Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/258 E. 2021/1140 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C…. Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI …..
DAVA : Menfi Tespit (… İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, müvekkili bankaca düzenlenmiş olan “10/12/1986 düzenleme tarihli, 30.714,00 TL tutarındaki istimlak bedelini” tahsil etmek amacıyla müvekkili banka aleyhinde takip başlatmış ise de takip dayanağı belgenin müvekkili bankanın davalıya bir istimlak borcu olduğu anlamına gelmeyeceğini, müvekkilinin istimlak işleminin tarafı olmadığı gibi istimlak bedelini ödeme yükümlülüğünün de bulunmadığını, müvekkili bankanın kamulaştırma kanunu kapsamında sadece aracı olduğunu, davalının zamanaşımı süresi geçtikten sonra takip yapmasının kötü niyetli olduğunu, davalının bankalarında herhangi bir hesabının bulunmadığını, Kamulaştırma Kanunu kapsamında bankanın depo makamı sıfatıyla görev yaptığını, o tarihte yürürlükte bulunan 3182 … Kanunu’na göre 10 yıllık süre sonunda söz konusu meblağın devlete intikal etmiş olacağını iddia ederek müvekkili hakkında başlatılan toplam 37.017,00 TL borçtan dolayı müvekkili bankanın borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca dayanak belgenin T.C. … … … Şubesi tarafından … 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasından gönderilen 21/11/1986 tarihli müzekkereye cevaben düzenlenmiş bir belge olduğunu, bu belgede açıkça müvekkiline ait olan ve T.C. … Bankasının 07/10/1974 tarih ve ……. no’lu dekontu ile ödenmiş 37.014,00 TL istimlak bedelinin bugüne kadar ödenmediği ve hesabında bloke tutulduğunun belirtildiğini, bu nedenle davacının borcu bulunmadığı hususunda itirazda bulunamayacağını, müvekkili tarafından … ve … Başkanlığı aleyhine … 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin….. Esas sayılı dosyasında … … … Şubesindeki hesaba …… dekont ile yatırılmış bulunan 37.024,00 TL istimlak bedeli düşülmek suretiyle geriye kalan 362.986,00 TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, 21/01/1988 tarihinde kesinleşmiş mahkeme kararının davacı bankanın istimlak hesabında tuttuğu paranın müvekkiline ait olduğunu ve müvekkiline ödenmesi gerektiğini ortaya koyduğunu, müvekkilinin rahatsızlandığını, kendini 2014 yılında toparlayınca yaptığı başvuru ile banka nezdindeki evrakları 10 yıl saklamakla yükümlü olduklarını ve … Bankasına devredildiğinden bahsedildiğini, zamanaşımı süresinin blokenin konduğu tarihte durduğunu, hesaptaki blokenin kaldırıldığı tarihten işlemeye devam ettiğini, davacı bankanın blokenin kaldırıldığını ve bloke kaldırıldığı tarihten sonra 10 yıllık zamanaşımı süresi dolması nedeniyle parayı ……hükümlü olduğunu, bloke tutulan istimlak bedelinin müvekkiline ödenmediğini bildirerek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; 07/10/1974 tarihinde … … tarafından davacı bankaya yatırılan 37.014,00 TL ‘lik istimlak bedelinin davalı … adına ayrı bir mevduat hesabı açılmadan, “… …’a ait” kaydıyla istimlak bedelleri hesabında blokeye alındığı, … 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin…… E. Sayılı dosyasına verilen kararda; …. Yıkılmaması nedeniyle istimlak bedelinin adı geçene ödenmediğinin belirtildiği, İstimlak bedelleri hesabında tutulan meblağ üzerindeki blokenin, hesap üzerindeki davacı banka rehninden değil, davalının söz konusu yargılama sürecinde evini yıkmamasından kaynaklandığı, dolayısıyla alacak üzerinde rehin bulunduğundan zamanaşımının işlememesi kuralının, somut olayda söz konusu olmadığı, evin yıkılmaması nedeniyle istimlak bedelinin adı geçene ödenmediğinin belirtildiği, evin … ….. tarafından 1982 yılında yıkıldığı, dolayısıyla en erken bloke bu tarihte kalkmış olacağı varsayımında, bu tarihten itibaren 10 yıl geçmekle 1992 yılında, dava sonucunda verilen 18.12.1986 tarihli…… sayılı kararın kesinleşmiş olduğu 1987 yılından itibaren 10 yıl geçmekle en geç 1997 yılında zamanaşımına uğradığı, ayrıca davacı bankanın belge saklama yükümlülüğüne ilişkin 5411 Sayılı … Kanunu’nun 42. Maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin dolduğu, ……’nin 27/02/2014 tarih ve ….. sayılı yazısında …. kayıtlarının incelenmesinde, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle Fona devredilen mevduatlar arasında … … adına kayıtlı hesap bilgisine rastlanılmadığı, belge saklama zorunluluğunun 10 yıl olması nedeniyle 2002 yılı önceki kayıtlarında araştırma yapmanın mümkün olmadığının belirtilmesi nedeniyle 2002 yılı öncesi kayıtlarında araştırma yapılamadığı anlaşıldığından davacının belge saklama yükümlülüğünün sona erdiği, blokenin kaldırıldığına ilişkin bildirim veya yazışma yapılıp yapılmadığının dosyada mevcut belgelerden tespit edilemediği ancak davacının belge saklama yükümlülüğünde 10 yıllık sürenin geçmiş olduğu, ayrıca dosaya ibraz edilen belgenin 10/10/1986 tarihli olup, bunun dışında bu paranın ödenip ödenmediğine dair, hâlâ kayıtlarda yer aldığına dair herhangi bir belgenin bulunmadığı, davalının davacı bankada 37.014,00 TL’lik bir alacağı olduğuna dair hiçbir kaydın dosyaya yansımadığı, tüm bunlara göre davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu icra takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığına dair kabulünün hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı Bankanın … Kanunu, ilgili mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeden 10 yıllık sürenin dolduğu iddiasıyla zamanaşımı iddiasında bulunamayacağını, ispat yükü davalı bankaya ait olup 10 yıllık belge saklama yükümlülüğünün sona ermiş olmasının bu hususu değiştirmeyeceğini, … Kanunu ve ilgili yönetmelik maddesi uyarınca bankanın bankanın bir takvim yılı içinde zamanaşımına uğrayan, tutarı 50 TL ve üzerindeki bir alacak ile ilgili öncelikle mevduat sahibini iadeli taahhütlü mektupla uyarma yükümlülüğü bulunduğunu, ardından bankanın zamanaşımına uğrayan alacakların listesini ilan etmesi gerektiğini, davacı bankanın bu işlemleri yaptığına dair dosyada delil bulunmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğraması için gerekli özel şartları yerine getirmeyen davacı bankanın mevduatın …’ye devredildiği yönündeki iddiasının ispatlanmadığını, nitekim dosyada … tarafından verilen cevapta paranın …’ye devrine yönelik bir kaydın bulunmadığının bildirildiğini, ilk derece mahkemesi kararının aksine davacı banka nezdinde blokeli bulunan alacak için zamanaşımı süresinin işlemesinin mümkün olmadığını, davacı banka … Şubesinin 10.12.1986 tarihli yazısında istimlak bedeli olan 37.014 TL nin blokeli tutulduğu ve müvekkili … …’a ödenmediği belirtildiğine ve bu tarihten sonra blokenin kaldırıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya kazandırılmadığına göre blokeli alacak için zamanaşımı definin ileri sürülerek kabulünün mümkün olmadığını, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararındaki “dosyaya ibraz edilen belgenin 10.10.1986 tarihli olup, bunun dışında bu paranın ödenip ödenmediğine dair hala kayıtlarda yer aldığına dair herhangi bir belgenin bulunmadığı” şeklindeki gerekçesi müvekkili davalı lehine olmasına karşın ispat külfeti yer değiştirilmek suretiyle müvekkili aleyhine delil olarak kabul edildiğini, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile alacağın 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğramayacağının tespit edildiğini, davacı bankanın mevduatın …’ye devredildiği yönündeki iddiasının da dosya kapsamında sübut bulmadığını, alacağın zamanaşınıma uğraması için mevzuattan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen bankanın açtığı davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, paradan 6 sıfır atılmış olması nedeniyle banka nezdinde bulunan 07.10.1974 tarihinde yatırılmış 37.014,00 TL’nin icra takip tarihine kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yurt içi üretici fiyat endeksi tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle müvekkilinin talep edebileceği alacak tutarın hesaplanması gerekirken bu hususa yönelik itirazları karşılanmadan kurulan hükmün de usul ve yasaya aykırı olduğunu, nitekim Kamulaştırma Kanunu’na 21.12.