTAK’ın ilgili mevzuatı ile tanındığını, gerekli düzeltmeyi yapmayarak şirketin 2016 yılı desteğini eksik almasına neden olan şirket yöneticileri oluşan zarardan sorumlu olduğunu, o tarihte yönetim kurulu üyesi olmayan müvekkilinin zarardan sorumlu tutulması hukuka aykırı olduğunu, şirketin zarara uğramadığı bilirkişi raporları ile de sabit olduğu halde aksi yönde verilen mahkeme kararı bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin önüne gelen uyuşmazlıkta taraflar arasında husumet bulunmayan bir konuda inceleme ve değerlendirme yapması hukuka aykırı olduğunu, cümlesinin amacı öğretim elemanlarının teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan şirketlerde yarı zamanlı çalışmaları nedeniyle elde edecekleri gelirlerin 2547 sayılı yasanın 37. maddesi kapsamından çıkarılması olduğunu, dolayısıyla bu cümlenin yarı zamanlı olarak görevlendirilen idari personele ücret ödenmeyeceği şeklinde yorumlanmasının 4691 sayılı kanunun amacına ve anayasa ile güvence altına alınan eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, davacının uğradığını iddia ettiği zarar ile müvekkilin yönetim kurulu başkanı olarak yürüttüğü görev arasında hiç bir şekilde illiyet bağı bulunmadığını, Tübitak Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) projesi bütçesinin personel gideri kaleminden …’a ödeme yapılmasına ilişkin alınmış bir yönetim kurulu kararı olmadığını, proje sözleşmesi TÜBİTAK ile davacı şirket arasında 11.04.2013 tarihinde imzalanmış olmasına rağmen …’la yeni bir iş sözleşmesi de imzalanmadığını, taraflar arasında imzalanan proje sözleşmesine göre şirket yetkilileri … Ve …, ayrıca … Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi, … ise proje yürütücüsü olduğunu, 2013, 2014 ve 2015 yılına ait personel giderleri formları incelendiğinde …’a yapılan ödemelerin de formlarda mevcut olduğu ve 2013 ile 2014 yıllarına ait formun … tarafından, 2015 yılına ait formun ise 24.02.2016 tarihinde o tarihte yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olan… tarafından imzalandığının görüleceğini bu nedenlerle yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı … ve …
vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında mahkemece görevlendirilen iki yeminli mali müşavir ve bir öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kök rapor uyarınca davalı müvekkillere hiçbir kusur atfedilemeyeceği açıkça ortada olduğunu, …’ın atama kararında müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, davanın asıl konusunu davalılardan …’a … Teknokent Teknoloji Transferi Merkezinde genel müdür-idari yardımcısı olarak çalışması sebebi ile yapılan ödemelerin haksız olup olmadığını oluşturduğunu, yerel mahkemece görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen ilk bilirkişi raporundan ve ek raporlardan da açıkça anlaşılacağı üzere, davalı müvekkillerin söz konusu görevlendirme kararında imzalarının bulunmadığının açık olduğunu, görevlendirme kararında imzası dahi olmayan müvekkillerin bu hususta sorumluluğuna gidilmesi son derece yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ödemelerin yalnızca ödeme metodu yanlış olduğunu, şirket tarafından başka isimle ödenecek olan bir paranın ilgilisine ödenmesinin herhangi bir şirket zararı ortaya çıkarmayacağını bilirkişi raporunda da açıkça ortaya konulmasına