Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/256 E. 2022/1241 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/256 Esas 2022/1241 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/256
KARAR NO : 2022/1241

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2019/517 Esas 2020/491 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019

KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile dava dışı asıl borçlunun konkordato talep etmesinin davacı tarafından hesapların kat edilmesi için yeterli neden olmadığını, geçici mühlet süresi içerisinde hesapların kat edilerek kredi sözleşmesinin sonlandırıldığını belirterek davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, geciken taksitlere kat tarihine kadar işlemiş temerrüt faizlerinin ana paraya ilave edildiği, bu uygulamanın faize faiz işletilmesi yasağına aykırı olduğu, bu hesaplama şeklinin doğru olmadığı, mahkemece yeniden hesaplama yapıldığı, buna göre 301 nolu taksitli kredi hesabı nedeniyle takip tarihindeki banka alacağının 105.798,27 TL asıl alacak, 8.447,83 TL gecikme faizi, 422,39 TL BSMV olmak üzere toplam 114.668,49 TL olduğu, 302 nolu taksitli kredi hesabı nedeniyle, takip tarihindeki banka alacağının 943.708,16 TL asıl alacak, 75.862,19 TL gecikme faizi, 3.793,11 TL BSMV olmak üzere toplam 1.023.363,46 TL olduğu, 304 nolu taksitli kredi hesabı nedeniyle takip tarihindeki banka alacağının 438.075,95 TL asıl alacak, 37.208,08 TL gecikme faizi, 1.860,40 TL BSMV olmak üzere toplam 477.144,43 TL olduğu, 200 nolu taksitli kredi hesabı nedeniyle takip tarihindeki banka alacağının 99.679,33 TL asıl alacak, 7.928,60 TL gecikme faizi, 396,43 TL BSMV olmak üzere toplam 108.004,36 TL olduğu, tüm krediler yönünden davacı bankanın takip tarihi itibariyle 1.587.261,17 TL asıl alacak, 129.446,70 TL işlemiş faiz, 6.472,33 TL BSMV olmak üzere toplam 1.723.180,74 TL nakit alacağı bulunduğu, davacının takip talebinde BSMV talep etmediği gibi işlemiş faiz tutarının da borçlu lehine 28.373,23 TL olarak hesaplandığı, taleple bağlılık ilkesi gereği borçlu lehine olan bu durumun dikkate alındığı, takip tarihindeki banka alacağının 1.587,261,71 TL asıl alacak, 28.373,23 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 1.615.634,94 TL olduğu, dava konusu meri durumdaki teminat mektuplarından kaynaklı gayrinakit alacak talebi ile ilgili olarak toplam 2.583.500,00 TL risk bulunduğu, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde kefil yönünden de depo sorumluluğu getirildiği, 2.583.500,00 TL gayri nakit alacağın deposunu teminen davalılardan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takip dosyasında davalıların itirazının 1.587.261,71 TL asıl alacak, 28.373,23 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 1.615.634,94 TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %34,632 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, 2.583.500,00 TL gayrinakit alacağın davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen hesapta deposunu teminen davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen 1.615.634,94 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkilinin asıl alacağı belirlenirken kredi projelerine ait geri ödeme planlarında yer alan kar payının asıl alacağa eklenmediğini, genel kredi sözleşmesinde kar payının tanımı yapılarak anaparaya ekleneceğinin hükme bağlandığını, anapara, geri ödeme planında yazılı kar payı, alım maliyeti toplamının asıl alacak olduğu, bu miktar üzerinden hesap yapıldığında talebin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği, mahkemece ise ödeme planında yer alan kar payı anaparaya eklenmeden anaparanın asıl olarak esas alındığını, yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3659 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi, hesap özeti, hesap kat ihtarı, teminat mektup suretleri, kredi ödeme planları, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 05/10/2020 tarihli bilirkişi raporu, asıl borçlu şirket yönetim kurulu kararı, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/697 Esas sayılı dosyasının UYAP sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3659 sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 1.773.084,30 TL asıl alacak, 28.373,23 TL gecikme cezasına ilişkin nakit alacağın tahsili, 2.583.500,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’a 01/04/2019 tarihinde, diğer davalıya 27/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 29/03/2019 tarihinde takibe konu borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, itirazın 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı, itirazın davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre olan 26/09/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, davacının aylık %3,33 gecikme cezası uygulayabileceği, davacı talebinin ise aylık %2,886 olduğu, bu durumun davalıların lehine bulunduğu, davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan 1.573.306,71 TL asıl alacak, 119.246,64 TL gecikme cezası olmak üzere 1.692.553,35 TL alacağı bulunduğu, davacının ise 28.373,23 TL gecikme cezası talep ettiği, talebin aşılamayacağı, gayri nakit alacağın ise 2.583.500,00 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/697 Esas sayılı dosyası ile, davalıların konkordato talep ettikleri, mahkemenin 01/03/2019 tarihli kararıyla davalıların kesin mühlet ve konkordato taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı … İnş. …. A.Ş. arasında 01/03/2016 tarihli ve 30.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların aynı limitlerle sözleşmede müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı, davalıların dava dışı asıl borçlu şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı ve üyesi olduğu, eş rızasının TBK’nun 584/son maddesi uyarınca aranmadığı, davalıların sözleşmede yer alan kefaletlerinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporundaki hesaplama hataları giderilerek yeniden yapılan hesaplama sonucu yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredinin ödenmediği iddiasıyla davacının kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili için icra takibi başlattığı, davalıların icra takibine itiraz ettikleri hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin itirazın iptali dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, davacının bu alacağı davalılardan talep edip edemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalılar icra takibinde borca itirazının yanı sıra Ankara Batı İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK’nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, mahkemece İİK’nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle ve re’sen davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davacı bankanın …Şubesi tarafından akdedilmiştir. Sözleşmenin ifa yeri, alacaklı bankanın sözleşmeyi akdeden şubesinin bulunduğu Ankara’dır. HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri olan Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.