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6. Maddesi ile eklenen ek 3. Maddesinin de bu doğrultuda olduğunu, 07.10.1974 tarihinde yatırılmış 37.014,00 TL’nin icra takip tarihine kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan yurt içi üretici fiyat endeksi tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle güncellenmesi suretiyle müvekkilinin davacı bankadan talep edebileceği alacak tutarının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, görevsizlik kararı nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususa yönelik hüküm kurulmadığını, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. bilirkişi raporuna neden itibar edilmediğini gerekçede belirtilmediğini, blokeli alacak için zaman aşımı süresinin işlemediğinin kabulü gerektiğini, yerleşik yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddini, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, kamulaştırma idaresince yatırılan bedelin tahsili istemiyle davacı banka hakkında başlatılan ilamsız icra takibinden borçlu olunmadığının İİK’nın 72/2. Maddesi tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu … 32. İcra Dairesinin…… Sayılı dosyasında, incelenmesinde; alacaklının … …, borçlunun … … A.Ş. Olduğu, 07.10.1974 tarihli istimlak bedeli 37.014,00 TL açıklamasına dayalı olarak 05.05.2016 tarihinde 37.014,00 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
10.12.1986 tarih, ….. Sayılı, T.C. … … A.Ş. tarafından, … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. E. sayılı dosyasına gönderilen “… …’m istimlak bedeli hakkında” konulu 10.12.1986 tarihli ve 1898-13497 sayılı yazının incelenmesinde; “… İli … …. … mevkiinde askeri maksatlar için kamulaştırılan ve bedeli … Bankasının 07.10.1974 tarihli … nolu dekontu ile yatırılan istimlak bedelinden davacı … …’a ait 37.014,00 ETL bu güne kadar ödenmemiş olup, istimlak bedelleri hesabında bloke tutulmakta olduğu görülmüştür.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından gönderilen 27,02.2014 Tarihli yazının incelenmesinde “…Bununla birlikte, konu ile İlgili olarak … kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle Fona devredilen mevduatlar arasında adınıza kayıtlı herhangi bir hesap bilgisine rastlanılmamış olup Türk Ticaret Kanunu gereğince belge saklama zorunluluğu on yıl olduğundan 2002 yılından önceki kayıtlar ile ilgili detaylı bir araştırma yapmak mümkün olmamıştır. ” ifadelerin bulunduğu, T.C. … … tarafından gönderilen 09.10.2014 Tarihli , …’na gönderilen 09.10.2014 tarihli ve 732/51 sayılı yazıda; 10 yılını doldurmuş olduğundan, talep edilen bilgi ve belgelere ulaşılamadığı, 24.08.1990 yılma kadar muhtelif kurumlar tarafından kamulaştırılan ve 24.08.1990 yılına kadar hiç işlem görmeyen istimlak bedeli tutarlarının mevzuatları ve yasa gereği T.C. … …’na devredildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı … … tarafından … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalılar … ve … Belediyesine karşı açılan alacak davasında mahkemece 18.12.1986 tarih ve……. Karar sayılı kararıyla davacının davalı … tarafından kamulaştırılan arsası üzerinde bulunan ve davalı … tarafından ev bedeli olarak yatırılan 37.014 TL yi … … … Şubesine yatırdığı, davacının evini yıkmadığı için kamulaştırma bedelini bankadan almadığı, belediye tarafından daha sonra yıkılarak enkazının alındığını ileri sürerek bina bedelinin tahsili istemiyle açılan davada mahkemece bina bedeli olarak belirlenen 400.000,00 ETL’den bankaya bina bedeli olarak yatırılan 37.014,00 ETL’nin mahsubu ile bakiye 362.986,00 ETL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu karar taraflarca süresinde temyiz edilmemiş olmakla 21.12.1988 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı-alacaklının davacı bankaya başvurması üzerine 2014 tarihinde … ye verilen cevapta paranın TCMB’ye devredildiği, … tarafından da Fona devredilen alacaklar arasında dava konusu kamulaştırma bedelinin bulunmadığı, bildirilmiştir.