rağmen yerel mahkemece dosya kapsamında ki kök ve sonradan alınan ek raporların aksine hüküm kurulduğunu, TÜBİTAK tarafından karşılıksız hibe desteğinden yapılan 476.566,17 TL’lik mahsup ve kesinti açıkça hukuka aykırı olduğundan söz konusu aykırılığın TÜBİTAK tarafından giderilmesi gerekli olduğunu, bu hususta müvekkillere herhangi bir kusur yükletilemeyeceğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir şirket zararının varlığı kabul edilse bile, bu hususta müvekkillerinin hukuki sorumluluğuna gidilemeyeceğini, yalnızca zarara sebebiyet verdiği iddia edilen kişi yönünden sorumluluğun söz konusu olabileceğini, dava konusu ödemeler TÜBİTAK tarafından yapıldığını, ödeme ve desteği kabul edenin de başka birisi olduğu açıkça ortada olduğundan, müvekkillerin aleyhine tanzim edilen davada müvekkilleri … ve …’in herhangi bir taraf sıfatı dahi mevcut olmadığından davanın reddi gerekirken yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte şirket yöneticilerinin sorumluluğunun söz konusu olduğu iddia edilen döneme ilişkin olarak yapılan şirket genel kurullarında yönetim kurulunun ibra edildiğini şirket yöneticilerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için zorunlu olan 6 aylık dava süresi de geçtikten sonra dava açıldığından taraflarınca ileri sürülen zamanaşımı definin yerel mahkemece nazara alınmamasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan zamanaşımı itirazı yanında kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için zamanaşımı süresinin geçmediği kabul edilse dahi 23.10.2019 tarihli duruşma zaptında görüleceği üzere anılan tarihte kök rapordaki müvekkillerinin lehine tespitlere rağmen yerel mahkeme tarafından dosya yeniden bilirkişi incelemesine gönderildiğini ve buna ilişkin olarak bilirkişi heyeti tarafından, bilirkişi kurulu ek raporu düzenlendiğini, dava konusu ödemelerle ilgili olarak dosyaya sunulan 2. ek bilirkişi raporunda da daha önceki görüşlerin sabit olduğu belirtildiğini, mahkeme tarafından talep edilen tüm bilirkişi raporlarında davalı müvekkillerin lehine tespitlere yer verildiğini dosya kapsamında toplanan deliller, TTK’nın ilgili maddeleri ve ilgili mevzuatlar uyarınca davalı müvekkilerin aleyhine verilen karar açıkça hukuka aykırı olduğunu, önemle belirtmek istediğimiz bir diğer husus ise dosya kapsamında yer alan raporlar davacı tarafça kabul görmediğini, her celse ve son celsede mevcut raporlar çerçevesinde davacı şirketin haksız çıktığı görüldüğünden dosyanın başka bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmasının istendiği, mahkemece davacı yanın bu talebi kabul edilmeyerek mevcut raporların hüküm için yeterli görüldüğünü, ancak her nedense yeterli görünen ve müvekkillerin lehine olan bilirkişi raporları dahi hükme esas alınmayarak toplanan delillerin ve bilirkişi raporlarından bağımsız bir karar verildiğini, yargılamanın safahatlarına bakıldığında ise yerel mahkemece toplanan delillerin ve dosyada bulunan bilirkişi raporlarının yeterli görüldüğünü ve dosya tekemmül ettirildiğini, açıklanan hükümde toplanan hiçbir delil ve alınan raporlara itibar edilmeden hüküm tesis edildiğini, bu durumun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, TTK 553. Maddesine dayalı olarak davacı şirketin uğradığı zararın davalılardan tahsili talebine ilişkindir. .