Bu durumda, sözleşmenin ifa yerinin Ankara olduğu, HMK’nun 10. maddesi uyarınca Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili bulunduğu, itirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin dava şartının gerçekleştiği gözetilerek mahkemece işin esasına girilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı vekilinin istinaf itirazı ödeme planındaki kar payının anaparaya ilave edilmek suretiyle asıl alacağın tespit edilmesi gerektiğine yöneliktir. Mahkemece bilirkişi raporundaki hesaplama hataları giderilerek davalıların temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanarak anaparaya ilave edilip, asıl alacak miktarı tespit edilmiş, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar ise gecikme cezası hesaplanarak hüküm kurulmuştur. Yapılan hesaplama ayrıntılı ve denetime elverişlidir. Ödeme planındaki kar payı temerrüt tarihinden sonraki tarihli kar paylarını da içermektedir. Davacı tarafından kredi hesabı kat edildiğinden kat tarihindeki anapara esas alınıp, temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp, anaparaya ilave edilmesine ilişkin asıl alacak hesap yöntemi usul ve yasaya uygundur.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan alacaklı olduğu miktarın bilirkişi raporundaki hesap hataları giderilerek ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde hesaplanıp yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazının kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmesine geçildiğinde, hükmün infazda tereddüt oluşturup oluşturmadığının incelenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir.
Davacı yan dava dilekçesinde nakdi ve gayrı nakdi alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalıların haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Bir başka anlatımla davacının dava dilekçesinde icra takibi dışında, gayri nakdi alacağın ayrıca depo edilmesi yönünde bir talebi bulunmamaktadır. Mahkemece ise, gayrinakit alacak yönünden davalıların sorumlu olduğu belirtilerek 2.583.500,00 TL gayri nakdi alacağın bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesini teminen davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu durum itirazın iptali kararının sonucu olan takip dolasıyla depo kararından ayrı bağımsız bir depo kararı niteliğini taşımakla HMK’nun 26. maddesi uyarınca talep aşımı niteliğinde olduğu gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğundan re’sen gözetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle gayri nakit alacağa yönelik itirazın iptali talebi hakkında kurulan hüküm yönünden kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2019/517 Esas 2020/491 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek gayri nakit alacağa yönelik itirazın iptali talebi hakkında kurulan hüküm yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Ankara 19. İcra Müdürlüğü 2019/3659 sayılı takip dosyasında davalıların itirazının 1.587.261,71 TL asıl alacak, 28.373,23 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 1.615.634,94 TL nakit alacak ile 2.583.500,00 TL gayrinakdi alacağa yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin anılan miktarlar üzerinden, nakit alacağın tahsili, gayri nakit alacağın bankada açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine imkan verecek şekilde ve 1.587.261,71 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %34,632 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-İtirazın iptaline karar verilen 1.615.634,94 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 323.126,98 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline,
4-Davanın reddedilen bölümü için davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 110.364,02 TL harçtan peşin alınan 74.884,12 TL harç ile icra dosyasında alınan 21.924,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.555,11 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 21.924,79 TL peşin harç ile dava dosyasına yatırılan 74.884,12 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 96.853,31 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 118,30 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.618,30 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.440,28 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı vekil ile temsil edildiğinden kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek karar tarihindeki AAÜT gereğince kabul edilen nakit alacak yönünden hesaplanan 89.347,22 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı vekil ile temsil edildiğinden kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek karar tarihindeki AAÜT gereğince kabul edilen gayri nakit alacak yönünden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden reddedilen nakit alacak yönünden, kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek karar tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 21.457,50 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
11-Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 62,00 TL yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek 55,60 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/10/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.