Davanın ilk olarak açıldığı görevsiz … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından hukukçu bilirkişi … …’den alınan 14.03.2018 tarihli raporda, davacı bankanın zamanaşımı def’ini ileri sürebilmesi için gerekli olan özel şartların davacı banka tarafından yerine getirildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, buna göre ihbar, ilan, Fona devre ilişkin işlemlerin yapıldığına dair davacı tarafından dosyaya belge sunulamadığı ancak davacı Bankanın belge saklama yükümlülüğüne ilişkin 5411 sayılı … Kanunu’nun 42. Maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin de dolduğu, … nin yazı cevabına göre davacının belge saklama yükümlülüğünün de sona erdiğini, blokenin kaldırıldığına ilişkin bildirim veya yazışma yapılıp yapılmadığının dosyada mevcut belgelerden tespit edilemediğini, ancak davacının belge saklama yükümlülüğünde 10 yıllık sürenin geçmiş olduğu belirtilmiştir.
… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … işlemleri konusunda uzman Tahir Bayındır tarafından düzenlenen 09.02.2020 tarihli raporda özetle; dosya kapsamında dava konusu tutarın …’ye devrinden önce yasa gereği yapılması gereken ilan ve tebligatların yapıldığını ve hesap üzerindeki blokenin kaldırıldığını, gösteren belge ve bilgi bulunmadığından dava konusu kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesi gerektiğini, davalı adına yatırılan istimlak bedeli 07.10.1974 tarihi itibarıyla 37.014,00 ETL olup, mevcut para birimi ile TL’den 6 sıfır atılmış olması nedeniyle karşılığının 0,04 TL (0,037014) TL olduğu, davalıya ödenecek tutar 0,04 TL olduğundan davacının icra takibinde kendisinden istenilen 37.014,00 TL nin 37.013,96 TL lik kısmından sorumlu olmadığı bildirilmiştir. Taraf vekillerinin itirazları üzerine alınan 27.08.2020 tarihli ek raporda özetle; tarafların itirazlarının yerinde olmadığı, davalı adına yatırılan kamulaştırma bedelinin üç aylık vadeli mevduatta değerlendirme ve kanuni faiz işletilme hükmünden yararlanamayacağı yönündeki görüşe katılınmaması halinde hesaplama yapılabilmesi için davacı … …’nın 10.12.1986 tarihinden, dava tarihine kadar üç aylık mevduata uyguladığı faiz oranlarının dosyaya kazandırılması gerektiği, tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan davalı bankanın 10.12.1986 tarih, ….. Sayılı … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin temyiz edilmeksizin kesinleşen ….. sayılı dosyasına gönderdiği yazıdan ve … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.06.2018 tarih ve…… ….Karar sayılı gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere, kamulaştırma bedeli 37.014,00 ETL kamulaştırma idaresince davalı banka nezdinde açılmış olan hesaba … Bankasının 07.10.1974 tarihli … nolu dekontu ile yatırılmış olup, taraflar arasında bu yönde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı bankaca aradan geçen uzun zaman dikkate alındığında hesabın aranıp sorulmaması nedeniyle ……. devredilmiş olabileceği savunulmuş ise de; mevduatın devredildiğine dair bir belge sunulamadığı gibi hesabın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3182 sayılı … Kanunu’nun 36. maddesi ve mevduatın devredilmiş olduğu iddia edilen dönemde yürürlükte olan 4389 sayılı … Kanunu’nun 10/4 maddesi gereğince, bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların zamanaşımına uğraması, hak sahibinin en son talebi, işlemi veya herhangi bir yazılı talimatından başlamak üzere 10 yıl geçtikten sonra bankaca yapılacak ilk dereceye tebligat koşuluna bağlanmış olup, anılan şekilde hak sahibinin süreci başlatan bir işlemi olmaksızın veya bankaca 10 yıl geçtikten sonra hak sahibine tebligat yapılmaksızın banka nezdindeki hak ve alacakların zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Benzer uygulama dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5411 sayılı … Kanunu’nun 62. maddesinde de yer almaktadır.