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… “kültür ve turizm uzmanı” olarak görev yapmakta olan davalı …’ın, 15.02.2012 tarihinde, … görevine atandığı,davalı …’ın … Üniversitesi’ndeki görevine atanmadan önce davacı şirketin 30.01.2012 tarih ve 2012/8 sayılı yönetim kurulu kararı ile, … San. ve Tic. A.Ş. (HT-TTM)’nde Genel Müdür-İdari Yardımcısı olarak atanması için 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve bu Kanunda değişiklik yapan 6170 sayılı Kanun gereğince … Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından sürekli idari personel olarak görevlendirilmesi ve ücretsiz izin verilmesi İçin … Üniversitesi Rektörlüğü’ne talep yazısı yazılmasına oybirliği ile karar verildiği,davacı şirketin 13.03.2012 tarih ve 2012/12 sayılı yönetim kurulu kararı ile; 13.03.2012 tarihinden itibaren Genel Müdürlüğe …’ın atanmasına, Genel Müdür …’a aylık net 6.000,00.-TL ücret ödenmesine, Genel Müdür ile Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi’ni… San. ve Tic. A.Ş. adına Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. … ile imzalanmasına karar verildiği, bu kararda …, … dışındaki davalıların ve dava dışı…’ın yönetim kurulu başkan ve üyesi olarak imzalarının yer aldığı, davacı şirketin 28.12.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında; “1513 TTO destekleme programı kapsamında TÜBİTAK ve HT-TTM arasında sözleşme imzalanırsa; 01.01.2013 tarihinden itibaren İlhan … ile iş sözleşmesi imzalamak üzere Prof Dr. …’a yetki verilmesine, 1513 TTO destekleme programı kapsamında TÜBİTAK ve HT-TTM arasında sözleşme imzalanırsa, … ile aylık net 7.500,00.-TL ücret üzerinden iş sözleşmesi imzalanmasına” karar verildiği, bu kararda davalı yönetim kurulu başkan ve üyelerinin imzalarının yer aldığı, bu kararlar uyarınca yönetim kurulu başkanı olan davalı …’ın, davacı şirketi temsilen … ile 13.03.2012 başlangıç tarihli “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”ni imzaladığı, bunun üzerine davalı …’ın şirketin genel müdürlüğüne atandığı, 2013 yılında itibaren davacı şirkete, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK’tan 5 yıl boyunca yıllık 1.000.000 TL “karşılıksız hibe” desteği sağlandığı anlaşılmıştır.
18.02.2016 tarih ve 2016/4 sayılı davacı şirket yönetim kurulu kararı ile; genel müdür … ile olan belirsiz süreli iş sözleşmesi feshedilerek …’a verilen tüm yetkilerin iptal edilmesine karar verildiği, davalı …’ın, 01.02.2016 tarihinde müstafi sayıldığı ve … Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 17.08.2016 tarihli kararı ile kamu görevinden çıkarıldığı görülmüştür.
Dava dışı TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığının davacı şirkete yazdığı 17.02.2017 tarih E-38026 sayılı yazısında; 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin “üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez “Hükmü gerekçe gösterilerek, 01.01.2013-31.12.2015 tarihleri arasında …’a hukuka aykırı olarak yapılan destek ödemelerinin faizleri ile birlikte toplamı olan 454.449,73.-TL’nin, 20.03.2017 tarihine kadar iade edilmesi, aksi takdirde müvekkili şirketin proje destek tutarından mahsup edileceğinin bildirildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı …’a Ankara 54. Noterliği kanalıyla keşide edilen 17 Mart 2017 tarih ve 11772 yevmiye sayılı ihtarname ile davalının hukuka aykırı ve kusurlu eylemleri neticesinde sorumluluğunda olan katkı bedelinden mahsuba konu 454.449,73.-TL’nin 20 Mart 2017 tarihine kadar TÜBİTAK’a ödeme yapılmak üzere davacı şirket hesabına yatırılmasının talep edildiği,
1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK’ın davacı şirkete 2017 yılı için 954.651,74.-TL katkı sağladığı, ancak davacı şirkete TÜBİTAK tarafından banka dekontuna nazaran 2017 yılı için 478.085,57.-TL olarak katkı sağlandığı, TÜBİTAK’ın davacı şirkete yazmış olduğu 16 Ocak 2018 tarihli cevabi ekindeki 26 Ekim 2017 tarihli yazısında; “…’a yapılan haksız ödemelerin yasal faiziyle birlikte toplam 454.449,73.- TL olarak 20.03.2017 tarihine kadar iadesi istenmiş fakat herhangi bir ödeme gerçekleşmemiştir Söz konusu iade tutan aşağıda ayrıntılı olarak detaylandırılmış ve 2017 yılı ön ödeme tutarı olan 954.651,74.-TL den 23.08.2017 tarihinde mahsup edilmiştir.” denilmekte olduğu, bu yazılardan davacı şirketin proje desteğinden davalı …’a yapılan personel gideri desteğinin güncel faizi hesaplanarak 23 Ağustos 2017 tarihi itibarı ile 476.566,17.-TL’nin mahsup edildiği görülmüştür.