Şu halde, somut olayda mahkemece, davacılar adına kamulaştırma bedelinin yatırıldığı hesabın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle devredildiğinden davanın reddine karar verilmişse de, anılan bedellere yönelik zamanaşımı sürecini başlatan hesap sahibi işlemlerine ve bankaca hesap sahibine tebligat yapıldığına dair belge ibraz edilemediğinden davalı bankanın talep edilen bedeli ödemekle yükümlü olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, ilk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere istimlak bedeli 07.10.1974 tarihi itibarıyla 37.014,00 ETL olup mevcut para birimi ile TL’den 6 sıfır atılmış olması nedeniyle karşılığının 0,04 TL (0,037014) TL olduğu, bu durumda davalı bankadan ancak yatırılan bu miktarın talep edilebileceğinin, Kamulaştırma Kanunu’nun geçici 3. Maddesi hükmünün somut olayda uygulanma yeri bulunmadığından anılan maddeye göre güncellenmiş değerinin istenmesinin mümkün olmadığının kabulü ile davacının icra takibinde kendisinden istenilen 37.014,00 ETL’nin 37.013,96 TL lik kısmından sorumlu olmadığı anlaşılmış olmakla, davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kısmen kabulü ile davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kısmen kabulü ile davacının dava konusu icra takibinde davalıya 37.013,96 TL borçlu olmadığının tespiti ile davacı borçlunun talebi üzerine ilk derece mahkemesince İİK’nın 72/3. Maddesi gereği icra veznesine yatan paranın davalı alacaklıya ödenmemesine ilişkin verilen 05.11.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile dava konusu icra takibinin durmuş olduğu, dolayısıyla davalı-alacaklı lehine İİK’nın 72/4 maddesi gereği re’sen alacaklı olduğu belirlenen 0,04 TL üzerinden %20 tazminata karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile davacının hakkında başlatılan icra takibinde 37.013,96 TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu icra takibinin mahkemece verilen ihtiyati tedbir ile durmuş olduğu, dolayısıyla İİK’nın 72/4. Maddesindeki koşulların oluştuğu anlaşılmış olmakla davalı-alacaklının alacaklı olduğu belirlenen 0,04 TL üzerinden %20 tazminata re’sen hükmedilmesine, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.11.2020 tarih ve …… Karar sayılı KARARININ HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B) 1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacının dava konusu … 32. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı icra takip dosyasında 37.013,96 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davalı lehine İİK’nın 72/4. Maddesi gereği alacaklı olduğu belirlenen 0,04 TL üzerinden hesaplanan %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 2.528,42 TL nispi karar harcından başlangıçta alınan 632,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 1896,31 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 632,11 TL nispi karar harcı ile 29,20 TL başvurma harcı toplamı 661,31 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi gereği davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.552,1 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 2. maddeleri gereği davada reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 0,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4,30 TL vekalet ücreti, 208,60 TL posta masrafı, 1150,00 TL bilirkişi ücreti, toplam 1362,9 yargılama giderinin davada kabul ret oranı ( % 99,99) üzerinden hesaplanan 1.362,76 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansı karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 633,00 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davadaki haklılık durumu gözetilerek kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.