Yargılama aşamasında bir mali müşavir, bir emekli sayıştay denetçisi ve bir hesap uzmanı bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda özetle,1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin (1)a 1.2. Bendinde; ”Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere PTİ(Proje Teşvik İkramiyesi ) verilir. PTI proje bütçesi içinde kabul edilir.’nükmü yer almakta olduğundan, Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü olarak görev alan davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında personel gideri ödemesi yerine yine 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin “projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere PTİ(Proje Teşvik İkramiyesi) verilir. PTI proje bütçesi içinde kabul edilir.” Hükmü uyarınca PTİ(Proje Teşvik İkramiyesi) olarak hak ettiği ücretlerinin ödenmesi gerektiğinden, davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında personel gideri ödemesi yapılması nedeni ile her hangi bir kurum zararının söz konusu olmadığı, zira Belirsiz Süreli İş sözleşmelerde belirtilen ücretler davacı şirketçe davalı …’a ödenmemiş olduğu, buna karşın davalı …’ın Belirsiz Süreli İş Sözleşmeleri ile belirlenen aylık ücretlerini1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK’tan yıllık 1.000.000,00 TL olmak üzere 5 yıllık olarak temin edilen karşılıksız hibe desteğinden almış olduğu, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmü uyarınca Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü olarak görev alan davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında personel gideri ödemesi yerine PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) ödenmesi gerekirken, hata en personel gideri desteği veya ödemesi yapılması sonucunda davalı …’a her hangi bir mükerrer ücret ve fazla ücret ödemesi yapılmasının söz konusu olmadığı , dolayısı ile davacı şirketin her hangi bir zararının bulunmadığı , bu bagl’amda yapılan hatalı uygulamanın TUBITAK’tan düzeltilmesinin talep edilmesinin hukuka muvafık olacağı, dava dosyasında davalı, …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmü uyarınca ödenmesi gereken PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) tutarlarının, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamıhda yapılan personel desteği veya gideri ödemesi tutarından noksan olduğuna, davalı …’a ödenmesi gerekenden daha fazla ödeme yapıldığına dair bir defi ve tespit yer almadığı gibi dava dilekçesinde davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmü uyarınca ödenmesi gereken PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) ödemelerin yapılmasının hukuka ve usule aykırı olduğuna dair bir definin de bulunmadığı, diğer yandan davalı …, Üniversite kadrosuna atanmadan davacı “şirketin genel müdürlüğüne atanmış olduğu ve 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programının fiili ve hukuki yürütücüsü olduğundan, bu program kapsamında davacı şirket 5 yıl süre ile karşılıksız hibe desteği veya kredisi veren TÜBİTAK’ın Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü olarak görev alan davalı …’a program kapsamında personel desteği veya personel gideri ödemesi yapılmaması gerektiğini, bunun yerine davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmü uyarınca PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) ödenmesi gerektiğini bilmesi gerektiğinden , TÜBİTAK’ın kendi hatalı işlem ve uygulamasını resen düzeltmesinin iyi niyet kurallarının bir gereği olduğu , bu itibarla davacı şirketin davasına dayanak teşkil eden TÜBİTAK’ın , davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmü uyarınca ödenmesi gereken – PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) tutarlarının, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında yapılan personel desteği veya gideri ödemesi tutarından noksan olduğunu tevsik ve ispat etmeden davacı şirkete vermiş olduğu karşılıksız hibe desteğinden yapmış olduğu 476.566,17 TL’lik mahsup ve kesintinin hukuka ve usule aykırı olduğu, dava konusu zarar, davalı …’a TÜBİTAK tarafından (YMM raporlarına istinaden )yapılan ödemelere ilişkin olup, diğer davalıların, davalı …’a TÜBİTAK tarafından 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmüne aykırı olarak program
kapsamında yapılan personel desteği veya gideri ödemelerinde her hangi bir görev ve sorumlukları ile dahilleri bulunmadığından davalı … dışındaki diğer davalıların TTK’nun 369. Maddesi kapsamında her hangi bir özen ve bağlılık yükümlülüklerinin söz konusu olmadığı, zira dava zarara konu ödemeler dava dışı TÜBİTAK tarafından yapılmış olup, ödeme ve desteği kabul edenin de diğer davalı … olduğu , diğer davalıların davalı …’a 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesi hükmüne aykırı olarak program kapsamında personel desteği veya gideri ödemesi yapılması hususunda her hangi bir talimat ve işlemlerinin bulunmadığı ,diğer yandan davacı şirket yönetim kurulunun 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait faaliyet ve hesapları şirket genel kurulunca ibra edilmiş olduğu, TTK’nun 558. Maddesinde ise:” (1) İbra karan genel kurul kararıyla kaldırılamaz. 445 inci madde hükmü saklıdır. (2) Şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. Diğer pay sahiplerinin dava hakları ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşer.” Hükmü yer almakta olup, bu hükme göre şirket genel kurul kararlarının iptali 6 ay içerisinde dava edilebileceği ve bu yönde açılmış bir dava bulunmadığından davacı şirketin ilgili dönmelerde yönetim kurulu başkanı ve üyeleri olan diğer davalıların ibra edildiğine dair genel kurul kararları geçerliliğini korumakta olduğu, dolayısı ile diğer davalıların, davalı …’a TÜBİTAK tarafından yapılan ödemeler nedem ile ilgili her hangi bir mali ve hukuki sorumluklarının bulunmadığı belirtilmiştir.
25.11.2019 tarihli ek raporda özetle,kök rapordaki görüş tekrar edilerek, davalılardan …’ın sorumluluğunun bulunduğuna Dair ne zımni ne de sarih bir ifadeye yer verilmemiş olduğu, davacı şirket yönetim kurulunun 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait faaliyet ve hesapları şirket genel kurulunca ibra edilmiş olduğu, bu ibraların yapıldığı dönemlerde dava konusu uyuşmazlık mevcut olmadığından, şirket genel kurul kararlarında uyuşmazlık konusunun görüşülmesinin mümkün olmadığı, bu İtibarla davacı vekilinin ibra konusuna dair talebinin hukuka muvafık görülmediği, davalıların şirketi zarara uğratmış olduğuna dair davacının iddiası dışında başkaca somut delil ve tespitin bulunmadığının aşağıda ayrıntılı olarak açıklandığı, bu itibarla davacı vekilinin kök raporumuza ilişkin itirazları yerinde görülmediği, davalı …’a TÜBİTAK projesi süresince şirketçe ödenmesi gereken aylık 7.500,00 TL’lik maaşı ödenmemiş olduğu, bunun yerine davalı …’a 2013, 2014 ve 2015 yılları 2016 yılının Ocak ayı dahil ödenmeyen aylık 7.500,00TL’lik maaş tutarı olan 3 yılx 12 ay*1 ay -37 ay x7.500,00- 277.500,00 TL ile PTİ kapsamında 37 ay ödenmesi gereken aylık 2.000,00TL’lik PTİ toplam (37×2000,00)-74.000,00TL ücretin ilave edilmesi ile, davalı …’a bu dönem zarfında davacı şirketçe 277.500,00TL maaş ile TÜBİTAK’ça da toplam 74.000,00TL’lik PTİ ücreti olmak üzere toplam 351.500,00TL ödenmesi gerektiği, davalı …’a yukarıda da belirtildiği üzere 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında personel gideri ödemesi yerine PTİ(Proje Teşvik İkramiyesi ) ödenmesi gerekirken, 2013 yılı için 97.500,00 TL, 2014 yılı için 107.250,007TL ve 2015 yılı için 105.000,00TL tutarında olmak üzere toplam 309.750,00 TL’lik hataen personel gideri ödemesi yapılmış olduğu, bu durumda davalı …’a davacı şirketçe Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi kapsamında toplam 277.500,00 TL maaş ödemesi İle 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında toplam 74.000,00 TL’lik PTİ ücreti olmak üzere toplam 351.500,00 TL ödenmesi gerektiği halde, davalı …’a aynı dönemde 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında toplam 309.750,00 TL’lik personel gideri ödemesi yapılmış olduğundan, davalı …’a hak ettiği ödeme tutarından 351.500,00 -309.750,00- 41.750,00 TL tutarında eksik ödemede bulunulmuş olduğundan, davalı …’a yapılan ödemeler nedeni ile davacı şirketin zarara uğramasının söz konusu olmadığı, bilakis bu uygulama sonucunda davacı şirketin davalı …’a 41.750,00 TL tutarında eksik ödemede bulunması nedeni ile bu tutarda kazançlı ve karlı hale gelmiş olduğu belirtilmiştir.
24.08.2020 tarihli ek raporda özetle,kök rapordaki görüş tekrar edilerek, faiz ve diğer ek unsurlar göz önüne alınmadığı şekliyle söz konusu süreler içinde …’a toplam net 351.500,00 TL ödeme yapılması gerektiği,1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı kapsamında 2017 yılı için davacı şirkete sağlanacak katkı tutarı olan, 954.651,74 TL olup, davacı şirketin proje desteğinden davalı …’a yapılan personel desteğinin 23 Ağustos 2017 tarihli güncel faizi ile birlikte 476.566,17 TL’nin toplam katkı tutarından mahsup edilmiş olduğu, söz konusu kesintinin 2013 yılı için 97.500,00 TL ana para ve 68.841,92 TL faiz olmak üzere 166.341,92 TL, 2014 yılı için 107.250,00 TL ana para ve 59.460,04 TL faiz olmak üzere 166.710,04 TL, 2015 yılı için 105.000,00 TL ana para ve 38.514,21 TL faiz olmak üzere, toplam 309.750,00 TL ana para ve 166.816,17 faiz tutarı olduğu, bu hususun dava dilekçesi ekinde yer alan ihtarnamelerde ve TÜBİTAK’ın resmi yazılarında sarahaten belirtildiği gibi, 25.11.2019 tarihli ek raporumuzda da yapılan kesintinin 166.816,17 TL’lik bölümünün ana paraya ait faiz olduğunun belirtilmiş olduğu, TÜBİTAK tarafından söz konusu dönemler için ana para olarak 309.750,00 TL ile 166.816,17 TL’lik faiz kesinti yapılmış olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 553/(1) maddesinde; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanunda ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.”,
Aynı yasanın 555/(1) maddesinde; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” şeklinde hükümler mevcuttur.
Davalılar hakkında TTK’nun 553 vd. maddeleri gereğince sorumluluk davası açılabilmesi için anılan yasanın 618/(3).c maddesi uyarınca yasada öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması da gerekmektedir. Anılan bu husus dava şartıdır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/11/2019 tarih ve 2018/2242 Esas 2019/7531 Kararı).
Davacı şirketin 19.07.2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında 13.03.2012-27.01.2016 tarihleri arasındaki faaliyetleri sebebiyle şirket zararına işlem yapan yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına oybirliği ile karar verildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, davacı şirkette genel müdür olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde davalı …’a; TÜBİTAK’tan temin edilen karşılıksız hibe desteğinden personel gideri ödenmiş olması nedeniyle, yapılan bu ödemeler dolayısıyla davalıların TTK’nun 369. maddesi kapsamında her hangi bir özen ve bağlılık yükümlülüklerini ihlal edip etmediği, ödemelerin 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarına uygun olup olmadığı, yapılan bu ödemelerden davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalılar ve genel müdür …’ in sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun “Personel” başlıklı 7.maddesi ” (Değişik birinci fıkra: 2/3/2011-6170/4 md.) Yönetici şirkette ve Bölgede yer alan faaliyetlerde yürürlükteki iş ve çalışma mevzuatına göre personel istihdam edilir. Bölgelerde 4875 sayılı Kanun, 27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı AR-GE veya tasarım personeli çalıştırılabilir. (1)
Kamu kurum ve kuruluşları ile üniversite personelinden Bölgede yer alan faaliyetlerde araştırmacı ve idari personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, çalıştıkları kuruluşların izni ile sürekli veya yarı zamanlı olarak çalıştırılabilirler. Yarı zamanlı görev alan öğretim üyesi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi ve uzmanların bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner sermaye kapsamı dışında tutulur.
Sürekli olarak istihdam edilecek personele kurumlarınca aylıksız izin verilir ve kadroları ile ilişkileri devam eder. Bunlardan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tâbi personelin burada geçirdikleri süreler için emeklilik hakları 5434 sayılı Kanunun 31 inci maddesi hükümlerine uyulmak kaydıyla saklı kalır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesinin bu maddede yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri uygulanmaz. (2) …” hükmü yer almaktadır.
1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin (l) a 1.2. Bendinde; “Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) verilir. PTİ proje bütçesi içinde kabul edilir.” hükmü, 11.maddesinde ise; “(1) PTİ ödemesi sadece yükseköğretim kurumu kadro veya pozisyonlarında bulunanlara yapılır.
(2) Proje kapsamında proje yürütücüsü dâhil en fazla beş kişiye PTİ verilebilir.
(3) Toplam PTİ tutarı, faaliyet raporu değerlendirilmesi sonrasında TÜBİTAK tarafından proje özel hesabına aktarılır. Kurum gerekli yasal kesintileri yaparak hak edilen PTİ tutarlarını ilgili kişilere ödemekle yükümlüdür.
(4) PTİ ödenebilmesi için, proje yürütücüsü çalışma süresinin %80’ini, yardımcı personel çalışma süresinin %60’ını projeye ayırır. Bu katkı oranlarını (çalışma sürelerinin belirtilen yüzdelerini) projeye ayırmayan kişilere PTİ ödenmez.
(5) Aynı veya farklı projelerden bir kişiye aynı anda hem PTİ hem de proje personeli gideri olarak aylık ücret ödemesi yapılamaz.
(6) Projelerde görev alan vakıf üniversiteleri personeli, kamu üniversite personeline uygulanan kurallara tabidir. Vakıf üniversiteleri bünyesinde proje başvuru tarihi itibariyle en az 6 (altı) aydır sözleşmeli çalışan kişilere PTİ ödenir.” hükmü ,
(7) Başvuru sahibi kuruluşun kadro veya pozisyonlarında bulunan bir proje personeli aynı anda TÜBİTAK Destek Programları kapsamında en fazla;
a) İki (2) projede yürütücü veya
b) Bir (1) projede yürütücü ve iki (2) projede araştırmacı/yardımcı personel veya
c) Dört (4) projede araştırmacı/yardımcı personel,
olarak PTİ alabilir. Bu sınırlamaların aşıldığı durumlarda, aşan kısımlar için PTİ ödemesi yapılmaz.
(8) Desteklenen projelere, destek kararının alındığı yılda geçerli olan toplam PTİ üst sınırları uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Dairemizce dava dışı Tübitak Başkanlığına müzekkere yazılarak davacı şirket ile 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esasları uyarınca yapılan sözleşme kapsamında düzenlenen projede davalı …’ın proje yürütücüsü mü, yoksa proje yöneticisi mi olduğu hususu sorulmuş, Tübitak Başkanlığının 23.11.2022 tarih ve E-21400745-020-332103 sayılı yazısı ile davalı …’ın 6120021 numaralı projede TTO yöneticisi olduğu bildirilmiş,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkereye verilen 29.09.2023 tarih 2023/6093sayılı cevapta ise, davalılara ilişkin;… hakkında 2019/53229 sayılı soruşturma dosyasına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, … hakkında 2020/93638 sayılı soruşturma dosyasına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, … hakkında 2019/41483 ve 2020/11358 sayılı Soruşturma dosyalarına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği diğer davalılar hakkında T.C.Kimlik numaraları ile yapılan UYAP sorgusunda Cumhuriyet Başsavcılığın Terör Suçları Soruşturma Bürosunda herhangi bir soruşturma kayıtlarının bulunmadığı bildirilmiştir.
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince; davada davacı şirkette genel müdür olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde davalı …’a, TÜBİTAK’tan temin edilen karşılıksız hibe desteğinden personel gideri ödenmiş olması nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın davalılardan tahsili talep edilmiş olup,her ne kadar ilk derece mahkemesince,üniversite personeli olmasına rağmen TÜBİTAK tarafından sağlanan proje katkısından personel giderinin ödenmemesi gerekirken davalı …’a 2013,2014 ve 2015 yıllarında personel giderinin ödendiği, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesine aykırı olarak ödeme yapıldığından, TÜBİTAK tarafından faizi ile birlikte toplam 476.566,17-TL davacı şirketin 2017 yılı katkısından kesinti yapıldığı, bu şekilde davacı şirketin zarara uğradığı, bu zarardan ödemeyi yapan ve alan olarak …’ın ve 4691 sayılı kanuna aykırı olarak ücret ödenmesine karar veren davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu, yönetim kurulu üyelerinin TTK 369. Maddesindeki bağlılık ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları ve TTK 553. Maddesi gereğince zarardan sorumlu oldukları belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de,, Tübitak Başkanlığının 23.11.2022 tarih ve E-21400745-020-332103 sayılı yazısı uyarınca davalı …’ın 6120021 numaralı projede TTO yöneticisi olduğu, 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı Uygulama Esaslarının 9 uncu maddesinin (l) a 1.2. bendine göre,”Üniversite kadrosunda bulunup projede proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanların personel giderleri desteklenmez, bu kişilere PTİ (Proje Teşvik İkramiyesi) verilir. PTİ proje bütçesi içinde kabul edilir.” hükmü gözetildiğinde, proje yürütücüsü veya yardımcı personel olarak görev alanlara personel giderleri ödenmeyeceği,davalı …’ın proje yöneticisi olması nedeniyle personel gideri ödenmesinde bir usulsuzlük olmadığı,zira dava konusu projede proje yürütücüsünün dava dışı … olduğu,dolayısıyla bu durumda davalıların,davacı şirketi zarara uğrattığının dosya kapsamı itibarıyla kanıtlanamamış olduğu anlaşılmış olmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.10.2020 tarih ve 2018/269 Esas 2020/560 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85TL harçtan peşin alınan 8.138,56TL harcın mahsubu ile fazla alınan 7.868,71 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/4 maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödemesine,
5-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 8.149‬,00TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru gideri ve 27,08TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 175,68‬TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinafa başvuran davalılar … ve … tarafından yatırılan 8.139,00TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde adı geçen davalılara iadesine,
4-İstinafa başvuran davalılar … ve … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru gideri ve 100,00TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 248,60TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 8.138,54TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
6-İstinafa başvuran davalı … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinafa başvuran davalı …
tarafından yatırılan 8.138,54TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
8-İstinafa başvuran davalı … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 8.138,54TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
10-İstinafa başvuran davalı … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-İstinafa başvuran davalı … tarafından yatırılan 8.192,94‬TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
12-İstinafa başvuran davalı … tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/12/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.